Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesinde “Toksikoloji Günleri” düzenlendi
İstanbul

Türkiye Acil Tıp Vakfı (TÜAT) tarafından Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Başhekimlik Binası Konferans Salonu’nda düzenlenen “Toksikoloji Günleri” etkinliğine katılan Prof. Dr. Memişoğlu, sağlık hizmetlerinin en zor ve en önemli yerlerinden birinin acil birimi olduğunu söyledi.

Acil servislerde, insanların en muhtaç ve zayıf anına müdahale edildiğini anlatan Memişoğlu, bu serviste nasıl bir işlem yapılacağı ve tedavi uygulanacağına ilişkin planlama süresinin çok kısıtlı olduğunu, bu nedenle acil servis çalışanlarının, esasında sağlık ordusunun öncüleri olduklarını belirtti.

Bir hastanenin hastane olabilmesi için acil servisinin iyi çalışması gerektiğini vurgulayan Memişoğlu, acil servislerin, hastanelerin kendini geliştirme alanları olduğunu ve acil servisini iyi çalıştırabilen yöneticinin, bütün branşlarını iyi çalıştırabileceğini söyledi.

Acil servise her türlü branşla ilgili başvuru olduğunu kaydeden Memişoğlu, bu birimin iyi yönetilmesi gerektiğini ifade etti.

Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, etkinliğin konusu olan toksikolojiye değinerek, “Toksikoloji maalesef çok gündeme gelmiyor. Hatta toplumun değil, sağlık çalışanlarının bile Zehir Danışma Merkezi’nin olduğunu bilmediği durumlarla karşılaşıyoruz.” dedi.

Memişoğlu, şöyle devam etti:

“Hatta toplumun değil, sağlık çalışanlarının bile Zehir Danışma Merkezi’nin olduğunu bilmediği durumlarla karşılaşıyoruz. Onun için vakfa, bu tür bir konuyu seçtikleri için teşekkür ediyorum. Toksikoloji, akrep sokmasından gıda zehirlenmesine, kimyasal atıklardan savaş türlerine kadar her şeyi kapsayan ve çok çeşitli semptomlarla karşınıza çıkan, çözülmesi çok zor ama gerekli olan, erken ve uygun müdahale ettiğinizde hastanın normal hayatını sürdürebildiği ama geç kalındığında veya uygun bir tedavi bulunmadığında hastayı kaybettiğimiz en önemli konularımızdan biri. Hastanın kliniğini, anamnezini iyi yönetemezseniz ve zamanında, hızlı müdahale edemezseniz kaybetme riskinizin yüksek olduğu veya sekellerle iyileştirdiğiniz bir hasta olur.”

Bu nedenle sempozyumda toksikolojiye neden olan her konunun tartışılmasının çok önemli olduğunun altını çizen Memişoğlu, “Bugün baktığınızda eğer bunu iyi yönetirseniz, birçok insanın hayatını kurtarırsınız, birçok insanı daha başlangıçta olacak komplike durumlardan kurtarırsınız. Esasında sadece hastanelerdeki acil servislerde değil, acilde ilk müdahale eden acil tıp teknisyeninden yoğun bakımda o hastayı yöneten kişiye kadar bütün süreci yönetmek durumundasınız.” değerlendirmesini yaptı.

Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Koordinatör Başhekimi Prof. Dr. Nurettin Yiyit ise değişen ve dönüşen dünyada toksikolojiye ayrılan zaman ve enerjinin büyüyeceğini düşündüğünü dile getirdi.

Hastanelerinde toksikoloji yoğun bakım servisi açıldığını belirten Yiyit, “Aslında birçok branşı etkileyen, birçok branşın sahip çıkması gereken konuyken ilk temas noktasında olan acil tıbbın bu konuyu sahiplenmesi, belki de yürütülmesi anlamında hem zaman kazandıracak hem de insanların bu dünyadaki zamanlarını sürdürmesinde en etkili, en faydalı hizmeti sunmuş olacaklar.” dedi.

“Skolyoz Bir Hastalık mıdır?” sempozyumu

Prof. Dr. Nurettin Yiyit ayrıca, Skolyoz Araştırma ve Tedavi Derneği (SATD) tarafından Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Hastanesinde düzenlenen “Skolyoz bir hastalık mıdır?” sempozyumuna da katıldı.

Burada konuşan Yiyit, dünyada haziranın “Skolyoz Farkındalık Ayı” olarak kutlandığını söyledi.

Skolyozun toplumda yüzde 3 oranında görüldüğünün altını çizen Yiyit, “Aslında bel kemiğimiz, vücudumuzun bütün yükünü tek başına sırtlanıyor. Bu bel kemiğinin bazen sağa, sola, bazen de dönerek şekli bozuluyor ve kişilerin bütün geleceğini etkileyecek sıkıntıya dönüşebiliyor.” diye konuştu.

Prof. Dr. Yiyit, skolyozun önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu aktararak, şöyle devam etti:

“Çok erken dönemlerde fark edilirse egzersizlerle düzeltilebiliyor. Biraz daha ilerlemiş dönemde yakalandığında ise fizik tedaviyle çok ciddi yol kat edilebiliyor. Çok ilerlediğinde ise işin içine cerrahi ameliyatlar giriyor. Amaç, olabildiğince bunu erken yakalayıp, kişinin hayatında bir sıkıntı olmaktan çıkarabilmek. Bunun için doktorlardan çok anne ve babalara iş düşüyor. Çocuklarını, özellikle büyüme döneminde gözlemlerlerse bel kemiğindeki sapmayı fark edebilirler. Omuzlardan birinin aşağıda birinin yukarıda olması, başının pozisyonu gibi çocuklarında farklılık gözlemlediklerinde mutlaka bu konuya eğilerek bir hekime götürmeliler.”

Fizik tedavi kliniklerinde özellikle hafif dereceli skolyozların tedavisiyle ilgilenen akademik kadroları bulunduğunu aktaran Yiyit, ayrıca ileri düzeydeki skolyozları ameliyat eden bir merkez olduklarını vurguladı.

SATD Başkanı olan, hastanenin Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Evrim Coşkun da omurganın eğriliği anlamına gelen skolyozun Türkiye’de genç nüfusta görüldüğünü söyledi.

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de skolyoz konusunda farkındalık oranının düşük olduğuna dikkati çeken Coşkun, tek amaçlarının, hastaların geri dönüşümsüz problemlerden kurtulabilmesi için erken tanı ve tedaviye bir an önce başlanılması olduğunu sözlerine ekledi.

Zeynep Kamil Hastanesinden ‘cinsiyet değiştirme ameliyatı’ iddialarına yalanlama
İstanbul

Başhekimlikten yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

“Basında bir öğretim üyesine atfedilerek verilen ‘Zeynep Kamil’de de 2 bin 700 erkek kız olmak için bekliyor’ tarzı iddialar tamamen asılsızdır. Zeynep Kamil Eğitim ve Araştırma Hastanesi, bir dal hastanesi olup bu tür ameliyatlar hastanemizde yapılmamaktadır. Dile getirilen iddiaların somut gerçekle ve yasal durumla bağdaşır bir yönü bulunmamaktadır.”

Ankara Şehir Hastanesi, ambulans şoförünün getirdiği hastanın 10.14’te kabul edildiğini bildird
Ankara

Ankara Şehir Hastanesinden Sağlık Bakanlığı önüne gelerek, taşıdığı bir hastayı bazı hastanelerin kabul etmediğini iddia eden şoförün taşıdığı hastaya ilişkin, “Ankara Şehir Hastanesi Acil Servisine girişinin HBYS incelemesi sonucunda aynı gün sabah saat 10.14’te yapıldığı tespit edilmiştir.” bilgisi verildi.

Hastaneden, dünkü konuya ilişkin bir kamuoyu açıklaması yapılmasına gerek duyulduğu belirtilerek, “Bakanlığa bağlı bir sağlık çalışanı olan kişi, talebine binaen Sayın Bakanımız ile görüşmüş, aldığımız bilgiye göre, görüşme daha ziyade kendi kişisel konuları özelinde olmuştur.” bilgisine yer verildi.

Ambulans şoförünün taşıdığı onkoloji hastasının, Dr. Abdurrahman Yurtaslan Eğitim ve Araştırma Hastanesinden sevk edildiği bildirilerek, “Hastanın, Ankara Şehir Hastanesi Acil Servisine girişinin HBYS incelemesi sonucunda aynı gün sabah saat 10.14’te yapıldığı tespit edilmiştir.” ifadesine yer verildi.

Acil Tıp Kliniği’ndeki değerlendirme sonrasında, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniğince tetkikleri yapılan hastanın, saat 11.20’de Ankara Şehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği’ndeki odasına yatışının yapıldığı kaydedildi.

Hastanın yatışından yaklaşık 2,5 saat sonra, araçta herhangi bir sağlık görevlisi ve hasta bulunmadığı halde, ambulans şoförünün, hasta nakil aracını bakanlık önüne park ettiğine dikkat çekilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

“Bakanlığa davet edilerek görüşülen arkadaşımızın yol açtığı olay için bu açıklamayı kamuoyunu doğru bilgilendirmek adına yapmak zorunda kaldığımızı ve olayın, ‘hastane arayıp bulamamak’ konusu olmadığını, hastamızın sürecinin uluslararası tıbbi kaideler ve ülkemiz mevzuatı doğrultusunda en uygun şekilde yürütüldüğünü ve neticesinde ilgili servisimize yatışının kısa sürede gerçekleştiğini bildirmek isteriz.”

Kadavradan nakille hayata tutunan hasta bağışçılara minnettar
Konya

Bir şirkette bekçilik yapan 37 yaşındaki Gökçelik, çalıştığı sırada aşırı terleme ve ateş şikayetiyle 10 ay önce başvurduğu hastanede yüksek enfeksiyona bağlı tedavi görmeye başladı.

Bu sırada böbrek rahatsızlığı ortaya çıkan ve diyaliz tedavisi alan Gökçelik, kadavradan uygun böbrek bulunduğu haberini aldı.

Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesinde gerçekleştirilen nakille sağlığına kavuşan Gökçelik, herkese organ bağışı konusunda duyarlı olma çağrısında bulundu.

“Allah’a şükür iyiyim, kurtuldum”

Gökçelik, AA muhabirine, rahatsızlığının ortaya çıkmasının ardından 3 ay içerisinde nakil için uygun böbrek bulunduğu haberinin geldiğini söyleyerek, “İstanbul’dan böbrek geldi. Ben de Ereğli’den geldim. Kadavradan nakli 26 Mayıs’ta oldum. Yüzde 100 uyumlu oldu. Allah’a şükür iyiyim, kurtuldum.” dedi.

Ailesinin de sevinçle kendisini beklediğini aktaran Gökçelik, “Organı bağışlayan aileden Allah razı olsun. Kardeşimize Allah rahmet eylesin, Allah ailesine sabırlar versin. Ben kim olduğunu bilmiyorum. Allah’ın nur cemalini görsün. Allah Peygamber Efendimize komşu eylesin.” ifadesini kullandı.

“Altıda 6 uyumlu gelen bir böbrekti”

Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Nefroloji ve Organ Nakli Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kültigin Türkmen, üniversitede organ nakillerinin 2001’de başladığını, Organ Nakli Ünitesinin 2012’de kurulduğunu kaydetti.

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle 2020-2021’de nakil yapmadıklarını anlatan Türkmen, şunları kaydetti:

“Kovid’in gerilemesiyle organ nakillerini tekrar aktif hale getirdik. Merkezimizde şubattan itibaren 4 canlı, 3 kadavra olmak üzere nakillerimizi yaptık. Bekleme listesinde 400’e yakın hastamız var. Avrupa’da nakillerin yüzde 80’i kadavradan yüzde 20’si canlıdan yapılıyor. Türkiye’de ise yüzde 80 canlıdan, yüzde 20 kadavradan nakil yapılıyor. Kadavradan nakil aslında istediğimiz öncelik. Kadavra bağışının artırılması gerekiyor. Toprak olacak bir beden, nakil bekleyen hastalara umut olabilir.”

Nakil yapılan Gökçelik’in genel sağlık durumunun iyi olduğunu belirten Türkmen, “Bekleme listesinde olan bir hastamızdı. Ancak ikiz kardeşinden alabilecek düzeyde, altıda altı uyumu olan bir böbrek çıktı. Tabii bu belki milyonda bir olasılık. Hastamız için büyük bir şans.” diye konuştu.

Sel sularına kapılarak otomobilin altına sıkışan motorlu kurye yaşam savaşı veriyor
Ankara

Mamak Misket Mahallesi’nde seyir halindeyken sağanak nedeniyle caddenin sularla kaplanması üzerine motosikletten düşen 36 yaşındaki motorlu kurye Samet Ç, bir süre sürüklenerek park halindeki bir otomobilin altına girdi. Aracın tekerine sıkışan ve sel suları içinde kalan kuryenin yardımına, çevrede bulunan vatandaşlar koştu.

Kuryenin boğulmaması için yoğun mücadele veren vatandaşlar, Samet Ç’yi kurtararak olay yerine ambulans çağırdı. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırılan kuryenin, genel cerrahi yoğun bakım biriminde tedavisinin sürdüğü ve durumunun ciddiyetini koruduğu öğrenildi.

Ankara’da sağanak sonrası bir motosiklet sürücüsü arabanın tekerine sıkıştı https://t.co/OzxGLgEKI0 pic.twitter.com/GvjKTiIrf4

— ANADOLU AJANSI (@anadoluajansi) June 11, 2022

“Pencereden video çekerken kuryeyi gördüm”

Samet Ç’nin sel sularından kurtulmasına yardım eden vatandaşlar, yaşananları AA muhabirine anlattı.

Şiddetli yağışı çektiği sırada motorlu kuryeyi gördüğünü dile getiren Salih Güven, “Pencerede yağışı videoya çekiyordum. Tam bu esnada motorlu kuryenin düştüğünü ve ardından sele kapıldığını gördüm. Hemen evden fırladım. Yolda bir minibüs vardı önce üzerine çıkıp oradan da arabanın üstüne atladım. Kurye kendinden geçmişti, orada gelenlerin yardımıyla kurtarmaya çalıştık.” dedi.

“Mahalleliyle arabayı itekleyerek genci çıkardık”

Bayram Korkusuz ise o anları şu ifadelerle anlattı:

“Kurye arabanın altında sıkıştığında motoru kayarak selde sürüklenmeye devam etti. Hemen komşularla yanına koştuk. Yeğenim arabanın üstüne çıkıp kurtarmaya çalıştı ama arabanın altında sıkışmıştı. Sonra iki taraftan dolanıp arabayı iteklemeye, ardından bir başka arabayla çekmeye çalıştık. O esnada sel suları biraz şiddetini azalttı. Suyun içine girerek arabayı mahalleliyle itekledik ve genci çıkarttık. Ardından da ambulansla hastaneye yolladık.”

Korkusuz, geçen yıllarda da yağışlarda benzer sıkıntılarla karşılaştıklarını belirterek bu problemin çözülmesini istediklerini söyledi.

Öte yandan motorlu kurye Samet Ç’nin sel sularına kapılarak otomobilin altına sıkıştığı ve vatandaşların genci kurtarmaya çalıştığı anlara ilişkin yeni görüntüler ortaya çıktı.