Tahran’da 104 yıllık “dünyanın en küçük çayevi”
Tahran

.w3-content { max-width: 100%; margin: auto;} .w3-tooltip, .w3-display-container {position: relative;} .w3-black, .w3-hover-black:hover { color: #fff!important; background-color: #000!important;} .w3-display-left { position: absolute; top: 50%; left: 0%; transform: translate(0%,-50%);-ms-transform: translate(-0%,-50%);} .w3-display-right { position: absolute; top: 50%; right: 0%; transform: translate(0%,-50%);-ms-transform: translate(0%,-50%);} .w3-btn, .w3-button {-webkit-touch-callout: none;-webkit-user-select: none; -khtml-user-select: none;-moz-user-select: none; -ms-user-select: none;user-select: none;} .w3-btn, .w3-button {border: none;display: inline-block;outline: 0;padding: 8px 16px;vertical-align: middle;overflow: hidden;text-decoration: none;color: inherit;background-color: inherit;text-align: center;cursor: pointer;white-space: nowrap;}Tahran’da 104 yıllık “dünyanın en küçük çayevi”

İran’ın başkenti Tahran’daki tarihi Büyük Pazar’da bulunan “dünyanın en küçük çayevi” yerli ve yabancı turistler ile çarşı esnafından ilgi görüyor.

İran’ın Ulusal Kültürel Miras Listesi’nde de yer alan 104 yıllık çayevi kurulduğu günden beri aynı yerde müşterilerine hizmet veriyor.

İran’ı anlatan gezi kitaplarında da ismi geçen 2 metrekarelik çayevini 80 yıldır Mebhutiyan ailesi işletiyor.

Yaklaşık 15 yıldır çayevini işleten Kazım Derviş, daha önce reklam şirketinde çalıştığını, babasıyla birlikte işlettiği mekanı babasının ölmesi üzerine 5 yıldır da yalnız işlettiğini söyledi.

Derviş, reklam şirketinde çalıştığı zamanlarda da her fırsat bulduğunda babasına yardıma geldiğini belirtti.

Babası Hacı Ali Mebhutiyan’ın irfana duyduğu ilgiden dolayı “Mebhutiyan” olan soyadının yerine “Derviş” soyadını kullandığını söyleyen Kazım Derviş, bu nedenle çayevinin adının Hacı Ali Derviş Kahvehanesi olduğunu ifade etti.

Hacı Kazım Derviş, tebessümü ve müşterilerine gösterdiği ilgiden dolayı çevresinde çok seviliyor. Derviş, çayevine gelen genç çiftlere üzerinde “aşk” yazılı inciyi verip bunu eşlerine vermelerini istiyor ve onlara muhabbet çayı anlamına gelen “Çay-ı Mehrebani”yi ikram ediyor.

104 yıldır hizmet veriyor

Hiç evlenmemiş birinin aşka bu kadar önem vermesi bazı müşterilerce takdir edilirken bazı müşterilerce de garip karşılanıyor.

Müşterilerine çay ikram eden ve sürekli hareket halinde olan 64 yaşındaki Kazım Derviş, dağcılık sporuyla ilgilendiğini, yaşı ilerlemiş olmasına rağmen bu yüzden genç ve dinamik olduğunu söylüyor.

Derviş, 1918 yılında açılmış olan 104 yaşındaki çayevinin İran Kültür Mirası Listesi’nde yer aldığını, 80 yıldır da ailesi tarafından işletildiğini belirtti.

Çay içmeye gelen yerli ve yabancı turistlere üzerinde Farsça ve İngilizce “Hacı Ali Derviş Kahvehanesi” yazılı sembolik parayı hediye ettiğini söyleyen Derviş, bazı müşterilerin çay içtikten sonra para üstünü almadığını, kalan parayı bir kutuda topladığını söyledi.

Derviş topladığı bu parayı “kimsesiz ve ihtiyaç sahibi çocuklara ve evsiz kadınlara” harcadığını ifade etti.

İran ile ilgili gezi kitaplarında da çay evinin isminin “dünyanın en küçük çayevi” olarak geçtiğini söyleyen Derviş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Şimdi de para için değil burayı sevdiğimden işimi devam ettiriyorum. Müşterilerimize safran, kakule, tarçın, nane, sade ve gül suyu çaylarının yanı sıra Türk kahvesi ikram ediyoruz. Çay 15 bin tümen (yaklaşık 8 lira) ama parası olmayana 500 tümene kadar fiyat düşürüyorum”

Turistlerin ilgi odağı

Turist rehberliği yapan Mehrdad Saidi, Tahran’a gelen turistlere buradan söz ettiklerinde mutlaka görmek ve çay içmek istediklerini, şimdi de çay içmek için misafirleriyle burada olduklarını söyledi.

Roman Sultanov, İran’ı gezmek için Rusya’dan geldiğini belirterek, “Dünyanın en küçük çay evinin Tahran Büyük Pazarında yer alması bize ilginç geldi. Rehberimiz bize burayı anlatınca gelip en küçük çay evinin çayını denemek istedik.” diye konuştu.

En lezzetli çayı burada içeceğine inandığını belirten Sultanov, hem Tahran Pazarının ortamının he de insanların sıcak kanlılığı ve samimiyetinin ilgisini çektiğini ifade etti.

Ziyaretçilerden Fatma Hasanlu ise burayı sosyal medyadan gördüğünü ifade ederek, “İlgimi çekti ve buraya gelmek istedim. Kız kardeşlerimle gelip burayı bulduk. Çok hoşuma gitti. Burada lezzetli çaylar var. Çok güzel karşıladı bizi. Aşk yazılı inci hediye etti.” dedi.

Hasanlu, bundan sonra pazara her geldiğinde buraya uğramayı düşündüğünü sözlerine ekledi.

ABD’nin İran petrokimya sektörüne uyguladığı yaptırımda Çin ve BAE’de hedefte

ABD Hazine Bakanlığı Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi (OFAC), İran’ın petrokimya sektörünü hedef alarak, bu ürünlerin ihracatına yardımcı olan Çin, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve İran merkezli şirketlere yaptırım uyguladığını duyurdu. ABD Hazine Bakanlığı tarafından yaptığı açıklamada, Hong Kong merkezli 2 şirkete, İran merkezli 3 şirkete ve BAE’den 4 şirkete yaptırım uygulandığı belirtildi. Bakanlık ayrıca, Çin vatandaşı Jinfeng Gao ve Hindistan uyruklu Mohammed Shaheed Ruknooddin Bhore adlı kişilere de yaptırım uyguladığını aktardı.

Yaptırım uygulanan Çinli ve BAE’li şirketler arasında, Hong Kong merkezli Keen Well International Limited ve Triliance Petrochemical Co. Ltd, BAE merkezli, GX Shipping FZE, Future Gate Fuel and Petrochemical Trading L.L.C, Sky Zone Trading FZE ve Youchem General Trading FZE adlı şirketlerin yer aldığı belirtildi.

“Bu ağ, İran petrokimya ürünlerinin yaptırımlardan kaçmasına yardımcı oluyor”

Hazine Bakanlığı bu şirketleri “İran’ın petrokimya ürünlerinin yurtdışında satışına aracılık eden kuruluşlar” olarak tanımlayarak, “Bu ağ, İran petrokimya ürünlerinin Çin’deki ve Doğu Asya’nın geri kalanındaki müşterilere satışını destekleyerek uluslararası işlemlerin gerçekleştirilmesine ve yaptırımlardan kaçmasına yardımcı oluyor” dedi.

Hazine Bakanlığının uyguladığı yaptırımlar aracılığıyla, bahsi geçen kişi ve şirketlerin ABD’de herhangi bir mülkiyeti ve mülkiyetlerindeki herhangi bir menfaatlerinin engellendiği belirtildi.

“Bir anlaşma olmadığı takdirde İran’dan petrol, petrol ürünleri ve petrokimya ürünlerinin ihracatını sınırlamak için yaptırım yetkilerimizi kullanmaya devam edeceğiz”

ABD Mali İstihbarat Hazine Müsteşarı Brian Nelson yaptığı açıklamada, 2015 İran nükleer anlaşmasına atıfta bulunarak, “ABD, Ortak Kapsamlı Eylem Planı’na karşılıklı uyum sağlamak için anlamlı bir diplomasi yolunu izliyor. Bir anlaşma olmadığı takdirde İran’dan petrol, petrol ürünleri ve petrokimya ürünlerinin ihracatını sınırlamak için yaptırım yetkilerimizi kullanmaya devam edeceğiz. ABD, İran’ın yaptırımlardan kaçınma faaliyetlerini gizlemek için kullandığı ağları ifşa etmeye devam edecek” dedi.

Anlaşmaya göre İran’ın, ABD, Avrupa Birliği (AB) ve Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımlarından kurtulması karşılığında İran’ın nükleer silah programı sınırlandırılmıştı. ABD’nin eski Başkanı Donald Trump’ın 2018’de anlaşmadan çekilmesi ve ABD yaptırımlarını geri getirmesiyle İran nükleer kısıtlamaları ihlal etmeye başmış ve anlaşmayı yeniden canlandırmak için yapılan görüşmeler şu ana kadar başarısızlıkla sonuçlanmıştı.

Aylin Albayrak

ABD’den İran petrol ihracatında rol alan Çin ve BAE merkezli şirketlere yaptırım
Washington

Hazine Bakanlığı Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisinden (OFAC) yapılan açıklamada “OFAC, yurt dışında İran petrokimya ürünlerinin satışına aracılık eden yaptırım listesindeki Triliance Petrokimya ve İran Petrokimya Ticaret Şirketini destekleyen İran petrokimya üreticilerinden oluşan şirketler ağının yanı sıra bunların Çin ile BAE’deki paravan şirketlerine yaptırım uyguladı.” ifadesi kullanıldı.

Açıklamada, öz konusu şirketlerin İran petrokimya ürünlerinin Çin ve Doğu Asya’nın geri kalanındaki müşterilere satışını destekleyerek İran’ın yaptırımları delmesine yardımcı olduğuna dikkat çekildi.

ABD, 23 Ocak 2020’de Triliance şirketini, 5 Kasım 2018’de ise İran Petrokimya Ticaret Şirketini yaptırım listesine almıştı.

OFAC’ın yaptırım listesine eklediği İran merkezli petrokimya şirketleri arasında, Marun Petrokimya, Fanavaran Petrokimya, Harg Petrokimya şirketleri olduğu kaydedildi.

Listeye alınan uluslararası paravan ve nakliye şirketlerinin ise Hong Kong merkezli, Keen Well International ve Teamford Enterprises Limited, BAE merkezli GX Nakliye, Future Gate Akaryakıt ve Petrokimya Ticaret Limited Şirketi, Skyzone Trading, YouChem General Trading ve Trio Energy olduğu kaydedildi.

OFAC’ın listesinde Çin ve Hindistan’da Triliance adına komisyonculuk yapan Jeff Gao ve Muhammed Şahid Ruknaddin Bhore isimli iki kişinin yer aldığı görüldü.

Konuya ilişkin yazılı açıklama yapan ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, “Biden Yönetimi, Ortak Kapsamlı Eylem Planı (OKEP) anlaşmasını tam olarak uygulanmasına karşılıklı olarak geri dönüşü sağlamak için anlamlı bir diplomasi yolu izlemede samimi ve kararlıdır. Anlaşma olmazsa İran’dan petrol, petrol ürünleri ve petrokimya ürünlerinin ihracatını sınırlamak için yaptırım yetkililerimizi kullanmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

Türkiye-İran sınırı kamera ve sismik sensörlerle gece gündüz gözetleniyor
Ağrı

Cumhurbaşkanlığınca Sınır Fiziki Güvenlik Sistemi Projesi kapsamında başlatılan ve İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürlüğü ile Sınır Yönetimi Daire Başkanlığı koordinasyonunda Türkiye-İran sınırının Ağrı bölümünde 2020 yılında yapımı tamamlanan güvenlik duvarı, yüksek teknolojiyle kontrol ediliyor.

Gözetleme, haberleşme ve optik kuleler, gece görüşlü termal kameralar ile harekete duyarlı sensörlerle kontrol altında tutulan sınır duvarıyla, göçmenlerin yansı sıra kaçakçılık, yasa dışı işler ve PKK’lı teröristlerin yurda girişi engellenmeye çalışılıyor.

Ağrı Valisi Osman Varol, Doğubayazıt Kaymakamlığına vekaleten bakan Taşlıçay Kaymakamı Adem Topaca ve Doğubayazıt 1. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Şükrü Özbakır ile sınır hattını inceledi.

Vali Varol, burada gazetecilere yaptığı açıklamada, güvenlik duvarının çok büyük emek, gayret ve masraflarla ülkenin güvenliğini sağlamak için yapılan önemli bir yatırım olduğunu söyledi.

“3 metrelik duvarların üzerinde jiletli teller bulunuyor”

Duvarın, güvenlik güçlerinin işini kolaylaştırdığını ifade eden Varol, şöyle konuştu:

“Entegre güvenlik sistemi dediğimiz şey, sadece duvardan ibaret değildir. En önemli unsurlarından biri 3 metrenin üzerinde duvar olmakla beraber üzerinde jiletli tellerden oluşuyor. Ağrı olarak, İran ile 87 kilometrelik sınır hattımız var. Bu sınır hattımızın 83.6 kilometresinde sınır duvarı mevcut. Kalan kısım teknik olarak duvarın inşa edilmesinin mümkün olmadığı yerler. Bu kısım da zaten insan geçmesinin mümkün olmadığı yerler. Burası için de çok daha farklı başka tedbirler düşünüyoruz. Bu bölgede bazı noktalarda sismik tellerimiz var, yani yere döşenip üzerinde herhangi bir hareket geçtiğinde, titreşim olduğunda, bunu algılayıp uyarı alarmı veren sistemlerimiz var.”

Varol, İran-Türkiye sınırının Ağrı hattındaki 87 kilometrelik bölümün tamamen entegre güvenlik sistemiyle kapatıldığını belirterek, duvar hattının iç kısmında da 6 metre genişliğinde asfalt yolun olduğunu anlattı.

Bölgedeki güvenlik güçlerinin zırhlı araçlarla sürekli devriye görevi yaptığını dile getiren Varol, “Bu zırhlı araçlarımızda özel donanımlar var. Üzerinde duvarın üstüne kadar uzatabilecekleri ve arka tarafı görebilecekleri kamera sistemleri mevcut. Sınır hattı boyunca yolun kenarında aydınlatma direklerimiz ve şehirlerde de kullandığımız gece görüşlü kamera sistemi mevcut. Duvar hattının kenarındaki bu yol, geceleri hem aydınlanıyor hem de kameralarla takip ediliyor. Bu bölgede yerleşik birçok sınır karakolumuz mevcut. Bu karakollarımız gerekli her türlü teçhizat ve araç gereçle sürekli olarak bu hatta devriye olarak dolaşıyor.” diye konuştu.

“Kameralar, sismik sensörler, radara benzer sistemler var”

Geçen yıl ve bu yılın başında ASELSAN’ın ürettiği çok ileri teknoloji elektrooptik kule sisteminin sınır hattına monte edildiğini ve bu kulelerde çok ileri teknolojik görüntüleme sistemlerinin bulunduğunu vurgulayan Varol, şöyle devam etti:

“Gece görüş imkanı olan kameralar, sismik sensörler, insanları ve canlıları algılayabilecek radara benzer sistemler var. Hava nasıl olursa olsun, gece veya gündüz, sis ve yağış, elektrooptik kule sayesinde sınır hattınıza yaklaşan ve gözlemlediğiniz alandaki her türlü hareketi görebiliyorsunuz. Bu da güvenlik güçlerimizin işini çok kolaylaştırıyor. Bu güvenlik duvarı sisteminin çeşitli noktalarda kamera izleme ve bu sensörlerin verilerini alıp işleyerek görevlilere aktaran operasyon merkezleri mevcut. Bu operasyon merkezlerinde de arkadaşlarımız 7/24 tüm bu sistemlerden gelen bilgileri analiz edip aynı zamanda sahada görev yapan arkadaşlara da aktarıyorlar.”

Varol, zorlu coğrafya şartlarına rağmen bazı yerlerde dağları ortadan ikiye yardıklarını, bazı vadilerde de dolgu üzerinde güvenlik duvarını yaptıklarını söyleyerek, söz konusu önlemlerle düzensiz göçlerin gelişinde ciddi bir azalma gördüklerini aktardı.

“Terör anlamındaki faaliyetlerde de ciddi azalma var”

Duvar yapıldıktan sonra sınır birliklerinin gelen göçmenleri çok daha rahat tespit edebildiğini ve engellediğini ifade eden Varol, şunları kaydetti:

“Sınır duvarının yarattığı caydırıcı ortamda orta ve uzun vadede göçmenlerin bu bölgeye çok fazla gelmemeleri sonucunu doğurdu. Bu duvarı aşmak imkansız da değil ama bu kadar birleşik güvenlik sitemi içerisinde çok kolay da değil. Sınır hattımızın imkanlar dahilinde en yüksek şekilde korunduğunu ve en yüksek güvenlik standartlarının burada uygulandığını söyleyebiliriz. 7/24 görev yapan ve her tülü tehlikeye rağmen görevini icra eden sınır birliklerimizi de bunun içerisine kattığınızda sınırlarımızın güvenlik anlamında herhangi bir sıkıntısının olmadığını gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Sınır hattındaki bu güvenlik sisteminin tamamlanmasından sonra Ağrı, Doğubayazıt bölgesi ve Ağrı Dağı eteklerinde, terör anlamındaki faaliyetlerde de ciddi bir azalma ve içerideki operasyonlarımızla çok önemli bir caydırıcılık olduğunu da görüp yaşıyoruz.”

İran’da 5,2 büyüklüğünde deprem
Tahran

Tahran Üniversitesi Jeofizik Enstitüsü bünyesindeki Ulusal Sismoloji Merkezinin açıklamasına göre, merkez üssü Hürmüzgan eyaletine bağlı Cenah şehri olan deprem yerel saatle 10.36’da kaydedildi.

Yerin 8 kilometre altında meydana gelen depremin etkilerine dair henüz resmi açıklama yapılmadı.

Ulusal Sismoloji Merkezi, Hürmüzgan’da bugün daha önce de 4,4 ve 4,5 büyüklüğünde iki deprem olduğunu bildirmişti.

İran: Sığınmacıların sınır dışı edilmesi Londra için tarihi utanç
Tahran

Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklaya göre Hatibzade, aralarında İranlıların da olduğu sığınmacıların İngiltere’den zorla Ruanda’ya sınır dışı edilmesi kararına tepki gösterdi.

Said Hatibzade, “Olanlar, Londra ve sömürge tarihlerini örtbas etmek ve temizlemek için tüm çabalarını ortaya koyanlar adına tarihi bir utançtır.” ifadesini kullandı.

Sığınmacıların zorla sınır dışı edilmesi ve üçüncü ülkelere nakledilmesini eleştiren Hatibzade, “Bugünlerde insan hakları talep eden ülkelerin ve sorumlu uluslararası kuruluşların ölümcül sessizliği bir utanç kaynağı ve açık bir insan hakları ihlalidir.” açıklamasında bulundu.

Hatibzade, Londra merkezli Farsça yayın yapan medya organlarının “gerçekçi olmayan bir İran imajı ve daha gerçekçi olmayan bir Avrupa’da yaşama hayali sunarak” bazı İranlıların tehlikeye atılmasına zemin hazırladığını ileri sürdü.

Söz konusu sığınmacıların durumuna dikkati çeken Hatibzade, “İran, egemenlik görevleri çerçevesinde bu kişilerin 1951 Sözleşmesi ve ilgili protokol kapsamındaki haklarına saygı gösterilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.” dedi.

Hatibzade, İran’ın tüm zorluklara ve ekonomik baskılara rağmen Afganistan dahil diğer ülkelerden milyonlarca göçmene ev sahipliği yaptığını söyleyerek, şunları kaydetti:

“İnsan hakları konusunda talep sahiplerinin, çoğu aynı hükümetlerin sistematik aldatmacalarıyla yerinden edilme riskini göze almış binlerce göçmen ve sığınmacının kabulüne müsamaha göstermemesi talihsiz bir durumdur.”

İngiltere’nin göçmen ve sığınmacıları Ruanda’ya gönderme planı

İngiltere’de yasa dışı olarak bulunan göçmen ve sığınmacıları Ruanda’ya göndermek için 14 Nisan’da iki ülke arasında Göç ve Ekonomik Kalkınma Ortaklığı anlaşması imzalanmıştı. Anlaşmaya insan hakları kuruluşları tepki göstermişti.

İlk aşamada 100’den fazla kişinin Ruanda’ya gönderileceği açıklanmış fakat bu sayı açılan davaların ardından 11’e kadar düşmüştü. Ülkede son olarak Yargıtay, temyiz başvurusunu reddederek 11 sığınmacıyı taşıyacak uçağın yarın havalanabileceğine hükmetmişti.

İnsan hakları savunucuları, ilk uçakta 4 İranlı, 2 Iraklı, 2 Arnavut, 1 Suriyeli ve uyruğu açıklanmayan 2 kişi dahil 11 kişinin olacağını belirtiyor.

İran: “Yunanistan, İran’a ait petrol tankerini serbest bıraktı”

İran Limanlar ve Denizcilik Kurumu, Yunanistan’ın alıkoyduğu İran’a ait petrol tankerinin akıbetine ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, “Devlet kurumlarımızın konuyu ciddiyetle takip etmesi ve gösterilen çabalar sonucunda Atina yönetimi alıkoyduğu petrol tankerini taşıdığı petrol ile birlikte serbest bırakma kararı aldı” ifadeleri kullanıldı. İran’a ait petrol tankerinin ABD’nin talebi üzerine alıkonulduğu belirtilerek, “Atina yönetimi alıkoyduğu İran petrol tankerini ABD ile olan anlaşmasına rağmen serbest bıraktı” denildi.

Ne olmuştu

Yunanistan 25 Mayıs’ta İran’a ait petrol tankerine el koymuştu. İran Limanlar ve Denizcilik Kurumu, olumsuz hava koşulları ve teknik bir sorun nedeniyle Yunan sahillerine yanaşan geminin ABD’nin talebi doğrultusunda alıkonulduğunu açıklamıştı. Olayın ardından Tahran yönetimi, Basra Körfezi’nde 1,8 milyon varil petrol taşıyan Yunanistan’a ait Prudent Warrior ve Delta Poseidon adlı iki petrol tankerine el koyduğunu duyurmuştu.

Aynur Sena Çabuk

İsrail’den “ABD öncülüğünde İran’a karşı bölgesel bir koalisyon” kurulması çağrısı
Kudüs

Gantz, İsrail askerleri için düzenlenen bir ödül töreninde konuştu.

Bakan Gantz, konuşmasında, “İran’ın nükleer tesislerin kameralarını kapattığını, bölgedeki saldırgan operasyonlarını genişlettiğini, nükleer anlaşmaya varma girişimlerini reddeden ve buna meydan okuyan eylemlerine devam ettiğini” ileri sürdü.

“(İran’a karşı) ABD liderliğinde ortak bir bölgesel güç inşa etmeye ihtiyaç var.” diyen Gantz, “Amerikalı ortaklarımız ve müttefiklerimizle olan ortaklık ve derin ilişkilerin yanı sıra son yıllarda bölge ülkeleriyle kurduğumuz ve geliştirdiğimiz ilişkiler, İsrail’in bölgedeki başarısının önemli bir unsurudur.” değerlendirmesinde bulundu.

Savunma Bakanı Gantz, mayıs ayında ABD’ye düzenlediği ziyareti sırasında da benzer bir çağrıda bulunmuştu.

İran: Yunanistan alıkoyduğu petrol tankerini serbest bıraktı
Tahran

Kurumdan yapılan yazılı açıklamada, alıkonulan İran bandıralı tankerin son durumuna işaret edilerek, “İran İslam Cumhuriyeti’nin hızlı ve etkili eylemi ile yükün sahibine iade edilmesi kararı verilmiş olup, bu kararın Yunanistan’da uygulanması devam etmektedir.” ifadelerine yer verildi.

Açıklamada İran kurumlarının çabaları ve takipleri sonucu Yunan hükümetinin gemiyi serbest bıraktığı bildirildi.

Taşınan petrolün de sahibine iade edilmesi kararına değinilen açıklamada, “ABD’nin gemiyi alıkoyma ve mallara el koyma talebine ve ABD ile Yunanistan arasında adli yardım anlaşmasına rağmen, sonunda yükün sahibine iadesi kararı verildi.” ifadeleri kullanıldı.

Yunanistan’ın İran tankerine el koyması

İran Limanlar ve Denizcilik Kurumundan 25 Mayıs’ta yapılan açıklamada, olumsuz hava koşulları ve teknik sorunlar nedeniyle Yunan kıyılarına sığınan İran bayraklı bir geminin alıkonulduğu ve geminin taşıdığı petrole ABD’nin talebiyle el konulduğu duyurulmuştu.

İran, Yunanistan’ın İran petrolünü taşıyan tankeri alıkoyması üzerine bu ülkenin Tahran’daki Maslahatgüzarını Dışişleri Bakanlığına çağırmıştı.

Yunanistan mahkemesi, İran’ın konuya ilişkin itirazlarını kabul ederek, Lana isimli tankerdeki 107 bin ton petrole el koyma ve başka gemiye aktarma kararını iptal etmişti.

Öte yandan Tahran yönetimi, Basra Körfezi’nde Yunanistan’a ait Prudent Warrior ve Delta Poseidon adlı iki petrol tankerindeki yaklaşık 1,8 milyon varil petrole el koymuştu.