İngiltere Genelkurmay Başkanı: “Avrupa’da bir kez daha savaşmaya hazırlanmalıyız”

İngiltere ordusunun yeni Genelkurmay Başkanı Patrick Sanders, Ukrayna’daki savaşa ilişkin yeni bir açıklama yaptı. Sanders, İngiliz birliklerinin bir kez daha Avrupa’da savaşmaya hazırlanmaları gerektiği konusunda uyarıda bulunarak, “Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, karada savaşmaya ve savaşları kazanmaya hazır olmak üzere İngiltere’yi koruma temel amacımızın altını çiziyor. Artık müttefiklerimizle birlikte savaşabilecek ve savaşta Rusya’yı yenebilecek bir ordu oluşturmak için güçlü bir zorunluluğumuz var. Orduyu bir kez daha Avrupa’da savaşmaya hazırlaması gereken bir nesiliz. 1941’den bu yana, Avrupa’da kıtasal bir gücün karıştığı bir kara savaşında ordunun komutasını üstlenen ilk Genelkurmay Başkanıyım” ifadelerini kullandı.

Sanders’ın ordunun savaşa hazırlanması gerektiğine yönelik açıklamaları, hem İngiltere Başbakanı Boris Johnson hem de NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in Ukrayna’ya uzun vadeli destek sunulması gerektiği yönündeki uyarılarını takip etti. İngiltere Başbakanı Johnson’ın Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile görüşmek üzere Ukrayna’nın başkenti Kiev’e yaptığı son ziyaretin ardından Johnson, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’daki işgalinin yeni bir aşamaya girdiğini söylemişti. Johnson yaptığı açıklamada, “Putin, Ukrayna’yı düpedüz bir vahşetle ezmeye çalışırken, bir yıpratma kampanyası uyguladığı için korkarım ki uzun bir savaşa kendimizi hazırlamamız gerekiyor. Birleşik Krallık ve ortakları, Ukrayna’nın mücadelesinde galip gelmesi için stratejik dayanıklılığa sahip olmasını sağlamalıdır. Rusya, saldırı kapasitesini yenileyebileceğinden, her şey Ukrayna’nın topraklarını savunma yeteneğini daha hızlı güçlendirip güçlendiremeyeceğine bağlı olacaktır. Bizim görevimiz, zamanı Ukrayna’nın tarafına çekmektir” şeklinde konuşmuştu.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ise yaptığı son açıklamada, “Savaşın yıllarca sürebileceği gerçeğine hazırlanmalıyız. Ukrayna’yı desteklemekten vazgeçmemeliyiz. Maliyetleri yüksek olsa bile sadece askeri destek için değil, ayrıca artan enerji ve gıda fiyatları nedeniyle de Ukrayna’yı desteklemeliyiz” şeklinde konuşmuştu.

Aylin Albayrak

Londra’da binlerce kişi hayat pahalılığına karşı yürüdü
Londra

Sendikalar Birliği (TUC) tarafından organize edilen gösteri, Portland Place’te başladı. Daha sonra binlerce gösterici, yaklaşık 3 kilometre yürüyerek Parlamento Meydanı’na ulaştı.

Bazı göstericiler, “Yeter artık”, “Maaşları artırın, faturaları düşürün”, “Herkes için güvenli ev” yazılı dövizler taşırken, sık sık hükümet karşıtı sloganlar atıldı.

Bazı protestocuların üzerlerinde Başbakan Boris Johnson ile Maliye Bakanı Rishi Sunak’ın fotoğraflarının yanında “Bedel ödetin” yazısı bulunan pankartlarla yürüdüğü görüldü.

Göstericiler, Başbakanlık Ofisi 10 Numara önünden geçerken Johnson’ı yuhalayarak protesto etti.

TUC Genel Sekreter Yardımcısı Sue Ferns, Parlamento Meydanı’nda yaptığı konuşmada, artan maliyetlere karşı maaşların artırılmasını istedi.

Ferns, “Yaşam maliyeti krizi işçileri çok zorluyor. Her şey yükseliyor. Ama maaşımız yükselmiyor. Enerji faturaları çatıları delip geçiyor, masaya yemek koymak her geçen gün daha pahalıya mal oluyor. Arabaların depolarını doldurmak için cüzdanları boşaltmak gerekiyor.” dedi.

İngiltere’de nisan ayında enflasyon, enerji ve gıda fiyatlarındaki artışın etkisiyle yüzde 9 oranına ulaşarak son 40 yılın en yüksek seviyesine çıkmıştı.

İngiltere Başbakanı Johnson’dan Kiev ziyareti

Rusya- Ukrayna savaşı devam ederken, İngiltere Başbakanı Boris Johnson, 2‘nci kez Ukrayna’nın başkenti Kiev’e geldi. Liderler, ikili görüşmenin ardından ortak açıklamada bulundu. Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy yaptığı açıklamada, “İngiltere, bu savaşta Ukrayna’ya verdiği desteğin sağlam ve kararlı olduğunu kanıtladı. Ülkemizin dostu Boris Johnson’ı tekrar Kiev’de gördüğüme sevindim” dedi.

İngiltere Başbakanı Johnson, Devlet Başkanı Zelenskiy’e 120 günde Ukrayna ordusundaki 10 bin askere eğitim verme önerisinde bulunduğunu belirterek, “Ukraynalı askerler, ulusunuzun egemenliğini savunmak için Birleşik Krallık füzelerini ateşliyor. Devlet Başkanı Zelenskiy’e bu savaşın denklemini değiştirebilecek büyük bir yeni askeri eğitim programı önerdim” ifadelerini kullandı.

Açıklanan yeni eğitim programında her askerin 3 hafta boyunca ön cephede savaş kazanma becerilerinin yanı sıra temel tıp eğitimi, siber güvenlik ve karşı patlayıcı taktikleri eğitimleri alması bekleniyor.
Görüşmede ayrıca liderlerin, İngiltere’nin eğitim teklifinin yanı sıra, Rusya’nın tahıl ablukasını sona erdirmede İngiltere’nin nasıl bir rol alabileceği konusu da tartıştığı öğrenildi. İngiltere Başbakanı Johnson en son 9 Nisan’da Ukrayna’yı ziyaret etmişti.

Araştırma: Omicron varyantının uzun süreli Kovid-19’a neden olma olasılığı daha düşük
Londra

İngiltere’de King’s College London’dan bir araştırma ekibi, yaklaşık 100 bin kişiden gelen verileri Kovid-19 semptomlarının kaydedildiği bir uygulamada inceledi.

Araştırma sonucu elde edilen veriler, Omicron varyantı dalgası sırasında enfekte olanların yüzde 4’ünden biraz fazlasının, Delta varyantı dalgasında ise enfekte olanların yüzde 10’unun uzun Kovid-19 semptomları gösterdiğini ortaya koydu.

Baş araştırmacı Dr. Claire Steves, konuya ilişkin değerlendirmesinde, “Omicron varyantının, önceki varyantlara göre uzun süreli Kovid-19’a neden olma olasılığı önemli ölçüde daha düşük görünüyor ancak yine de Kovid-19’a yakalanan her 23 kişiden 1’i dört haftadan uzun süre semptom gösteriyor.” dedi.

– 1,4 milyon kişinin günlük faaliyetlerini olumsuz etkiliyor

İngiltere Ulusal İstatistik Ofisi (ONS), 1 Haziran’da yaptığı açıklamada, İngiltere’de 2 milyon kişinin uzun süreli Kovid-19’dan muzdarip olduğunu ortaya koymuştu.

ONS, uzun süreli Kovid-19’un 1,4 milyon insanın günlük faaliyetlerini olumsuz etkilediğini belirterek, hastalığın en yaygın belirtileri arasında yorgunluk (yüzde 55), nefes darlığı (yüzde 32), öksürük (yüzde 23) ve kas ağrısı (yüzde 23) olduğunu kaydetmişti.

Ayrıca, uzun süreli Kovid-19’un kadınlar, 35-69 yaşındakiler, daha yoksul bölgelerde yaşayanlar ile eğitim, sağlık ve sosyal bakım hizmetlerinde çalışanlar arasında daha fazla görüldüğüne işaret edilmişti.

Türk mutfağına ait lezzetler İngiltere’nin ünlü yemek festivalinde tanıtıldı
Londra

Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığının da sponsorları arasında bulunduğu 5 günlük festival, başkentin ünlü Regent’s Park’ında kapılarını ziyaretçilere açtı.

Şehrin en iyi restoranları, önde gelen şefleri ile en görkemli yemek ve içeceklerini gurmelerle bir araya getiren festivalde ünlü şefler, en beğenilen tatları canlı şovlarla hazırlayarak ziyaretçilerin beğenisine sunuyor.

Festival kapsamında, etkinliğin ana destinasyon sponsorlarından olan Türkiye’nin uluslararası tanıtım mecrası “Go Türkiye”nin aynı isimle açtığı Türkiye standı da ziyaretçilerden büyük ilgi görüyor.

Türk mutfağına yoğun ilginin olduğu festivalde, “Go Türkiye” standında Türk şefleri hünerlerini sergiliyor.

Standın ziyaretçileri ayrıca festival sonunda yapılacak çekilişle konaklama, uçuş ve gastronomik yemek deneyimi dahil 2 kişilik bir İstanbul tatili kazanma fırsatı yakalayabilecek.

“5 gün boyunca Türk mutfağını İngilizlere tanıtacağız”

Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği Kültür ve Tanıtma Müşaviri Arzu Kahraman Yılmaz, etkinlik kapsamında AA muhabirine yaptığı açıklamada, Taste of London’ın İngiltere’nin en büyük yiyecek ve içecek festivali olduğunu belirterek bu yıl 18’inci kez düzenlenen etkinliğe Türkiye’nin 2’nci kez katıldığını anlattı.

Yılmaz, “Bizim amacımız, (Kültür ve Turizm) Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy’un talimatlarıyla gastronominin bir turizm ürünü olarak tüm dünyada tanıtılması. Bu minvalde de burada bugün standımızı açtık.” ifadelerini kullandı.

Stantta 5 gün boyunca Türkiye’den şeflerin Türk mutfağını İngilizlere tanıtacağını dile getiren Yılmaz, aynı zamanda, stantta kurulan markette Türk ürünlerinin satışının yapıldığını kaydetti.

Yılmaz, “Bununla birlikte Türk kahvesinin tadımını İngilizlere yaptıracağız. Aynı zamanda, festivalin ilk gününde The Fire Pit alanında, yani Taste of London’ın genel tadım alanında, Türk şeflerimizden Pınar İshakoğlu, Türk mutfağından bazı örnekler sergiledi. İngilizler de bunu büyük bir ilgiyle karşıladı.” dedi.

“İngilizler, Türk mutfağına ait lezzetlerin hikayelerini de çok beğeniyor”

Festival kapsamında Türk mutfağına özgü lezzetler sunan şef Pınar İshakoğlu da yaptığı açıklamada, Türkiye’de kendi adına ait özel şeflik hizmetinin verildiği bir şirketi olduğunu ve kişiye özel aşçılık yaptığını dile getirdi.

Etkinlikte yer alan “Go Türkiye” standında iki gün boyunca Türk mutfağından lezzetler sunacağını belirten İshakoğlu, dünyanın dört bir yanından farklı mutfaklara ait yemeklerin sergilendiği ana sahnede alinazik yemeği yaptığını anlattı.

İshakoğlu, “Açık ateşte alinazik pişirirken hikayesini anlattım. İngilizler inanılmaz bayıldılar. Yarın da kadınbudu köfte yapacağımı duyunca, hikayesini anlatınca çok beğendiler. Hikayeler ve yemekler, her şeyin bir anlamının olması bizim yemek kültürümüzü tanıtmak anlamında çok işe yarıyor ve çok ilgi çekiyor.” dedi.

Şef İshakoğlu, festival kapsamında “Go Türkiye” standında da kadınbudu köfte ve muhammara yaparak davetlilerin beğenisine sunacağını dile getirdi.

İngiltere’de sıcak hava dalgası etkili oluyor
Londra

Çarşambadan beri etkisini gösteren hava sıcaklığının yarın 35 dereceyi bulması beklenirken, sıcak hava etkisini pazar yağacak yağmurla kaybedecek.

Meteoroloji Ofisi Sözcüsü Grahame Madge, “Güney İngiltere’de açık gökyüzü ve oldukça kuru zemin koşullarımız var. Ayrıca, büyük sıcaklıkların görüldüğü Avrupa’nın güneyinden özellikle de İberya’dan daha sıcak havalar geliyor. Bu da cuma göreceğimiz türde bir artışa yol açıyor.” dedi.

Birkaç gün daha sıcaklıkların görüleceğini kaydeden Madge, “Şu anda, bazı belirsizlikler olsa da hava sıcaklıklarının cuma zirveye çıkacağını ve ardından cumartesi büyük ölçüde daha serin bir gün içinde olacağımızı düşünüyoruz.” ifadesini kullandı.

Öte yandan İngiltere Sağlık Güvenliği Ajansından Dr. Agostinho Sousa da seyahatlerde kişilerin yanlarında su bulundurmaları, gölgede yürümeleri, güneş kremi sürmeleri ve gün içinde spor yapmamaları tavsiyesinde bulundu.

İngiltere’de en yüksek hava sıcaklığı 35 santigrat derece ile Haziran 1976’da kaydedilmişti.

Amerikalı aktör Kevin Spacey, Londra’da hakim karşısına çıktı
Londra

Oscar ödüllü 62 yaşındaki aktör, 4 cinsel istismar ve bir kişiyle rızası olmadan cinsel ilişkiye girmekle suçlanıyor.

Aktöre, Westminster Sulh Ceza Mahkemesi’ne gelişinde avukatları ve iki polis memuru eşlik etti.

İddia edilen suçların, 2005-2013 döneminde Londra ve Gloucestershire’da gerçekleştiği ve şikayetlerin şu anda 30’lu ve 40’lı yaşlarında olan 3 erkek tarafından yapıldığı belirtildi.

Spacey, polisin soruşturma başlatmasının ardından geçen ay ABC kanalına yaptığı açıklamada, “En kısa sürede İngiltere’de gönüllü olarak mahkemeye çıkacağım ve kendimi bu suçlamalara karşı savunacağım. Masumiyetimi kanıtlayacağıma eminim.” demişti.

Spacey, American Beauty, The Usual Suspects ve House of Cards’ta aldığı rollerle tanınıyor.

İngiltere, AİHM kararına rağmen sığınmacıları Ruanda’ya gönderme planında ısrarcı
Londra

Priti Patel, Avam Kamarası’nda yaptığı açıklamada, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) kararının, sığınmacıları Ruanda’ya gönderme planının kendisiyle değil, listede adı bulunan 3 kişiyle ilgili olduğunu kaydetti.

İngiltere’de Yargıtay, sığınmacıları Ruanda’ya götürecek ilk uçuşa onay verdiAİHM, İngiltere’nin sığınmacıları Ruanda’ya göndereceği uçuşu durdurdu

Kararın Ruanda’ya sınır dışılar için mutlak bir engel olmadığını kaydeden Patel, mahkemenin serbest bırakılmasına hükmettiği sığınmacıların, haklarında değerlendirme sürerken elektronik kelepçe ile takip edileceğini duyurdu.

AİHM kararının, İngiliz yerel mahkemeleri ve Yargıtay hükümleriyle ters düşmesi göz önüne alındığında kendileri için hayal kırıklığı ve şaşırtıcı olduğunu söyleyen Patel, “Ulusal ve uluslararası yükümlülüklerimize tam olarak uyduğumuza inanıyoruz. Gelecekteki uçuşlar ve bir sonraki uçuş için hazırlıklar şimdiden başladı.” dedi.

“Utanç verici”

İşçi Partisi’nden Gölge İçişleri Bakanı Yvette Cooper ise uçağın iptaline kadar sürede yaşananları ve planı, “hercümerç ve utanç verici” olarak nitelendirdi.

İçişleri Bakanı’nın suçu başkasına atamayacağını kaydeden Cooper, “Bu ciddi bir politika değil ve asla da olmadı. Uçağı kiralarken bunu biliyordu. Bu uçakla Ruanda’ya göndermeyi planladığı insanlar arasında işkence ve insan ticareti mağdurları olduğunu biliyordu. Uygun bir değerlendirme süreci olmadığını biliyordu. Bazılarının çocuk olabileceğini biliyordu.” diye konuştu.

Cooper, düzensiz göç sorunun çözümü için Fransa ile çalışılması gerektiğini ancak Patel’in Fransız mevkidaşıyla arasının açık olduğunu savundu.

Tepki çeken plan ve AİHM kararı

İngiltere’de yasa dışı olarak bulunan göçmen ve sığınmacıları Ruanda’ya göndermek için 14 Nisan’da iki ülke arasında Göç ve Ekonomik Kalkınma Ortaklığı anlaşması imzalanmıştı. Anlaşmaya insan hakları kuruluşları tepki göstermişti.

13 Haziran’da Temyiz Mahkemesi yargıçları, göçmen ve sığınmacıları Ruanda’ya götürecek ilk uçuşun yapılabileceğine hükmetmişti. Bireysel başvuruları da reddedilen sığınmacıların avukatları, uçağın kalkmasına kısa bir süre kala AİHM’ye başvuru yapmıştı.

AİHM de, dün uçağın hareketine dakikalar kala aldığı kararla uçuşu durdurmuştu.

AB’den İngiltere’ye karşı yeni yasal süreç
Brüksel

AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Maros Sefcovic, İngiltere’de hükümetin Brexit ayrılık anlaşmasının parçası olan Kuzey İrlanda Protokolü’nü tek taraflı değiştirmeyi öngören yasa tasarısını parlamentoya sunmasının ardından atılacak adımlara ilişkin Brüksel’de basın toplantısı düzenledi.

Uluslararası bir anlaşmayı tek taraflı olarak değiştirmenin hiçbir hukuki ve siyasi gerekçesi olamayacağını belirten Sefcovic, “Uluslararası bir anlaşmayı tek taraflı olarak değiştirme kapısının açılması uluslararası hukukun ihlalidir.” dedi.

Sefcovic, İngiltere’nin girişiminin “yasa dışı” olduğunu vurgulayarak, İngiliz hükümetinin hazırladığı tasarının karşılıklı güvene ve saygıya zarar verdiğini, ayrıca belirsizliğe neden olduğunu söyledi.

“AB Komisyonu bugün Kuzey İrlanda Protokolü’nün önemli kısımlarına uymadığı için Birleşik Krallık’a yönelik yasal işlem başlatmaya karar verdi” diyen Sefcovic, söz konusu hukuki sürecin geçen yıl yapıcı bir atmosfer ortaya çıkarmak için dondurulduğunu anımsattı.

Sefcovic, “İngiliz hükümetinin kararı bize harekete geçmekten başka seçenek bırakmadı.” ifadesini kullandı.

İngiltere’ye karşı tarımsal ürünlerin gönderilmesi konusunda geçen yıl başlatılan hukuku ihlal sürecini ilerleteceklerini belirten Sefcovic, İngiltere’nin 2 ay içinde yanıt vermemesi halinde konuyu Avrupa Adalet Divanı’na götürebileceklerini bildirdi.

Sefcovic, İngiltere’ye karşı, Kuzey İrlanda’daki sınır kontrol noktalarında yeterli personel ve altyapı sağlamadığı, AB’ye gerekli ticari istatistik verilerini vermediği gerekçeleriyle 2 yeni hukuku ihlal süreci başlattıklarını da söyledi.

İngiltere, protokolü değiştirmek istiyor

İngiltere’de hükümet, geçen pazartesi günü, Kuzey İrlanda Protokolü’nün tek taraflı değiştirilmesini öngören yasa tasarısını parlamentoya sundu.

Tasarı, Birleşik Krallık’ı oluşturan İngiltere, Galler ve İskoçya’dan Kuzey İrlanda’ya giden malların gümrüğe tabi tutulması zorunluğunu büyük ölçüde kaldırıyor.

Tasarıya göre, Kuzey İrlanda’da kalacak mallar, gümrük kontrolüne gerek duyulmadan “yeşil şerit” üzerinden taşınabilecek. Ancak İrlanda Cumhuriyeti dolayısıyla AB’ye gidecek mallar ise “kırmızı şerit” uygulamasıyla gümrüğe tabi tutulacak.

Kuzey İrlanda’daki işletmeler, AB veya İngiltere regülasyonlarından birini seçebilecek. Dolayısıyla AB regülasyonlarınca uygun görülmeyen mallar da Kuzey İrlanda’da satılabilecek.

Ayrıca, anlaşmazlık durumunda artık Avrupa Adalet Divanı değil, İngiliz mahkemeleri son sözü söyleyecek.

Tartışmalı Kuzey İrlanda Protokolü

Brexit anlaşmasının bir parçası olan protokol, Birleşik Krallık’ın parçası olan Kuzey İrlanda ile AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti arasındaki ticareti düzenliyor.

Protokole göre, Brexit’e rağmen Kuzey İrlanda, AB’nin Gümrük Birliği kurallarına tabi olmaya devam ediyor, Birleşik Krallık’ın geri kalanıyla ticareti ise Kuzey İrlanda limanlarında gümrüğe tabi tutuluyor.

Katolik ayrılıkçılar ile İngiltere’yle birlik yanlısı Protestanlar arasındaki savaşı sona erdiren Belfast Anlaşması gereği, kontrollerin yapılabildiği fiziki bir kara sınırı oluşturulamıyor. Bu yüzden kontrollerin ancak denizde yapılması kararlaştırılsa da İngiliz hükümeti uzun süredir değişiklik talep ediyor.

Ayrıca, Kuzey İrlanda’da İngiltere’yle birlik yanlısı Demokratik Birlik Partisi de (DUP) protokolün iptal edilmesini ya da en azından değiştirilmesini istiyor. Parti, Londra’ya baskı yapabilmek için mayıs ayındaki yerel seçimler sonrası Kuzey İrlanda’da yeni yönetimin oluşturulmasını engelliyor.

AİHM, İngiltere’nin sığınmacıları Ruanda’ya göndereceği uçuşu durdurdu
London, City of

Ruanda’ya gönderilecekler arasında yer alan bir sığınmacının avukatının başvurusu üzerine AİHM, bu kişinin uçağa bindirilmesini engelledi.

Kararda, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğinin “Ruanda’ya gönderilecek mültecilerin, oradaki sığınma başvurularında adil ve etkili bir yasal desteğe erişemeyeceği” yönündeki değerlendirmesi dikkate alındı.

Ayrıca İngiliz yargıçların, Ruanda’nın ne kadar güvenli olduğu konusundaki şüpheli yaklaşımına da dikkat çekildi.

İngiliz basınına konuşan kaynaklar, hükmün İngiltere’nin sınır dışı kararı aldığı tüm sığınmacılar için geçerli olduğunu belirtti.

İçişleri Bakanlığı yetkilileri de BBC’ye yaptıkları açıklamada, AİHM’nin “son dakika” müdahalesinin ardından uçağın kalkamayacağını doğruladı.

Uçak tüm gün bekledi

Gün boyunca başkent Londra’ya yaklaşık 130 kilometre uzaklıkta bulunan Amesbury’deki askeri havaalanı Boscombe Down’da hazır bekleyen uçakta, ilk aşamada sadece 7 kişinin olacağı açıklanmıştı.

İlk listede 120’den fazla kişi olsa da İngiliz mahkemelerinin aldığı kararların ardından sayı 7’ye kadar gerilemiş, Dışişleri Bakanı Liz Truss sayıya bakılmaksızın uçağın havalanacağını açıklamıştı.

Gün içinde Başbakan Boris Johnson da İngiltere’yi AİHM’den çıkarmakla tehdit etmiş ve başvuruları yapan avukatları “sığınmacıları sömüren suçlulara yardım etmekle” suçlamıştı.

Tepki çeken plan

İngiltere’de yasa dışı olarak bulunan göçmen ve sığınmacıları Ruanda’ya göndermek için 14 Nisan’da iki ülke arasında Göç ve Ekonomik Kalkınma Ortaklığı anlaşması imzalanmıştı. Anlaşmaya insan hakları kuruluşları tepki göstermişti.

13 Haziran’da Temyiz Mahkemesi, yargıçlar, göçmen ve sığınmacıları Ruanda’ya götürecek ilk uçuşun yapılabileceğine hükmetmişti. Bireysel başvuruları da reddedilen sığınmacıların avukatları, uçağın kalkmasına saatler kala AİHM’e başvuru yapmıştı.