Dünya şampiyonu boksör Hatice Akbaş’ın başarı hikayesi ‘Dangal’ filmine benziyor
Ankara

Henüz 9 yaşındayken babasının Malatya’nın Akçadağ ilçesinde açtığı spor salonunda boksla tanışan Hatice, 2022 yılında önce 22 Yaş Altı Avrupa Şampiyonası’nda daha sonra da Dünya Boks Şampiyonası’nda aldığı altın madalyaya, hiç de kolay olmayan bir yoldan ulaştı.

Dangal filminde dünyaca ünlü aktör Aamir Khan, kızını şampiyon yapmak isteyen eski bir güreşçi babayı canlandırıyordu. Hatice’nin babası Kerem Akbaş da Türkiye şampiyonu olmasına rağmen, filmdeki baba gibi uluslararası alanda derece elde edememenin üzüntüsünü yaşıyordu. Dangal filmindeki gibi “Kendim olamadıysam kızım olur.” düşüncesiyle yola çıkan Kerem Akbaş, antrenörlüğünü yaptığı kızından Babalar Günü hediyesini altın madalyalarla aldı.

Dünya şampiyonu Hatice Akbaş, boksa başlayışını şu şekilde anlattı:

“Babam bir boks salonu açtı. Biz de 3 kardeş olarak yanında spora başladık. Babam küçüklükten beri bizi yetiştirmeye başladı. Aslında diğer kardeşlerim de ben de güzel neticeler elde ettik. Diğer kardeşlerim devam etmedi ben yoluma devam ettim. Küçük bir ilçede yaşadığımız için laf söz çok oluyordu. ‘Kız çocuğu şort, atlet giyer mi?’ diye. Benim şansım babamdı, çünkü aynı zamanda antrenörümdü. Kim ne derse desin kulak ardı ettik.”

Babasının gözlerinin içine büyük bir sevgiyle bakan 21 yaşındaki milli boksör, “Kazandığım bütün başarıların mimarı babamdır. Desteğini hiçbir zaman esirgemedi. Kısa zamanda iki altın madalya getirdim. Babalar Günü hediyesi olarak önceden babama takdim ettim. Aileme ve ülkeme bu gururu yaşattığım için çok mutluyum.” diye konuştu.

Ordu’da Avrupa Yıldızlar Boks Şampiyonası’nda babasıyla yaşadığı anıyı unutamayan Hatice, “Final maçım İngiliz boksörleydi. Çok iyiydi. Kazandığımda babamla birbirimize ağlayarak koştuk ve sarıldık. O anı hiçbir zaman unutamam. İlk büyük şampiyonluğumdu. Çok güzel duygulardı.” diyerek o anları dile getirdi.

En büyük hayalinin artık 2024 Paris Olimpiyat Oyunları’nda şampiyonluk olduğunu belirten Hatice, “Buselerin başarısından sonra Türk boksu dünyada ileri bir seviyeye taşındı. Paris’te ben de altın madalya getirmek istiyorum ülkeme. Olimpiyatlara hiç yenilgi almadan gitmek istiyorum.” dedi.

Kerem Akbaş: “Bizi resmen ‘Dangal’ filmine çevirdiler”

Baba Akbaş ise kızıyla ilgili hikayesini gözleri dolarak anlattı.

2010’da boksta Türkiye şampiyonu olduğunu aktaran Kerem Akbaş, şunları kaydetti:

“Ben şampiyon olduğumda kızlarım daha 8-9 yaşındaydı. Oğlum da 10 yaşındaydı. İlçemizde bir spor salonu açtım. İnşaat halinde bir yerdi. Malzememiz azdı, eldivenimiz yırtıktı. Çok zorluk çektik. Sonra kendi kendime düşündüm, ‘Ben Avrupa dünya şampiyonu olamadım bari çocuklarımı yapayım.’ dedim. Bütün turnuvalarda hep şampiyon oldular. Hatice, 2016’da Avrupa Yıldızlar Boks Şampiyonası’nda şampiyon oldu. Zorluklar oldu ama aşmasını bildik. 5 Türkiye şampiyonluğu yaşattı ve bu yıl Avrupa ve dünya şampiyonu oldu. Hayalimizi gerçekleştirdi. Bunun en büyük mimarı Türkiye Boks Federasyonu Başkanı Eyüp Gözgeç’tir. Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç da bizle çok ilgilendi. Şimdi yetkililerden Malatya’da ilçemize Hatice Akbaş adına güzel bir boks salonu istiyoruz.”

Kızının başarısıyla büyük gurur yaşadığını aktaran Akbaş, “Bizi resmen ‘Dangal’ filmine çevirdiler. Aynı o filmdeki ‘baba-kız gibisiniz’ dediler. Bende ‘evet’ dedim. Kızımın başarılı olarak kız çocuklarına örnek olmasını istedim. Çok söyleyen oldu ‘olmaz’ diye ama hiçbirine kulak asmadan bugünlere getirdim. O da beni gururlandırdı, rabbime şükürler olsun. Bu madalyaya tam 12 yıl emek verdik. Bu madalyada mutluluk, gözyaşı her şey var. ” şeklinde konuştu.

İstanbul’daki Dünya Şampiyonası’nda Hatice’nin şampiyon olduğu anlarda yaşadığı duyguyu da anlatan Akbaş, “Dünya şampiyonası sırasında hakem kazananı açıklarken, çok heyecanlandım. Hala içim içime sığmıyor anlatırken. Kalbim neredeyse yerinden çıkacaktı. ‘Allah’ım ne olur olsun’ dedim. Havalara sıçradım, gururlandım. 12 yıllık çabamız aklıma geldi. Kızım beni gururlandırdı. Allah işini gücünü rast getirsin. Bundan sonraki hedefimiz olimpiyatlar. Türk bayrağını göndere çektireceğiz. Vatanımızı çok seviyoruz, hedeflerimiz daha büyük” ifadelerini kullandı.

Bakan Nebati: GES’e şu anda talepler çok iyi geliyor
Adana

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Adana Valisi Vali Süleyman Elban’ı ziyaretinin ardından bir otelde düzenlenen “Halkbank Üretin Kadınlar Buluşması”na katıldı.

Burada konuşan Nebati, ülke için ürettikleriyle kendisine, ailesine, ülkesine ve kalkınma sürecine büyük katkılar sağlayan kadın girişimcilerle bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Ellerinin değdiği her yeri güzelleştiren, girdikleri tüm mücadelelerden alınlarının akıyla çıkan, bilimden sanata, siyasetten spora kadar her alanda başarıyla yer alan kadınları selamlayan Nebati, kendilerini bugün bir araya getiren, üretken insanlara her daim destek veren ve “üreten kadının bankası” olma misyonuyla hareket eden Halkbankın yönetici ve çalışanlarına da teşekkür etti.

Nebati, son 20 yıldır Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde uyguladıkları dönüşüm hamleleriyle demokratik standartların geliştirilmesi ve kalkınmanın hızlandırılması gibi konularda önemli mesafeler katettikleri söyledi.

Bir yandan sanayi, ulaşım ve sağlık altyapısını geliştirdiklerini dile getiren Nebati, diğer taraftan da eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması, ihracatın çeşitlendirilerek artırılması ve istihdam piyasasının iyileştirilmesi yönünde kayda değer gelişmeler sağladıklarını belirtti.

Kadınların ekonomik hayata katılım bakımından erkeklere kıyasla sınırlı kaldıklarının görüldüğünü aktaran Nebati, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Oysa bizim kadim medeniyetimizde kadınlar da üretim ve ticarette önemli bir yere sahip olmuşlardır. Bunun en güzel örneği Peygamber Efendimizin eşi Hazreti Hatice’nin ticaretle uğraşmasıdır. Bizler, kadınlarımızın sosyal ve ekonomik hayata katkı ve katılımlarına gerçekten önem veriyor, bunu daha ileriye taşımak için yoğun bir gayret sarf ediyoruz. Ancak elbette kadını, sosyal, kültürel, fıtri bütün bağlarından kopararak salt ekonomik bir özne olarak da kesinlikle görmüyoruz. Kadınlarımızın annelik yaparken gösterdiği muazzam özveri ve aile hayatı içindeki üretken konumu, asla küçümsenemez, değersizleştirilemez. Öte yandan, dünyanın 10 büyük ekonomisinden biri olma hedefimizin gerçekleşmesi yolunda, kadınlarımızın ekonomimize giderek artan oranda katkılar sunmaya devam edeceklerine gönülden inanıyorum.”

“Yükseköğretim mezunu kadınlarımızın iş gücüne katılım oranı yüzde 70’ler seviyesinde”

Nebati, çalışma hayatına katılmak isteyip de çeşitli sebeplerle katılım sağlayamayan kadınların önündeki engelleri kaldırmanın en önemli görevlerinden biri olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

“İktidara geldiğimizde yüzde 27,9 seviyesinde olan kadınların iş gücüne katılım oranı bugün yüzde 34,9 seviyesine yükselmiş durumda ancak bu rakamları elbette yeterli bulmuyoruz. İş gücüne katılım oranının, eğitim düzeyiyle yakından ilişkili olduğunu da görüyoruz, farkındayız. Nitekim yükseköğretim mezunu kadınlarımızın iş gücüne katılım oranı yüzde 70’ler seviyesinde. Dolayısıyla, kadınların iş gücüne katılımını artırma hedefimiz çerçevesinde odak noktamız eğitime çok önemli bir yer veriyoruz. Bu yüzden de kız çocuklarımızın eğitimine çok özel önem atfediyoruz. 2002-2003 döneminde yüzde 91,9 olan kız çocuklarımızın ilköğretimdeki brüt okullaşma oranını bugün yüzde 97’ye yükselttik. Yüksek öğrenime erişimi kolaylaştırmak amacıyla üniversitelerimizin sayısını 200’ün üzerine çıkardık. Çok şükür bugünün Türkiye’sinde artık her ilimizde üniversite, her üniversitemizde kız öğrencilerimiz, üniversite hayatına, akademi dünyasına çok önemli katkılar sağlıyorlar.”

Bakan Nebati, iş gücü piyasasında daha aktif rol almalarını sağlamak amacıyla kadınlara pozitif ayrımcılık uyguladıklarını, bunu artırarak devam ettiklerini dile getirdi.

“Kadınlarımızın önündeki engeli kaldıracağız”

Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan’a teşekkür eden Nebati, “Halkbank daha da koşacak, yol açacak, sizin önünüzdeki tüm engelleri kaldıracak. Engel varsa, bizi çağıracak kadınlarımızın önünde engel olanın engelini kaldıracağız. Baktık gücümüz yetmiyor, arkamızda Recep Tayyip Erdoğan gibi bir liderimiz var, hiç merak etmeyin. Pozitif ayrımcılık devam. Kadınlar başımızın tacı, gönlümüzün ilacı. Üretecekler, ticaret yapacaklar, kazanacaklar, vergi ödeyecekler, biz onlarsız yapamayız. Hep beraber sizlerle yolculuk çok daha iyi oluyor.” ifadelerini kullandı.

Nebati, kadın istihdamının teşvik edilmesi amacıyla 18 yaş ve üzeri kadınları istihdam eden işverenlere 24 ila 54 ay süresince SGK desteği sağladıklarını hatırlatarak, KGF Yatırım Destek Paketi hakkında bilgi verdi.

Halkbankın sunduğu Kadın Girişimci Kredisi, Kadın Girişimcilere Sıfır Faizli Esnaf Kredisi ve Kadın Kooperatifleri Destek Paketi uygulamalarıyla kadınları desteklediğini belirten Nebati, şunları aktardı:

“Dayanışmanın, yardımlaşmanın, birlikte üretmenin sağladığı özgüvene, güce ve birliktelik ruhuna inanıyoruz. Dayanışma ve iş birliğini, yalnızca kar amacı güden, duygusuz bir makinenin birbirini döndüren çarkları olarak değil, duygu yüklü, capcanlı bir organik yapının azimle, arzuyla, yüce bir ruhla birbiri için çalışan unsurları olarak tanımlıyoruz. Türkiye’de hepimizin aynı gemide olduğunu da unutmuyoruz. Hızımız, gücümüz, üretimimiz, hayallerimiz ortak. Biz bir bütünüz. Bu yüzden, toplumun tüm unsurlarını dayanışma çerçevesinde yaşayan bir organizma olarak düşünmek, ona göre hareket etmek durumundayız. Bunu birlikte başaracağız. İşte bu organik ve yaşayan bütünün en değerli parçalarından biri de kadın kooperatifleridir.”

“İşler, çarklar dönüyor. Bu çarklara kadın eli değdikçe bereketleniyor”

Türkiye’de toplam 1030 kadın kooperatifi bulunduğunu dile getiren Nebati, bunların 809’unun faaliyette olduğunun bilgisini verdi.

Nebati, bir yandan aktif kadın kooperatif sayısını artırırken bir yandan da niteliği geliştirmeyi hedeflediklerini vurgulayarak, şunları ifade etti:

“Birbirini tekrarlayan, üretim ve pazarlama konularında yeterliliği olmayan kooperatifler yerine, yerel ürünlerini ve imkanlarını iyi tanıyan temsil kapasitesi yüksek, üretim ve pazarlama ağları kuvvetli kadın kooperatiflerine ihtiyacımız var. İşte bu hedefle çıktığımız yolda Halkbank bir yandan yeni kurulan kooperatiflere finansman desteği sağlarken, mevcut kooperatiflere de en uygun faiz oranıyla kredi imkanı sağlıyor. Ayrıca, kooperatiflerimizin gelişmesi amacıyla ihtiyaçları olan eğitimler düzenleniyor ve ürünlerini tanıtıp satabilmeleri için iş ağlarını geliştirmek üzere çeşitli destekler sağlanıyor. Tüm bu eforun amacı, öncelikle 81 ilde 81 Marka Kooperatifini çıkarmaktır.”

Kooperatiflerin, Türkiye’nin ulusal ve organik iş birliği ağının çok önemli bir parçasını oluşturmakla kalmadığını, aynı zamanda ihracatçı olma özellikleri sayesinde ülke ihracatına da doğrudan katkı sağlama konusunda büyük bir potansiyel barındırdığını anlatan Nebati, şunları kaydetti:

“Ülkemizdeki 973 ilçemizin her birine taşıyarak 2023 yılında 1000 marka kooperatifimizi 1 milyar doları aşan ihracat yapabilen bir konuma getirmeyi hedefliyoruz. Ulaşılması zor olmayan, altyapısı hazır, üzerinde ilerlemeye başladığımız bir yol. İnşallah bu hedefimizi yakalayıp zamanla çok daha da üzerine çıkacağız. Bizim hedeflerimiz yapılabilecek, yakalanabilecek hedefler. 2023 vizyon hedefimiz vardı, geliyor mu? İnşallah 300 milyar dolarla yakalayacağız seneye. Sonra 2023’te 2053’ün kapısını açacağız. Türkiye ihracatla üretimle imalatla büyüyor istihdam yaratıyor. İşler, çarklar dönüyor. Bu çarklara kadın eli değdikçe bereketleniyor. Allah bereketinizi daim kılsın.”

Nebati, yeni dönemde küresel fırsatlardan en iyi şekilde yararlanmak amacıyla kurgulanan “Türkiye Ekonomi Modeli”ni başarılı şekilde uygulamaya devam ettiklerini söyledi.

Modelin odağına ihracat, üretim, istihdam ve yatırımları artırmanın, cari dengeyi kalıcı olarak tesis etmenin alındığını vurgulayan Nebati, şöyle konuştu:

“Bu sayede makroekonomik ve finansal istikrarı güçlendirerek küresel değer zincirlerinde yükselmeyi hedefliyoruz. Uygulamaya aldığımız Kur Korumalı TL Mevduat ve Katılma Hesabı (KKM) ile YUVAM Hesabı gibi destekleyici alternatif enstrümanlarla finansal istikrarı sağlamlaştırdık. 2021 Aralık ayında devreye aldığımız bu yöntemle, döviz tevdiat hesaplarının toplam mevduat içindeki payı 10 puanın üzerinde azalmış, mevduatın vadesi ise iki katına çıkmıştır. KKM ayrıca döviz kuru istikrarına da katkı sağlamıştır. Bununla beraber, kamuoyundaki bazı spekülatif tartışmaların aksine bütçeye oluşturduğu maliyet de sınırlı kalmıştır. Nitekim bütçeden mart ayında 11,7 milyar lira, nisan ayında 4,6 milyar lira ve mayıs ayında 4,8 milyar lira olmak üzere toplam 21,1 milyar lira tutarında ödeme gerçekleşmiştir. Ayrıca, KKM uygulamasının bütçeye olası maliyeti Bakanlığımız tarafından farklı senaryolar dahilinde yakinen takip ediliyor.”

Çeşitli mecralarda gündeme getirilen “şişirilmiş” bazı rakamların gerçeği yansıtmadığını ifade eden Nebati, şunları aktardı:

“Bu maliyetleri yayınlıyoruz, yayınlamaya devam edeceğiz. Öyle kafadan atmakla olmuyor. Maliyetlerimiz belli. İhracatçı şirketlerimizle sanayi şirketlerimiz için kurumlar vergisini 1 puan indirerek uluslararası rekabetçilik düzeyini artırıyoruz. Kredilerdeki selektif yaklaşımımızla, yatırımları desteklemeye yönelik kredileri önceliklendiriyoruz. Bu çerçevede 60 milyar lira tutarında Hazine destekli KGF paketlerini uygulamaya aldık. Şimdi bu paket tamamlandıktan sonra yeni paketleri de devreye alma zamanı geliyor. Benzer şekilde ihracatçılara ve turizm sektöründe faaliyet gösteren girişimcilere uzun vadeli finansman sağlamak üzere 150 milyar liralık bir imkanı da hayata geçirdik. Bu adımlara ilave olarak, tüketici kredilerinde yüzde 5 olarak uygulanan BSMV oranını yüzde 10’a çıkartarak kredilerin üretime yönlendirilmesini, selektif kredi politikamızı daha da pekiştirerek ilerliyoruz. Bu adımın, aynı zamanda enflasyonla mücadele sürecine de katkı sunacağını düşünüyoruz.”

“GES’e talepler çok iyi geliyor”

Bakan Nebati, vatandaşların gelirlerine kıyasla aşırı borçlanmasının önüne geçmek ve kredi piyasasındaki ısınmanın makro dengeleri olumsuz etkilemesini önlemek amacıyla tüketici kredilerine yönelik makroihtiyati politika çerçevesini sıkılaştırdıklarını anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Tüketici kredilerinde dar gelirli vatandaşlarımıza yönelik pozitif ayrımcılık anlayışıyla hareket ediyoruz. Nitekim 50 bin liraya kadar olan kredilerde vade sürelerini azaltmadık. Önümüzdeki dönemde de mali disiplinden vazgeçmeden makroekonomik ve finansal istikrarı gözeterek vatandaşlarımızı desteklemeye devam edeceğiz. Tasarruflarını milli paramız olan Türk lirasında değerlendirmek isteyen vatandaşlarımıza yeni bazı enstrümanlar da hazırladık ve ilan ettik. Bu kapsamda, tasarladığımız GES’i bireysel yatırımcılarımıza sunuyoruz. Bireysel yatırımcılarımız bundan faydalanabilir. Buna yönelik talepleri 15 Haziran’dan itibaren almaya başladık ve 22 Haziran’a kadar talep toplama süreci devam edecek. Şu anda da talepler çok iyi geliyor.”

GES’lerin getirisinin yıllık minimum yüzde 23,04 olacağını ve kupon getirilerin vatandaşlara 3 ayda bir ödeneceğini anımsatan Nebati, “Bütçeye aktarılan hasılat paylarına göre, merkeze alınmış olan Devlet Hava Meydanları İşletmeleri ve Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğünden bu gelirin getiri miktarı artma potansiyeli de yüksek olma imkanı sağlayacaktır.” dedi.

Nebati, ülkede sermaye piyasalarının gelişimi için sürdürdükleri çalışmalarla ilgili de bilgi verdi.

“Tüm fırsatları değerlendirmek isteyen bir Türkiye’miz var”

Bakan Nebati, Türkiye’nin basiretli, ferasetli ve azimli insanların ülkesi olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Bu ülke, hiçbir zorluk karşısında asla pes etmeyen insanların ülkesidir. Biz pes eder miyiz? Etmeyiz, bu ülke etmez, etmeyecek. Bugün tüm dünyada yaşanan bir dönüşüm süreci söz konusu. Küreselleşme karşısında bölgeselleşme eğilimlerinin arttığı bir dönemden geçiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı’mızın güçlü liderliğiyle üretim ekonomisi olma yolunda kararlı adımlar atan, yeni dönemde oluşan tüm fırsatları değerlendirmek isteyen bir Türkiye’miz var. Elbette hiçbir değişim ve dönüşüm süreci kolay olmaz. Bunu en iyi anlayacak kişilerin kadınlarımız olduğuna eminim. Bir anlamda ülkemizin ‘doğum sancıları’ diyebileceğimiz bu değişim süreci, ülkemiz ve insanımız için daha müreffeh, daha güzel yarınlara gebedir. Türkiye, mevcut potansiyelini, kararlılıkla uyguladığımız politikalar sayesinde günbegün hayata geçirerek küresel sahnedeki etkinliğini artırma yolunda ilerlemeye devam ediyor.”

Gençlere daha müreffeh bir ülke bırakabilmek, Türkiye’yi küresel arenada hak ettiği yere getirebilmek için mücadele verdiklerini vurgulayan Nebati, şunları kaydetti:

“Bu süreçte bize çelme takmak isteyen, önümüze duvar örmek isteyen, inancımızı sorgulatarak bizi bu yoldan çevirmek isteyenler olacaktır, bekliyoruz, hiç bitmeyecek. Ancak unutmayalım ki biz, geçen yüzyılın başında, Milli Mücadele sürecinde, kadınıyla, erkeğiyle, genci, yaşlısıyla topyekun seferber olmayı bilmiş, vatanını hep birlikte savunarak zafere ulaşmış bir milletin torunlarıyız. Öyle, esen her rüzgarla savrulacak kuru bir yaprak kesinlikle değiliz. Şimdi, bu küresel dönüşüm sürecinde de benzer bir anlayışla kadınıyla erkeğiyle sanayicisi, çiftçisi, esnafı, ücretli çalışanıyla el ele verdiğimizde Türkiye’nin aşamayacağı hiçbir güçlük asla söz konusu olamaz.”

“Ülkemizin yarınları için üreten kim varsa onun yanında olacağız”

Nebati, artık çok sayıda mega altyapı projesini tamamlamış, dünyanın hemen her köşesine yaptığı ihracatını sürekli artıran, insansız hava araçları, elektrikli otomobil ve hatta jet motorları dahil yüksek teknolojili üretime yönelmiş özgüvenli bir Türkiye olduğunu anlatarak, “Bunların tamamı 20 sene evvel sadece güzel birer hayalden ibaretti. 20 yıl öncesinin bir genci olarak söylüyorum, bu hayalleri bize kurdurmuyorlardı. Bugün, tüm bunlar bizim somut kazanımlarımızdır.” dedi.

Türkiye’nin ekonomi seferberliğinde kadınların ve kadın girişimcilerin çok önemli bir rol oynayacağını belirten Nebati, şunları söyledi:

“Kalbimle söylüyorum, kalbim dilime vuruyor. Sizsiz olmuyor, hep beraber yürüyeceğiz. Bizler, ülkemizin yarınları için üreten, ihracat yapan, istihdamı artıran, ülkemiz için taş taş üstüne koyan her kim varsa onun yanında olmaya ve gereken tüm desteği vermeye devam edeceğiz. Kadınlarımızın her alanda, evinde, iş yerinde, sosyal hayatta daha fazla söz sahibi olmaları için önlerini açmayı da aralıksız sürdüreceğiz. İdeallerine ulaşan, mutlu bir toplum inşa etme yolunda kadınlarımızın ülkemize, ekonomimize ve insanımıza sunacağı daha birçok katkının olacağından hiçbir şüphe duymuyorum. Her zorlukla beraber bir kolaylığın olduğuna inanarak, yolumuzu bilerek, azimle ilerlemeye devam edeceğiz. Kadınlar iyimserdir, iyimserlik rahmanidir, kötümserlik şeytanidir. Sürekli vesvese verir. Vesveseleri bir tarafa atıyoruz, yolumuza kadınlarla devam ediyoruz. Bugün, emeğiyle gayretiyle var olan, hayalleri için mücadele veren, yüreği ülkemiz, evlatlarımız için çarpan tüm kadınlarımızı tebrik ediyor, önlerinde saygıyla eğiliyorum.”

Konuşmaların ardından Bakan Nebati ve Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, Adana, Antalya, Osmaniye, Burdur, Hatay, Isparta, Mersin ve Kahramanmaraş’ta başarılı genç kadın girişimcilere temsili “Halkbank Kredi Belgesi” verdi.

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati daha sonra bu illerden seçilen kooperatiflerin “Türkiye’nin Marka Kooperatifleri” adı altında sergiledikleri ürünlerin bulunduğu stantları gezdi.

Salça ve pul biberde markalaşan kadınlar, sektörde söz sahibi olmayı hedefliyor
Gaziantep

Gaziantep’in Nurdağı ilçesinde bulunan atıl tesiste pul biber ve salça üreten kadınlar, “NurBacı” markasıyla sektörde söz sahibi olmayı hedefliyor.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına bağlı İpekyolu Kalkınma Ajansı (İKA), Sosyal Gelişmeyi Destekleme Programı (SOGEP) kapsamında Nurdağı Belediyesi ile işbirliğine gitti.

“Nurdağı Biberine Değer Katan Kadınlar Projesi” ile ilçedeki biberin işlenerek değerlendirilmesi ve kadınların istihdam edilmesi amacıyla kadınlara tarımsal eğitim verildi.

Tarımsal eğitimin ardından bir araya gelen 20 kadın, atıl haldeki tesisin pul biber ve salça üretim tesisi haline getirilmesiyle “acı lezzet”i üretime dönüştürmeye başladı.

İlçenin verimli topraklarından biberleri toplayan kadınlar, tesiste bunları pul biber ve salça haline getirerek oluşturdukları “NurBacı” markasıyla satıyor.

Yaklaşık 2 milyon liralık destekleme projesi ile kadınların ekonomik olarak güçlenmesi ve istihdam edilebilirliklerinin artırılması hedefleniyor.

İKA Genel Sekreteri Dr. Burhan Akyılmaz, AA muhabirine,Nurdağı Belediyesi iş birliğinde kadınlar için biber işleme tesisi kurduklarını belirtti.

Tesisi kadınların istihdamını artırmak, tarıma dayalı imalat sanayini güçlendirmek için yaptıklarını ifade eden Akyılmaz, şöyle konuştu:

“Böylelikle Nurdağı’nda kırsal kalkınma çalışması yaparak ilçenin yöresel ürünü biberin işlenerek katma değerli ürün haline gelmesini amaçlıyoruz. Burada üç önemli bileşen var. Birincisi üretim, ikincisi istihdam ve üçüncüsü de katma değer. Bu zamana kadar üretilen biberler komisyoncular marifetiyle başka yerlere satılıyordu. İnşallah bu tesis ile beraber burada üretilen ürünler komisyoncuya gitmeden kadınların kendi emekleriyle hem üreterek hem de para kazanarak sosyal refahlarını sağlamak için önemli bir kaynak olacaktır. Bu tesiste günlük yaklaşık 2 ton biber ve salça üretimi hedefliyoruz.”

“Biberimiz verimli topraklardan elde ediliyor”

Nurdağı Belediye Başkanı Ökkeş Kavak ise üretime, çiftçiye, tarıma destek vererek kadın istihdamı oluşturmayı amaçladıklarını belirterek, “İşletmeden çıkan ilk ürünlerimiz pul biber ve salçadır. Salçamız ve biberimiz güneşte kurutulan gün kurusudur. Biberimiz verimli topraklardan elde ediliyor. Ayrıca kalitelidir. Pazarda satışa hazır hale getirdik. İlçemizde bulunan kadınlar çalışkan ve gayretlidir. Biz burada birlik ve beraberlik içinde üretimin gerçekleşmesi için çalışmaktayız.” dedi.

“Aile bütçemize katkıda bulunuyoruz”

Hatice Deveci ise proje ile tesiste çalışmaya başladıklarını belirterek, “Burada biber ve salça üretiyoruz. Kuru biber, tarlalarda hasat ediliyor. Tesise getirilen biberler, burada çeşitli aşamalardan geçerek pul biber ve salça haline dönüşüyor. Daha sonra satışa hazır hale getiriyoruz. Bundan dolayı mutluyuz. Aile bütçemize katkıda bulunuyoruz.” ifadelerini kullandı.

Kadınlardan Cennet Baz ise tesisin kurulması için emeği geçen herkese teşekkür etti.

Ayşe Deveci ise ürettikleri biber ve salça ile pazarda söz sahibi olduklarını ve bununla birlikte aile bütçelerine katkı sundukları için mutlu olduklarını kaydetti.

Van Gölü için yürüyen kadınlar Adilcevaz’a ulaştı
Bitlis

Van Gölü için kadınlar yürüyor” sloganıyla Van’dan yola çıkan doğaseverler ve dernek üyeleri, yürüyüşün yedinci etabının sonunda ilçe girişinde belediye başkanı Necati Gürsoy ve kadınlar tarafından karşılandı.

Gürsoy, burada yaptığı konuşmada, Türkiye’nin göz bebeği Van Gölü’nün korunması için düzenlenen etkinliğin önemli olduğunu belirtti.

NASA’nın fotoğraf yarışmasında Van Gölü’nün uzaydan çekilen fotoğrafının birinci olduğunu hatırlatan Gürsoy, “Van Gölü’nü torunlarımıza, çocuklarımıza tertemiz bırakmak istiyoruz. Hükümetimiz Van’da çok büyük bir arıtma tesisi kurdu. Adilcevaz, Ahlat ve Tatvan’da da arıtma tesislerimiz var ama bu yeterli değil. Buraya gelen tüm doğaseverlere ve aktivistlere teşekkür ediyorum.” diye konuştu.

Dernek başkanı Erdoğan Özel ise gelecek kuşaklara temiz bir göl bırakmak için Van Gölü havzasında farkındalık çalışması yaptıklarını ifade etti.

Kadınlar öncülüğünde Van Gölü etrafındaki 430 kilometreyi kapsayan yürüyüş düzenlediklerini aktaran Özel, “Bugün 200 kilometrelik bölümü tamamladık ve Adilcevaz’a geldik. Burada yoğun bir katılım oldu. Adilcevaz’da Van Gölü’ne olan duyarlılık bizi mutlu etti. Kadınların, çocukların ve özellikle belediye başkanımız Necati Gürsoy’un katılımı bizleri mutlu etti. Bugün yedinci parkurdayız. 15 parkurda yürüyüşü bitirmeyi hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı.

Yürüyüşe destek sunan otobüs firması sahibi İrem Bayram da “Bundan sonra 5-6 etabımız daha olacak ve başladığımız yerde yürüyüşü sonlandıracağız. Amacımız Van Gölü’nün güzelliğini medya aracılığı ile tüm dünyaya duyurmak, temiz tutulması açısından bilinçlendirmek.” dedi.

Katılımcılara Sahil Parkı’nda ikramda bulunuldu.