Bakan Soylu: ‘Bu millet 21’inci yüzyılın ihtiyaç duyduğu millettir’

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sahil Güvenlik Komutanlığı Karargahı’nda düzenlen ‘Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın Kuruluşunun 40’ıncı Yıl Dönümü Töreni’ne katıldı. Burada bir konuşma gerçekleştirilen Bakan Soylu, kurum bilincinin önemine değinerek, “Kurum kültürünce onuncu yılar çok önemlidir, ancak resmi kuruluş yaşı ve kurumsal birikim de farklıdır. Güzel cumhuriyetimiz 100’üncü yaşına geliyor ama bu devletin, bu milletin devlet geleneği 2 bin 200 yılıktır” değerlendirmesinde bulundu.

“Sahil Güvenlik Komutanlığımız köklü ve güçlü bir birikime sahiptir”

Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın güçlü kökleri olduğunun altını çizen Bakan Soylu, “Bugün 40’ıncı yılını kutlayan Sahil Güvenlik Komutanlığımızda tıpkı jandarma gibi, tıpkı emniyet teşkilatımız gibi kordon bölüklerine uzanan köklü ve güçlü bir birikime sahiptir. Bu birikimin içerisinde Türk denizcilik tarihi, Çakabey, Barbaros Hayrettin Paşa, Piyale Paşa, Piri Reis, cesaret timsali Gazi Hasan paşa var. Ege’de resmi üniformalı güya denizci olan bir başka devletin sahil güvenlik teşkilatı var ya, mazlumların ellerini ters kelepçe yapıp, çırılçıplak soyup, plastik kelepçelerle denize atıyor, botlarını batıyor da, bizim kahraman kardeşlerimiz, bu milletin kahraman evlatları onları gidip kurtarıyor ve insan muamelesinin nasıl yapılacağını gösteriyorsunuz ya, işte aramızdaki bu fark; bahsettiğim bu güçlü maziden, vicdandan, bu büyük gelenekten gelmektedir. 2020, 2021 ve 2022’de toplam 111 insan o geri itmelerde hayatını kaybetti. 35 bin 745 kişiyi ise bizim arkadaşlarımız o üç yılda denizlerden kurtardılar. Geri Kabul Anlaşması’nı imzaladılar ama şartlarını yerine getirmediler, beceremediler ve böyle bir cinayeti o 18 Mart Mutabakatına rağmen işlediler” diye konuştu.

“Hak her zaman galiptir”

Türkiye’nin çok fazla meseleyle uğraştığına fakat merhametini kaybetmediğine değinen Bakan Soylu, “Mesele sadece forma ve rütbe meselesi değildir. Anlayış ve inanç meselesidir. Ana balarımızdan, öğretmenlerimizden, camilerdeki hocalarımızdan, şanlı tarihimizden, büyüklerimizden zihnimize ne kazınanların ne olduğu meselesidir. Köklü bir medeniyet olma meselesidir. 21’inci yüzyılın güvenlik problemleriyle mücadele ederken, göçle, uyuşturucuyla, terörle mücadele ederken bu milletin evlatları bizi insanlığa karşı mahcup etmemiştir. Medeniyet değerlerimizden ve hukuktan ayrılmadan, bir lokma ekmeğin hesabını yapan batının sömürge aklına teslim olmadan bizim arkadaşlarımız bu mücadeleyi vermeye devam etmiştir. Yalnız kalmış olabiliriz, iş yükümüz fazla olabilir, haksızlığa uğruyor olabiliriz ama biz şunu biliyoruz ki hak her zaman galiptir. Hakkın yanında olan da her zaman galiptir. Bu dünyada mazlumların duasını alan tek sahil güvenlik teşkilatı, bugün 40’ıncı yılına basan ve her biri pırıl pırıl olan Türk Sahil Teşkilatı’dır” ifadelerine yer verdi.

“Coğrafi konumuzdan kaynaklı sorumluluklarımız var”

Medeniyet ve değer kültürlerinden kaynaklı pek çok sorumlulukların olduğunu ifade eden Bakan Soylu şunları kaydetti:

“Bir yandan Orta Doğu ve Afrika kaynaklı düzensiz göç, diğer yandan kaçakçılık, insan ticareti, yabancı terörist savaşçı geçişi, uyuşturucu ticareti gibi suç türleri, bu teşkilatın görev yükünü görülmemiş şekilde artırmıştır. Coğrafi konumuzdan kaynaklı sorumluluklarımız var. Hepsinden önemlisi medeniyetimiz ve değerlerimizden kaynaklı sorumluluklarımız var. Doğruyu terörle ve pek çok tezgahla istikrarsızlaştıryorlar. Doğu’dan Batı’ya doğru bir akış var. Doğu ile Batı arasında adına ister rekabet, ister sömürü, ister küresel mücadelesi deyin, bir mücadele var. Türkiye, bu iki cenahın arasındaki en kısa yol üzerindedir. Anavatanın bir ucu Orta Doğu’ya, bir ucu Avrupa’ya temas ediyor. Bunun çevresinde üç tane denizimiz var. Üçünün de bir ucu Asya’ya, kendi topraklarımıza, bir ucu ise Avrupa’ya temas ediyor. Doğu’dan Batı’ya, Batı’dan Doğu’ya kim gitmek isterse bir şekilde bizim sorumluluk sahamızdan geçiyor. Bunu anlamadan ne Türkiye’nin göç meselesindeki yerini anlayabiliriz, ne de 21. Yüzyılın güvenlik meselelerine karşı verdiğimiz mücadeledeki başarımızı anlayabiliriz. Tüm bu ağır ama doğal şartlara rağmen 15 Temmuz sonrasında tüm kamu kurumlarında olduğu gibi Sahil Güvenlik Komutanlığımızda daha fazla güçlenme ve yenilenme dönemine girmiştir. O hainler buraya da bir yılan gibi çöreklenmek, felç etmek istediler. Tıpkı Türkiye’ye yapmak istedikleri gibi burayı da değerlerinden soyutlayıp, kimliğinden sıyırıp batılı efendilerinin emrine vermek istediler. Bunları tek tek bulup içimizden söküp attık. Bu gemi belki hasar aldı ama su alıp batmadı.”

“Türkiye dünyaya güvenlik dersi vermektedir”

Türkiye’nin güvenlik alanında çok önemli mesafeleri aştığına değinen Bakan Soylu, “İçişleri Bakanlığı bünyesindeki genel kolluk birimlerimiz dünyadaki emsalleri içerisinde alelade kurumlar değildir. Her üç kurumda hem büyüklükleri, hem kapasiteleri, hem sorumluluk alanları hem de başarıları itibariyle dünyanın kendi alanlarındaki önde gelen ve saygı duyulan kurumlarıdır. Türkiye dünyaya güvenlik dersi vermektedir. Aynısı Sahil Güvenlik Komutanlığımız için de geçerlidir. Pek çok yenilenme adımı, görev alanlarımızda çok olumlu ve güçlü sonuçlar üretti. Bu teşkilat 2016 yılından bugüne kadar kaçak göçle mücadele kapsamında toplam 223 bin 642 kaçak göçmene müdahale etti. 2020 yılından itibaren Yunanistan tarafından ‘geri itme’ denilen zulme maruz kalan tam 33 bin 745 kişiyi de Sahil Güvenlik Teşkilatımız ölümden ve o zulmün ortasından kurtarmış oldu” şeklinde konuştu.

“Bu millet 21’inci yüzyılın ihtiyaç duyduğu millettir”

Türkiye’nin örnek teşkil edecek çokça başarısı olduğunu kaydeden Bakan Soylu, “Gurur duyacağımız çok başarınız ve hikayemiz var. Bu millet 21’inci yüzyılın ihtiyaç duyduğu millettir. İhtiyaç duyulan merhamet, aklı selim, vicdan, güç ve tecrübe bu topraklarda ve bu milletin evlatlarındadır. FETÖ’yle de saldırsalar, PKK/PYD pusu da kursalar, dünyanın altını da üstüne getirseler bize diz çöktüremezler. Bizi kendilerine benzetemezler. Bizi merhametsiz, vicdansız, aciz bir millet haline getiremezler. Biz yine ekmeğimizi paylaşırız. Biz yine vatanımızı karada, denizde ve havada savunuruz. Biz yine ay yıldızlı bayrağımızı nazlı nazlı dalgalandırır, onu gördüğümüz her yerde onla konuşur, sevgimizi, aşkımızı ve muhabbetimizi ifade ederiz. Ecdadımızdan aldığımız birikimi, devlet geleneğini güzel cumhuriyetimizle taşımaya devam ederiz. Gelecek nesillere daha güçlü, büyük, etrafındaki coğrafyaya barış ve umut veren bir anlayışı bir vesile ile ulaştıracağız” ifadelerine yer verdi.

“2 teröristini etkisiz hale getirdi”

Bakan Soylu, Diyarbakır’da 2 teröristin etkisiz hale getirildiğini belirterek, “Biz burada 40’ıncı yılımızı kutlarken Diyarbakır’dan, Jandarma’dan bir mesaj daha geldi. Jandarma, ‘Ape Musa’ gücü olarak bildiğimiz sözde o gücün bir sığınakta 2 teröristini etkisiz hale getirdi. Hem de göğüs göğüse çarpışmada etkisiz hale getirildiler” dedi.

Ali Nargüner – Mert Cerrahoğlu

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: 362 bin insanı insanlığa uygun bir şekilde gönderdik
TBMM

Ege Denizi’ndeki Geri İtmeler ve Boğulan İnsan Hakları Raporu’nun açıklandığı TBMM’deki programda konuşan Soylu, son günlerde göç konusunun her gün gündemde olduğunu söyledi.

Afganistan’daki savaşın, Pakistan’daki yokluğun, Filistin’deki insanlık katliamının, Suriye’nin ve Irak’ın PKK, PYD, DEAŞ tarafından örselenmesinin sebebinin Türkiye olmadığını belirten Soylu, “Evrensel hukuk kurallarını ortaya koyan efendiler, Suriye’de gerçekleşenlere, evlatlarını kimyasal bombaların altında arayanlara, annelerini, babalarını kaybedenlere niçin çare olmazlar?” diye sordu.

Yunanistan’ı göçmenler ve geri itme konusunda eleştiren Soylu, “Avrupa Birliği (AB) Sınır ve Sahil Güvenlik Ajansının Frontex diye bir kurumu var. Frontex yeni bir engizisyondur, Batı’nın yüz karasıdır. Bu kurumu kapatmadıkça o karar Batı’nın bütün ülkelerine bulaşacaktır. Bu kurumun başındaki kişinin atılması için elimizden gelen bütün gayreti gösterdik ve başardık çünkü bu katliamların sorumlusudur. Göz yummuştur.” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde 2011 yılından itibaren ölümden kaçanlara sınırlarını açtığını anımsatan Soylu, “O insanlara Türkiye sahip çıktı. 2011’den itibaren planlanmamış hiçbir adım atmadık. Sınırlarımıza gelenlerin kayıtlarını aldık. Bütün sağlıkla ilgili adımlarımızın tamamını gerçekleştirdik. Batıda hiçbir kimsenin aklına gelmeyen her şeyi tam da medeniyetimize, dinimize, milliyetimize, inancımıza ve bu coğrafyaya uygun gerçekleştirdik.” sözlerini sarf etti.

Soylu, Türkiye’nin kendisine sığınanlara sahip çıktığını dile getirerek “Türkiye’de 700 bin çocuk doğdu, doğru. Doğmasaydı ne olacaktı bu çocuklar? Ölecekler veya öldürüleceklerdi. Biz millet olarak gelecek neslimize çok önemli bir miras ve emanet bırakıyoruz. Soysuzlar ne ortaya koyarlarsa koysunlar, biz gereğini yapıyoruz, gereğini yapmaya devam edeceğiz.” değerlendirmesini yaptı.

“Bu insanların hakkını onlarda bırakmayacağız”

Türkiye’nin AB ile 18 Mart’ta imzaladığı mutabakata uyduğunu, gereken her şeyi yaptığını vurgulayan Soylu, AB’nin mutabakata göre üzerine düşeni yerine getirmediğini söyledi. Soylu, 2020, 2021, 2022’de Batı’ya gitmeye çalışan 45 bin insanın geri itildiğini, bazılarının botunun batırıldığını, bazılarına plastik mermiyle ateş edildiğini, bazılarının ise plastik kelepçelerle ellerinin bağlanarak denizin ortasına bırakıldığını anlattı. Batı’nın bu insanlık dışı manzaralara karşı sessiz kaldığını dile getiren Soylu, şöyle devam etti:

“Bunlardan bir tanesini biz yapmış olsaydık, bizi çarmıha gererlerdi. Biz insan bir milletiz. Hiçbir zaman bu hassasiyetimizi unutmamamız gerekiyor. 18 Mart mutabakatında, ‘Gümrük Birliğini genişleteceğiz’, ‘Yeniden fasıllar açacağız’, “Vize serbestisi getireceğiz” dediler, yapmadılar. Bu insanların hakkını onlarda bırakmayacağız.”

“Çözümü insanları iterek, öldürerek bulmuşlar”

Geri itmelerin kaynağına değinen Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Müracaat edenler, gelenler ve tespit ettiklerinizden uluslararası korumaya, ilticaya başvuranları varsa bunları bize gönderemezsiniz. Onları siz kendiniz uluslararası kurallar çerçevesinde değerlendireceksiniz. 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020’de toplam 3 bin 746 kişi ancak tespit edilebildi. Ne zaman insanlık dışı davranışlar başladı; Yunanistan’daki muhatabımıza dedim ki ‘Biz artık sizin bize gönderdiklerinizi almayız. Ne zaman bunu durdurursanız, ne zaman insanlara yaptığınız işkenceye son verirseniz, döner alırız.’ 1,5 yıldır kimseyi almıyoruz çünkü oraya başvuranların kayıtlarını uluslararası korumaya başvurmasını engelleyebilmek için almıyorlar. Bu kadar basit ve net. Çözümü nasıl bulmuşlar? Çözümü insanları iterek, çözümü insanları öldürerek, çözümü insanları korkutarak, bir şekilde oraya gelmesini engellemek üzere bulmuşlar.”

İçişleri Bakanı Soylu, Türkiye’de şu anda kayıtlı 3 milyon 700 binin üzerinde Suriyeli olduğuna işaret etti. Türkiye’de geçici koruma statüsünde ve uluslararası korumaya başvurmuş 4 milyon 100 bin civarında insan bulunduğunu anlatan Soylu, “Türkiye, 2011 yılının başından itibaren bir göç politikasıyla sorumluluğunu, insaniliğini bilen, İslami değerlerin kendisine emrettiği hükümlere, milliyetine, maneviyatına uygun bir şekilde çabalarını devam ettirmektedir.” diye konuştu.

Soylu, geri gönderilen yabancı sayısına ilişkin şu bilgileri paylaştı:

“2016 yılından, 15 Temmuz’dan itibaren Afganistan, Pakistan ve Afrika başta olmak üzere kimseyi incitmeden, uluslararası kurallara, uluslararası sözleşmelere göre, o ülkelerle anlaşma yaparak gönderdiğimiz insan sayısı 335 bin, 28 bini de terke davet ettik, onlar da gittiler. 362 bin insanı biz insanlığa uygun bir şekilde gönderdik. Yunanistan bunu yapabilir, Avrupa Yunanistan’ı bunu yapmaya davet edebilir. Neden davet etmiyorlar? Biz bu kavgada insanlık tarafındayız, hak, hukuk tarafındayız.”

“Farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz”

Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç ise Kamu Denetçiliği Kurumunun bir hak arama kurumu olduğunu, hazırladığı raporlarla geniş hak kitlelerini ilgilendiren konularda kamuoyunda farkındalık oluşturmaya çalıştığını söyledi.

Göçmenlerin yaşadığı sıkıntılara değinen Malkoç, “Biz bu çalışmayı yaparken insan adına, insan onuru adına utanılacak ne varsa yaşanıldığını gördük. Ege’de Yunanlı görevliler sadece mültecileri geri itmiyor, insanlığı da geri itiyorlar. Ege’de insanlığın boğulduğunu gördük. Yunan yetkililer tasarlayarak işliyorlar bu suçları. Dünyanın gözünün içine baka baka yapıyorlar bunları. Daha acısı ve vahimi medeniyetinin insan hakları, hukuk ve demokrasi üzerine yükseldiğini iddia eden Frontex, Yunanlıların bu olaylarına çoğu zaman göz yummakta veya bilerek ve kasıtlı olarak suç ortağı olmaktadır.” ifadelerini kullandı.

Raporu hazırlarken birçok ilde incelemelerde bulunduklarını, geri gönderme merkezindeki mağdurlarla yüz yüze konuştuklarını, birçok kurum ve kuruluşla, sivil toplum kuruluşuyla görüştüklerini kaydeden Malkoç, “Bu raporla yapılan haksızlıkları ve hukuksuzlukları tespit, kayıt ve tarihe not edelim istedik. İkinci hedefimiz ise suçluları delilleriyle tespit etmek ve bunları belgelemek idi.” diye konuştu.

İçişleri Bakanı Soylu’dan Bursa ve Kadıköy’deki izinsiz yürüyüşlere ilişkin paylaşım
Ankara

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, terörist cenazesine de terörist başı için yürümek isteyene de müsaade etmeyeceklerini bildirdi.

Kadıköy’den gitmek isteyip direnenler gözaltında…

Polisimize yumruk atan terörist bozuntusunun ismi, HDP Milletvekili Saliha Aydemir.

Gerekli suç duyurusu yapılıyor. Kılıçdaroğlu, müsebbibi sensin… https://t.co/GPYerfjw23 pic.twitter.com/ZQ3iZPhaFl

— Süleyman Soylu (@suleymansoylu) June 12, 2022

“Bugün, terörist başı, bebek katiliyle ilgili yürüyüş için Bursa Gemlik’e; içinde PKK’nın emir eri sözde milletvekilleri dahil birçok yerden gitmek isteyenlere hiçbir yerde elbette müsaade etmedik.” ifadesini kullanan Soylu, Kadıköy’den gitmek isteyip direnenlerin gözaltına alındığını kaydetti.

“Gerekli suç duyurusu yapılıyor”

Soylu, paylaşımında, “Polisimize yumruk atan terörist bozuntusunun ismi, HDP Milletvekili Saliha Aydemir. Gerekli suç duyurusu yapılıyor. Kılıçdaroğlu, müsebbibi sensin.” ifadelerine yer verdi.

Eren Abluka-2 Operasyonu’nda 4 terörist etkisiz hale getirildi
Ankara

İçişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Hakkari İl Jandarma Komutanlığına bağlı Jandarma Özel Harekat ve Jandarma komando birliklerince başlatılan hava destekli Eren Abluka-2 Operasyonu kapsamında, Hakkari’nin Kavaklı kırsalında 4 PKK’lı terörist etkisiz hale getirildi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, yerleri istihbarat, İHA ve keşif/gözetlemeyle belirlenen teröristlerin hava destekli operasyonla etkisiz hale getirildiğini bildirdi.

İçişleri Bakanı Soylu sel bölgesinde incelemelerde bulundu

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ankara’nın Altındağ ilçesi Tatlar mahallesinde 1 kişinin yaşamını yitirdiği, 1 kişinin de kayıp olarak arandığı sel bölgesinde incelemelerde bulundu. Bakan Soylu, sahada çalışan arama kurtarma ekiplerinden son duruma ilişkin bilgiler aldı. Daha sonra burada açıklamalarda bulunan Bakan Soylu, Ankara’nın 35 kilograma yakın yağış aldığını ifade ederek, “Burası bir vadi ve bu vadide hayvan besi ahırları da var. Bulunduğumuz yerde öncelikle bir aracı sürüklüyor. Bu aracı içindeki kardeşimizle beraber İlkay, Allah rahmet eylesin. 3,5- 4 kilometre aşağıda yine bir vatandaşımızı arabasıyla alıp sürüklüyor. Yine başka bir araç ama zannediyorum o park halinde bir araç. Daha doğrusu bizim değerlendirme ve belirlemelerimiz böyle. 1 kardeşimiz vefat etti, 1 vatandaşımız da sel sularına kapıldı. Şu anda araçlar, derenin içeresinden çıkarıldı. 1 vatandaşımızı arama kurtarma çalışmalarına devam ediliyor. Hemen onun ilerisinde bir baraj da var. Yani bugün akşam itibariyle hem dere boyunca 1 ekip arama kurtarma çalışması yapacak, yarın sabah 08.00’den itibaren de 3 sektörde arama kurtarma çalışmaları devam edecek. Hem balık adamlarımız var hem arama kurtarma ekiplerimiz var. JAK’tan sivil toplum ekiplerimize kadar, sağ olsunlar herkesten önce buradaydılar. İnanıyorum ki arama kurtarma çalışmamız neticesinde bir sonuç alabiliriz” dedi.

Hidayet Türkyılmaz – Mehmet Kalay
 

İçişleri Bakanı Soylu, Tatlar Deresi’nde incelemelerde bulundu
Ankara

Bakan Soylu, başkentte etkili olan sağanak nedeniyle taşan Tatlar Deresi bölgesinde arama çalışmalarını yerinde inceleyerek yetkililerden bilgi aldı.

İncelemelerin ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Soylu, Ankara Valiliğince sağanak konusunda uyarılar yapıldığını, Türkiye’nin farklı noktalarında da yoğun yağışlarla karşı karşıya kalındığını vurguladı.

Van’dan gece yarısına doğru Ankara’ya geldiğini aktaran Soylu, sel nedeniyle bir kişinin yaşamını kaybettiği, ayrıca aracıyla birlikte selde sürüklenen bir başka kişinin de kaybolduğu bilgisinin ulaştığını anımsattı.

Bakan Soylu, araçların şu an derenin içerisinden çıkarıldığını, kaybolan kişiyi arama kurtarma çalışmalarının devam ettiğini belirterek, “Akşam itibarıyla dere boyunca ekiplerimiz arama kurtarma çalışmalarını yürütecek. Sabah 08.00’den itibaren üç sektörde arama kurtarma çalışmaları devam edecek. Balık adamlarımız, arama kurtarma ekiplerimiz, JAK’tan sivil toplum örgütlerimize kadar tüm ekipler buradalar. İnanıyorum ki arama kurtarma çalışmalarımız neticesinde sonuç alabileceğiz, umudumuz budur.” diye konuştu.

Aynı zamanda hasar ve zarar tespiti çalışmalarının da yapılacağını belirten Soylu, Ankara Valiliğinin bu çalışmalara başladığını, 1-2 gün içinde bir tespitin ortaya çıkmasının beklendiğini vurguladı.

İçişleri Bakanı Soylu, şunları kaydetti:

“Bu bölge bir vadi, daha önce de bu tip risklerle karşı karşıya kalmış. Ona yönelik gün ışığında Sayın Valimiz, AFAD Başkanımızın koordinasyonunda DSİ, ilgili belediyeler de dahil olmak üzere bir tespit yapılacak. Yani bir daha böyle bir afet olduğunda, taşkının nereden kaynaklandığını, nerede hep birlikte önlem alabileceğimiz konusunu değerlendirecekler.”

Soylu, hayatını kaybeden İlkay Yiğit için başsağlığı, selden etkilenenlere de geçmiş olsun dileklerini iletti.