Eşini kanserden kaybeden aşçı, biri evlatlık 4 çocuğuna hem anne hem baba oldu
Bolu

Kentte bir otelin restoranında aşçı olarak çalışan 51 yaşındaki Çelik, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının himayesindeki bir çocuktan etkilenerek 3 evlat sahibi olduğu eşine koruyucu aile olmak istediğini söyledi. Eşi ve aile bireylerinin onayını aldıktan sonra başvurusu kabul edilen Çelik, 9 yıl önce 5 yaşındaki Ö.Ç’ye evlerinin kapısını açtı.

Eşiyle birlikte Ö.Ç’yi diğer evlatlarından ayırmadan sevgiyle büyüten Çelik, iki yıl önce karısını kanser hastalığından kaybetti.

Çelik, hayat arkadaşını kaybetmenin üzüntüsünü yaşasa da onun yokluğunu aratmamak için 14, 24 ve 25 yaşlarındaki çocukları ile 14 yaşındaki evlatlığına hem annelik hem babalık yapmaya devam ediyor.

“Bu çocuklarımızın her şeyden önce sevgiye ihtiyacı var”

Cemal Çelik, AA muhabirine, koruyucu ailelik yaptığı oğlu ile öz oğlunun aynı yaşta olduğunu, iki oğlanın da liseye geçtiğini söyledi.

Çocuklarını büyütürken zorluk yaşadıklarını ama bunların hepsini aştıklarını dile getiren Çelik, “Şu an çok mutluyuz. Ben de çok mutluyum. Bir tane oğlum daha oldu, onu da büyüttüm. Aynı yaşta olan oğlumla da çok iyi anlaşıyorlar. Çok mutlu bir aile yapım var şu an. Keşke rahmetli eşim sağ olsaydı da o da bugünleri görseydi.” diye konuştu.

Eşini Nisan 2020’de kanserden kaybettiğini anlatan Çelik, “O zamana kadar bizimle birlikteydi. Hep beraber mutlu şekilde yaşıyorduk ama o hastalık eşimi benden aldı. Yine rabbime şükürler olsun mutluyuz, huzurluyuz.” dedi.

Çelik, ilk zamanlarda kendi oğlunda biraz kıskançlık olduğunu ama dengeyi sağladıklarını belirterek, şunları söyledi:

“Şimdi ikisi de büyüdü, 14 yaşına geldiler. Artık her şeyi beraber yapıyorlar. Aldığımda 5 yaşındaydı. 9 sene oldu. Ben bir evlat daha büyüttüm kendi çocuklarımın yanında. İsterim ki herkes koruyucu aile olsun, hiçbir çocuk tek başına kalmasın. Bu çocuklarımızın her şeyden önce sevgiye ihtiyacı var. Bu sevgiyi onlara vermek dünyanın en güzel şeyi. Ben bir evlat daha büyüttüm, huzurluyum.”

“Herkes bir çocuğu himaye edip yetiştirsin”

Koruyucu ailelik yaptığı oğlunun kendisine ve kardeşlerine karşı çok büyük sevgisi olduğunu dile getiren Çelik, kendilerine sımsıkı sarıldığını söyledi.

Bu çocukların sevgi ve ilgiye ihtiyacı olduğunu aktaran Çelik, “Bunların hepsini gösterirseniz hiçbir problem olmuyor. Bence babalık da budur. Çocuklarımızın en büyük ihtiyacı sevgi, sevgiyi gösterirseniz onlar size en büyük mutluluğu veriyor.” dedi.

Çelik, koruyucu aile sisteminin çocuklar için çok verimli olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

“Çocuk evleri sistemi de iyi ama koruyucu aile hizmeti bir kat daha iyi. Bir çocuğu sevindirmek, cennete girmek gibi. Onun için herkes bir çocuğu himaye edip yetiştirsin. En azından bu ülkeye bir evlat yetiştirsin. Herkesin babalık duygusunu yaşaması gerekiyor. Babası olmayanlara karşılıksız babalık yapanlardan Allah razı olsun.”

Kanser hastası 14 yaşındaki Feleknaz Oğur’un “mor saç hayali” gerçek oldu
Ankara

Yaklaşık dört yıl önce yumuşak doku kanseri (Sarkom) tanısı konulan 14 yaşındaki Feleknaz Oğur, 2 yıldır hayalini kurduğu mor saçlara, gönüllerin yaptığı saç bağışı ile kavuştu.

Oğlu, 20 yaşındaki Erdi Berkay Gülmez’i 2013’te lösemiden kaybeden, oğlunun hayallerini yaşatmak ve kanser hastalarının yanında olabilmek için “Bin Gönüllüden Biri Sen Ol Derneği”ni kuran Çiğdem Kuzucu, Ankara Sanat Kulübü ve özel bir peruk üreticisi iş birliğiyle “Bağışla Saçını, Yeşert Umutlarını” projesini başlattı. Kanser tedavisi sürecinde saçları dökülen hastalara, gönüllü bağışçıların saçlarından ücretsiz medikal peruk yapılmasını içeren proje, 2019’da kansere yakalanan Feleknaz Oğur’un da hayaline kavuşmasına aracılık etti.

AA muhabirine tedavi sürecini ve o dönem yaşadıklarını anlatan 14 yaşındaki Feleknaz Oğur, ilk kemoterapi almaya başladıktan bir süre sonra saçlarının döküldüğünü belirtti. “Üzüldüm, çünkü nereye gidersen beni erkek sanıyorlardı. Çok üzülüyordum onun için.” ifadelerini kullanan Feleknaz, “En büyük hayalim upuzun saçlarımın olmasıydı. Mor renkli bir saç istiyordum. Bugün benim için yapılan peruk takılacak, çok heyecanlıyım şu an.” dedi.

Mor renkli gerçek saçtan yapılmış medikal peruğu taktığında çok mutlu olduğunu dile getiren Naz, şöyle devam etti:

“İnanamıyorum, mor saçlarım oldu. Çok, çok güzel. Şu anda çok mutluyum, konuşamıyorum bile. Ben bu kadar mutlu olduysam, diğer hastalar da nasıl mutlu olmaz. Ben şu anda çok mutluyum. Saçları olmayan arkadaşlarımın da benim gibi mutlu olmasını istiyorum. Bizim için saçlarınızı bağışlayın lütfen.”

9 yaşındaki Ada, ikinci kez saçlarını bağışladı

Proje kapsamındaki saç bağışçılarından 9 yaşındaki Elif Ada Maden ise AA muhabirine yaptığı açıklamada, kendisinin herhangi bir sağlık problemi olmadığını belirterek kanser tedavisi görenlere elinden geldiğince yardım edebilmenin tarifsiz mutluluğunu yaşadığını ifade etti. Daha önce bir kez daha saçlarını bağışladığını anlatan Elif Ada, “Saçlarımı tekrar uzattım ve yine bağışlıyorum. Herkes bağışçı olabilir, çünkü bağışçı olmak çok güzel. Kendinizi çok iyi hissediyorsunuz.” diyerek duygularını aktardı.

Bağışçılardan 49 yaşındaki Ayşe Kartal kanserle mücadeleyi davranış değişikliğine dönüştürmek istediği için projede yer aldığını belirterek “Herkesin katılımcı olmasını isterim. Bir çocuğu bile mutlu edebilmek çok değerli.” diye konuştu.

“Hayatı güzelleştirmek için sosyal sorumluluk projelerinde yer alınmalı”

Radyoda uzun yıllar “06 Metin” ismiyle program yapan Metin Salih ise bugüne kadar programlarında farkındalığı artırmak için pek çok yayın yaptığını, şimdi de saçlarını bağışlayarak bireysel katkı sağlamak istediğini dile getirdi. Salih, “Saç, hepimizde fazla olan bir şey. Sosyal sorumluluk bilinciyle ben de saçlarımı bağışladım. Birilerinin hayatını güzelleştirmek için sosyal sorumluluk projelerinde yer alınmalı.” diyerek duygularını dile getirdi.

Ankara Sanat Kulübünden Türker Demir de iyiliğin yaşı, cinsiyeti olmadığını vurgulayarak dansçılardan da saç bağışında bulananlar olduğunu söyledi. Demir, “İyilik yapmak için beklememek lazım. Herkes yapabileceği ne varsa yaparsa iyiliği yaymış oluruz.” dedi.

Saçı 30 santimetreden uzun olanlar bağış yapabiliyor

Projenin ortaklarından peruk mağazasının sahibi Selman Cüneyt Özkaymak da ilk bağışçılardan olmayı istediğini belirterek saçlarını kestirdi. Özkaymak, “Kanser tedavisi görmüş ve saçları dökülmüş herkesin saçı olsun istiyoruz.” dedi.

Saç uzunluğu 30 santimetre ve üzerinde olanların bağışçı olabileceğini anlatan Özkaymak, hem bağış yapmak isteyenlerin hem de medikal peruk talebinde bulunanların derneğin sosyal medya hesaplarından kendilerine ulaşabileceğini söyledi. Perukların tamamen hijyenik koşullar altında hazırlandığının altını çizen Özkaymak, dezenfeksiyon işleminden geçirilen perukların tedavi gören tüm hastalara ücretsiz olarak verildiğini ifade etti.

“Saçlarınızı bize bağışlayın ki bizler de onları tebessüm ettirebilelim”

Dernek Başkanı Çiğdem Kuzucu, kanser tedavisinin ağır bir süreç olduğunu ve bu süreçte motivasyonun büyük önem taşıdığını söyledi. Oğluna lösemi teşhisi konulmasıyla kanserle mücadele yolculuklarının başladığını anlatan Kuzucu, 6 ay içinde oğlunu kaybettiğini belirtti. Kuzucu, “Biz tedavi sürecinde onkoloji koridorlarında yalnızdık. Bizden sonra koridorda yürüyen kimse yalnız kalmasın istedik ve hastalara umut olmak için derneğimizi kurduk. Oğlum Erdi, okumayı çok seviyordu, bu süreçte saçları da döküldü. Okulunu bırakmak zorunda kaldı, ilk saçları döküldüğünde ağlamıştı. Erkek çocuğunu bu kadar üzdüyse kadınlar için çok daha ağır olabileceğini düşünüyordum ve ‘Bağışla Saçını, Yeşert Umutlarını’ projesini başlattık.” diye konuştu.

Saç dökülmesinin, kanser tedavisinin önemli yan etkilerinden biri olduğunu ve psikoloji üzerinde olumsuz etki yapabildiğini vurgulayan Kuzucu, “Maalesef, saç dökülmesi, bu süreçte kişinin sosyal ortamlarından soyutlanmalarına sebep olabiliyor. Kirpik, kaş, saç yok. Aynalara küsüyorlar. Biz, hastalarımızı aynalarla barıştırmak istiyoruz. Kökü sizde, tekrar uzar. Lütfen saçlarınızı bağışlayın ki bizler de onları tebessüm ettirebilelim.” dedi.