Demokrasi ve Birlik Derneği Genel Başkanı Metiner, Diyarbakır annelerini ziyaret etti
Diyarbakir

Demokrasi ve Birlik Derneği (DEMBİR-DER) Genel Başkanı Mehmet Metiner, Diyarbakır annelerinin oturma eylemine ilişkin, “Diyarbakırlı annelerimizin sesi sesimiz, feryadı feryadımız, acısı acımızdır., mücadeleniz kutsal. Siz tarih yazıyorsunuz.” dedi.

Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP’yi sorumlu tutan ailelerin 3 Eylül 2019’da başlattığı oturma eylemi 1016. gününde sürüyor.

Metiner, beraberindeki dernek üyeleriyle, ellerinde çocuklarının fotoğrafıyla bekleyişini sürdüren aileleri ziyaret etti, onlarla görüştü.

Evlatlarının dağa nasıl kaçırıldığını anlatan aileler, terör örgütü PKK ile HDP’ye tepkilerini dile getirdi.

Burada konuşan Metiner, bu ziyaretten sonra konuşmanın sanıldığı kadar kolay olmadığını, bütün kelimelerin anlamını yitirdiğini söyledi.

Dernek olarak ilk ziyaretlerini buraya yapmak istediklerini ifade eden Metiner, şunları kaydetti:

“Bunlar bizim annelerimiz. Acıları yüzlerinden okunuyor. Ama bir o kadar da inançlı ve kararlılar. Hiç kimsenin konuşmaya cesaret edemediği dönemlerde konuştular, seslerini yükselttiler, feryatlarını duyurdular. İstedikleri tek şey evlatları. Hepsi yoksul insanlar. Kendi evlatları Paris ve Londra’da okurken fakir fukaranın, yoksul ailelerin Kürt gençlerini Suriye’nin kuzeyinde ölüm tarlalarına yatırmaya götürüyorlar. Kürtlerin adına hareket ettiğini söylerken ahlaksız, iki yüzlü bir örgüt.”

“Evlatları öldüler mi yaşıyorlar mı bilmiyorlar”

Oturma eylemi yapan aileleri HDP il binası önünde ziyaret etmediği için CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na tepkilerini dile getiren Metiner, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kemal Bey’in yüreği, vicdanı varsa buraya geldiğinde keşke anneleri ziyaret etseydi. Acaba bunlara bakacak yüzün var mı? Demirtaş için özgürlük istiyorsun. Demirtaş’ın nerede yattığı, ne yediği, içtiği belli. Bunların evlatları neredeler Kemal Bey? Bunların evlatlarının nerede olduğunu sormak senin boynunun borcu değil mi? ‘Hak, hukuk, adalet’ diyorsun, hak, hukuk, adalet bu çadırda. Bu çadırdaki insanları, annelerin yüreğini dinle. Ama sen ‘Demirtaş serbest kalsın’ istiyorsun, ‘bize katılın’ diyorsun. Bu aileler evlatları öldüler mi yaşıyorlar mı bilmiyorlar. Bir anne ve baba için bunun nasıl bir dram olduğunu bilmiyor musun? Sen bir babasın. Meral Akşener, sen bir annesin. ‘Diyarbakır’a gelip, bu acılı ama onurlu anne ve babaları dinleyelim.’ dediniz mi? Aklınızın ucundan geçti mi? İşte HDP’nin önünde oturuyorlar. Niye HDP’nin önünde oturuyorlar? Çünkü bunlar benim de mensubu olmaktan onur duyduğum bir halkın çocukları.”

“Evlatlarını kimin götürdüğünü biliyorlar”

Ailelerin evlatlarını HDP il binası önünde beklediğine işaret eden Metiner, ailelerin, evlatlarını terör örgütü PKK’ya mikin götürdüğünü bildiğini aktardı.

Metiner, “Evlatlarının nerede yaşadıklarını sorma hakkını kendinde bularak terör örgütüne, siyasi partisine meydan okuyan bu kadınların ellerinden öpmeniz gerekirken HDP’yi gücendirmemek adına Diyarbakır’a kadar gelip geri döndünüz Kemal Bey. Meral Hanım, sen bu ülkenin İçişleri Bakanlığını yaptın. Hiç mi aklına gelmedi bu çadırda bu insanlar ne arıyorlar? ‘Evlatlarını gidip devletten istesinler.’ diyorsunuz. Evlatlarını kimin götürdüğünü biliyorlar. Evlatlarını HDP götürdü. O yüzden HDP binası önünde eylem yapıyorlar.” ifadelerini kullandı.

Metiner, “(Kılıçdaroğlu) HDP ile nasıl işbirliği yaparım diye tertipler içine giriyorsun? Adana’da gencecik evladımız kimin vasıtasıyla dağa götürüldü Kemal Bey? Meral Danış Beştaş’ın adını veriyorlar. Şu an HDP’nin Grup Başkanvekili olarak Beştaş’ın adını veriyor. Bunlar milletvekili değil. Bunlar terörün siyasi uzantıları. Dün bir polisimize tokat attılar. Hiç mi utanmanız yok?” değerlendirmesini yaptı.

Diyarbakır annelerini desteklediklerini, ailelerin ellerinden öptüğünü, onların acısını paylaştıklarını ifade eden Metiner, HDP’ye tepkisini dile getirerek şöyle devam etti:

“Diyarbakırlı annelerimizin sesi sesimiz, feryadı feryadımız, acısı acımızdır. Hala konuşmaya cesaret edemeyen, hala bu annelerimizin, babalarımızın acılarına sahip çıkmayan Kürtleri de kınıyorum. Kürtler, acılarıyla, gözyaşlarıyla burada. Hiç mi utanma duygunuz yok? Ölümden, bir terör örgütünden insan bu kadar korkar mı? PKK adına HDP çıkıyor diyor ki; ‘Kürtlere özgürlük istiyorum.’ Kürtlere istediğiniz özgürlük buysa alın başınıza çalın. Özgürlük bu mu?”

Annelerin evlatlarını istediğini belirten Metiner, bu evlatların geri geleceğini ve onları götürenlerden hesap sorulacağını söyledi.

“Tarih yazıyorsunuz”

Metiner, ailelerin yalnız olmadığını vurgulayarak, evlatları geri dönen anne ve babaların çadırı terk etmediğini kaydetti.

Ailelerin dağda tek evlat kalmayıncaya kadar mücadeleyi sürdüreceklerini belirttiğini aktaran Metiner, “Siz sadece evlatlarınızı aramıyorsunuz aynı zamanda başkalarının evlatları artık dağa çıkmasın ve dağda ölmesin diye mücadele ediyorsunuz. O yüzden mücadeleniz kutsal. Siz tarih yazıyorsunuz. Gözyaşlarınızla ve çığlıklarınızla tarih yazıyorsunuz. Yarın bu tarih yazıldığında PKK’nın ve HDP’nin kanlı zulümleri, istismarları tarihe geçerken sizin de bu meydan okuyan onların çarkını bozan cesur direnişiniz tarih olacaktır.” dedi.

Herkesin bu ailelerin mücadelesiyle gurur duyacağını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın en başından bu yana ailelere sahip çıktığını belirten Metiner, sözlerini, “Devletimiz bütün imkanlarını seferber etti. Derneğimiz adına teşekkür ediyoruz. Cumhurbaşkanımızın talimatıyla İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu her aşamada sizlerin yanında oldu. Evlatlarınızla sizi buluşturmak için her türlü fedakarlığı gösterdi. Sizinle beraberiz. Hep birlikte Türkiye’yiz, hep birlikte başaracağız. Bu zulüm düzenlerini de başlarına geçireceğiz. Allah yar ve yardımcınız olsun.” diye tamamladı.

Beşir Derneği kurban bağışlarını ihtiyaç sahiplerine ulaştıracak
İstanbul

Dernekten yapılan açıklamaya göre, Türkiye’deki hayırseverlerin merhamet elini Filistin, Yemen, Somali, Pakistan, Bangladeş, Çad, Tanzanya, Togo, Nijer ile Kenya gibi birçok mazlum ve mahzun ülkedeki yüz binlerce ihtiyaç sahibine ulaştırmak için çalışmalar yapılıyor.

Kurban kesim hazırlıklarına Kurban Bayramı’ndan yaklaşık 2 ay önce başlayan dernek, yapılacak kesimleri ülkelerin ihtiyaç durumlarına göre belirliyor. Derneğin uzman ekipleri gözetiminde ve İslami hassasiyetlere uygun kurban kesimlerinin ardından bağışçılara aynı gün bilgilendirme yapılıyor.

Ayrıca “Kardeş Payı” projesi ile hayırsever bağışçıların kestikleri kurban payları, Beşir Derneği‘nin Türkiye genelindeki temsilcilikleri ve gönüllüleri aracılığıyla teslim alınıp ihtiyaç sahibi ailelerin evlerine teslim edilebiliyor.​​​​​​​

Kanser hastası 14 yaşındaki Feleknaz Oğur’un “mor saç hayali” gerçek oldu
Ankara

Yaklaşık dört yıl önce yumuşak doku kanseri (Sarkom) tanısı konulan 14 yaşındaki Feleknaz Oğur, 2 yıldır hayalini kurduğu mor saçlara, gönüllerin yaptığı saç bağışı ile kavuştu.

Oğlu, 20 yaşındaki Erdi Berkay Gülmez’i 2013’te lösemiden kaybeden, oğlunun hayallerini yaşatmak ve kanser hastalarının yanında olabilmek için “Bin Gönüllüden Biri Sen Ol Derneği”ni kuran Çiğdem Kuzucu, Ankara Sanat Kulübü ve özel bir peruk üreticisi iş birliğiyle “Bağışla Saçını, Yeşert Umutlarını” projesini başlattı. Kanser tedavisi sürecinde saçları dökülen hastalara, gönüllü bağışçıların saçlarından ücretsiz medikal peruk yapılmasını içeren proje, 2019’da kansere yakalanan Feleknaz Oğur’un da hayaline kavuşmasına aracılık etti.

AA muhabirine tedavi sürecini ve o dönem yaşadıklarını anlatan 14 yaşındaki Feleknaz Oğur, ilk kemoterapi almaya başladıktan bir süre sonra saçlarının döküldüğünü belirtti. “Üzüldüm, çünkü nereye gidersen beni erkek sanıyorlardı. Çok üzülüyordum onun için.” ifadelerini kullanan Feleknaz, “En büyük hayalim upuzun saçlarımın olmasıydı. Mor renkli bir saç istiyordum. Bugün benim için yapılan peruk takılacak, çok heyecanlıyım şu an.” dedi.

Mor renkli gerçek saçtan yapılmış medikal peruğu taktığında çok mutlu olduğunu dile getiren Naz, şöyle devam etti:

“İnanamıyorum, mor saçlarım oldu. Çok, çok güzel. Şu anda çok mutluyum, konuşamıyorum bile. Ben bu kadar mutlu olduysam, diğer hastalar da nasıl mutlu olmaz. Ben şu anda çok mutluyum. Saçları olmayan arkadaşlarımın da benim gibi mutlu olmasını istiyorum. Bizim için saçlarınızı bağışlayın lütfen.”

9 yaşındaki Ada, ikinci kez saçlarını bağışladı

Proje kapsamındaki saç bağışçılarından 9 yaşındaki Elif Ada Maden ise AA muhabirine yaptığı açıklamada, kendisinin herhangi bir sağlık problemi olmadığını belirterek kanser tedavisi görenlere elinden geldiğince yardım edebilmenin tarifsiz mutluluğunu yaşadığını ifade etti. Daha önce bir kez daha saçlarını bağışladığını anlatan Elif Ada, “Saçlarımı tekrar uzattım ve yine bağışlıyorum. Herkes bağışçı olabilir, çünkü bağışçı olmak çok güzel. Kendinizi çok iyi hissediyorsunuz.” diyerek duygularını aktardı.

Bağışçılardan 49 yaşındaki Ayşe Kartal kanserle mücadeleyi davranış değişikliğine dönüştürmek istediği için projede yer aldığını belirterek “Herkesin katılımcı olmasını isterim. Bir çocuğu bile mutlu edebilmek çok değerli.” diye konuştu.

“Hayatı güzelleştirmek için sosyal sorumluluk projelerinde yer alınmalı”

Radyoda uzun yıllar “06 Metin” ismiyle program yapan Metin Salih ise bugüne kadar programlarında farkındalığı artırmak için pek çok yayın yaptığını, şimdi de saçlarını bağışlayarak bireysel katkı sağlamak istediğini dile getirdi. Salih, “Saç, hepimizde fazla olan bir şey. Sosyal sorumluluk bilinciyle ben de saçlarımı bağışladım. Birilerinin hayatını güzelleştirmek için sosyal sorumluluk projelerinde yer alınmalı.” diyerek duygularını dile getirdi.

Ankara Sanat Kulübünden Türker Demir de iyiliğin yaşı, cinsiyeti olmadığını vurgulayarak dansçılardan da saç bağışında bulananlar olduğunu söyledi. Demir, “İyilik yapmak için beklememek lazım. Herkes yapabileceği ne varsa yaparsa iyiliği yaymış oluruz.” dedi.

Saçı 30 santimetreden uzun olanlar bağış yapabiliyor

Projenin ortaklarından peruk mağazasının sahibi Selman Cüneyt Özkaymak da ilk bağışçılardan olmayı istediğini belirterek saçlarını kestirdi. Özkaymak, “Kanser tedavisi görmüş ve saçları dökülmüş herkesin saçı olsun istiyoruz.” dedi.

Saç uzunluğu 30 santimetre ve üzerinde olanların bağışçı olabileceğini anlatan Özkaymak, hem bağış yapmak isteyenlerin hem de medikal peruk talebinde bulunanların derneğin sosyal medya hesaplarından kendilerine ulaşabileceğini söyledi. Perukların tamamen hijyenik koşullar altında hazırlandığının altını çizen Özkaymak, dezenfeksiyon işleminden geçirilen perukların tedavi gören tüm hastalara ücretsiz olarak verildiğini ifade etti.

“Saçlarınızı bize bağışlayın ki bizler de onları tebessüm ettirebilelim”

Dernek Başkanı Çiğdem Kuzucu, kanser tedavisinin ağır bir süreç olduğunu ve bu süreçte motivasyonun büyük önem taşıdığını söyledi. Oğluna lösemi teşhisi konulmasıyla kanserle mücadele yolculuklarının başladığını anlatan Kuzucu, 6 ay içinde oğlunu kaybettiğini belirtti. Kuzucu, “Biz tedavi sürecinde onkoloji koridorlarında yalnızdık. Bizden sonra koridorda yürüyen kimse yalnız kalmasın istedik ve hastalara umut olmak için derneğimizi kurduk. Oğlum Erdi, okumayı çok seviyordu, bu süreçte saçları da döküldü. Okulunu bırakmak zorunda kaldı, ilk saçları döküldüğünde ağlamıştı. Erkek çocuğunu bu kadar üzdüyse kadınlar için çok daha ağır olabileceğini düşünüyordum ve ‘Bağışla Saçını, Yeşert Umutlarını’ projesini başlattık.” diye konuştu.

Saç dökülmesinin, kanser tedavisinin önemli yan etkilerinden biri olduğunu ve psikoloji üzerinde olumsuz etki yapabildiğini vurgulayan Kuzucu, “Maalesef, saç dökülmesi, bu süreçte kişinin sosyal ortamlarından soyutlanmalarına sebep olabiliyor. Kirpik, kaş, saç yok. Aynalara küsüyorlar. Biz, hastalarımızı aynalarla barıştırmak istiyoruz. Kökü sizde, tekrar uzar. Lütfen saçlarınızı bağışlayın ki bizler de onları tebessüm ettirebilelim.” dedi.