Antalya’nın yeşili “ormancı Nesibe”ye emanet
Antalya

İlkokul gezisinde gördüğü ormancılara özenerek bu yönde üniversite eğitimi alan Nesibe Akbay, 3 çocuğunu büyüttükten sonra orman muhafaza memuru oldu.

Isparta’da dünyaya gelen 38 yaşındaki Nesibe Akbay, ilkokul öğretmeninin okul gezisi için götürdüğü fidanlıkta tanıştığı ormancılara özenerek orman muhafaza memuru olma hayali kurmaya başladı.

Başarılı bir eğitim hayatının ardından Süleyman Demirel Üniversitesi Ormancılık ve Orman Ürünleri Bölümünü kazanan Akbay, okuldan mezun olduktan sonra evlendi.

Orman muhafaza memuru olarak atanmak için beklerken trafik kazası geçiren ve zorlu bir tedavi süreci yaşayan eşine destek olmak ve dünyaya gelen 3 çocuğunu büyütmek için hayallerini ertelemek zorunda kalan Akbay, 35 yaşında tekrar Kamu Personeli Seçme Sınavı’na (KPSS) girdi. Akbay, aldığı puan ile Antalya’ya orman muhafaza memuru olarak atandı.

Gününün büyük bölümünü kırsaldaki 15 mahallede geçiren, ormanları korumak için her gün kilometrelerce yürüyen Akbay, “Sen yapamazsın, 3 ay çalışıp dönersin” diyenlere aldırmadan 2 yıldır görevini başarıyla sürdürüyor.

Bazen yaya bazen de aracıyla ormanda devriye gezen, kimi zaman orman köylüleriyle sohbet edip orman yangınlarına karşı uyaran Akbay, fidan dikimi ve fidan bakımı çalışmalarına da katılarak denetim yapıyor.

“Orman yangınlarına karşı ayrı bir özenle çalışıyorum”

Aksu ilçesindeki Asar Orman İşletme Şefliğinde görev yapan Akbay, kendisinin çalışmalarına eşlik eden AA muhabirine, “Atanınca çevremden ‘3 çocuk annesisin. Neden gidiyorsun?, ‘Sen yapamazsın, 3 ay çalışır dönersin.’ gibi tepkiler aldım. Eşime ‘Çocuklar şimdiye kadar bendeydi artık sen bakacaksın.’ diye espri yapıp görevime başladım. Benim için bu meslek farklı bir sevgi.” dedi.

Ormanı usulsüzlüklerden, kaçak kesimlerden ve kaçak avcılardan korumaya çalıştığını ifade eden Akbay, şunları dile getirdi:

“Orman yangınlarına karşı ayrı bir özenle çalışıyorum. Orman köylülerini orman yangınlarına karşı bilinçlendirmek için çaba gösteriyorum. Onlara doğa sevgisinden bahsediyorum. Orman köylüleri şimdiye kadar hep erkek orman muhafaza memuru görmüşler. Orman köylüleri ile çok samimi bir iletişimimiz var. Beni çok seviyorlar. Beni ilk gören özellikle yaşlı teyzelerimiz önce garipsiyorlar. Önce durup kıyafetime bakıyorlar. Kadın ormancı olduğuma inanamıyorlar. Sonrasında sarılıyorlar, öpüyorlar. Beni evlatları yerine koydular. Ben de onları annem gibi görüyorum. Aramızda çok güzel bir sinerji var.”

Mesleği için büyük emek verdiğini anlatan Akbay, “3 çocuğum var ancak ben ormanları dördüncü çocuğum gibi seviyorum. Öyle görüyorum ve öyle emek veriyorum. Dağ bayır kilometrelerce yürüyorum ama yorgunluk hissetmiyorum. Ormanlar çocuklarımın, çocuklarımızın geleceği, nefesi, olmazsa olmazı. Benim için çok değerliler. Ben ve ekip arkadaşlarımız ormanları korumak için canla başla çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Karaman’daki sel felaketinde kaybolan kişinin cansız bedenine ulaşıldı
Ankara

Alınan bilgiye göre, Fatih Canıvar ve eşi Şehrivani Canıvar (35) bir çocuğuyla birlikte Aşağı Erenkavak köyü Kızılin mevkisinde hayvanlarını otlatırken dere kenarında çalılarda bir arı oğulu buldu. Çift bu oğulu kovana katmaya çalışırken aniden dere yatağına sel geldi. Fatih Canıver çocuğuyla birlikte kaçarken eşi sel sularına kapıldı.

Çevredeki vatandaşların ihbarıyla bölgeye jandarma, AFAD, 112 ve UMKE ekipleri sevk edildi. Ayrıca Karaman Valisi Tuncay Akkoyun da bölgeye gelerek incelemelerde bulundu.

Yapılan çalışmalar sonrası Şehrivani Canıvar’ın cesedi 3 kilometre uzaklıkta bulundu.

Şehrivani Canıvar’ın 5 çocuk annesi olduğu öğrenildi.

Karamanlı Havva nine yetiştirdiği sebze fideleriyle tarımsal üretime katkı sunuyor
Karaman

Karaman’da yaşayan 75 yaşındaki Havva Aslan, ürettiği sebze fideleriyle tarıma katkı sunmanın mutluluğunu yaşıyor.

Merkeze bağlı Narlıdere köyünde küçük arazilerde sebze üretimini sürdüren çiftçilerden 7 çocuk annesi 75 yaşındaki Havva Aslan, aile ekonomisine destek olmak için ilerleyen yaşına rağmen çalışıp, üretmeye devam ediyor.

Aslan’ın büyük emeklerle ürettiği domates, patlıcan, salatalık, kabak, karnabahar gibi onlarca çeşit sebze fidesini çocukları pazarda satıyor.

“Ürettiğimiz sebzelerin fidelerini de kendimiz yetiştiririz”

Aslan AA muhabirine, çiftçi çocuğu olarak dünyaya geldiğini, çocukluğunun tarla ve bahçelerde ailesine yardım ederek geçtiğini söyledi.

Köylerinde eskiden şartların çok zor olduğunu ifade eden Aslan, “Tarla ve bahçelerimize yol yoktu. Ulaşım yaya veya yük hayvanlarıyla yapılırdı. Ailelerimiz de bırakacak yer olmadığından çocuklarını mutlaka yanlarında götürürdü. Tozun toprağın içinde oynayarak, onlara yardım ederek büyüdük. Böylece üretimin tüm inceliklerini çocukken öğrendik.” dedi.

Aslan, köylerinin belli bir kesiminde Akdeniz ikliminin hüküm sürdüğünü, 12 ay üretim yapılabildiğini dile getirerek, bu nedenle devamlı çalıştıklarını belirtti.

Kendisinin sebze fidesi yetiştirdiğini eşi ve çocuklarının ise bağ ve tarla işleriyle ilgilendiğini anlatan Aslan, aile içinde iş bölümü olduğunu aktardı.

Aslan, “Ürettiğimiz sebzelerin fidelerini de kendimiz yetiştiririz. Fide üretmek zor bir iş. Ektiğin tohum, toprak özenle seçilmeli. Ocak ayında çalışmaya başlanmalı ki nisan ayına fideler yetişsin. Eskiden civar köylerin, tanıdıkların ve kendi ihtiyacımız için fide yetiştirirdik. Son 10-15 yıldır ürettiğimiz fideleri Karaman merkez ve civar ilçelere de göndermeye başladık. Ektiğimiz sebzeler hasat edildiğinde en iyilerini tohumluk ayırırız. Buradan elde ettiğimiz tohumları saklar fide olması için ekeriz. Ayrıca isteyenler için hibrit tohumlardan ürettiğimiz fideler de var.” diye konuştu.

“Bu yıl 5 milyondan fazla fide yetiştirdim”

Kovid-19 salgını sürecinde insanların kendini doğaya attığını dile getiren Aslan, böyle olunca fideye olan ilginin de arttığını ifade etti.

İnsanların evlerinin önündeki küçük yerlere, balkonlarındaki saksılara, hobi bahçelerine fide ektiğini aktaran Aslan, “Köye gelmeyen insanlar köylerine gelmeye başladı. Bu yıl küçük küçük yerlerde 5 milyondan fazla fide yetiştirdim. Biber, domates, patlıcan, salatalık, kabak, karnabahar, çilek gibi onlarca çeşit sebze fidesi üretiyoruz. Ben yetiştiriyorum, çocuklarım satıyor. Aynı zamanda nasıl yetiştirileceğini, bakımının nasıl yapacağını insanlara anlatıyoruz. Köyde fide yetiştiren birkaç aile kaldı. En yaşlısı benim. Çalışmam sayesinde sağlıklıyım. Çalışmayı seviyorum. Gücüm yettikçe üretmeye devam edeceğim.” şeklinde konuştu.

“Fidelerle çocuğu gibi ilgilenir”

Aslan’ın oğlu Hıdır Aslan da fide yetiştirmenin inceli gerektiren bir iş olduğunu anlatarak, annesinin yetiştirdiği fideleri pazarda sattıklarını söyledi.

Köylerde ailece imece usulü çalışıldığına işaret eden Aslan, “Erkekler genelde bahçe, bağ işleriyle uğraşır, budama yapar, tarla sürer, sulama ve hasat yapar. Annem de fide zamanı bu işle ilgilenir. O fidelerle çocuğu gibi ilgilenir. Yaprağından hangi çeşit olduğunu bulur.” ifadelerini kullandı.