Rusya, Ukrayna’nın askeri altyapısını hedef almaya devam ediyor

Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik füze saldırıları devam ediyor. Karadeniz’de konuşlu olan Rus donanmasına bağlı fırkateynden Ukrayna topraklarına 4 adet Kalibr tipi seyir füzesi fırlatıldı. Füzeler ile Ukrayna’nın askeri altyapısının hedef alındığı ifade edildi. Rusya Savunma Bakanlığı, füze saldırısına ait görüntüleri paylaşırken, füzelerin hangi şehirleri ya da noktaları vurduğuna dair açıklama yapılmadı.

Rusya doğal gazı keserken Almanya elektrik üretiminde gaz yerine kömür kullanacak
Berlin

Almanya Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanı Robert Habeck, ülkesinin gelecek kışa yönelik doğal gaz depolama tesislerini doldurmaya yardımcı olmak için gaz tüketimini azaltması ve elektrik üretimi için kömür santrallarının daha fazla kullanılması gerekeceğini açıkladı.

Rusya‘nın Avrupa’ya doğal gaz sevkiyatı, Kuzey Akım’daki kapasitenin de düşürülmesiyle azalmaya devam ederken, Habeck, yaptığı açıklamada Almanya’nın gaz depolama tesislerini doldurmaya yardımcı olmaya yönelik gaz tasarrufu için ek önlemler alındığını bildirdi.

Habeck, Rusya’nın doğal gazda kesintiye devam edeceğine yönelik endişelerle ülkesinin elektrik üretimi için gaz kullanımını sınırlaması ve Rusya’dan gelen arzdaki düşüşü telafi etmek için doğal gaz depolama tesislerine öncelik vermesi gerektiğini belirtti.

Alman Yeşiller Partisi eski Eş Genel Başkanı olan Habeck, Almanya’nın kömür yakıtlı elektrik üretiminden çıkma planlarına ve partisinin ilkelerine aykırı olmasına rağmen ülkenin elektrik üretimi için kömür kullanımını da artırmak zorunda kalacağını da vurguladı.

Habeck, “Talep üzerine kanunla alternatif bir gaz rezervi oluşturuyoruz. Bu, dürüst olmak gerekirse, bir geçiş dönemi için daha fazla kömürle çalışan elektrik santrali anlamına geliyor.” ifadesini kullandı.

Gaz piyasasındaki durumun son günlerde kötüleştiğini ve gaz depolama tesislerinin yüksek fiyatlara da olsa doldurulabildiğini vurgulayan Habeck, “Gazda tedarik şu anda garanti altında ama durum ciddi. Bu nedenle gaz tüketimini azaltmak için tedbirleri güçlendirmeye ve ek tedbirler almaya devam ediyoruz. Bu, gaz tüketiminin daha da azalması ve depolama tesislerine daha fazla gaz aktarılması gerektiği anlamına geliyor. Aksi halde kış zorlu geçecek.” değerlendirmesinde bulundu.

Habeck, Avrupa’da doğal gaz fiyatlarının yükselmesinin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in kendilerini huzursuz etme, bölme ve fiyatları artırma stratejisi olduğunu savunarak, “Buna izin vermeyeceğiz. Kararlı, eksiksiz ve dikkatlice bir şekilde karşılık veriyoruz.” dedi.

Almanya Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanlığının açıklamasına göre, Alman hükümeti elektrik üretimi içi kömür kullanımını artırmanın yanında hane halkı tüketimine sınır getirmeyi ve sanayide daha az doğal gaz kullanılmasını teşvik edecek bir mekanizmayı da hayata geçirmeyi planlıyor.

Alman hükümeti ayrıca, kışın doğal gaz sıkıntısı yaşanmaması için ülkede doğal gaz piyasası alan yöneticisi olan Trading Hub Europe için Alman Kalkınma Bankası’ndan (KfW) 15 milyar avro ek kredi limiti açmayı hedefliyor.

Öte yandan, Almanya’daki doğal gaz depolama tesislerinde doluluk oranı şu anda yüzde 57 seviyesinde bulunurken, Alman hükümeti Kasım 2022’ye kadar bu oranı yüzde 90’a ulaştırmayı hedefliyor.

Almanya’nın sanayide çarkları döndürmek ve konutları ısıtmak için Rus petrol ve doğal gazına diğer Avrupa ülkelerinden daha fazla bağımlı olduğu görülürken, ülke, Rusya-Ukrayna savaşı öncesi ihtiyacı olan doğal gazın yüzde 55’ini, Rusya’dan karşılıyordu. Son zamanlarda bunu yüzde 35’e düşürdü.

Almanya’da konutların yaklaşık yarısı ağır sanayide elektrik üretmek için kullanılan doğal gazla ısıtılıyor.

Rusya’ya enerji bağımlılığını azaltmak için yoğun çalışmalar yürüten Alman hükümeti, Rus gazından tamamen bağımsız olmak için zamana ihtiyacı bulunduğunu belirtiyor. Hükümet, Batılı ülkelerin Moskova’ya karşı yaptırımlarını desteklemesine rağmen Rusya’dan gaz arzının hemen durdurulmasına karşı çıkıyor.

Gazprom, Kuzey Akım üzerinden Avrupa’ya gaz sevkiyatını düşürmeye devam ediyor

Gazprom, 14 Haziran’da yaptığı açıklamada Kuzey Akım üzerinden gaz sevkiyatının 167 milyon metreküpten 100 milyon metreküpe düşürüldüğünü bildirmişti.

Kuzey Akım, Yamal-Avrupa boru hattı ve Ukrayna’daki boru hatlarının yanı sıra Rus gazını Avrupa’ya taşıyan önemli hatlardan biri olarak biliniyor. Şirketten daha önce yapılan açıklamada, Yamal-Avrupa üzerinden sevkiyatların durdurulduğu, Ukrayna üzerinden sevkiyatların da yaklaşık yarı yarıya düştüğü belirtilmişti.

15 Haziran’da ise Gazprom, Alman Siemens şirketine bakım için gönderilen bazı teknik ekipmanların henüz dönmediğine işaret ederek, Kuzey Akım boru hattı üzerinden Avrupa’ya doğal gaz sevkiyatının yüzde 33 daha düşeceği uyarısında bulunmuştu.

Gazprom, Kuzey Akım boru hattına gaz tedarikin, 16 Haziran itibarıyla günlük 67 milyon metreküpe kadar sağlanabileceğini bildirdi.

Rus şirket ayrıca, rubleyle ödeme yapmayı reddettikleri gerekçesiyle daha önce Polonya, Bulgaristan, Danimarka, Finlandiya ve Hollanda’ya doğal gaz sevkiyatını durdurmuştu.

Almanya Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanı Robert Habeck, teknik sorunlar nedeniyle Kuzey Akım boru hattı üzerinden Avrupa’ya doğal gaz sevkiyatında kesintiyi “siyasi güdümlü” olarak nitelendirmişti.

Almanya, Rus enerji kaynaklarına bağımlılığı nedeniyle geçmişte, Washington yönetimi tarafından yoğun eleştirilere maruz kalmıştı.

Rusya’ya karşı savaşan Ukraynalı genç asker, baba olmak için gün sayıyor
Harkiv

Ukrayna’nın ikinci en büyük şehri Harkiv’de yaşayan ve savaşın başladığı dönemde 6 aylık hamile olan eşini bırakarak gönüllü olarak cepheye geçen Anton kod adlı genç asker, daha sonra Ukrayna ordusuna kadrolu olarak alındı.

Cepheden özel izin alarak kısa bir süre sonra doğum yapmaya hazırlanan ve hastanede sağlık kontrolünden geçen eşini ziyaret eden Anton, Babalar Günü vesilesiyle AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Birkaç gün sonra bebek doğacak ve umarım her şey iyi olacak.” dedi.

Anton, cephede bir yandan hamile eşini, diğer yandan kendisini düşünmek zorunda olduğunu belirtti. Erkek çocuk beklediklerini söyleyen Anton, “Hep bir erkek çocuk babası olmayı hayal etmiştim. Çocuğumun yanımda büyümesini arzu ediyorum.” diye konuştu.

Savaşın kısa sürede sona ermesi temennisinde bulunan Anton, şu ifadeleri kullandı:

“Ben şimdilik cepheden izin aldım ve eşimle ilgilenmeye geldim ama hemen görevime geri dönmeliyim. Ama çocuk doğduğu gün eşimin yanına gelip gelemeyeceğimi söylemem zor olur. Gelmeyi isterdim ama izin almanın ne kadar mümkün olacağını bilmiyorum. Her şey cephedeki gelişmelere bağlı.”

Asıl mesleğinin aşçılık olduğunu, savaştan önceki dönemde restoranlarda çalıştığını söyleyen Anton, “Savaş başlamadan önce eşimle kiraladığımız evde kalıyorduk. Ben cepheye gitmeden önce onu büyükannesine bıraktım. Savaş bitince geri gelip mesleğimi yapmaya devam etmeyi ve kendi evimi satın almayı düşünüyorum.” dedi.

Anton’un eşi 18 yaşındaki Viktorya da savaşın getirdiği strese rağmen karnında taşıdığı bebeğin sağlık durumunun iyi olduğunu belirtti.

Savaş başladığında yaklaşık 6 aylık hamile olduğunu kaydeden Viktorya, “İlk başta çok zordu ama dayandık. Kocamın yanımda olmaması zor tabii ki ama bana annem ile büyükannem yardım ediyor.” ifadelerini kullandı.

Viktorya, Rus hava saldırılarının sürekli devam etmesine rağmen savaş durumuna alıştığını ve artık eskisi gibi korkmadığını dile getirerek “Savaş başladığında sığınakta kalıyordum.” diye konuştu.

Yeni doğacak bebeğin kocası için çok değerli olacağını vurgulayan Viktorya, “Bu yüzden de bir yandan kocam için, diğer yandan da karnımdaki bebeğin sağlığı için endişeleniyorum.” ifadelerini kullandı.

Doğacak çocuğuna Tomas adını vermeyi planladıklarını söyleyen Viktorya, “Hayatta bir planım yok. Sadece kocamın yanımızda olmasını istiyorum. Savaşın derhal bitmesini istiyorum. Hayatımızla ilgili bir hayal bile kuramıyorum. Yarının ne getireceği belli olmaz.” dedi.

Viktorya, doğumu sırasında kocasının da yanında olmasını istediğini sözlerine ekledi.

Fas’tan, Ukrayna adına savaşan Faslı gencin idam edilmemesi için Rusya’ya çağrı
Rabat

İnsan Hakları Ulusal Konseyi’nin Başkanı Amine Buayyaş, Konseyin başkent Rabat’ta düzenlenen 8. Genel Kurul toplantısında konuya ilişkin açıklamada bulundu.

Buayyaş, Saadoun hakkında Rusya yanlısı ayrılıkçıların kontrol ettiği Donetsk bölgesinde verilen ölüm cezasının infaz edilmemesi için ulusal insan hakları kurumlarıyla iletişime geçtiklerini belirtti.

Buayyaş, Ukrayna‘nın Ulusal İnsan Hakları Kurumunun kapatılması nedeniyle konuyla ilgili olarak Rusya İnsan Hakları Kurumuyla iletişime geçtiklerini ve Saadoun’un temyiz sürecinde adil yargılanmadan yararlanması için çaba sarf edilmesini istediklerini kaydetti.

Donetsk’te 3 yabancı askere idam cezası

Ukrayna’nın Rusya yanlısı ayrılıkçıların kontrol ettiği Donetsk bölgesinde teslim olan 3 yabancı asker, bölgedeki sözde mahkemece idam cezasına çarptırılmıştı.

Donetsk’teki sözde mahkemede, Ukrayna tarafında savaşan Aiden Aslin ve Shaun Pinner adlı iki İngiltere, Brahim Saadoun isimli Fas vatandaşı 3 yabancı askerin duruşması görülmüştü.

Söz konusu askerlerin, bölge yönetimini devirmeye yönelik girişimde bulunduğu hükmüne varan mahkeme, 3 yabancı askeri idama mahkum etmişti.

Saadoun adına bir temsilci, haklarını güvence altına almak için 14 Haziran’da AİHM’e başvurmuştu.

Rusya: Ukrayna’ya ait Su-25 savaş uçağı ile Mi-24 helikopteri düşürdük
Moskova

Konaşenkov, Rus ordusunun Ukrayna’da savaştaki eylemlerine ilişkin açıklamalarda bulundu.

Havadan ve karadan fırlatılan yüksek hassasiyetli füzelerle Donbas’taki Ukrayna askeri teçhizatları için kullanılan Kremençug ve Lisiçansk’taki akaryakıt deposu ve rafineri teknoloji tesislerini yok ettiklerini belirten Konaşenkov, havadan fırlatılan yüksek hassasiyetli füzelerle Avdiyivka, Keramik, Jelannoye’de 4 adet Grad çok namlulu roketatar, Donetsk bölgesinde Lastoçkino, Oçeretino, Vodyanoye, Jelannoye yakınlarında 4 adet 155 milimetrelik M777 obüsün aralarında bulunduğu toplam 12 topçu bataryasının vurulduğunu ifade etti.

Rus hava muharebe taktik birliklerinin 62 askeri bölgeyi ateş altına aldığını kaydeden Konaşenkov, bu saldırılar sonucunda 160’tan fazla Ukraynalı milliyetçi güç ile bir Buk-M1 hava savunma füze sisteminin etkisiz hale getirildiğini dile getirdi.

Rus hava savunma sistemleriyle Luhansk bölgesinde Kamışevaha yerleşim birimi yakınlarında Ukrayna hava kuvvetlerine ait bir Su-25 ile Donetsk bölgesinde Arhangelsk yerleşim birimi yakınlarında bir Mi-24 askeri helikopterin düşürüldüğünü söyleyen Konaşenkov, Luhansk, Herson, Harkiv, Zaporijya bölgelerinde 8 Ukrayna insansız hava aracının vurulduğunu aktardı.

Füze ve topçu birliklerin 180 askeri alan, 16 komuta merkezi ve 32 topçu pozisyonlarını ateş altına aldığını kaydeden Konaşenkov, böylece 310’dan fazla Ukraynalı milliyetçi gücün etkisiz hale getirildiğini dile getirdi.

Konaşenkov, “Ukrayna’ya ait bugüne kadar 206 uçak, 132 helikopter, 1241 insansız hava aracı, 343 hava savunma füze sistemi, 3 bin 613 tank ve zırhlı araç, 547 çok namlulu roketatar, 2 bin 32 obüs ve havan topu, 3 bin 687 özel askeri araç yok edildi.” ifadelerini kullandı.

Rusya-Ukrayna savaşı Avrupa’da yaşam maliyetini her geçen gün artırıyor
Berlin

Rusya-Ukrayna savaşı, Avrupa’da yaşam maliyeti krizini körüklemeye devam ediyor.

Avro Bölgesi’nde savaşla ivmelenen enerji ve gıda fiyatları, enflasyonu mayısta yüzde 8,1 ile 1997 yılından bu yana en yüksek seviyeye çıkarırken, bu oranın Avrupa Merkez Bankası (ECB) tarafından belirlenen hedefin 4 katından fazla olması dikkati çekti.

Batılı ülkelerin Rusya’ya yönelik sert ekonomik yaptırımlarına rağmen Ukrayna’da savaş devam ederken, küresel arza ilişkin endişelerin ve maliyetlerin yükselmesiyle gıda fiyatlarındaki keskin artış da sürüyor.

Avrupa ülkelerini de etkileyen savaş nedeniyle başta un ve ayçiçeği yağı olmak üzere Avrupa’da temel gıda ürünlerinde fiyat artışları ve bazı ürünlerde tedarik sıkıntısı yaşanıyor.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’ne (FAO) göre, küresel gıda fiyatları, Rusya-Ukrayna savaşından bu yana en yüksek seviyelerine ulaştı.

Avrupa’nın “tahıl ambarı” olarak bilinen Ukrayna’nın Rusya ile savaşta olması, buğday fiyatlarını son yılların en yüksek seviyesine çıkarırken, bu durum ekmek, makarna ve bisküvi gibi ürünlerin fiyatını artırdı.

Yaklaşık yüzde 70’i verimli topraklarla kaplı olan Ukrayna’nın 32 milyon hektarlık ekilebilir araziye sahip olduğu biliniyor. Bu oran, tüm Avrupa Birliği’ndeki (AB) ekilebilir arazinin üçte birine tekabül ediyor. Rusya ve Ukrayna, dünya buğdayının yaklaşık yüzde 14’ünü üretiyor ve bu oran, küresel buğday ihracatının neredeyse üçte birini oluşturuyor.

Ukrayna’nın Karadeniz’deki başlıca limanları Rus ablukası ile karşı karşıya bulunurken, bu durum, ülkeden daha az buğdayın ihraç edilmesine sebep olarak arzın kıtlaşmasına ve fiyatların yükselmesine neden oluyor.

Tahıl, yaşam için önemini korumaya devam ederken, Avrupalı siyasetçiler, Rusya’yı “enerji” ve “gıdayı” silah olarak kullanmakla suçluyor. AB liderleri, Ukrayna’daki savaşın Afrika ve Orta Doğu’dan Avrupa’ya büyük bir göç dalgasına neden olacak gıda kıtlığı krizini tetikleme riski taşıdığını da savunuyor.

Buğdayın fiyatı tarihi seviyelere ulaşırken, ayçiçeği yağı ve soya fasulyesinde “kıtlık riskinin” halen olduğu belirtiliyor. Gübre fiyatları da artmaya devam ediyor. Yaşanan gelişmeler diğer ülkelerin, tarım sektöründe başlıca tedarikçi ülkeler olan Rusya ve Ukrayna’ya ne kadar bağımlı olduğunu gösteriyor.

Avrupa’nın bazı ülkelerinde un ve ayçiçeği ürünlerinin yer aldığı raflar boş olmaya devam ediyor. Söz konusu ürünler bazı ülkelerde hala yüksek fiyatlarla satışa sunuluyor.

Artan enerji, gaz ve akaryakıt fiyatları nedeniyle zor durumda olan Avrupalı tüketiciler, temel gıdalardan yağ ve unda tedarik sıkıntısının yanı sıra ciddi oranda artan fiyatlarla da karşı karşıya kaldı.

Raflar hemen boşaltılıyor

Savaştan önce 1,50 avronun altında olan ayçiçeği yağının litresi, tedarik sıkıntısı ve fiyatların yükseleceği endişesiyle talebin artması sonucu 5 avronun üzerine çıktı. Söz konusu artışta; ayçiçeği yağının en çok ithal edildiği Ukrayna’dan yağın tedarik edilememesi etkili olurken, bu durum, gıda şirketlerini de patates cipsinden kurabiyelere kadar çeşitli ürünlerde palmiye yağı gibi daha az tercih edilen alternatiflere yönlendiriyor.

Son günlerde fiyatların biraz gerilmesine karşın insanların evlerinde stok yapmaya devam etmesi nedeniyle ayçiçeği yağı ve un ile doldurulan raflar hemen boşaltılıyor. Bazı marketler, bu sorunun önüne geçmek için ayçiçeği yağı ve un satışlarına kişi başı sınırlandırmasını devam ettiriyor.

Avrupa’nın önde gelen gıda perakende zincirleri diğer ürünlerde maliyet artışları nedeniyle fiyatlarını düzenli olarak yükseltirken, fiyat artışları tüketiciler için endişe kaynağı olmaya devam ediyor.

FAO’ya göre, Rusya ve Ukrayna, dünya ayçiçeği yağı ihracat pazarının yüzde 52’sini oluşturuyor.

Yiyecek ve içecek fiyatlarındaki artıştan en çok kıtadaki savunmasız haneler etkileniyor. Yüksek fiyat artışları en çok et, tahıl ürünleri, süt ürünleri, meyve ve sebzede olurken, Avrupa’da gıda enflasyonunun bu yaz zirve yapması, yüksek seviyelerin 2023’e kadar devam etmesi bekleniyor.

Enerji fiyatlarındaki artış

Moskova, küresel enerji piyasalarında önemli bir oyuncu olarak kendini konumlandırıyor.

Rusya-Ukrayna savaşının Avrupa’da yaşam maliyeti krizini tetiklediği ikinci büyük alan enerji olarak dikkati çekiyor.

Rusya, dünyanın en büyük üç ham petrol üreticisinden biri ve dünyanın kanıtlanmış doğal gaz rezervlerinin (yaklaşık 38 trilyon metreküp) yaklaşık dörtte birine ev sahipliği yapıyor.

İngiltere ve ABD, Rusya’nın savaşı finanse etme yeteneğini engellemek amacıyla Rus enerjisini ithal etmeyi durdururken, AB de bu konuda bazı girişimler başlattı.

Savaş; ticaret ve üretim kesintilerinin yanı sıra enerji fiyatlarının keskin şekilde artmasına neden oldu.

Dünya Bankası ortalama enerji fiyatlarının bu yıl yüzde 50 artacağı öngörüsünde bulunurken, bunun 1970’lerden bu yana en büyük artış olacağı belirtiliyor.

Uzmanlar, bu durumu “Yaşanmakta olan şeyi, ucuza üretme yeteneğinin ortadan kalktığı ve ekonominin gerildiği 1970’ler tarzı bir ekonomik şok.” olarak tanımlıyor.

Savaştan önce varil başına 90 dolar seviyesinde işlem gören ham petrol fiyatları, bugün 120 dolar seviyesinden alıcı buluyor.

Kovid-19 sonrası talep artışı

Salgının devam eden etkisinin yanı sıra artan gıda ve enerji fiyatları, yaşam maliyetlerindeki artışın tek nedeni değil…

Kovid-19 salgınından sonra ekonomik faaliyetlerin tekrar tam olarak başlaması Avrupa’da yaşam maliyeti krizinin ivmelenmesine katkıda bulundu.

Salgın kaynaklı kısıtlamaların martta kaldırılmasıyla talep hızla arttı. Bu durum, küresel tedarik zincirleri üzerinde baskı oluşturarak mal ve hizmetlerde fiyat artışlarına neden oldu.

Rusya’dan doğal gaz tedariki durursa maliyetler daha da artabilir

Avrupa’da tarım ve gıda sektöründe faaliyet gösteren birçok şirket, gıda veya hayvan yemi üretebilmek için gaz arzına bağımlı olurken, Rusya’dan doğal gaz tedarikinin aniden durmasının tarım sektörüne etkisi tartışılıyor.

Avrupa’nın en büyük nüfusuna sahip Almanya’da tarım ürünleri üretici fiyat endeksi (tarım ÜFE), nisanda yüzde 39,9 artarak 1961’den bu yana 2 aydır art arda en yüksek yıllık artışı kaydetti.

Rusya’dan gelen doğal gazın durması halinde daha fazla fiyat artışının yanı sıra münferit gıda maddelerinin tedarikinde de dar boğaz yaşanması bekleniyor.

Gaz arzı sorunları esas olarak sebze mahsullerini etkileyecek. Seralarda yetiştirilen ev ve balkon bitkilerinin arzının bu durumdan etkilenebileceği belirtiliyor.

Bu arada, Ukrayna’da savaşla birlikte gıda güvenliği konusundaki endişeler artarken, AB, pestisitlerin sürdürülebilir kullanımı gibi iklim politikalarını askıya almak zorunda kalıyor.

İngiltere, Ukrayna’ya askeri eğitim önerdi
Londra

Johnson; Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya Başbakanı Olaf Scholz ve İtalya Başbakanı Mario Draghi’nin Ukrayna‘ya yaptığı ortak ziyaretten bir gün sonra Kiev’e gitti.

Times gazetesi, Johnson’ın, Almanya ve Fransa’nın da aralarında olduğu Avrupa ülkelerinin Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy‘e “kötü bir barış anlaşmasını” kabul etmesi için baskı yapmaya çalışacaklarından giderek daha fazla endişe ettiğini yazdı.

Rusya‘nın 24 Şubat’ta başlattığı saldırının ardından ikinci kez Kiev’i ziyaret eden Johnson, Zelenskiy ile ortak bir açıklama yaptı.

Ziyaretiyle “İngiltere sizinle ve siz galip gelene kadar da sizinle birlikte olacak.” mesajını vermek istediğini söyleyen Johnson, askeri eğitim programı teklif etti.

Ukrayna askerlerin hem uluslarının egemenliğini hem de özgürlüklerini savunmak için savaştığını kaydeden İngiliz Başbakan, “Bu yüzden Zelenskiy’e, bu savaşın denklemini değiştirebilecek, Ukrayna’nın kazanma kararlılığından yararlanılarak en kuvvetli güçlerin vereceği büyük bir yeni askeri eğitim programı önerdim.” dedi.

Başbakanlık Ofisi 10 Numara’dan yapılan açıklamada da, askeri eğitimin amacı Ukrayna askerlerinin konuşlanmalarını hızlandırmak, güçlerini yeniden inşa etmek ve direnişlerini artırmak olarak duyuruldu. Planın, her 120 günde bir 10 bin askere eğitim verilmesini içerdiği vurgulandı.

Başbakanlık, eğitim programının şimdilik sadece bir teklif olduğuna dikkati çekerken, planın maliyetine ilişkin bir bilgi vermedi.

Zelenskiy’nin öneriyi kabul etmesi durumunda, eğitimin Ukrayna toprakları dışında gerçekleşmesi bekleniyor.

Başbakanlık kaynakları, uygulama aşamasında, İngiltere’deki mevcut eğitim programının artırılabileceği ve müttefiklerin de katılmayı kabul etmesi halinde programın Ukrayna’ya komşu ülkelerde gerçekleşebileceğini belirtti.

3 hafta sürecek eğitimde, silah eğitimin yanı sıra siber güvenlik ve patlayıcı eğitimi de verilmesi bekleniyor.

Putin enerji, enflasyon ve gıdayla ilgili sorunların Batı’nın hatası olduğunu söyledi
Moskova

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 25. St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu (SPIF) kapsamında katıldığı ana oturumda yaptığı konuşmada, Ukrayna’daki savaş nedeniyle ülkesine yönelik yaptırımlar, ekonomiye etkisi, küresel ekonomik ve siyasi gelişmeler konusunda değerlendirmelerde bulundu.

Batı’nın kendi jeopolitik illüzyonları adına uluslararası düzenin temellerinin altını oyduğunu dile getiren Putin, ekonomi ve uluslararası politikadaki değişimin tektonik ve devrimci olduğunu ifade etti.

Putin, “Soğuk Savaş’ta zaferini ilan eden ABD, kendisini kutsal çıkarları olan, Tanrı’nın yeryüzündeki elçisi ilan etti. Şimdi oyun tek kale oynanıyor. Bu koşullar altıda dünya istikrarlı olamaz.” dedi.

Tek kutuplu dünya düzeninin sona erdiğine işaret eden Putin, “Bundan kaçamazsınız. Tek kutuplu dünya düzeni, korumak için her türlü yolun denenmesine rağmen sona ermiştir.” ifadesini kullandı.

Putin, Batılı ülkelerdeki “elitlerin” tarihin akışını engellemeye çalıştığını ve yanılsama içinde olduklarını söyledi.

Batılıların son dönemde gezegende yeni güç merkezlerinin oluştuğunu fark etmediklerine dikkati çeken Putin, “Örneğin, Batı’nın küresel siyaset ve ekonomideki hakimiyetinin değişmeyen, ebedi bir değer olduğuna inanırlar. Hiçbir şey sonsuz değildir.” diye konuştu.

Putin, Rusya’ya karşı uygulanan yaptırımlara rağmen yerli iş dünyasının ve yönetimin uyumlu çalıştığına işaret ederek, Rus ekonomisi için karamsar tahminlerin gerçekleşmediğini dile getirdi.

“Enflasyonu düşürmek için çalışacağız”

Yüzde 16,7’lik enflasyon oranının büyük bir gösterge olduğunu vurgulayan Putin, yönetimin bu oranı azaltmak için çalışacağını ve ekonomik dinamiklerin istikrara kavuşacağının altını çizdi.

Putin, Rusya’ya karşı yıldırım harekatı ile ekonomik saldırı yapıldığını ve bunun başarı şansının olmadığını dile getirdi.

Avrupalı ​​politikacıların kendi elleriyle ekonomilerine ciddi bir darbe vurduğunu savunan Putin, “Sadece Avrupa Birliği’nin yaptırımlar nedeniyle doğrudan zararı yılda 400 milyar doları geçebilir. Bu maliyetler halk tarafından karşılanıyor.” dedi.

Putin, AB’nin Rusya’ya karşı yaptırımlar nedeniyle küresel rekabet gücünü kaybettiğini söyledi.

“AB’nin ekonomideki hataları toplumda bölünmeye yol açacak”

Avrupa’nın eşitsizliği daha da kötüleştireceğini ve bunun sonucunda ekonomideki hatalar nedeniyle toplumda bölünme olacağını öne süren Putin, Avrupa’daki mevcut durumun radikalizm dalgasına ve gelecekte elitlerin değişmesine yol açacağı öngörüsünde bulundu.

Putin, “AB, siyasi egemenliğini kaybetti, bürokratik seçkinleri başkasının düdüğüyle dans ediyor, kendi nüfusuna zarar veriyor.” dedi.

“Son dönemde yaşanan krizlerin sorumlusu Batı ülkeleri”

Son dönemde yaşanan krizler nedeniyle Batılı ülkeleri suçlayan Putin, “Küresel ekonomide yaşananlar son aylarda ortaya çıkmadı, özellikle de Rusya’nın Donbas’taki özel askeri operasyonunun sonucu değiller. Özel harekat, Batı’nın tüm sorunları Rusya’ya yüklemesi için bir ‘can simidi’ haline geldi. (Krizlerin sorumlusu Rusya) Bu tür ifadeler, gerçeklerin bariz ve kasıtlı bir şekilde çarpıtılmasıdır.” değerlendirmesinde bulundu.

ABD ve Avrupa tarafından yürütülen siyasetin enflasyonu körüklediğini vurgulayan Putin, “Enerji sektöründeki fiyatların, enflasyonun, gıda ve akaryakıt, benzinle ilgili sorunların bir bütün olarak bugünkü yükselişi, mevcut ABD yönetiminin ve Avrupa bürokrasisinin ekonomi politikasındaki sistemsel hatalarının sonucudur.” şeklinde konuştu.

Putin, G7 ülkelerinin sorumsuz makroekonomik politikalar yürüttüğünü belirterek, “Dünya, kontrolsüz para basma ve teminatsız borçların birikmesi de dahil olmak üzere G7 olarak adlandırılan ülkelerin uzun yıllardır sorumsuz makroekonomik politikaları yüzünden sürekli olarak böyle bir duruma sürüklendi.” görüşünü paylaştı.

ABD’nin 2019’da ayda 250 milyar dolar ithalat yaptığını anlatan Putin, “Şimdi aylık ithalatları 350 milyar dolara çıktı. Söz konusu yüzde 40 artış, tam da basılan dolar miktarındaki artışa denk geliyor. Para bastılar, dağıttılar ve bu para için üçüncü ülke pazarlarından tüm malları topladılar.” diye konuştu.

(Sürecek)

CERN, Ukrayna savaşından ötürü Rusya ve Belarus ile çalışmalarını sonlandırdı
Cenevre

CERN‘den yapılan açıklamada dün gerçekleştirilen 208’inci Konsey toplantısında Rusya‘nın Ukrayna’ya saldırıları ve Belarus‘un Rusya’ya destekleri kınanırken, bu saldırıların çok ciddi insani krize sebep olduğu bildirildi.

Açıklamada, Konseyin Rusya ve Belarus ile 2024’e kadar geçerli olan Uluslararası İşbirliği Anlaşmalarını sonlandırdığı duyurularak, “Mevcut durumun takibini sürdüren Konsey, Ukrayna’daki gelişmeler ışığında daha başka kararlar almaya hazırdır.” ifadesine yer verildi.

CERN’in ülkelerle 5 yıl süreliğine imzaladığı Uluslararası İşbirliği Anlaşmaları, taraflardan biri anlaşmanın feshedildiğine dair yazılı ihbar göndermedikçe otomatik yenileniyor.

Belarus ile CERN arasındaki anlaşmanın Haziran 2024, Rusya ile anlaşmanın ise Aralık 2024’te dolması öngörülüyordu.

Ukrayna: AB üyelik yolu, Rusya ile savaştaki zaferi yakınlaştıracak
Kiev

Zelenskiy, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, AB Komisyonunun Ukrayna’ya resmi aday statüsü verilmesi yönündeki tavsiyesini değerlendirdi.

Söz konusu kararın “tarihi” olduğunu ve bunu memnuniyetle karşıladıklarını belirten Zelenskiy, “Bu, zaferimizi kesinlikle yakınlaştıracak AB üyelik yolundaki ilk adımdır.” ifadesini kulandı.

Zelenskiy, gelecek hafta düzenlenecek AB Liderler Zirvesi’nde Ukrayna’nın aday ülke statüsünün onaylanacağını umduğunu kaydetti.

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, AB’ye üyelik başvurusu yapan Ukrayna ve Moldova’ya “aday ülke” statüsü verilmesi yönünde görüş bildirmişti.

AB liderleri haftaya değerlendirecek

AB Komisyonunun görüşü, 23-24 Haziran’da düzenlenecek AB Liderler Zirvesi’nde üye ülkelerin oluşturduğu AB Konseyine sunulacak. Aday ülke statüsünün verilmesi için üye ülkelerin tamamının onay vermesi gerekecek.

Ukrayna, AB’ye adaylık başvurusunu 28 Şubat 2022’de, Moldova ve Gürcistan ise 3 Mart 2022’de yapmıştı. AB Konseyi, 7 Mart’ta AB Komisyonunu görüşünü sunmaya davet etmişti.

Adaylık statüsü, bir ülkenin uzun yıllar sürecek AB’ye katılım sürecindeki ilk adımı oluşturuyor. Bir ülkeye aday statüsü verilmesinden sonra koşulların yerine getirilmesi şartıyla ilerleyen aşamalarda katılım müzakereleri başlıyor.