Rusya’ya karşı savaşan Ukraynalı genç asker, baba olmak için gün sayıyor
Harkiv

Ukrayna’nın ikinci en büyük şehri Harkiv’de yaşayan ve savaşın başladığı dönemde 6 aylık hamile olan eşini bırakarak gönüllü olarak cepheye geçen Anton kod adlı genç asker, daha sonra Ukrayna ordusuna kadrolu olarak alındı.

Cepheden özel izin alarak kısa bir süre sonra doğum yapmaya hazırlanan ve hastanede sağlık kontrolünden geçen eşini ziyaret eden Anton, Babalar Günü vesilesiyle AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Birkaç gün sonra bebek doğacak ve umarım her şey iyi olacak.” dedi.

Anton, cephede bir yandan hamile eşini, diğer yandan kendisini düşünmek zorunda olduğunu belirtti. Erkek çocuk beklediklerini söyleyen Anton, “Hep bir erkek çocuk babası olmayı hayal etmiştim. Çocuğumun yanımda büyümesini arzu ediyorum.” diye konuştu.

Savaşın kısa sürede sona ermesi temennisinde bulunan Anton, şu ifadeleri kullandı:

“Ben şimdilik cepheden izin aldım ve eşimle ilgilenmeye geldim ama hemen görevime geri dönmeliyim. Ama çocuk doğduğu gün eşimin yanına gelip gelemeyeceğimi söylemem zor olur. Gelmeyi isterdim ama izin almanın ne kadar mümkün olacağını bilmiyorum. Her şey cephedeki gelişmelere bağlı.”

Asıl mesleğinin aşçılık olduğunu, savaştan önceki dönemde restoranlarda çalıştığını söyleyen Anton, “Savaş başlamadan önce eşimle kiraladığımız evde kalıyorduk. Ben cepheye gitmeden önce onu büyükannesine bıraktım. Savaş bitince geri gelip mesleğimi yapmaya devam etmeyi ve kendi evimi satın almayı düşünüyorum.” dedi.

Anton’un eşi 18 yaşındaki Viktorya da savaşın getirdiği strese rağmen karnında taşıdığı bebeğin sağlık durumunun iyi olduğunu belirtti.

Savaş başladığında yaklaşık 6 aylık hamile olduğunu kaydeden Viktorya, “İlk başta çok zordu ama dayandık. Kocamın yanımda olmaması zor tabii ki ama bana annem ile büyükannem yardım ediyor.” ifadelerini kullandı.

Viktorya, Rus hava saldırılarının sürekli devam etmesine rağmen savaş durumuna alıştığını ve artık eskisi gibi korkmadığını dile getirerek “Savaş başladığında sığınakta kalıyordum.” diye konuştu.

Yeni doğacak bebeğin kocası için çok değerli olacağını vurgulayan Viktorya, “Bu yüzden de bir yandan kocam için, diğer yandan da karnımdaki bebeğin sağlığı için endişeleniyorum.” ifadelerini kullandı.

Doğacak çocuğuna Tomas adını vermeyi planladıklarını söyleyen Viktorya, “Hayatta bir planım yok. Sadece kocamın yanımızda olmasını istiyorum. Savaşın derhal bitmesini istiyorum. Hayatımızla ilgili bir hayal bile kuramıyorum. Yarının ne getireceği belli olmaz.” dedi.

Viktorya, doğumu sırasında kocasının da yanında olmasını istediğini sözlerine ekledi.

Ukrayna Milli Eğitim Bakanı: ‘Savaş nedeniyle 651 bin çocuk yurt dışına kaçtı’

Rusya- Ukrayna savaşı devam ederken, Ukrayna Milli Eğitim Bakanı Serhiy Shkarlet ülkedeki çocuklarla ilgili açıklamada bulundu. Ukrayna Milli Eğitim Bakanı Shkarlet yaptığı açıklamada, “Savaş nedeniyle Ukraynalı toplam 651 bin çocuk yurt dışına kaçtı ve Ukrayna’ya ait bin 174 okul Rus işgali altında. Savaşın başladığı 24 Şubat’tta 2 haftalık zorunlu tatil ilan ettik. 14 Mart’ta ise 12 bin 800 okul yeniden faaliyet göstermeye başladı” dedi.

Bakan Shkarlet ayrıca açıklamasında, “Şu anda online olarak 14 okul eğitim veriyor. Okullar lisanslılar ve eğitim sertifikaları verebilirler. Online eğitim veren okullarla işgal altındaki bölgelerdeki eğitim sürecini Ukrayna standartlarına yükseltebiliriz” ifadelerini kullandı. Ukrayna’da 9 bin 200’den fazla okulun ve 2,9 milyondan fazla çocuğun akademik yılı tamamladığı öğrenildi.

Ukraynalı kadın ve çocukların “Babalar Günü” özlemi
Aydın

Rusya-Ukrayna savaşının başlamasının ardından bazı Ukraynalılar, 5 Mart’ta Polonya üzerinden hava yoluyla geldikleri Aydın’ın Kuşadası ilçesinde otel ve evlere yerleşti.

Eşlerini ve babalarını geride bırakan Ukraynalı kadınlar ile çocuklar, savaşın biteceği günü umutla bekliyor.

Ukraynalılar, ülkelerinde son yıllarda kutlanmaya başlayan Babalar Günü’nü ise bu yıl onlardan ayrı hüzünle karşılıyor.

Çocuklar, babalarına olan özlemlerini zaman zaman telefonla görüntülü konuşarak gideriyor.

Kuşadası’nda 3 ve 8 yaşlarındaki iki çocuğuyla yaşayan Anatolii Liulka (37), AA muhabirine, eşinden ve babasından uzakta geçirdiği 4’üncü ay olduğunu söyledi.

Burada güvende olsalar da aklının ülkesinde olduğunu aktaran Liulka, ilçe halkına, kamu kurumlarına ve sivil toplum kuruluşlarına yardımlarından dolayı teşekkür etti.

Uçak mühendisi olan eşinin havalimanında çalışmalarına devam ettiğini belirten Liulka, “Benim kocam, dünyam… Onu hiç bırakmak istemiyordum. Fakat kendisi buna karar verdi. Beni gitmem için ikna etti. Kocam sürekli çocukları soruyor. Küçük oğlum da uyumadan önce sürekli babasını soruyor.” dedi.

Babası ve annesinin de Herson şehrinde yaşadığını ve daha sonra tahliye edildiklerini anlatan Liulka, “Oranın hayatı çok zorlaştı. Rus ordusu kötü davranıyor. Orada yaşamak çok zor.” dedi.

Babası için şiir yazdı

Babasına “Özledim” şiirini yazan 8 yaşındaki Milana Liulka da “Onu çok özledim ve gidince ilk olarak ona sarılmak istiyorum. Babam hayatta, sağ kalsın. Her gün onun için dua ediyorum.” dedi.

Dünyada bir daha böyle savaşların olmaması temennisinde bulunan ​​​​​​​Liulka’nın şiiri şöyle:

“Benim babam, dünyadaki en iyi babamdır/Senin sevgini hep hissediyorum/Senin ellerini özledim/Benim saçımı okşadığın zamanı özledim/Lütfen hep sağlıklı kal, hep yanımızda ol/Tanrı seni bizim için korusun. Seni çok seviyorum.”

“Duygularımı anlatmak çok zor”

Dört yaşındaki çocuğuyla savaştan kaçan Yuliia Siurenko (29) da kendi babası ve eşinin Ukrayna’da kaldığını söyledi.

Babalar Günü’nde ilk kez onlardan ayrı olacaklarını belirten ve gözyaşlarını tutamayan Siurenko, şöyle devam etti:

“İlk kez Babalar Günü’nü ayrı kutluyoruz. Duygularımı anlatmak çok zor. Belki onları bir daha göremeyebilirim. Çok korkuyorum ve üzülüyorum. Her akşam onlarla konuşuyorum ve dua ediyorum. Hayatta kalsınlar ve sağlıklı olsunlar diye dua ediyorum. Eşime ve babama kendilerini korumalarını söylüyorum. Savaşın en kısa sürede bitmesini istiyorum. Evet onlarla telefonda konuşuyoruz ama kokularını almak, onlara sarılmak istiyorum. Çocuğum babasına sarılsın…”

Danimarka: ‘Rus savaş gemisi 2 kez karasularımızı ihlal etti’

Danimarka Silahlı Kuvvetleri, bir Rus askeri gemisinin dün gece Baltık Denizi’ndeki Christiansoe Adası yakınlarında karasularını 2 kez ihlal ettiğini belirtti. Danimarka Dışişleri Bakanı Jeppe Kofod yaptığı açıklamada, “Bu tür bir durum kesinlikle kabul edilemez. Zorbalık yöntemleri Danimarka’ya karşı çalışmıyor. Rusya Büyükelçisi acilen Dışişleri Bakanlığına çağrıldı” dedi.

Zelenskiy, Rusya’nın savaş nedeniyle ‘en yüksek’ bedeli ödemesi gerektiğini söyledi
Kiev

Zelenskiy ve İngiltere Başbakanı Boris Johnson, başkent Kiev‘de yaptıkları görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Ülkesi için savunma ve güvenlik meselelerinin önemli olduğuna dikkati çeken Zelenskiy, Rus füzelerinin Ukrayna halkı ile toprakları için tehdit unsuru kalmaya devam ettiğini söyledi.

Zelenskiy, “Rus ordusunun füze saldırılarının birçoğu sıradan insanlara ve sivil altyapıya yöneliktir. Ruslar, ev, okul, hastane, üniversite, ulaşım araçlarını vuruyor. Rus füzelerine karşı savunma desteği, ortaklarımız, hepimiz için öncelikli olmalıdır. Bu, topraklarımızın büyük bölümündeki insanlarımızın hayatını garanti altına alacak.” dedi.

Johnson ile ağır silah sevkiyatının artırılması ile ilgili konuları ele aldıklarını dile getiren Zelenskiy, “Ukrayna’ya hava savunmasının sağlanması bugün çok önemlidir. Bu yönde hareket etmeye başladık.” değerlendirmesinde bulundu.

“Rusya, insanlarımıza ve işletmelerime verdiği zararı tazmin etmeli”

Rusya’ya savaş nedeniyle yaptırımların uygulandığına dikkati çeken Zelenskiy, söz konusu yaptırımların güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Zelenskiy, “Saldırgan Rusya’nın bu savaş için en yüksek bedeli ödemesi gerekiyor. Ayrıca Rusya, insanlarımıza ve işletmelerime verdiği tüm zararı tazmin etmelidir.” şeklinde konuştu.

Küresel gıda krizine de değinen Zelenskiy, “Rusya, Ukrayna limanları üzerindeki abluka nedeniyle küresel piyasada oluşan gıda açığından sorumludur. Afrika ve Asya ülkeleri açlıktan korunmalıdır. Tüm dünyadaki insanlar, temel gıda ürünlerinin fiyatların yükselmesinden korunmalıdır. Rus saldırganlığı olmasaydı gıda açığı bu düzeyde olmazdı.” dedi.

Ülkesini kış mevsimi için hazırlama yönünde adımlar attıklarını dile getiren Zelenskiy, İngiltere’nin bu konuda yardımcı olmaya hazır olduğunu ifade etti.

Zelenskiy, “Savaşı kazanacağımızdan şüphe yok. Bu nedenle zaferi elde ettikten sonra Ukrayna’nın yeniden yapılandırılması için hazırlanıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Almanya’da milli SİHA Bayraktar TB2’ye övgü
Berlin

Handelsblatt‘ta yer alan haberde, geleceğin savaşının silah şirketlerine yeni beklentiler dayattığı vurgulanarak, Bayraktar TB2 silahlı insansız hava aracı (SİHA) gibi insansız hava araçlarının gelecekteki savaşlara giderek daha fazla hakim olmasının muhtemel olduğu belirtildi.

Haberde, geleceğin silahlarının daha iyi bir ağ yapısına sahip olduğu, yapay zeka ile çalıştığı, daha hassas ve daha ölümcül olduğu kaydedildi.

Söz konusu özelliklerin, Startus Insights’ın savunma teknolojileri alanında faaliyet gösteren binden fazla start-up üzerinde yaptığı bir analizin sonucu olduğu belirtilen haberde, geleceğin silahlarında “bağlanabilirlik, özerklik, hatasızlık ve sürdürülebilirlik” olarak dört eğilimin ortaya çıktığı aktarıldı.

Haberde, Türkiye’den Bayraktar TB2 gibi silahlı insansız hava araçları, hipersonik füzelerle birlikte, geleceğin savunma teknolojisinde yer alacak 5 örnek içinde gösterildi.

“Bayraktar TB2 SİHA aralıksız 27 saat uçabiliyor”

Ukrayna’da Baykar’ın ürettiği silahlı insansız hava araçlarının başarısına vurgu yapılan haberde, “Bayraktar TB2, Temmuz 2019’da ilk kez aralıksız olarak 27 saat boyunca uçtu. Yüksek sıcaklıklara ve kum fırtınalarına dayanıklı olan insansız hava aracı, bu süreçte 8 bin 200 metre irtifaya ulaşan ilk insansız hava aracı oldu. Kanat açıklığı 12 metreyi buluyor ve toplam ağırlığı 65 kilo olan 4 füze taşıyabiliyor. Silah uzmanları, ekipmana bağlı olarak fiyatın 5 milyon dolar olduğu tahmin ediyor.” ifadelerine yer verildi.

Haberde, silahlı insansız hava araçlarının kameralarının 60 kilometrelik bir mesafe boyunca araç plakalarını okuyabildiği ve bu nedenle isabetli olduğunun düşünüldüğü belirtildi.

Bayraktar TB2 SİHA gibi araçların gelecekteki savaşlara giderek daha fazla hakim olmasının muhtemel olduğuna yer verilen haberde, harcanan çaba ve riskin, konvansiyonel birliklerin gönderilmesinden çok daha düşük olduğu vurgulandı.

Haberde, “İnsansız hava araçları ayrıca çok uzaklara uçabilir ve örneğin fark edilmeden iç bölgelerin derinliklerine sızabilir ve ikmal hatlarını yok edebilir. Talep oldukça fazla. Bu arada Baykar, insansız hava aracını Türk ordusu ile Fas ve Azerbaycan gibi en az 13 ülkeye daha sattı. Polonya ve Letonya gibi NATO üyeleri de Türkiye’den otonom savaşçılarla ilgileniyor.” değerlendirmelerine yer verildi.

Ukrayna: AB üyelik yolu, Rusya ile savaştaki zaferi yakınlaştıracak
Kiev

Zelenskiy, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, AB Komisyonunun Ukrayna’ya resmi aday statüsü verilmesi yönündeki tavsiyesini değerlendirdi.

Söz konusu kararın “tarihi” olduğunu ve bunu memnuniyetle karşıladıklarını belirten Zelenskiy, “Bu, zaferimizi kesinlikle yakınlaştıracak AB üyelik yolundaki ilk adımdır.” ifadesini kulandı.

Zelenskiy, gelecek hafta düzenlenecek AB Liderler Zirvesi’nde Ukrayna’nın aday ülke statüsünün onaylanacağını umduğunu kaydetti.

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, AB’ye üyelik başvurusu yapan Ukrayna ve Moldova’ya “aday ülke” statüsü verilmesi yönünde görüş bildirmişti.

AB liderleri haftaya değerlendirecek

AB Komisyonunun görüşü, 23-24 Haziran’da düzenlenecek AB Liderler Zirvesi’nde üye ülkelerin oluşturduğu AB Konseyine sunulacak. Aday ülke statüsünün verilmesi için üye ülkelerin tamamının onay vermesi gerekecek.

Ukrayna, AB’ye adaylık başvurusunu 28 Şubat 2022’de, Moldova ve Gürcistan ise 3 Mart 2022’de yapmıştı. AB Konseyi, 7 Mart’ta AB Komisyonunu görüşünü sunmaya davet etmişti.

Adaylık statüsü, bir ülkenin uzun yıllar sürecek AB’ye katılım sürecindeki ilk adımı oluşturuyor. Bir ülkeye aday statüsü verilmesinden sonra koşulların yerine getirilmesi şartıyla ilerleyen aşamalarda katılım müzakereleri başlıyor.

Kremlin: Ukrayna’ya AB adaylığı statüsünün verilmesi “yüksek” ilgimizi gerektiriyor
Moskova

Peskov, başkent Moskova’da gazetecilere güncel konulara ilişkin açıklamalarda bulundu.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Romanya Cumhurbaşkanı Klaus Werner Iohannis, Almanya Başbakanı Olaf Scholz ve İtalya Başbakanı Mario Draghi’nin dün Ukrayna’ya ziyaret gerçekleştirdiğine dikkati çeken Peskov, söz konusu ziyaretlerin sonuçları konusunda bilgiye sahip olmadıklarını söyledi.

Macron’un Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Moskova’da görüşmeye hazır olduğu yönündeki açıklamasını değerlendiren Peskov, “Macron, anlaşmazlıklar ile tartışmalı konuların müzakere masasında çözülmesinden yana. Bu yaklaşıma değer veriyoruz.” şeklinde konuştu.

Peskov, Putin’in Scholz ve Draghi ile görüşmeyi planlamadığını ifade etti.

“Tahıl meselesi ile ilgili istişareler sürüyor”

Ukrayna’ya AB aday ülke statüsünün verilmesi ihtimaline değinen Peskov, “Elbette, bu yüksek ilgimizi gerektiriyor. Çünkü Avrupa’da AB’nin askeri, savunma ve güvenlik alanlarının güçlendirilmesi konusunda tartışmaların yoğunlaştığını hepimiz biliyoruz. AB’de çeşitli dönüşümler yaşanıyor.” dedi.

Ukrayna’dan tahılın sevkiyatı meselesiyle ilgili Peskov, Rusya, Türkiye ve Ukrayna arasında bu konuda temasların sürdüğünü belirterek, “Bu konuda istişareler yapılıyor. Kiev’in pozisyonu henüz net değil.” ifadesini kullandı.

Rusya ve Ukrayna arasındaki müzakere sürecine de değinen Peskov, “Bu müzakerelere açık olduklarını, ancak Kiev’in nisandan itibaren Rus tarafı ile irtibatı kestiğini” söyledi.

Ukrayna’nın Luhansk bölgesinde aylardır sığınakta kalanlar yaşadıklarını anlattı
Kiev

Ukrayna’nın doğusunda bulunan ve Rusya-Ukrayna savaşının cephe hattında yoğun çatışmaların yaşandığı Luhansk bölgesine bağlı Lisiçansk kentinde şubattan bu yana sığınakta kalan siviller yaşadıklarını anlattı.

Savaşın başladığı 24 Şubat’tan bugüne yüzlerce mültecinin aylardır kaldığı sığınaklar yoğun bombardıman ve topçu sistemleri saldırılarının altındaki Lisiçansk sakinleri için tek umut kapısı.

Kentte Ukrayna güvenlik güçlerinin temsilcileri ve yoğun hava saldırılarının yaşandığı bölgeye girmeye cesaret eden gönüllülerin yardımlarıyla faaliyetini sürdüren bir okul binasının altındaki çok sayıda sivili barındıran sığınaktaki yaşam ağır şartlarda sürüyor.

Kalacak güvenli bir yeri olmadığı için mart başından itibaren sığınakta kalan Ala Velelyuk (80), AA muhabirine yaptığı açıklamada, Lisiçansk’a çok yakındaki ve şimdi bir şehir savaşının sürdüğü Severodonetsk’te yaşadığını söyledi.

Severodonetsk’teki kızı ve damadının yaşadıkları evi terk etmek istemediklerini ve ev deposuna sığındıklarını aktaran Velelyuk, şu ifadeleri kullandı:

“Kızım ile damadım orada kaldı. Onların ne durumda olduğunu bile bilemiyorum. Kendilerine ulaşamıyorum. Telefon bağlantısı yok. Onlar da benim hakkımda hiçbir şey bilmiyor.”

Velelyuk, Severodonetsk’te 1 Mart’tan beri gaz ve elektriğin kesildiğini, belli bir süre oradaki sığınaklarda da kaldığını, insani yardımların şehre daha zor bir şekilde ulaştığı için 3 ay önce Lisiçansk’a tahliye edildiğini anlattı.

Genelde tüm vaktini sığınakta geçirdiğini kaydeden Velelyuk, “Burada yapacak bir şeyim yok. Tüm gün oturuyorum. Dışarda sürekli patlamalar var ama durum sakinleştiği zaman bazen temiz hava almaya çıkıyoruz. Patlama seslerini sık sık duyuyoruz, bugün daha yoğun patlamalar var.” diye konuştu.

Velelyuk, sokaklarda yaşananların sığınakta biraz daha hafif hissedildiğini ifade ederek, “Burada da tehlike hissediyoruz. Gelecekte ne olacağını bilemiyoruz. ” dedi.

Kocasını erken yaşta kaybettiğini, kendisinin ise yaşlı olduğu ve imkanı olmadığı için daha güvenli bölgelere gidemediğini aktaran Velelyuk, “Sadece bizim odamızda 40’a yakın kişiyiz. Diğer odalarda da siviller bulunuyor. Burası soğuk, çocuklar da var. Umarım savaş yakında biter.” şeklinde konuştu.

Şubat sonundan bu yana sığınakta kalan ve soyadını vermek istemeyen Lyuba (70) adlı kadın ise ailesinin kalan kısmının Luhansk’ın diğer ilçesinde bulunduğunu ama kendisinin oraya kadar gidecek zaman bulamadığını belirtti.

Lyuba, şöyle devam etti:

“Evde daha elektrik, gaz ve su varken sığınaktan kalkıp evime yemek yapmaya gidiyordum. Hiç olmazsa günde bir kez sıcak yemek hazırlamak mümkündü. Yemeği buraya getiriyordum.”

Bir aydan fazla süredir artık kentte gaz, su ve elektriğin olmadığı bilgisini paylaşan Lyuba, “Artık hep buradayız. Burada bize gönüllü vatandaşlar destek veriyor.” diye konuştu.

Lyuba, sığınakta günlük hayatın zor şartlarda sürdüğünü kaydederek, “Burada durum ağır. İnsanlar tabii ki zor durumda çünkü çoğu yaşlı ve hasta. Bazı insanlar bize gelip neden daha güvenli yerlere gitmediğimizi soruyorlar. İmkanım olmadığı için burada kaldım. Sadece emekli maaşım var.” ifadelerini kullandı.

Sığınaktakilerin çoğunun kendisi gibi savaşın başından beri buraya sığındığını dile getiren Lyuba, “Bazıları gitti ve onların yerine diğer vatandaşlar geldi. Topçu sistemlerinin saldırıları sonucu evleri yıkılan birçok insan buraya geldi. Kentin diğer ilçelerinden de gelenler var.” dedi.

Lyuba, bölgedeki yoğun hava saldırısı sonucu sığınağın üstündeki binanın da hasar gördüğünü aktararak, “Buraya da bomba attılar. Binanın avlusunda patlayan bombanın parçaları binaya hasar verdi. Camlar kırıldı.” şeklinde konuştu.

Biz kızının Rusya’da yaşadığını belirten Lyuba telefon bağlantısı olmadığı için aile üyeleriyle uzun süredir görüşemediğini söyledi.

ABD Tarım Bakanı Vilsack: “Rusya, gıdayı bir silah ve savaş aracı olarak kullanıyor”

ABD Tarım Bakanı Tom Vilsack, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında, Ukrayna Tarım Politikası ve Gıda Bakanı Mykola Solskyi ile bir araya geldiğin ve ABD ve Ukrayna’nın tarım ve gıda sektörleri arasındaki koordinasyonu geliştirmek ve gıda güvenliğini ele almak için stratejik bir ortaklık kurmak için Mutabakat Zaptı imzaladığını aktardı.

Vilsack yaptığı açıklamada, “Şubat ayından bu yana dünya, Rusya’nın Ukrayna’yı haksız yere işgaline ve bunun tarımsal üretime, ticarete ve en önemlisi gıda güvenliğine neden olduğu bozulmaya tanık oldu” dedi.
Rusya’nın eylemlerinden yalnızca Ukrayna halkının etkilenmediğine dikkat çeken Vilsack, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın Ukrayna’da üretilen tahıllara ve diğer temel gıda maddelerine ihtiyaç duyan Afrika ve Orta Doğu’daki ülkeler için de büyük tehditler oluşturduğunu belirterek, “Rusya, gıdayı bir silah ve savaş aracı olarak kullanıyor ve bu tarım camiasının dayanamayacağı ve katlanmayacağı bir şey” dedi.

“Bu ileriye doğru atılmış önemli bir adım”

Ukrayna’nın dünyanın desteğine ihtiyacı olduğunu vurgulayan Vilsack, Ukrayna Gıda Bakanı Mykola Solskyi’ye ABD’nin Ukrayna’nın tarım sektörünün yeniden inşası ve güçlendirilmesine yardımcı olacağını taahhüt ettiğini ifade ederek, “Bu Mutabakat Zaptı, uluslarımız arasındaki stratejik ortaklığı güçlendirecek ve üretkenliği artırmak, tedarik zinciri sorunlarını ele almak ve gıda güvenliği zorluklarını belirlemek için ortak gücümüzden yararlanacaktır. Bu ileriye doğru atılmış önemli bir adım ve uygulandığında küresel gıda güvensizliği ile birlikte daha iyi mücadele etmemizi sağlayacak” dedi.

Mutabakat zaptı 3 yıl yürürlükte olacak

3 yıl boyunca yürürlükte olacak olan Mutabakat Zaptı ile ABD ve Ukrayna, üretkenliği artırmak ve her iki tarım sektörünü geliştirmek için mahsul üretimi, gelişen teknolojiler, iklim, akıllı uygulamalar, gıda güvenliği ve tedarik zinciri konularında tutarlı bilgi ve uzmanlık alışverişi üzerinde çalışacaklar.

ABD Tarım Bakanlığının Dış Tarım Servisi ise, Ukrayna’ya hayvan sağlığı, biyogüvenlik, sıhhi ve bitki sağlığı kontrolleri için teknik yardım sağlayacak.