Ukrayna’da işgal altında olan bazı bölgelerde yeni doğan bebeklere Rusya vatandaşlığı verilecek

Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırıları devam ederken, Rusya tarafından işgal edilen bazı bölgelerde yeni doğan bebeklere Rusya vatandaşlığı vereceği aktarıldı. Rus basınında yer alan haberlerde, Rusya’nın işgal ettiği Ukrayna’nın Zaporijya ve Herson bölgelerinde yeni doğan bebeklere Rusya vatandaşlığı vereceği aktarılarak, söz konusu vatandaşlık verme işleminin 24 Şubat tarihinin baz alınacağı ifade edildi.

Herson bölgesindeki Rusya destekli yönetimin Başkan Yardımcısı Kirill Stremousov yaptığı açıklamada, 16 Şubat’tan itibaren yeni doğanlara “otomatik” olarak Rusya vatandaşlığı verileceği belirtti.

Zaporijya bölgesindeki Rusya destekli yönetimin bir üyesi olan Vladimir Rogov ise, yeni doğan bebeklere Rusya vatandaşlığı verilmesi talimatının Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in ofisinden geldiğini aktardı.

Geçtiğimiz mayıs ayında Putin, Zaporijya ve Herson bölgelerinde yaşayanlar için Rusya vatandaşlığı alma prosedürünü basitleştiren bir kararname yayınlamıştı. Avrupa Birliği (AB) ise, söz konusu kararnameyi Rusya’nın Ukrayna topraklarının bazı kısımlarını “zorla entegre etme” girişimi olarak nitelendirmiş, ve söz konusu bölgelerde verilen Rusya pasaportlarını tanımayacağını aktarmıştı.

Sağlıkçının yaralanmasına neden olan şahıs adlı kontrolle serbest bırakıldı

Altınordu ilçesi Karşıyaka Mahallesi’nde dün gece meydana gelen olayda alkollü olduğu iddia edilen ve motosikletiyle elektrik direğine çarpan Sezer A., ihbar üzerine olay yerine sevk edilen sağlık ekiplerince Ordu Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Acil serviste Sezer A.’nın, tedavisini yapan Acil Tıp Teknikeri Şahin Demirci ile tartışarak hakaretlerde bulunduğu iddia edildi. Bu arada çıkan arbedede Sezar A., hastanenin muayene odasındaki perdelerden birisini tuttu, bu sırada perde demiri Şahin Demirci’nin kafasına düştü. Yaralanan sağlık görevlisinin şikayeti üzerine Sezer A. gözaltına alındı. Tedavisi tamamlanan Şahin Demirci, hastaneden taburcu edildi. Demirci’ye 5 günlük iş göremez raporu verildi. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Sezer A. hakkında çıkarıldığı hakimlikçe adli kontrol ve yurt dışına çıkış kararı verildi.

Selim Kuşcu

Kayıp olan ‘Ahlat Tarihi’ adlı kitabı bulup getirene 60 bin lira ödül

Ahlat tarihinin ve stratejik önemi noktasında önemli verilerin gün yüzüne çıkacağı düşünülen kayıp kitabın bulunulması için ilana çıkan Ahlat Belediyesi, kayıp kitabın kopyasını getiren kişiye fahri hemşerilik beratı, 3 gün Ahlat’ta konaklama ve gezi ile 60 bin TL ödül verileceğini duyurdu. Konuyla ilgili gazetecilere açıklama yapan Ahlat Belediye Başkanı Abdulalim Mümtaz Çoban, Müverrih Meşhur Ebu’l-Fidâ tarafından 14.yüzyılın ilk yarısında yazılmış olan Ortaçağ tarihi kaynaklarında adından söz edilen ve Şeref Bin Ebu’l Mutahhar El-Ensâri tarafından 12.yüzyılda yazılmış olan ‘Ahlat Tarihi’ adlı kitabın günümüzde nerede olduğunun bilinmediğini ve bulmak için ödül bıraktıklarını söyledi.

“Ahlat, Anadolu’nun kapısı ve tapusu niteliğindedir”

Ahlat tarihinin ve stratejik önemi noktasında bu kitabın kopyasını getiren kişiye fahri hemşerilik beratı, 3 gün Ahlat’ta konaklama ve gezi ile 60 bin TL ödül verileceğini belirten Başkan Çoban, “Malumunuz Ahlat Anadolu’ya giriş kapımızdır. Bin yıl önceki başkentimiz ve tarihin en ihtişamlı şehirlerinden birisidir. Bu vesileyle de tarihimizde özellikle mukayese edildiğinde bazı şehirler muadil şehirlerdir. Bunlar Kahire’dir, Bağdat’tır, Mısır’dır. Bu vesileyle Ahlat bu şehirlerle eşdeğerdir. Yine Kubbet-ül İslam olmasıyla birlikte Buhara ve Belh ile kardeş şehirdir. Bu önemli şehirlerin hepsinin adına yazılan tarih kitapları var. Bizde bu araştırmayı yapmamız neticesinde adına bahsedilen tarih kitabının kim tarafından yazıldığını tespit ettik. Bu eserin bulunması içinde bir ilanda bulunmak istiyoruz. Türk medeniyetinin Büyük Asya’dan Anadolu’ya göçündeki ilk durak olan Ahlat, aynı zamanda 1071 Malazgirt Savaşı’nın planlama ve hareket noktası olması itibariyle Anadolu’nun kapısı ve tapusu niteliğindedir. Müverrih Meşhur Ebu’l-Fidâ tarafından 14.yüzyılın ilk yarısında yazılmış olan Ortaçağ tarihi kaynaklarında adından söz edilen ve Şeref Bin Ebu’l Mutahhar El-Ensâri tarafından 12.yüzyılda yazılmış olan ‘Ahlat Tarihi’ adlı kitabın günümüzde nerede olduğu bilinmemektedir. Bin yıl önceki başkentimiz olan Ahlat tarihini ve stratejik önemini tüm yönleriyle ortaya çıkmasına vesile olmak maksadıyla bu eserin bulunması durumunda bulup getiren kişiye hem belediyemizce bin yıllık başkentimizden fahri hemşerilik beratı, hem de Ahlat sevdalılarınca 60 bin TL’lik bir maddi ödülle de ödüllendirileceğini ilan etmek istiyoruz. Ayrıca 3 günde burada misafir ederek ağırlayacağız. Şimdiden bu işe katkı sunacak tüm tarihçi ve araştırmacılarımıza şükranlarımı sunuyorum” dedi.

“Kayıp kitabın bulunması Ahlat ve Anadolu tarihi için çok büyük katkı sunacaktır”

Ahlat Selçuklu Meydan Mezarlığı ve Eski Ahlat Şehri Kazı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Kulaz, kitabın bulunması halinde bir dönüm noktası olacağını ve Ahlat ve Anadolu tarihi için çok büyük katkı sunacağını ifade etti. Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Kulaz, “İnsanlık tarihinde çok büyük olaylara şahitlik etmiş şehirler vardır. İnsanların hayatını büyük ölçüde değiştiren, yönlendiren coğrafyaya etki eden şehirler vardır. Bunlardan bir tanesi de Ahlat’tır. 1071’de Malazgirt Savaşı esnasında Alpaslan’ın ordusuna ev sahipliği yapan üs olan ve Anadolu’nun fethinde, Anadolu’nun Türk İslam kimliği kazanmasında çok önemli rol üstlenen şehirlerden bir tanesi Ahlat’tır. Özellikle Orta Çağ’da Ahlat çok büyük bir şehir. Ama ne yazık ki Orta Çağ Dönemine ait çok fazla kaynak bulamıyoruz. Orta Çağ’da yazılmış dönem hakkında önemli bilgiler sunan tarihi kaynaklara çok fazla rastlayamıyoruz. Bizim Kazı Başkanlığı olarak burada yaptığımız çalışmalarda Ahlat’taki kültür varlıkları birçok medeniyete ait. Özellikle Selçuklu kültürünün damga vurduğu bu kültür varlıklarının sağlıklı tanımlayabilmek için tarihi kaynaklara ihtiyacımız var. Yaptığımız araştırmalarda bu kaynaklardan bazılarına rastladık ama günümüzde onlar kayıp. Özellikle Ebu’l-Fidâ’nın bahsettiği ve alıntılarla yaptığını söylediği Şeref bin Ebû’l-Mutahhar el-Ensârî’nin kaynağı bizim için çok önemli bir kaynak ama günümüzde kayıp. Abdurrahim Şerif Beygu’da 1932 yılında buraya gelip bazı incelemelerde bulunduğu sırada “Ahlat Kitabeleri” adında yazdığı bir kitap var. Onda da yine Abdurrahim Şerif Beygu kitabın kayıp olduğundan ve değerli olduğundan bahsediyor. Ebu’l-Fidâ dönemin önemli müverrihlerinden bir tanesi. Hem idarecilik yapmış hem de tarihçi ve coğrafyacı olarak çok önemli bir kişi. Bu kişinin özellikle Ahlatşahlarla ilgili yazıldığını söylediği Şeref bin Ebû’l-Mutahhar el-Ensârî’nin kitabı İnşallah bulunur. Bulunursa bizler için, Ahlat için hemde Anadolu için çok büyük bir katkı olacaktır” şeklinde konuştu.

Kanser hastası 14 yaşındaki Feleknaz Oğur’un “mor saç hayali” gerçek oldu
Ankara

Yaklaşık dört yıl önce yumuşak doku kanseri (Sarkom) tanısı konulan 14 yaşındaki Feleknaz Oğur, 2 yıldır hayalini kurduğu mor saçlara, gönüllerin yaptığı saç bağışı ile kavuştu.

Oğlu, 20 yaşındaki Erdi Berkay Gülmez’i 2013’te lösemiden kaybeden, oğlunun hayallerini yaşatmak ve kanser hastalarının yanında olabilmek için “Bin Gönüllüden Biri Sen Ol Derneği”ni kuran Çiğdem Kuzucu, Ankara Sanat Kulübü ve özel bir peruk üreticisi iş birliğiyle “Bağışla Saçını, Yeşert Umutlarını” projesini başlattı. Kanser tedavisi sürecinde saçları dökülen hastalara, gönüllü bağışçıların saçlarından ücretsiz medikal peruk yapılmasını içeren proje, 2019’da kansere yakalanan Feleknaz Oğur’un da hayaline kavuşmasına aracılık etti.

AA muhabirine tedavi sürecini ve o dönem yaşadıklarını anlatan 14 yaşındaki Feleknaz Oğur, ilk kemoterapi almaya başladıktan bir süre sonra saçlarının döküldüğünü belirtti. “Üzüldüm, çünkü nereye gidersen beni erkek sanıyorlardı. Çok üzülüyordum onun için.” ifadelerini kullanan Feleknaz, “En büyük hayalim upuzun saçlarımın olmasıydı. Mor renkli bir saç istiyordum. Bugün benim için yapılan peruk takılacak, çok heyecanlıyım şu an.” dedi.

Mor renkli gerçek saçtan yapılmış medikal peruğu taktığında çok mutlu olduğunu dile getiren Naz, şöyle devam etti:

“İnanamıyorum, mor saçlarım oldu. Çok, çok güzel. Şu anda çok mutluyum, konuşamıyorum bile. Ben bu kadar mutlu olduysam, diğer hastalar da nasıl mutlu olmaz. Ben şu anda çok mutluyum. Saçları olmayan arkadaşlarımın da benim gibi mutlu olmasını istiyorum. Bizim için saçlarınızı bağışlayın lütfen.”

9 yaşındaki Ada, ikinci kez saçlarını bağışladı

Proje kapsamındaki saç bağışçılarından 9 yaşındaki Elif Ada Maden ise AA muhabirine yaptığı açıklamada, kendisinin herhangi bir sağlık problemi olmadığını belirterek kanser tedavisi görenlere elinden geldiğince yardım edebilmenin tarifsiz mutluluğunu yaşadığını ifade etti. Daha önce bir kez daha saçlarını bağışladığını anlatan Elif Ada, “Saçlarımı tekrar uzattım ve yine bağışlıyorum. Herkes bağışçı olabilir, çünkü bağışçı olmak çok güzel. Kendinizi çok iyi hissediyorsunuz.” diyerek duygularını aktardı.

Bağışçılardan 49 yaşındaki Ayşe Kartal kanserle mücadeleyi davranış değişikliğine dönüştürmek istediği için projede yer aldığını belirterek “Herkesin katılımcı olmasını isterim. Bir çocuğu bile mutlu edebilmek çok değerli.” diye konuştu.

“Hayatı güzelleştirmek için sosyal sorumluluk projelerinde yer alınmalı”

Radyoda uzun yıllar “06 Metin” ismiyle program yapan Metin Salih ise bugüne kadar programlarında farkındalığı artırmak için pek çok yayın yaptığını, şimdi de saçlarını bağışlayarak bireysel katkı sağlamak istediğini dile getirdi. Salih, “Saç, hepimizde fazla olan bir şey. Sosyal sorumluluk bilinciyle ben de saçlarımı bağışladım. Birilerinin hayatını güzelleştirmek için sosyal sorumluluk projelerinde yer alınmalı.” diyerek duygularını dile getirdi.

Ankara Sanat Kulübünden Türker Demir de iyiliğin yaşı, cinsiyeti olmadığını vurgulayarak dansçılardan da saç bağışında bulananlar olduğunu söyledi. Demir, “İyilik yapmak için beklememek lazım. Herkes yapabileceği ne varsa yaparsa iyiliği yaymış oluruz.” dedi.

Saçı 30 santimetreden uzun olanlar bağış yapabiliyor

Projenin ortaklarından peruk mağazasının sahibi Selman Cüneyt Özkaymak da ilk bağışçılardan olmayı istediğini belirterek saçlarını kestirdi. Özkaymak, “Kanser tedavisi görmüş ve saçları dökülmüş herkesin saçı olsun istiyoruz.” dedi.

Saç uzunluğu 30 santimetre ve üzerinde olanların bağışçı olabileceğini anlatan Özkaymak, hem bağış yapmak isteyenlerin hem de medikal peruk talebinde bulunanların derneğin sosyal medya hesaplarından kendilerine ulaşabileceğini söyledi. Perukların tamamen hijyenik koşullar altında hazırlandığının altını çizen Özkaymak, dezenfeksiyon işleminden geçirilen perukların tedavi gören tüm hastalara ücretsiz olarak verildiğini ifade etti.

“Saçlarınızı bize bağışlayın ki bizler de onları tebessüm ettirebilelim”

Dernek Başkanı Çiğdem Kuzucu, kanser tedavisinin ağır bir süreç olduğunu ve bu süreçte motivasyonun büyük önem taşıdığını söyledi. Oğluna lösemi teşhisi konulmasıyla kanserle mücadele yolculuklarının başladığını anlatan Kuzucu, 6 ay içinde oğlunu kaybettiğini belirtti. Kuzucu, “Biz tedavi sürecinde onkoloji koridorlarında yalnızdık. Bizden sonra koridorda yürüyen kimse yalnız kalmasın istedik ve hastalara umut olmak için derneğimizi kurduk. Oğlum Erdi, okumayı çok seviyordu, bu süreçte saçları da döküldü. Okulunu bırakmak zorunda kaldı, ilk saçları döküldüğünde ağlamıştı. Erkek çocuğunu bu kadar üzdüyse kadınlar için çok daha ağır olabileceğini düşünüyordum ve ‘Bağışla Saçını, Yeşert Umutlarını’ projesini başlattık.” diye konuştu.

Saç dökülmesinin, kanser tedavisinin önemli yan etkilerinden biri olduğunu ve psikoloji üzerinde olumsuz etki yapabildiğini vurgulayan Kuzucu, “Maalesef, saç dökülmesi, bu süreçte kişinin sosyal ortamlarından soyutlanmalarına sebep olabiliyor. Kirpik, kaş, saç yok. Aynalara küsüyorlar. Biz, hastalarımızı aynalarla barıştırmak istiyoruz. Kökü sizde, tekrar uzar. Lütfen saçlarınızı bağışlayın ki bizler de onları tebessüm ettirebilelim.” dedi.

Sel sularına kapılarak otomobilin altına sıkışan motorlu kurye yaşam savaşı veriyor
Ankara

Mamak Misket Mahallesi’nde seyir halindeyken sağanak nedeniyle caddenin sularla kaplanması üzerine motosikletten düşen 36 yaşındaki motorlu kurye Samet Ç, bir süre sürüklenerek park halindeki bir otomobilin altına girdi. Aracın tekerine sıkışan ve sel suları içinde kalan kuryenin yardımına, çevrede bulunan vatandaşlar koştu.

Kuryenin boğulmaması için yoğun mücadele veren vatandaşlar, Samet Ç’yi kurtararak olay yerine ambulans çağırdı. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırılan kuryenin, genel cerrahi yoğun bakım biriminde tedavisinin sürdüğü ve durumunun ciddiyetini koruduğu öğrenildi.

Ankara’da sağanak sonrası bir motosiklet sürücüsü arabanın tekerine sıkıştı https://t.co/OzxGLgEKI0 pic.twitter.com/GvjKTiIrf4

— ANADOLU AJANSI (@anadoluajansi) June 11, 2022

“Pencereden video çekerken kuryeyi gördüm”

Samet Ç’nin sel sularından kurtulmasına yardım eden vatandaşlar, yaşananları AA muhabirine anlattı.

Şiddetli yağışı çektiği sırada motorlu kuryeyi gördüğünü dile getiren Salih Güven, “Pencerede yağışı videoya çekiyordum. Tam bu esnada motorlu kuryenin düştüğünü ve ardından sele kapıldığını gördüm. Hemen evden fırladım. Yolda bir minibüs vardı önce üzerine çıkıp oradan da arabanın üstüne atladım. Kurye kendinden geçmişti, orada gelenlerin yardımıyla kurtarmaya çalıştık.” dedi.

“Mahalleliyle arabayı itekleyerek genci çıkardık”

Bayram Korkusuz ise o anları şu ifadelerle anlattı:

“Kurye arabanın altında sıkıştığında motoru kayarak selde sürüklenmeye devam etti. Hemen komşularla yanına koştuk. Yeğenim arabanın üstüne çıkıp kurtarmaya çalıştı ama arabanın altında sıkışmıştı. Sonra iki taraftan dolanıp arabayı iteklemeye, ardından bir başka arabayla çekmeye çalıştık. O esnada sel suları biraz şiddetini azalttı. Suyun içine girerek arabayı mahalleliyle itekledik ve genci çıkarttık. Ardından da ambulansla hastaneye yolladık.”

Korkusuz, geçen yıllarda da yağışlarda benzer sıkıntılarla karşılaştıklarını belirterek bu problemin çözülmesini istediklerini söyledi.

Öte yandan motorlu kurye Samet Ç’nin sel sularına kapılarak otomobilin altına sıkıştığı ve vatandaşların genci kurtarmaya çalıştığı anlara ilişkin yeni görüntüler ortaya çıktı.