Kerkük’te çoğu Osmanlı döneminden kalma tarihi hamamlar kaderine terk edildi
Kerkük

Kerküklü tarihçi, araştırmacı ve yazar Necat Kevseroğlu AA muhabirine yaptığı açıklamada, hamamların Osmanlı döneminden günümüze kadar sosyal hayatın önemli bir parçası olduğunu ve bu yapılara tarih boyunca önem verildiğini söyledi.

Kerkük’te inşa edilen ilk hamamın 1600’lü yılların başında Beyler mahallesindeki Ali Bey hamamı olduğunu kaydeden Kevseroğlu, Osmanlı döneminde imkan sahibi insanların yaptırdıkları caminin yanında mutlaka bir de hamam yaptırdığını belirtti.

Kerkük hamamları, Osmanlı dönemindeki yapım tekniklerine göre biçimlenmiş ancak Kerkük’e has bir iç mimariye sahip olduğunu ifade eden Kevseroğlu, hamamların bölümleri soyunmalık, ılıklık (soğukluk), sıcaklık ve külhan sıralamasıyla inşa edildiğini aktardı.

“Bu hamamlara koruma altına alınmalı”

Kerkük’ün gerçek mimarisini yansıtan ve tarih zenginliğinin önemli parçası olan bu hamamların yok olmaya başladığına dikkat çeken Kevseroğlu şöyle devam etti:

“Asırlar boyunca halka hizmet veren bu eserlerin göz göre göre yok olmaya yüz tutmasına üzülüyoruz. Yeniden restore edilmesinin zor ve maliyetli olmasından dolayı hamam sahipleri bunun üstesinden gelemiyor. Bir kısım da bu tarihi hamamları satışa çıkarıyor. Bu yüzden de devlet sahip çıkmalı ve bu hamamları koruma altına almalı.”

Kerkük’ün en eski hamamlarından Hacı Hasan Hamamı’nın sahibi Leyla Allaf, babasından miras kalan bu tarihi hamamın 30 yıldır kapalı olduğunu belirtti.

Hayat şartlarının değişmesi ve evlerde modern banyoların inşa edilmesiyle hamamlara ilginin azaldığını anlatan Allaf, bu tür tarihi ve eski yapıların onarımının oldukça zor olduğunu ifade etti.

Allaf, yıllardır kapalı olduğundan dolayı hamamın yıkılmak üzere olduğunu vurgularken, Irak Kültür Bakanlığının desteğine ihtiyaç duyduklarını, hamamlar, hanlar ve çok sayıda tarihi yerin yeniden toplum hayatına kazandırılmasını istediklerini kaydetti.

Büyük Pazar Çarşısı’ndaki Hacı Hasan Hamamı’nın yakınındaki esnaftan Metin Allahverdi de tarihi hamamın harap vaziyette olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:

“Yıllardır terk edilen hamam bir süre önce esnaf tarafından depo olarak kullanıldığı için daha da tahrip edildi. Çocukken babamla birlikte bu hamama gelirdik. Bu tarihi eserin bir gün yok almasından endişe ediyoruz. Dükkan ve iş yerleri arasında kalan ve algılanmayan hamam bugün harabe halinde” dedi.

Sayıları 10’un üzerinde olan büyük çoğunluğu Osmanlı döneminde inşa edilen kent merkezindeki Büyük Pazar, Musalla, Çay, Korya, Şaturlu ve Beyler mahallelerinde bulunan hamamların bir kısmı yıkıldı ve ayakta kalanlar da kaderine terk edilmiş durumda.

Terör örgütü PKK kaçırdığı çocukları “savaşçı” olarak kullanıyor
Erbil

Terör örgütünün Türkiye’den olduğu gibi Irak, Suriye ve İran’dan da halk desteği kesildi. Örgüt, özellikle son yıllarda düzenlenen Pençe operasyonları ile ağır darbeler alıyor. Terör örgütünün uğradığı güç kaybı sözde basın organlarına da yansıyor.

Örgüte ait sözde medya kanallarında sürekli gösteri ve protesto çağrısı yapılmasına rağmen buna uyan olmuyor. Irak’ın Erbil kenti sınırlarında örgüt taraftarlarının gösteri yapmasına izin verilmezken, Süleymaniye’de düzenlenen gösterilerin de çok düşük katılımlı olması dikkatleri çekiyor.

Örgüt, yaşadığı kan kaybını çocukları kandırıp “savaştırarak” durdurmaya çalışıyor ancak kaçırdıkları çocukların aileleri seslerini her geçen gün daha fazla yükselterek PKK’nın bu yöndeki arayışlarına da büyük bir set çekiyor.

Evlatları PKK tarafından kaçırılan annelerin, Diyarbakır’da başlayan ve 1000 günü geride bırakan HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önündeki oturma eylemi, örgütün çocukları nasıl istismar ettiğini tüm dünya kamuoyuna gösterdi.

YPG/PKK, “bünyesindeki çocuk savaşçıları serbest bırakmak” için Birleşmiş Milletler (BM) ile anlaşma imzalamasına rağmen çocukları kullanmaya devam ediyor.

YPG/PKK’nın Suriye ve Irak’ta zorla kaçırdığı çocuklar

Suriyeli Kürt aktivistlerden Mohammed Alo, Irak medyasına yaptığı açıklamada, PKK’ya bağlı “Devrimci Gençler” adlı örgütün Halep’in Şeyh Maksud Mahallesi’nde Culya Tarık Dedo adlı kız çocuğunu Berane Bin Malik Okulu’nun önünden kaçırdığını anlattı.

KDP’ye bağlı Gulanmedia’nın haberine göre, İranlı Meryem Hıdır, 13 yaşındaki kızı Esrin Muhammed’in PKK’nın İran kolu olan PJAK tarafından kaçırıldığını ve kızının örgütten kaçmaya çalışırken öldürüldüğünü dile getirdi.

Yine Irak medyasına göre, Temmuz 2019’da PKK Duhok’ta 2 kişiyi kaçırdı ve akıbetleri hala belirsiz.

Rudaw televizyonunun 21 Mayıs’taki haberine göre, Meryem Ferid Muhammed adlı kız çocuğu Aynularab’da (Kobani) 31 Ekim 2021’de terör örgütü tarafından kaçırıldı. Babası Ferid Muhammed, televizyondaki canlı yayına bağlanarak kızının kurtarılmasını istedi.

Öte yandan 14 yaşındaki Şakir Muhammed Hibo’nun Kamışlı’nın Munir Habib Caddesi’nden ve 15 yaşındaki Fehed Abdulrahman’ın da Aynularab’ın (Kobani) sanayi bölgesinden kaçırıldığı açıklandı. Aileler, yerel medyaya konuşarak çocuklarının kurtarılmasını talep etti.

Yine Irak yerel medyasına göre, YPG/PKK, Suriye’de Halep il merkezinde yaşları 9 ve 10 olan Afrinli iki kardeşi silahlı kadrosuna katmak için kaçırdı.

Yerel kaynaklardan alınan bilgiye göre, YPG/PKK’lı teröristler, Halep il merkezinde varlık gösterdikleri Şeyh Maksut Mahallesi’nden 5 Haziran’da Afrin’in Cinderes beldesi doğumlu 9 yaşındaki İbrahim ve 10 yaşındaki Muhammed Şevki Yusuf adlı iki kardeşi kaçırdı.

AA’nın 10 Haziran tarihli haberinde, YPG/PKK’ya yakın sosyal medya hesaplarında paylaşılan görüntüde, Kürt ve Arap asıllı oldukları anlaşılan reşit olmayan 11 çocuğu örgütün silahlı kadrosuna kattığı belirtilmişti.

Görüntülerde, çocukların terör örgütü PKK’nın elebaşı Abdullah Öcalan’ın posteri ile PKK’nın sözde bayrağını taşıdığı görülmüştü.

Suriye Bağımsız Kürt Rabıtası Başkanı Abdülaziz Temmo, 7 Haziran’da AA muhabirine yaptığı açıklamada, YPG/PKK’lı teröristlerin son 6 ayda 10 yaş altı çocukları yoğun olarak kaçırmaya başladığını söylemişti.

Suriye’de sivillere yönelik hak ihlallerini belgeleyen Suriye İnsan Hakları Ağından (SNHR) 1 Nisan’da yapılan yazılı açıklamada, Suriye’de “SDG” adını kullanan YPG/PKK’lı teröristlerin Halep il merkezinde varlık gösterdikleri Şeyh Maksud Mahallesi’nden Rosil Şeyho ve Zahide Koçar adlı 16 ve 17 yaşlarındaki iki kız çocuğunu kaçırdığı bilgisine yer verilmişti.

Açıklamada, terör örgütünün kaçırdığı çocuklarla ailelerinin görüşmesine izin vermediği, kız çocuklarının silahlı eğitim için Halep il merkezinden Münbiç ilçesindeki YPG/PKK’nın terör kamplarına götürüldüğü belirtilmişti.

YPG/PKK, şubat sonunda Suriye’nin kuzeyinde işgal altında tuttuğu Aynularab (Kobani) ilçesinde yaşları 14 ila 16 olan 4 çocuğu, 28 Mart’ta Suriye’nin kuzeyinde yuvalandığı Tel Rıfat ilçesinde 14 yaşındaki bir çocuğu, mart sonunda Halep il merkezinde yaşları 16 ve 17 olan 2 kız çocuğu ve nisanda Halep’te 4 çocuğu silahlı kadrosuna katmak için kaçırmıştı.

PKK, Irak’ın Musul kentine bağlı Sincar ilçesinde kaçırdığı Ezidi çocukları kamplarda zorla silah altına alırken, Ezidiler de PKK tarafından kaçırılan çocuklarının serbest bırakılması için farklı aralıklarla eylemler düzenliyor.

Terör örgütüne bağlı organlarda sadece son birkaç ayda düzenlenen operasyonlarda etkisiz hale getirilen teröristlere ilişkin yayınlanan bilgilerde, öldürülenlerin henüz çocuk yaşta örgüte katıldıkları ortaya çıkıyor.

PKK’nın 4 Nisan 2021’de öldürüldüğünü açıkladığı “Andok Oramar” kod adlı Barış Saydan’ın örgüte katıldığında henüz çocuk yaşta olduğu anlaşılıyor. Haftanin’de 11 Şubat 2022’deki operasyonda öldürülen İranlı Zanyar Hüseyin de 2016’da henüz çocuk yaşta örgüte katıldı.

YPG/PKK’nın çocukları savaştırması, uluslararası raporlara da konu oldu

Terör örgütü YPG/PKK’nın çocukları savaştırması, ABD Dışişleri Bakanlığının 26 Haziran 2020’de yayımladığı “2020 İnsan Kaçakçılığı Raporu”nda da yer almıştı.

Raporda, “YPG, Suriye’nin kuzeybatısındaki sığınma kamplarından 12 yaşındaki kız ve erkek çocuklarını bile zorla silah altına almaya ve kullanmaya devam etti.” ifadesine yer verilmişti.

BM İnsan Hakları Konseyi, 16 Ocak 2020’de yayımladığı raporda, YPG/PKK’lı teröristlerin, Suriye’de çocukları “savaşçı” olarak kullandığına dair yeni bulguları paylaşmıştı.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in “silahlı çatışmalarda çocuklar” konusundaki özel temsilcisi Virginia Gamba, 29 Haziran 2019’da, BM Cenevre Ofisi’nde bir araya geldiği YPG/PKK elebaşlarından “Mazlum Abdi” kod adlı Ferhat Abdi Şahin ile “örgütün bünyesindeki çocuk savaşçıları bırakması için” hazırlanan eylem planına resmi törenle imza atmıştı. Türkiye, BM’ye konuyla ilgili protesto notası vermişti.

Ancak bu tarihten sonra da örgütle ilgili görsellerde çocuk yaştakiler dikkati çekmeye devam etmişti.

Terör örgütü genellikle kaçırdığı veya alıkoyduğu gençleri ve çocukları silahlı eğitim için terör kamplarına götürüyor.

YPG/PKK’lı teröristler, genelde kaçırdığı çocukların aileleriyle iletişim kurmalarına da izin vermiyor.

Çocuk savaşçılara dair görüntüler ve haberler terör örgütünün sözde medya organlarında da yer alıyor.

Bağdat Havalimanı’nda kum fırtınası nedeniyle uçuşlar durduruldu
Bağdat

Irak resmi haber ajansı INA’ya göre, hayatı olumsuz etkileyen kum fırtınası dolayısıyla Uluslararası Bağdat Havalimanı’ndaki tüm uçuşlar askıya alındı.

Bağdat’ta kum fırtınası nedeniyle görüş mesafesi iyice azaldı. Boğulma riski geçiren vatandaşların hastanelere kaldırıldığı ifade edildi.

Irak’ta ABD işgali sonrası yüz binlerce ağacın kesilmesi ülkeyi yeşil alandan yoksun bıraktı. Bu durumun kum fırtınası oluşumunda etkili olduğu ifade ediliyor.

Irak’ta Sadr’a bağlı milletvekilleri istifa etti
Bağdat

Sadr’a bağlı sosyal medya hesaplarından yayınlanan kısa bir görüntüde, Sadr Bloku Meclis Grup Başkanı Hasan Azari, sayıları 75 olan milletvekillerinin istifa dilekçelerini Meclis Başkanı Halbusi’ye sunduğu ve Halbusi’nin de istifa dilekçelerini onaylayarak imzaladığı görüldü.

Şii siyasi ve dini lider Sadr, kendisine bağlı Sadr Bloku vekillerinin meclisten istifa etmelerini istemişti.

Mukteda Sadr, Mesud Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve Meclisteki Sünni çatı kuruluş Egemenlik Koalisyonu ile hükümeti oluşturmak için üçlü ittifak kurmuştu.

Irak’ta Ekim 2021’de yapılan genel seçimlerde Sadr’ın grubu 329 sandalyeli Meclisin birinci partisi olmuştu. Ancak İran’a yakın Şii çatı kuruluş ile Sadr arasında hükümetin kurulması konusundaki anlaşmazlıklar sürüyor.

Yaşanan Şii-Şii anlaşmazlığı ülkede siyasi tıkanıklığa ve yeni hükümetin kurulamamasına neden oluyor.