Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesinde “Toksikoloji Günleri” düzenlendi
İstanbul

Türkiye Acil Tıp Vakfı (TÜAT) tarafından Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Başhekimlik Binası Konferans Salonu’nda düzenlenen “Toksikoloji Günleri” etkinliğine katılan Prof. Dr. Memişoğlu, sağlık hizmetlerinin en zor ve en önemli yerlerinden birinin acil birimi olduğunu söyledi.

Acil servislerde, insanların en muhtaç ve zayıf anına müdahale edildiğini anlatan Memişoğlu, bu serviste nasıl bir işlem yapılacağı ve tedavi uygulanacağına ilişkin planlama süresinin çok kısıtlı olduğunu, bu nedenle acil servis çalışanlarının, esasında sağlık ordusunun öncüleri olduklarını belirtti.

Bir hastanenin hastane olabilmesi için acil servisinin iyi çalışması gerektiğini vurgulayan Memişoğlu, acil servislerin, hastanelerin kendini geliştirme alanları olduğunu ve acil servisini iyi çalıştırabilen yöneticinin, bütün branşlarını iyi çalıştırabileceğini söyledi.

Acil servise her türlü branşla ilgili başvuru olduğunu kaydeden Memişoğlu, bu birimin iyi yönetilmesi gerektiğini ifade etti.

Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, etkinliğin konusu olan toksikolojiye değinerek, “Toksikoloji maalesef çok gündeme gelmiyor. Hatta toplumun değil, sağlık çalışanlarının bile Zehir Danışma Merkezi’nin olduğunu bilmediği durumlarla karşılaşıyoruz.” dedi.

Memişoğlu, şöyle devam etti:

“Hatta toplumun değil, sağlık çalışanlarının bile Zehir Danışma Merkezi’nin olduğunu bilmediği durumlarla karşılaşıyoruz. Onun için vakfa, bu tür bir konuyu seçtikleri için teşekkür ediyorum. Toksikoloji, akrep sokmasından gıda zehirlenmesine, kimyasal atıklardan savaş türlerine kadar her şeyi kapsayan ve çok çeşitli semptomlarla karşınıza çıkan, çözülmesi çok zor ama gerekli olan, erken ve uygun müdahale ettiğinizde hastanın normal hayatını sürdürebildiği ama geç kalındığında veya uygun bir tedavi bulunmadığında hastayı kaybettiğimiz en önemli konularımızdan biri. Hastanın kliniğini, anamnezini iyi yönetemezseniz ve zamanında, hızlı müdahale edemezseniz kaybetme riskinizin yüksek olduğu veya sekellerle iyileştirdiğiniz bir hasta olur.”

Bu nedenle sempozyumda toksikolojiye neden olan her konunun tartışılmasının çok önemli olduğunun altını çizen Memişoğlu, “Bugün baktığınızda eğer bunu iyi yönetirseniz, birçok insanın hayatını kurtarırsınız, birçok insanı daha başlangıçta olacak komplike durumlardan kurtarırsınız. Esasında sadece hastanelerdeki acil servislerde değil, acilde ilk müdahale eden acil tıp teknisyeninden yoğun bakımda o hastayı yöneten kişiye kadar bütün süreci yönetmek durumundasınız.” değerlendirmesini yaptı.

Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Koordinatör Başhekimi Prof. Dr. Nurettin Yiyit ise değişen ve dönüşen dünyada toksikolojiye ayrılan zaman ve enerjinin büyüyeceğini düşündüğünü dile getirdi.

Hastanelerinde toksikoloji yoğun bakım servisi açıldığını belirten Yiyit, “Aslında birçok branşı etkileyen, birçok branşın sahip çıkması gereken konuyken ilk temas noktasında olan acil tıbbın bu konuyu sahiplenmesi, belki de yürütülmesi anlamında hem zaman kazandıracak hem de insanların bu dünyadaki zamanlarını sürdürmesinde en etkili, en faydalı hizmeti sunmuş olacaklar.” dedi.

“Skolyoz Bir Hastalık mıdır?” sempozyumu

Prof. Dr. Nurettin Yiyit ayrıca, Skolyoz Araştırma ve Tedavi Derneği (SATD) tarafından Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Hastanesinde düzenlenen “Skolyoz bir hastalık mıdır?” sempozyumuna da katıldı.

Burada konuşan Yiyit, dünyada haziranın “Skolyoz Farkındalık Ayı” olarak kutlandığını söyledi.

Skolyozun toplumda yüzde 3 oranında görüldüğünün altını çizen Yiyit, “Aslında bel kemiğimiz, vücudumuzun bütün yükünü tek başına sırtlanıyor. Bu bel kemiğinin bazen sağa, sola, bazen de dönerek şekli bozuluyor ve kişilerin bütün geleceğini etkileyecek sıkıntıya dönüşebiliyor.” diye konuştu.

Prof. Dr. Yiyit, skolyozun önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu aktararak, şöyle devam etti:

“Çok erken dönemlerde fark edilirse egzersizlerle düzeltilebiliyor. Biraz daha ilerlemiş dönemde yakalandığında ise fizik tedaviyle çok ciddi yol kat edilebiliyor. Çok ilerlediğinde ise işin içine cerrahi ameliyatlar giriyor. Amaç, olabildiğince bunu erken yakalayıp, kişinin hayatında bir sıkıntı olmaktan çıkarabilmek. Bunun için doktorlardan çok anne ve babalara iş düşüyor. Çocuklarını, özellikle büyüme döneminde gözlemlerlerse bel kemiğindeki sapmayı fark edebilirler. Omuzlardan birinin aşağıda birinin yukarıda olması, başının pozisyonu gibi çocuklarında farklılık gözlemlediklerinde mutlaka bu konuya eğilerek bir hekime götürmeliler.”

Fizik tedavi kliniklerinde özellikle hafif dereceli skolyozların tedavisiyle ilgilenen akademik kadroları bulunduğunu aktaran Yiyit, ayrıca ileri düzeydeki skolyozları ameliyat eden bir merkez olduklarını vurguladı.

SATD Başkanı olan, hastanenin Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Evrim Coşkun da omurganın eğriliği anlamına gelen skolyozun Türkiye’de genç nüfusta görüldüğünü söyledi.

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de skolyoz konusunda farkındalık oranının düşük olduğuna dikkati çeken Coşkun, tek amaçlarının, hastaların geri dönüşümsüz problemlerden kurtulabilmesi için erken tanı ve tedaviye bir an önce başlanılması olduğunu sözlerine ekledi.

Sağlık Bakanlığından sayılarının düşürüldüğü iddia edilen hava ambulansı açıklaması
Ankara

Bakanlıktan yapılan açıklamada, bazı basın yayın organlarında çıkan haberlerde, helikopter ambulansların mali koşullar sebebiyle sayılarının düşürüldüğüne dair bilgi ve yorumlara yer verildiği belirtildi.

Türkiye’de hava ambulansı hizmetinin, 2008’den itibaren helikopterlerle ve 2010’dan sonra ise hem helikopter hem uçak ambulanslarla sağlandığı anımsatılan açıklamada, “Anılan tarihten beri helikopter ambulanslarımız ile 39 bin 24 hasta ve 230 organ, uçak ambulanslarımızla ise 14 bin 624 yurt içi, 1165 yurt dışı hasta ve 818 organ taşınmıştır.” bilgisi verildi.

Birçok havacılık kuralı, ilkim koşulları, lojistik avantajlar değerlendirilerek, hizmet planlamasının en uygun şekilde yapıldığı ve atıl kapasite oluşmasına izin verilmediği aktarılan açıklamada, şunlar kaydedildi:

“2021 yılı ekim ayından beri yapılan planlamayla 12 helikopter ve 8 uçak ambulans kapasitesi ile hizmet sunumu ülke sathını kapsayacak şekilde verilmeye devam etmektedir. Sürekli iyileşme çalışmaları ise devam etmekte ve yeni planlamalara dayalı olarak hazırlıklarımız devam etmektedir. Uygulamanın ekonomik tedbirle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Birinci önceliğimiz, vatandaşımızın her koşulda sağlık hizmetine erişimini temin etmektir.”

Bakan Koca’dan TBMM’ye, sağlık çalışanlarının mali haklarının iyileştirilmesi teşekkürü
Ankara

Bakan Koca, sosyal medya hesabından, Sağlık çalışanlarının mali haklarının iyileştirilmesini içeren Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin, TBMM Genel Kurulunda kabul edilmesine ilişkin paylaşımda bulundu.

Sağlık çalışanlarının mali haklarının iyileştirilmesini içeren kanun teklifi TBMM Genel Kurulunda kabul edildiTEŞEKKÜR: Başta hekimler olmak üzere, sağlık çalışanlarının yıpratıcı bazı sorunlarına çözüm getiren Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun teklifini kabul eden TBMM’ye teşekkür ediyorum.

— Dr. Fahrettin Koca (@drfahrettinkoca) June 16, 2022

Kanun teklifinin TBMM‘ye sunulduğu şekliyle kabul edildiğini belirterek, “Gözümüz aydın.” ifadesini kullanan Bakan Koca, paylaşımında, kanun teklifinin 12 maddesinin içeriğine ilişkin bilgi verdi.

Bakan Koca, “Başta hekimler olmak üzere, sağlık çalışanlarının yıpratıcı bazı sorunlarına çözüm getiren Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun teklifini kabul eden TBMM’ye teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.

Haftalık Kovid-19 verileri açıklandı
Ankara

Sağlık Bakanlığının haftalık Kovid-19 verilerine göre, 6-12 Haziran’da 7 bin 556 kişinin testi pozitif çıktı, 20 kişi hayatını kaybetti.

Haftalık Koronavirüs Tablosu “covid19.saglik.gov.tr” sitesinden açıklandı.

Buna göre, 6-12 Haziran’da 7 bin 556 kişinin testi pozitif çıktı, 20 kişi yaşamını yitirdi, iyileşenlerin sayısı ise 7 bin 241 oldu.

Türkiye’de ilk Kovid-19 vakasının tespit edildiği 11 Mart 2020’den bu yana görülen vaka sayısı 15 milyon 85 bin 742’ye yükselirken, 98 bin 996 kişi hayatını kaybetti.

Bugüne kadar uygulanan toplam aşı miktarı ise 147 milyon 789 bin 639 doza ulaştı.

18 yaş üstünde en az iki doz aşı yaptıranların oranı en yüksek 10 il Osmaniye, Ordu, Amasya, Muğla, Kırklareli, Çanakkale, Eskişehir, Balıkesir, Manisa ve Zonguldak oldu.

En az iki doz aşı uygulananların oranı en düşük iller ise Şanlıurfa, Batman, Siirt, Diyarbakır, Bingöl, Muş, Mardin, Bitlis, Ağrı ve Elazığ olarak sıralandı.

Sağlık Bakanlığı haftalık Kovid-19 verilerini açıkladı
Ankara

Sağlık Bakanlığının haftalık Kovid-19 verilerine göre, 6-12 Haziran’da 7 bin 556 kişinin testi pozitif çıktı, 20 kişi hayatını kaybetti.

Haftalık Koronavirüs Tablosu “covid19.saglik.gov.tr” sitesinden açıklandı.

Buna göre, 6-12 Haziran’da 7 bin 556 kişinin testi pozitif çıktı, 20 kişi yaşamını yitirdi, iyileşenlerin sayısı ise 7 bin 241 oldu.

Türkiye’de ilk Kovid-19 vakasının tespit edildiği 11 Mart 2020’den bu yana görülen vaka sayısı 15 milyon 85 bin 742’ye yükselirken, 98 bin 996 kişi hayatını kaybetti.

Bugüne kadar uygulanan toplam aşı miktarı ise 147 milyon 789 bin 639 doza ulaştı.

18 yaş üstünde en az iki doz aşı yaptıranların oranı en yüksek 10 il Osmaniye, Ordu, Amasya, Muğla, Kırklareli, Çanakkale, Eskişehir, Balıkesir, Manisa ve Zonguldak oldu.

En az iki doz aşı uygulananların oranı en düşük iller ise Şanlıurfa, Batman, Siirt, Diyarbakır, Bingöl, Muş, Mardin, Bitlis, Ağrı ve Elazığ olarak sıralandı.

Ankara Şehir Hastanesi, ambulans şoförünün getirdiği hastanın 10.14’te kabul edildiğini bildird
Ankara

Ankara Şehir Hastanesinden Sağlık Bakanlığı önüne gelerek, taşıdığı bir hastayı bazı hastanelerin kabul etmediğini iddia eden şoförün taşıdığı hastaya ilişkin, “Ankara Şehir Hastanesi Acil Servisine girişinin HBYS incelemesi sonucunda aynı gün sabah saat 10.14’te yapıldığı tespit edilmiştir.” bilgisi verildi.

Hastaneden, dünkü konuya ilişkin bir kamuoyu açıklaması yapılmasına gerek duyulduğu belirtilerek, “Bakanlığa bağlı bir sağlık çalışanı olan kişi, talebine binaen Sayın Bakanımız ile görüşmüş, aldığımız bilgiye göre, görüşme daha ziyade kendi kişisel konuları özelinde olmuştur.” bilgisine yer verildi.

Ambulans şoförünün taşıdığı onkoloji hastasının, Dr. Abdurrahman Yurtaslan Eğitim ve Araştırma Hastanesinden sevk edildiği bildirilerek, “Hastanın, Ankara Şehir Hastanesi Acil Servisine girişinin HBYS incelemesi sonucunda aynı gün sabah saat 10.14’te yapıldığı tespit edilmiştir.” ifadesine yer verildi.

Acil Tıp Kliniği’ndeki değerlendirme sonrasında, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniğince tetkikleri yapılan hastanın, saat 11.20’de Ankara Şehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği’ndeki odasına yatışının yapıldığı kaydedildi.

Hastanın yatışından yaklaşık 2,5 saat sonra, araçta herhangi bir sağlık görevlisi ve hasta bulunmadığı halde, ambulans şoförünün, hasta nakil aracını bakanlık önüne park ettiğine dikkat çekilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

“Bakanlığa davet edilerek görüşülen arkadaşımızın yol açtığı olay için bu açıklamayı kamuoyunu doğru bilgilendirmek adına yapmak zorunda kaldığımızı ve olayın, ‘hastane arayıp bulamamak’ konusu olmadığını, hastamızın sürecinin uluslararası tıbbi kaideler ve ülkemiz mevzuatı doğrultusunda en uygun şekilde yürütüldüğünü ve neticesinde ilgili servisimize yatışının kısa sürede gerçekleştiğini bildirmek isteriz.”

Antalya’da sağlık ekipleri, hava, kara ve denizden acil vakaların imdadına yetişiyor
Antalya

İl Sağlık Müdürü İsmail Başıbüyük, Uluslararası Ormancılık Eğitim Merkezi’nin tatbikat alanında düzenlenen programda, hava, kara ve denizden şehir içinden koylara, dağlık ve ormanlık alanlara kadar vakalara ulaşılabilen ekipman ve teçhizatları tanıttı.

Araçların ulaşamadığı bölgelerde mahsur kalan acil vakalara, içinde acil müdahale ve tedavi paketlerinin bulunduğu kitleri ulaştıran termal kameralı dron ile de gösteri yapıldı.

Başıbüyük, gazetecilere, İl Ambulans Servisi Başhekimliğinde 47 doktor, 373 paramedik, 537 acil tıp teknisyeni, 120 şoför, 14 diğer personel olmak üzere 1091 personelin görev yaptığını söyledi.

Kentte 70 acil sağlık hizmetleri istasyonunda hizmet verildiğini aktaran Başıbüyük, 103 kara ambulansı, iki 4×4 kar paletli ambulans, 2 dört sedyeli, 1 obez/yoğun bakım, 3 motosiklet ambulans ve 1 helikopter ambulans olmak üzere 112 adet ambulansla hizmet verdiklerini vurguladı.

“Vakalara 10 farklı araçla ulaşabiliyoruz”

Beş aylık dönemde helikopter ambulansla 120, uçak ambulansla 2 hastanın taşındığını hatırlatan Başıbüyük, kıyı şeridinde de UMKE botuyla hizmet verdiklerini kaydetti.

Kentin geniş orman arazisi ve kıyı şeridine sahip olduğunu vurgulayan Başıbüyük, şöyle devam etti:

“Havadan, karadan, denizden vakalara 10 farklı araçla ulaşabiliyoruz. Ulaşımın gecikeceğini düşündüğümüz durumlarda travma hastasına ilk tedaviyi termal kameralı dronla ulaştırıyoruz. Vakanın kendisine uygulayabileceği kanaması varsa kanama durdurucu, akrep sokması gibi durumlarda ilk ilacı dronla kitlerin içinde atıyoruz. Ekibimiz de bu sırada havadan, karadan veya denizden vakaya ulaşıyor.”

Sahip oldukları envanter sayesinde hareket kabiliyetlerinin yüksek olduğuna değinen Başıbüyük, ilk beş ayda 61 bin vakaya kırsal alanda ilk yarım saat içinde yüzde 99, şehir merkezlerinde ise ilk on dakikada yüzde 99,5 oranında vakaya ulaştıklarını söyledi.

Başıbüyük hem arama kurtarma hem acil müdahale anlamında sayısal olarak değil ancak çeşitlilik anlamında Sağlık Bakanlığının en farklı araçlarına sahip kent olduklarını vurguladı.

Malpraktis davalarında tazminatı devletin üstlenmesine ilişkin yönetmelik Resmi Gazete’de
Ankara

“Sağlık Meslek Mensuplarının Tıbbi İşlem ve Uygulamaları Nedeniyle Soruşturulmasına ve İdarece Ödenen Tazminatın Rücu Edilmesine Dair Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Buna göre, kamu veya özel sağlık kurum ve kuruluşları ile devlet ve vakıf üniversitelerinde görev yapan hekim ve diş hekimleri ile diğer sağlık meslek mensuplarının, soruşturma ve rücu sürecindeki iş ve işlemleri kapsayan yönetmelikle birlikte, sağlık çalışanlarına yönelik soruşturma izninin verilmesi ve tazminat konularında yetkili Mesleki Sorumluluk Kurulu kuruldu.

Mesleki Sorumluluk Kurulu 7 üyeden oluşacak

Mesleki Sorumluluk Kurulu, Sağlık Bakanı tarafından belirlenen bakan yardımcısı, sağlık hizmetleri, kamu hastaneleri, hukuk hizmetleri, yönetim hizmetleri genel müdürleri veya yardımcıları ile profesör veya doçent unvanlı biri dahili, diğeri cerrahi branştan iki hekim olmak üzere 7 üyeden oluşacak.

Kurulun başkanı, bakan yardımcısı olarak belirlenirken, üyelerin görev süresi 2 yıl olacak. Süresi sona eren üyeler yeniden seçilebilecek.

Kurul, ayda en az 1 kez, en az 4 üyenin katılımıyla toplanacak ve üye tam sayısının salt çoğunluğuyla karar alınacak. Kurul üyeleri çekimser oy kullanamayacak.

Görüşülmekte olan veya Kurula gelmesi muhtemel güncel konular hakkında görüş ve düşünceler toplantı dışında açıklanamayacak. Toplantının ve oylamanın gizliliği muhafaza edilecek.

Kurul gündemi başkan tarafından zamanaşımı ve hak düşürücü süreler dikkate alınarak belirlenecek. Kuruldaki görüşmeler gündemdeki sıraya göre yapılacak.

Kurul toplantılarında ele alınacak teknik ve uzmanlık gerektiren konular hakkında danışma görevi yapmak, görüş ve önerilerini sunmak üzere en az 3 kişiden oluşan ihtisas komisyonları kurulabilecek. İhtisas komisyonu üyeleri Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünce teklif edilen konunun uzmanı adaylar arasından başkan tarafından seçilecek. Komisyon üyeleri kurulda oy kullanamayacak.

Kurulun sekretarya hizmetleri Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yürütülecek. Sekretarya hizmetlerini yürütmek üzere yeterli nitelik ve sayıda personel görevlendirilecek.

Sağlık Bakanı gelen işin niteliği ve sayısına göre, başka bir bakan yardımcısının başkanlığında belirtilen unvan ve nitelikleri haiz kişilerden yeni kurullar oluşturabilecek.

Mesleki Sorumluluk Kurulunun görevleri

Kurul, Yükseköğretim Kanununun 53’üncü maddesinde yer alan soruşturma usulüne tabi olanlar dışındaki sağlık meslek mensupları hakkında tıbbi işlem ve uygulamaları nedeniyle ön inceleme yapmak veya yaptırmak, ön inceleme raporundaki bulgulara göre gerek gördüğünde yeniden inceleme yapmak veya yaptırmak, soruşturma izni verilip verilmemesine karar vermek ve soruşturma iznine ilişkin kararın yetkili mercilere intikal ettirilmesini temin etmekle sorumlu olacak.

Kurulun rücuya dair görevleri ise şunlar olacak:

– İdare aleyhine tazminata hükmeden mahkeme kararının, sağlık meslek mensubunun görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullandığını tespit eden kesinleşmiş ceza mahkemesi kararının, inceleme raporu ile ilgili diğer evrakın raporla birlikte eksiksiz olarak sekretarya tarafından Kurula sunulmasını sağlamak.

– İdarece yapılan ödemeye, sağlık meslek mensubunun görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanmasının sebebiyet verdiğinin kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı ile tespit edildiği hallerde, gerektiğinde ilgili sağlık meslek mensubunu, zarar gören veya hak sahibini veya kanunî temsilcilerini ve varsa sigorta şirketinin temsilcisini dinlemek.

– İdari yargı kararı uyarınca ödenen meblağın hangi miktarının sağlık meslek mensubunun kesinleşmiş ceza mahkemesi kararına konu fiilinden kaynaklandığını gerekirse uzman bilirkişiye tespit ettirmek.

– Sağlık meslek mensubunun tazminata konu olaydaki kusur oranına göre rücu edilip edilmeyeceğine, edilecek ise miktarına görevin kötüye kullanıldığını tespit eden ceza mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde gerekçeli olarak karar vermek ve verilen kararın usulüne uygun olarak ilgili idarelere, sağlık meslek mensubuna ve varsa sigorta şirketine bildirilmesini sağlamak.

– Rücu edilmesine karar verilen dosyaları ilgili idareye göndermek.

– İhtiyaç halinde teknik ve uzmanlık gerektiren konularda görüşüne başvurmak üzere ihtisas komisyonları oluşturmak veya kanunlarda bilirkişilik hizmeti verebileceği öngörülen kurumlar ile kanunen bilimsel ve teknik görüş bildirmeye yetkili olan kurum ve kuruluşlardan görüş almak.

– Sağlık meslek mensubunun, hizmetten faydalananın ve şikâyetçi ile diğer ilgililerin mahremiyetinin korunması ve kişisel verilerin güvenliğinin sağlanması konusunda Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ve ilgili mevzuatının öngördüğü tedbirleri almak.

– Kurul kararlarının ilgililere hangi kanun yolları ve mercilere hangi süre içinde başvurulabileceği belirtilerek bildirilmesini temin etmek.

– Soruşturma iznine dair usul ve esaslar

Mesleki Sorumluluk Kurulu, sağlık meslek mensuplarının kanun kapsamına giren bir suç işlediğini öğrendiğinde, 4483 sayılı Kanun ve ilgili mevzuatının öngördüğü usule göre bir ön inceleme yapacak veya yaptıracak.

Ön inceleme sırasında şikayet konusunun münhasıran kanun kapsamındaki sağlık meslek mensuplarının tıbbi işlem ve uygulamalarına ilişkin olduğu tespit edilir ise inceleme tamamlanarak rapor düzenlenecek. İnceleme sırasında fiilin faili veya konusu bakımından tefrik edilmesi gerektiği anlaşılır ise kanun kapsamında olan kısım tefrik edilerek buna ilişkin ön inceleme ayrıca yürütülerek sonuçlandırılacak.

Kurul, özel sağlık kurum ve kuruluşları ve vakıf üniversitelerinde görev yapan sağlık meslek mensupları bakımından müdürlüklerde görevli başkan veya yardımcılarını ön inceleme yapmak üzere görevlendirebilecek. Ön inceleme neticesinde hazırlanan raporun karar vermeye yeterli olduğu değerlendirilir ise Kurul tarafından soruşturma izni konusunda gerekçeli olarak bir karar verilecek. Kurul aydınlatılması gereken hususlar tespit ederse, bizzat veya ön incelemeyi yapan aynı veya başka görevliler eliyle yeni bir inceleme yaptırabilecek.

Cumhuriyet başsavcılığının sağlık meslek mensubu hakkında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre soruşturma yapabilmesine Kurul tarafından izin verilebilecek.

Kurul, soruşturma izni konusundaki kararını suçun Kurul tarafından öğrenildiği tarihten itibaren ön inceleme dahil en geç 60 gün içinde verecek. Bu süre, zorunlu hallerde 30 günü geçmemek üzere bir defa uzatılabilecek. Sürenin son günü bir tatil gününe rastlarsa süre, tatil gününü izleyen çalışma gününün bitimine kadar uzayacak.

Kurulca, belirtilen süreler içinde soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi konusunda gerekçeli olarak karar verilmesi zorunlu olacak.

Soruşturma izni verilmesine ya da verilmemesine dair Kurul kararı; Cumhuriyet başsavcılığına, hakkında ön inceleme yapılan sağlık meslek mensubuna, şikayet edene ve müdürlüğe gönderilecek.

Soruşturma izni verilmesine dair Kurul kararına karşı hakkında inceleme yapılan sağlık meslek mensubu, soruşturma izni verilmemesine dair karara karşı Cumhuriyet başsavcılığı veya şikayetçi, işleme koymama kararına karşı da şikayetçi Ankara Bölge İdare Mahkemesine itiraz edebilecek.

İtiraz süresi Kurul kararının tebliğ edildiği tarihten itibaren 10 gün olacak.

Rücu usul ve esasları

Yönetmelikte, rücu istemi, kamu kurum ve kuruluşları ve devlet üniversitelerinde görev yapan sağlık meslek mensuplarının sağlık mesleğinin icrası kapsamında yaptıkları muayene, teşhis ve tedaviye ilişkin tıbbi işlem ve uygulamalar sebebiyle idare aleyhine açılan davada mahkeme kararına göre idarece ödenen meblağın; ancak kasten görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullandığı kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı ile tespit edilmesi halinde ilgili sağlık meslek mensubundan tazminata konu olaydaki kusur oranı gözetilerek Kurul tarafından belirlenen miktarının ödenmesinin istenilmesi olarak tanımlandı.

Tıbbi işlem ve uygulama nedeniyle tazminat ödenmesi talebiyle aleyhine dava açılan idare, davayı sağlık meslek mensubuna; mesleki mali sorumluluk sigortası bulunan sağlık meslek mensubu da sigortacıya ihbar edecek.

Rücu istemi, ceza mahkemesi kararının kesinleşmesi sonucunda tespit edilen sorumlu kişiye yöneltilecek.

Kurul tarafından verilecek karara esas olmak üzere sağlık meslek mensubunun görevli olduğu idarece yaptırılan inceleme neticesinde tanzim edilen rapor, sağlık meslek mensubunun mesleki mali sorumluluk sigortası varsa, poliçe ve ekleri ile hadisenin sigortacıya ihbar edildiğine dair belge ve kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı ile birlikte rücu değerlendirmesine esas olmak üzere, incelemenin tamamlandığı tarihten itibaren 7 gün içinde idare tarafından Kurula intikal ettirilecek.

Kurul sekretaryası evrakı şekli bakımdan inceleyerek varsa eksikliklerin 10 gün içinde tamamlanmasını sağlayacak.

İdare tarafından ödenen tazminattan dolayı rücu edilip edilmeyeceğine ve rücu miktarına, ilgilinin görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanıp kullanmadığı hususundaki kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı ile mahkumiyetine karar verilen sağlık meslek mensubunun tazminata konu olaydaki kusur oranı gözetilerek ceza mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren Kurul tarafından 1 yıl içinde karar verilecek.

Kurul tarafından verilen kararın 7 gün içinde ilgili idarelere intikali sağlanacak. Kurulca rücu edilmesine karar verilen miktar, ilgili idarelerce genel hükümlere göre tahsil edilecek.

Kurul üyeleri, rücu konusunda verdikleri kararları sebebiyle görevinin gereklerine aykırı hareket ettiklerinin kesinleşmiş bir ceza mahkemesi kararıyla tespit edilmesi durumu dışında mali ve idari yönden sorumlu tutulmayacak.

Sağlık Bakanı Koca’dan yönetmeliğe ilişkin değerlendirme

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, kamu idarelerince tazminat ödenmesine hükmedilen durumlarda, ilgili sağlık meslek mensubunun görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanmasının sebebiyet verdiğine dair kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı olmadığı sürece rücu işleminin uygulanmayacağını belirterek, “Hekimlerimiz de hakimlerimiz gibi korunmuş, dünyada benzeri olmayan bir güvenceye kavuşmuştur.” ifadesini kullandı.

Koca, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, hatalı tıbbi uygulama (malpraktis) davalarında, kasıt olmadıkça tazminatı devletin üstlenmesini sağlayan kanun maddesine ilişkin yönetmeliğin Resmi Gazete’de yayımlandığını duyurdu.

“Uygulamaların nasıl olacağı artık hepimiz için açık.” görüşünü aktaran Koca, “Sağlık Meslek Mensuplarının Tıbbî İşlem ve Uygulamaları Nedeniyle Soruşturulmasına ve İdarece Ödenen Tazminatın Rücu Edilmesine Dair Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik”in Resmi Gazete’nin internet sitesindeki linkini paylaşarak, yönetmelik için “gerçeğin beklenenin ötesinde olduğunun belgesi” değerlendirmesinde bulundu.

Sağlık personelinin soruşturulması ve “malpraktis” davalarından doğan tazminatın rücu edilmesine ilişkin yönetmelik hakkında bilgiler veren Koca, şunları kaydetti:

“Sağlık çalışanlarının soruşturma izninin verilmesi ve tazminat konularında yetkili Mesleki Sorumluluk Kurulu kurulmuştur. Devlet üniversitesi kadrosundaki öğretim elemanları dışındaki sağlık çalışanlarının tıbbi iş ve işlemleri dolayısıyla yapılan şikâyetler, ilgili savcılıklar tarafından soruşturma izni için Kurula gönderilecektir. Özel sağlık kuruluşlarında çalışan sağlık personeli ile serbest meslek icrasında hekimlerin soruşturulması da Kurulun iznine tabidir. Kurul bu şikâyetlere ilişkin ön inceleme yaptırarak soruşturma izni verilip verilmemesine karar verecektir. Kurulun soruşturma iznine ilişkin verdiği karara karşı Ankara Bölge İdare Mahkemesine itiraz edilebilecektir.

Kamu idarelerince tazminat ödenmesine hükmedilen durumlarda, ilgili sağlık meslek mensubunun görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanmasının sebebiyet verdiğine dair kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı olmadığı sürece rücu işlemi uygulanmayacak. Tıbbi işlem ve uygulamalar sebebiyle idarece ödenen tazminatın ilgili sağlık personeline rücu edilmesi; ancak kasten görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullandığı kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı ile tespit edilmesi halinde mümkün olabilecek.”

“Hekimlerimiz de dünyada benzeri olmayan bir güvenceye kavuşmuştur”

Mahkemece hükmedilen tazminatın ancak belirtilen şartların varlığı halinde rücu edilmesinde, ilgili sağlık personelinin kusur oranı gözetilerek rücu miktarının Kurul tarafından belirleneceğini bildiren Koca, Kurul üyelerinin, rücu konusunda verdikleri kararları sebebiyle kesinleşmiş yargı kararı olmadıkça mali ve idari yönden sorumlu tutulamayacağını belirtti.

Bakan Koca, bu mevzuat çerçevesinde başta hekimler olmak üzere bütün sağlık çalışanlarının “malpraktis” baskısı yaşamadan mesleklerini bilimsel çerçevede özgürce ifa etme imkanına kavuştuğunu vurgulayarak, “Hekimlerimiz de hakimlerimiz gibi korunmuş, dünyada benzeri olmayan bir güvenceye kavuşmuştur.” görüşünü paylaştı.

Sağlık Bakanı Koca’dan ‘malpraktis’ yönetmeliğine ilişkin değerlendirme açıklaması

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Resmi Gazete’de yayımlanan Sağlık Meslek Mensuplarının Tıbbî İşlem ve Uygulamaları nedeniyle soruşturulmasına ve idarece ödenen tazminatın rücu edilmesine dair usul ve esasları yönetmeliği hakkında açıklama yaptı. Bakan Koca, Sağlık personelinin soruşturulması ve Malpraktis davalarından doğan tazminatın rücu edilmesine ilişkin yönetmelik yayımlandığını belirtti.

Koca, “Sağlık çalışanlarının soruşturma izninin verilmesi ve tazminat konularında yetkili Mesleki Sorumluluk Kurulu kurulmuştur. Devlet üniversitesi kadrosundaki öğretim elemanları dışındaki sağlık çalışanlarının tıbbi iş ve işlemleri dolayısıyla yapılan şikâyetler, ilgili savcılıklar tarafından soruşturma izni için Kurula gönderilecektir. Özel sağlık kuruluşlarında çalışan sağlık personeli ile serbest meslek icrasında hekimlerin soruşturulması da Kurulun iznine tabidir” ifadelerine yer verdi.

Kurul bu şikâyetlere ilişkin ön inceleme yaptırarak soruşturma izni verilip verilmemesine karar vereceğini belirten Koca, “Kurulun soruşturma iznine ilişkin verdiği karara karşı Ankara Bölge İdare Mahkemesine itiraz edilebilecektir. Kamu idarelerince tazminat ödenmesine hükmedilen durumlarda, ilgili sağlık meslek mensubunun görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanmasının sebebiyet verdiğine dair kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı olmadığı sürece rücu işlemi uygulanmayacak. Tıbbi işlem ve uygulamalar sebebiyle idarece ödenen tazminatın ilgili sağlık personeline rücu edilmesi; ancak kasten görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullandığı kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı ile tespit edilmesi halinde mümkün olabilecek. Mahkemece hükmedilen tazminatın, ancak bu şartların varlığı halinde rücu edilmesinde, ilgili sağlık personelinin kusur oranı gözetilerek rücu miktarı Kurul tarafından belirlenecektir. Kurul üyeleri, rücu konusunda verdikleri kararları sebebiyle kesinleşmiş yargı kararı olmadıkça malî ve idarî yönden sorumlu tutulamayacaktır. Bu mevzuat çerçevesinde başta hekimlerimiz olmak üzere bütün sağlık çalışanlarımız Malpraktis baskısı yaşamadan mesleklerini bilimsel çerçevede özgürce ifa etme imkânına kavuşmuştur” ifadelerini kullandı.

Mehmet Kalay
 

Haziran ayının ilk haftalık Kovid-19 verileri açıklandı
Ankara

Haftalık Koronavirüs Tablosu “covid19.saglik.gov.tr” adresinden açıklandı.

Buna göre, 30 Mayıs – 5 Haziran’da 7 bin 322 kişinin testi pozitif çıktı, 19 kişi yaşamını yitirdi, iyileşenlerin sayısı ise 7 bin 843 kişi oldu.

Türkiye’de ilk Kovid-19 vakasının tespit edildiği 11 Mart 2020’den bu yana görülen vaka sayısı 15 milyon 78 bin 186’ya yükselirken, 98 bin 976 kişi hayatını kaybetti. Bugüne kadar uygulanan toplam aşı miktarı ise 147 milyon 781 bin 738 doza ulaştı.

18 yaş üstünde en az iki doz aşı yaptıranların oranı en yüksek 10 il Osmaniye, Ordu, Amasya, Muğla, Kırklareli, Çanakkale, Eskişehir, Balıkesir, Manisa ve Zonguldak oldu.

En az iki doz aşı uygulananların oranı en düşük iller ise Şanlıurfa, Batman, Siirt, Diyarbakır, Bingöl, Muş, Mardin, Bitlis, Ağrı ve Elazığ olarak sıralandı.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, günlük olarak duyurulan Kovid-19 tablosunun 1 Haziran’dan itibaren haftalık olarak yayınlanacağını açıklamıştı.