Trafik kazasında hayatını kaybeden jandarma er son yolculuğuna uğurlandı
Trabzon

Bilecik Jandarma Eğitim Alay Komutanlığı emrinde vatani görevini yaparken rahatsızlığı sonucu hava değişimi raporu alan ve memleketi Trabzon’da bulunduğu sırada geçirdiği trafik kazasında yaşamını yitiren Hüseyin Kenan (21) için Akoluk Mahallesi’ndeki Merkez Camisi’nde öğle namazına müteakip cenaze namazı kılındı.

Jandarma Er Hüseyin Kenan’ın cenazesi, kılınan cenaze namazının ardından buradaki aile mezarlığına defnedildi.

Cenaze törenine Kenan’ın ailesi ve yakınlarının yanı sıra İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Adem Şen, İl Jandarma Komutanlığı personeli ile vatandaşlar katıldı.

Cenaze töreninin ardından Kıdemli Albay Şen, baba Osman Kenan’a Türk bayrağı takdim etti.

Ortahisar ilçesine bağlı Akoluk Mahallesi Maçka-Trabzon kara yolunda, dün akşam saatlerinde meydana gelen trafik kazasında Hüseyin Kenan’ın kullandığı motosiklet ile sürücüsü öğrenilemeyen bir otomobil çarpışmış, Kenan olay yerinde hayatını kaybetmişti.

Karaca Ömür’ün yavruları “Bordo” ile “Mavi” botanik parkın maskotu oldu
Trabzon

İlçeye bağlı Çamoba Mahallesi’ndeki parkta 130 türde yaklaşık 11 bin bitkinin yanı sıra süs balıkları, kara ve su kaplumbağaları, tavşanlar, tavuklar ve karacalar da yer alıyor.

“Boynuzlu” ve “Ömür” adındaki karacaların 27 Mayıs’ta 2 yavrusu dünyaya geldi. Büyükşehir belediyesinde temizlik görevlisi olarak çalışan Derya Saka, bakımını üstlendiği karaca yavrularına “Bordo” ve “Mavi” adını verdi. Yavru karacalar, parkı ziyaret eden yerli ve yabancı turistlerin de maskotu haline geldiler.

“Bordo ile Mavi’nin yavrularını da büyütürüm, onların yavrularını da görürüm”

Derya Saka, AA muhabirine, parkta 2’si dişi 3 karaca bulunduğunu belirterek, “Ömür” adlı karacanın bakımını 4 günlükten itibaren kendisinin üstlendiğini söyledi.

Veterineri yanına yaklaştırmadığı için Ömür’ün gebe olduğunu anlayamadıklarını dile getiren 2 çocuk annesi Saka, “Ben yaklaşabiliyordum ama gebe olduğunu anlayamadım. Karnı giderek büyümeye başlayınca şüphelendim. ‘Acaba yavrusu var mı? Yok mu?’ derken internetten karacaların mayıs ayında doğum yaptığını öğrendim. Her sabah gelip ‘Ömür doğum yaptı mı?’ diye kontrol ettim.” dedi.

Saka, doğumdan bir gün önce Ömür’ü sevdiğini, okşadığını dile getirerek, şöyle devam etti:

“Ertesi gün mesaiye geldiğimde Ömür’ün yanında iki yavru gördüm. Bizim için de sürpriz oldu, o anı yaşamak çok güzeldi. Duygulandım, gözlerim doldu, kızlarımın çocuklarından önce Ömür’ün yavrularını gördüm, anneanne oldum. Karaca bakmayı Ömürle birlikte öğrendim. Daha önce hiç hayvan bakmamıştım ama baktıkça, araştırdıkça alıştım. Bakabildim ve başardım, başarabildiğim için de çok mutluyum. İnşallah Bordo ile Mavi’nin yavrularını da büyütürüm, onların yavrularını da görürüm.”

Ömür’ü çocuğu gibi sevdiğini, özenle baktığını ifade eden Saka, “Ömür’den bu yıl yavru bekliyordum, yavrularımız yani torunlarım doğdu, anneanne oldum. Mutluyum o yüzden. Ona bakıp, besleyip, büyütmek ve ondan yavru almak çok güzel bir duygu.” diye konuştu.

Trabzonspor şampiyon olunca karacaların ismini Bordo ve Mavi koydu

Saka, Trabzonspor’un şampiyonluğunun kesinleştiği tarihte Ömür’ün yavrularının dünyaya geldiğini belirterek, “Zaten Trabzonluların hayatları bordo-mavi üzerine, o nedenle bir yavrusu olsaydı ‘Fırtına’ veya ‘Şampiyon’ koyacaktım. Ama 2 olunca ‘Bordo’, ‘Mavi’ koydum. Burada onlarla birlikte mutlu ve huzurluyuz. Onlara bakmak, birlikte yaşamak çok güzel bir duygu. Onlar insanın yorgunluğunu, stresini alıyorlar.” ifadelerini kullandı.

Sabah işe geldikten sonra yapması gereken görevlerini yerine getirdiğini ardından da karacaların yanına gittiğini anlatan Saka, şunları kaydetti:

“Kapıyı açarak, ‘Ömür’ diye sesleniyorum bazen koşup yanıma geliyor, bazen de ben gidiyorum. Yavrularını emzirdi mi, yem yedi mi diye bakıyorum. Yavruları da otların altına saklanarak kendilerini koruyorlar. Öğle arası tekrar geliyorum. Annesini emdiler mi diye merak ediyorum. Görmeden inanmıyorum, aklım kalıyor onlarda.”

Saka, yolda karşılaştığı kişilerin Ömür’ü sorduklarını da ifade ederek, “Yavrularının olduğunu öğrenen herkes seviniyor, duyan gelip görüyor. Yavruları görenler, arkadaşlarını arayıp ‘Ömür yavruladı’ diye haber veriyor, bu tür konuşmalara şahit oluyorum. Artık Ömür ve yavruları buranın maskotu oldu. Çok seviliyorlar. İnsanlar onları görmek için özellikle geliyorlar.” dedi.

Karaca nüfusunun yavrularla 5’e ulaştığını vurgulayan Saka, şöyle devam etti:

“Botanik parkta bir çok hayvana bakıyoruz. Buraya gelenler tarafından hayvanlara çok ilgi var. Okullardan geliyor, turlar geliyor, turistlerin de ilgisini çekiyor. Hayvanlar fazla ilgiden dolayı saklanıyorlar. Onları göremeyince de nerede olduklarını soruyorlar. Ben de hayvanları kulübesinden çıkararak insanların görmelerine yardımcı oluyorum.”

Görme engelli 65 yaşındaki kadın 88 yaşındaki annesine bakıyor
Trabzon

Trabzon’un Vakfıkebir ilçesi Kemaliye Mahallesi’nde görme engelli 65 yaşındaki Seher Şener ile 88 yaşındaki annesi Ayşe İnce, birbirlerine destek olarak hayata tutunmaya çalışıyor.

Çocukluk çağından itibaren halk arasında “tavuk karası” ya da “gece körlüğü” olarak da bilinen retinitis pigmentosa rahatsızlığı yaşayan Seher Şener, 40’lı yaşlarından itibaren görme yetisini kaybetti.

Eşinin 13 yıl önce vefatının ardından yalnız kalan Şener, annesi Ayşe İnce ile yaşamaya başladı. Şener, görememesine rağmen evdeki tüm işleri yapıyor, hem kendisinin hem de annesinin ihtiyaçlarını karşılıyor.

Kardeşleri başka şehirlerde yaşayan, çocuğu da olmayan Şener, ilçedeki bazı yakınlarından ve komşularından zaman zaman destek görüyor.

“Rüzgar gibi geldi, geçti”

Ayşe İnce, AA muhabirine, kayıtlara göre 88 yaşında göründüğünü, nüfusa geç yazıldığı için tam yaşını bilemediğini ancak daha büyük olduğunu söyledi.

Eşinin vefat ettiğini, 5 çocuğunun da başka şehirlerde olduğunu belirten İnce, Tonya ilçesine bağlı Hoşarlı Mahallesi’ndeki evinden ayrılarak kızı ile yaşamaya başladığını anlattı.

Yaşlılık dolayısıyla birçok sağlık sorunuyla mücadele eden İnce, hayatının köyde bağ bahçe işlerinde çalışmakla geçtiğini, çevresinde “kuru taş üzerine yuva yapan kadın” olarak anıldığını ifade etti.

İnce, 15 yaşında evlendiğini, 2’si eşinin önceki evliliğinden olan 7 çocuğunu zorluklarla büyüttüğünü dile getirerek, “Çok çalıştım, rızkım da bol, verdim de fakire fukaraya, yedim de. Yetimleri baktım, Zonguldak’ım yoktu, Almanya’m yoktu. O şekilde çalıştık, çabaladık. Gece ay ışığı vurdu mu ben bahçeye inerdim, beller, kazardım. Ömrüm bu zamana geldi. Şükür, otururken namazımı kılıyorum, kaşığımı tutuyorum.” dedi.

Genç yaşta bir oğlunu toprağa vererek evlat acısı da yaşayan İnce, ihtiyarlığın çok ağır yük olduğunu vurgulayarak, “Nasıl oldu, nasıl gitti, bunlar bir hikaye. Rüzgar gibi geldi, geçti. Kocamak ağır bir yük, tutamıyorsun, atamıyorsun, o seviyedeyim işte.” diye konuştu.

İnce, gençliğin çok iyi olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

“Nerede bulacağız artık, kaçtı, gitti. Babamın evini ben çevirirdim, en büyük evladı bendim. Kimin nesi yok, ona el atardım. Allah da beni rızıklandırdı, kurban olurum onun güzel ismine. 6 dönüm yer çalışırdım, evin üstü, serender mısır dolar da taşardı. İnsan ömrü yalan, gel, git. Mübarekler derlerdi, ‘Geldik bir kapıdan, çıktık öbür kapıdan.’ Bu kadardır ömür, biz bunu çok sanıyoruz ama yok.”

Bugünkü haline şükrettiğini, evin içinde dolaşabildiğini ancak başka bir şey yapamadığını, eve, kızına göz kulak olmaya çalıştığını ifade eden İnce, “Gerisini kendisi yapıyor, güzel işler yapıyor. Ziyaretimize gelenler oluyor, komşularımız, yakınlarımız geliyor.” dedi.

İnce, bir şeye ihtiyaçları olduğunda, pencereden sapına ip bağladığı kovayı sarkıtarak esnaftan istediğini, onların da kendilerine yardımcı olduğunu, istedikleri şeyi alarak içine koyduklarını aktardı.

“Allah bugünümüzü aratmasın”

Seher Şener de çocukluktan itibaren yaşadığı görme sorununun ilerlediğini, 8 yıldır yüzde 90’a kadar yükseldiğini söyledi.

Eşi vefat edince köyde yalnız yaşayan annesiyle oturmaya karar verdiklerini anlatan Şener, annesi için Akçaabat ilçesinden Vakfıkebir’e taşındığını belirtti.

Eşinden kalan emekli aylığı ile geçinen Şener, evin işlerini gücünün yettiğince kendisinin yaptığını ancak sokağa tek başına çıkamadığını, günlerinin evde geçtiğini ifade etti.

Komşularının ve akrabalarının iyi insanlar olduğunu, onlardan yardım gördüklerini dile getiren Şener, “Çok şükür, elimden geldiği kadar anneme bakıyorum, bakacağım da anamdır. Allah bugünümüzü aratmasın.” diye konuştu.

Meslek lisesi öğrencileri mezun olmadan iş teklifi alıyor
Trabzon

Trabzon Prof. Dr. Necmettin Erbakan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde eğitim gören öğrencilerin yüzde 80’i mezun oldukları branşta istihdam ediliyor.

Okuldaki otomotiv elektromekanik, iş makineleri, boya ve gövde ile elektrikli araçlar bölümlerinde eğitim alan öğrencilere daha mezun olmadan iş teklifleri geliyor.

İlk mezunlarını 2019 yılında veren liseden bugüne kadar 224 öğrenci mezun olurken, öğrencilerden 179’u Trabzon’da çeşitli sektörlerde istihdam edildi.

Okul yönetimi de bu yıl ilk kez öğrencilerine yönelik hazırlanan “Mesleki Eğitim Öğrenci ve Personel Hareketliliği” kapsamında yurt dışında staj yaparak, yeni teknolojileri tanıma imkanı sundu.

Proje kapsamında “Avrupa Birliği (AB) Ülkelerinde Motorlu Araçlarda Önleyici Bakım Stajı” için 10 öğrenci ve 2 öğretmen 20 Mart- 9 Nisan tarihleri arasında İspanya’nın Marbella şehrine ziyaret gerçekleştirdi.

Öğrenciler, staj yapacakları ülkede araç servislerindeki işçilerle bir arada çalışarak, önleyici bakım konularında okuldaki eğitimlerini pekiştirdiler.

Staj yaptıkları servislerde kendilerini ispat eden öğrencilere, mezun olduklarında okul tarafından verilen AB’de geçerli mesleki yeterlilik belgesi sayesinde iş teklifi de yapıldı.

Okul müdürü Halil İbrahim Aydın, AA muhabirine, motor alanında eğitim veren bir okul olduklarını ifade ederek, hem akademik anlamda hem de sanayi ihtiyacını karşılayacak mesleki anlamda teknik altyapıya sahip öğrencileri yetiştirerek, sanayinin gelişimine destek verdiklerini söyledi.

Öğrencilerin okulda edebiyat, kimya, matematik derslerinin yanı sıra resim ve müzik alanında da eğitim aldıklarını belirten Aydın, “Özellikle müzik ve resim eğitimlerini okul olarak önemsiyoruz. Sanat eğitimine sahip öğrencilerin mesleğinde hayal eden, daha nitelikli, vasıflı ve becerikli olacaklarını düşünüp, bu alandaki eğitimlerimize daha çok ağırlık vermekteyiz.” diye konuştu.

Aydın, sınıfları her dersin özelliğine göre düzenlediklerini dile getirerek, AB projeleri kapsamında da öğrencilerine yurt dışında staj imkanı sunduklarını ifade etti.

Ülkenin gelişmesi için mesleki eğitim alan öğrencilerin potansiyelini artırmak gerektiğine vurgu yapan Aydın, “Hem sanayinin hem de fabrikalarımızın arzu ettiği nitelikteki öğrencileri ilgili alanlara yönlendirmeliyiz. Bu şekilde de ihtiyaç olan istihdamı karşılayabiliriz. Okulumuzdan 2019 yılından beri mezun olan 224 öğrencimizin yüzde 80’i gerek iş yerlerinden gelen tekliflerle gerekse ihtiyaç mukabilinde mezun oldukları sektörde istihdam ediliyorlar. Çünkü talep günden güne artıyor, meslek lisesi öğrencileri 18-19 yaşında istihdam edilmek üzere iş bulabiliyorlar.” dedi.

“Meslek liselerimiz çok değerli”

Aydın, mesleki eğitimin bir hazine kadar değerli olduğunu aktararak, “Bunu işleyecek mahir ellere sahip öğrencilerin okulumuza gelerek, kendilerini keşfetmesini bekliyoruz. Meslek liselerimiz çok değerli. Gelişmiş ülkelerde mesleki eğitimler yüzde 65 oranında, ülkemizde ise yüzde 40’a dayandı ama sanayi ülkesi ya da teknoloji toplumu olmak istiyorsak mesleki eğitimin öğrenci potansiyelini de üst seviyelere taşımalıyız.” ifadelerine yer verdi.

AB Erasmus projeleri kapsamında ilk etapta öğrencilerini staj yapabilmeleri için İspanya’ya gönderdiklerini belirten Aydın, şunları kaydetti:

“Şu anda Almanya ve Romanya’da staj yapan öğrencilerimiz geldiler. Öğrencilerimizin yurt dışında staj gördüğü yerlerden geri dönüşler çok olumlu oldu. Öğrencilerimizin başarılarından dolayı firmalardan iş teklifleri geldi. Öğrencilerin ve bizlerin iletişim bilgilerini alan firmalar, çocuklarımız 11. sınıf oldukları için gelecek dönem mezun olmalarını takip ediyorlar. Bu teklifler bizleri oldukça gururlandırıyor, idareci olarak mutlu oluyoruz, öğretmenlerine de teşekkür ediyorum.”

İspanya’da staj yapan Ömer Faruk Düğdü de 17 yaşında yurt dışını görmenin güzel bir deneyim olduğunu kaydederek, İspanya stajı hakkında bilgi verdi.

Düğdü, okulda aldıkları eğitimi İspanya’da pekiştirdiklerini ifade ederek, “Yeni teknolojileri öğrenme fırsatımız oldu. Staj yaparken benim gibi birkaç arkadaşıma orada çalışma teklifinde bulundular.” diye konuştu.

11. sınıf öğrencisi Efe Çuval da fabrikada çalışan işçilerle çevirmenler aracılığıyla görüştüklerini belirterek, işleyişin sistematik olarak ilerlediğini söyledi.

Mezun olmadan iş bulma imkanının okulun kendilerine tanıdığı en güzel avantaj olduğuna dikkati çeken Çuval, “18 yaşında iş sahibi olacağım. Okul müdürümüz ve öğretmenlerimiz staj konusunda yardımcı oluyorlar, bizleri yetiştiriyorlar.” ifadelerini kullandı.

Trabzon, Rize ve Gümüşhane için kuvvetli yağış uyarısı
Ankara

Meteoroloji Genel Müdürlüğünün açıklamasına göre, 3 saat süresince Trabzon ve Rize çevreleri ile Gümüşhane‘nin kuzey kesimlerinde beklenen sağanak ve gök gürültülü sağanağın yerel kuvvetli olması bekleniyor.

Yağışlar nedeniyle ani sel, su baskını, yıldırım, yerel dolu yağışı, heyelan ve yağış anında kuvvetli rüzgar ve fırtına gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması istendi.