Kolombiya’da cumhurbaşkanlığı seçimi için oy verme işlemi başladı
Bolivar

Ülkede 2 adayın yarışacağı 2. tur seçimlerinde 39 milyondan fazla seçmen, 102 bin 152 sandık merkezinde yerel saatle 08.00 itibarıyla oy vermeye başladı.

Sandıkların yerel saatle 16.00’da kapanmasının ardından sayım işleminin yapılması ve resmi olmayan sonuçların basınla paylaşılması bekleniyor.

Yurt dışında oy kullanma hakkı olan 972 bin 764 Kolombiyalı için 67 ülkede kurulan 250 sandıkta da oy verme işlemi devam ediyor.

Seçim yarışı, ilk turda yüzde 40,32 ile birinci olan Tarihsel Pakt koalisyonu adayı Gustavo Petro ile yüzde 28,17 ile ikinci olan Yolsuzlukla Mücadele İdarecileri Ligi adayı Rodolfo Hernandez arasında geçiyor.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Marta Lucia Ramirez, düzenlediği basın toplantısında, seçimi takip etmek üzere 33 ülkeden 418 uluslararası gözlemcinin hazır bulunacağını belirtti.

Seçimlerde güvenliğin sağlanması için ülkenin çeşitli bölgelerinde 250 bini aşkın güvenlik gücü görev alıyor.

Seçimi kazanacak kişi, 7 Ağustos’ta Cumhurbaşkanı Ivan Duque’den cumhurbaşkanlığı görevini devralacak.

Sürü İnsansız Deniz Aracı Projesinde yeni bir aşamaya geçildi
Ankara

Savunma Sanayii Başkanlığından (SSB) yapılan açıklamaya göre, Başkanlık, sayılı ülkenin üzerinde çalıştığı Sürü İDA projesinde yeni bir aşamaya geçti.

SSB tarafından başlatılan ve ASELSAN ile alt yüklenicisi KOBİ’lerce yürütülen İDA projesinde de çalışmalar sürüyor. ALBATROS-S Sürü İDA’dan sonra “ailenin yeni ve daha büyük üyesi” MİR İDA ASELSAN-Sefine Tersanesi iş birliğinde geliştirildi. İki İDA ilk kez birlikte görev yaptı.

Sürü İnsansız Deniz Aracı Projemizde yeni aşamaya geçtik!

Sürü İDA ailemizin yeni üyesi MİR ile ALBATROS-S birlikte görev icra ettiler. İki farklı boy ve kabiliyete sahip İDA’larımız ile oluşturduğumuz sürü mimarisini, sahada gerçekleştirdik.

➡️ @sefineofficial
➡️ @aselsan pic.twitter.com/z3qiaNMyFN

— Ismail Demir (@IsmailDemirSSB) June 19, 2022

Açıklamada, görüşlerine yer verilen Demir, projeyle insansız deniz araçlarının sürü halinde farklı formasyonlar ve görevlerle kullanılmasını hedeflediklerini belirterek, bu kapsamda Sürü İDA’lara yeni yetenekler kazandırmaya devam ettiklerini bildirdi.

İnsansız deniz araçlarını birkaç ayrı koldan geliştirmeye devam ettiklerini ifade eden Demir, şu bilgileri verdi:

“Tıpkı İnsansız Hava Araçlarında (İHA) yaptığımız gibi, İDA’ların da sürü halinde hareket ettiği projemize de tüm hızımızla devam ediyoruz. Bilindiği üzere daha öncesinde Sürü İDA projemizde ALBATROS-S İDA’larla 4’lü sürü denemesi yapmıştık. Bu sürünün daha da gelişmesi ve daha kompleks kabiliyetleri içermesi için var gücümüzle çalışıyoruz. Sürümüze yeni ve daha büyük güç olarak MİR İDA’yı ekledik. MİR İDA, önemli faydalı yük taşımak ve ülkemiz için önemli bir kabiliyeti sahada göstermek için yürüttüğümüz başka bir proje içinde geliştiriliyor. Sürü projemizde, sürü mimarisine yeni kabiliyet olarak birbirinden farklı İDA’ların sürüye katılabilmesini ekledik. İki farklı boy ve kabiliyette İDA ile sahada denemesini başarılı şekilde gerçekleştirdik. İDA sürümüzü ALBATROS-S ve MİR İDA’lardan oluşturduk. Geliştirilen altyapı, herhangi bir İDA’nın sürü unsuru olarak eklenmesine veya sürüden ayrılmasına imkan sağlıyor.

Çalışmalar kapsamında çevresel farkındalık, seyir ve algılama teknolojileri üzerinde detaylı faaliyetler icra ediliyor. Farklı sensörlerden alınan verilerle otomatik engel/nesne algılanması ve dinamik manevra yapılabiliyor. Geliştirilmiş algoritmalarla hayata geçirilen teknoloji sayesinde İDA’lararası görev paylaşımı icra ediliyor. Sürü kabiliyetli İDA’larımız, yerli ve milli özgün haberleşme sistemi, kontrol sistemi, çoklu ve yedekli haberleşme sistem mimarisi, GNSS karıştırması altında göreve devam edebilme gibi kabiliyetlere sahip. Dünyada sayılı ülkenin üzerinde çalıştığı böylesine bir projede emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. İnanıyorum ki İDA’lar, sürü halinde Mavi Vatan’ın korunmasında önemli operasyonel kabiliyetler sunacak. Projede farklı görev ve formasyonların denenmekte olduğu ikinci aşama faaliyetlerine devam edeceğiz.”

Meclis yoğun bir haftaya giriyor
TBMM

TBMM Genel Kurulu İstanbul Finans Merkezi, 6. Yargı Paketi ile basın, sosyal medya ve internet haberciliğine ilişkin kanun tekliflerini yasalaştırmak, Libya’ya asker gönderilmesi için verilen iznin süresinin 18 ay uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi için mesai yapacak.

Meclis, yasama ve denetim faaliyetleri yürüteceği yoğun bir haftaya daha giriyor.​

Haftalık çalışmasına 21 Haziran Salı günü başlayacak Genel Kurulda, İstanbul Finans Merkezi Kanunu Teklifi’nin görüşmelerine devam edilecek.

Kanun teklifi ile merkezdeki tüm altyapı ve üst yapının işletilmesi, yönetilmesi, bağımsız bölüm ve alanların kiralanması ile ilgili kurumlara tahsis edilmiş alanlar hariç umumi hizmetlere ayrılmış yerlere dair her türlü yönetim faaliyeti, 20 yıl süreyle yönetici şirketçe gerçekleştirilecek.

Finansal kuruluşların merkezde gerçekleştirilen finansal hizmet ihracatı niteliğindeki faaliyetler kapsamında elde ettiği kazançlarının yüzde 75’i, kurumlar vergisi matrahının tespitinde kurum kazancından indirilecek.

Katılımcı belgeli finansal kuruluşların İFM’de bulunan merkez ve şubelerinden tahsili gereken finansal faaliyet harçları, yürürlük tarihinden itibaren 5 yıl süreyle alınmayacak.

6. Yargı Paketi

6. Yargı Paketi’ne ilişkin düzenlemeleri içeren Hakimler ve Savcılar Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, Genel Kurul gündemine gelecek.

Kanun teklifi ile yargıda hakim ve savcı yardımcılığı müessesesi getirilecek. Hakim ve savcı yardımcılığı süresi 3 yıl olacak.

Hakim ve savcıların, birinci sınıfa ayrılması için en az 3 meslek içi eğitim programına katılması gerekecek.

Fiyatları etkileme ile mal veya hizmet satımından kaçınma suçuyla etkin mücadele edilebilmesi ve stokçuluk faaliyetlerinin önlenebilmesi için Türk Ceza Kanunu’nda bu suçlar için belirlenen cezalar artırılacak.

Basın, sosyal medya ve internet haberciliğine ilişkin düzenleme

Genel Kurulda, basın, sosyal medya ve internet haberciliğine ilişkin düzenlemeleri içeren Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin de ele alınması öngörülüyor.

Teklifle internet haber siteleri süreli yayın kapsamına alınacak. Basın kartı başvurusu İletişim Başkanlığına yapılacak, resmi nitelikte kimlik belgesi olarak kabul edilecek.

Halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacak.

Resmi ilanlar, şartları Basın İlan Kurumu Genel Kurulunca belirlenecek internet haber sitelerinde de yayımlanacak.

İhaleler, işin yapılacağı yerde çıkan bir gazetenin yanı sıra bir internet haber sitesinde de duyurulabilecek.

Milli İstihbarat Teşkilatının faaliyetleri ve personeline yönelik suç teşkil eden içerikler katalog suçlar kapsamına alınacak.

Libya’ya asker gönderilmesi için verilen iznin süresinin 18 ay uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi de Meclis gündemine gelecek.

Komisyonların gündemi

KİT Komisyonu, denetim programını sürdürecek. Komisyon, salı günü Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü, Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu Genel Müdürlüğü ile Askeri Fabrika ve Tersane İşletme AŞ, çarşamba günü Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü ile Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü, perşembe günü de Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü ve bağlı ortaklıklarının 2019-2020 yılı hesaplarını inceleyecek.

Bu arada TBMM’de siyasi partilerin haftalık düzenledikleri grup toplantıları da yapılacak.

Kolombiya’da halk, cumhurbaşkanını seçmek için yarın sandık başına gidiyor
Bogota

Seçim yarışı, ilk turda yüzde 40,32 ile birinci olan Tarihsel Pakt koalisyonu adayı Gustavo Petro ile yüzde 28,17 ile ikinci olan Yolsuzlukla Mücadele İdarecileri Ligi adayı Rodolfo Hernandez arasında geçecek.

Başkentin eski Bogota Belediye Başkanı ve Senatör Petro, üçüncü kez aday olduğu seçimleri kazanması halinde Kolombiya tarihinde ilk kez solun iktidara gelmesini sağlayacak.

Ülkenin en büyük 5. kenti Bucaramanga’nın eski belediye başkanı, inşaat mühendisi ve multimilyoner Hernandez, kamuda yolsuzluğa bulaşmış kişilerin görevden uzaklaştırılması ve popülist söylemleriyle ön plana çıkıyor.

Analistler, anketlerde adayların birbirine oldukça yakın görünmesi nedeniyle sonucu kararsızların tayin edeceği görüşünde birleşiyor.

Derin bir kutuplaşma, eşitsizlik, yoksulluk, uyuşturucu ticareti, yasa dışı silahlı grupların varlığı, kırsal alanlarda şiddetin artması ve şehirdeki güvensizliğin zirve yaptığı ülkede adaylar, halka büyük değişim vadediyor.

Adaylar ne vadediyor?

Solcu aday 62 yaşındaki Petro, seçim kampanyası sürecinde yaptığı açıklamada, kazanmaları halinde ekonomik acil durum ilan edeceklerini belirtti.

Mevcut Cumhurbaşkanı Ivan Duque yönetiminde Venezuela ile bozulan ilişkilere değinen Petro, bu ülke ile diplomatik ve ticari sorunların hızlıca çözüleceği sözünü verdi.

Petro, emeklilik fonlarının yeniden düzenleneceğini, zenginlerden alınan verginin artırılarak ihtiyaç sahipleri için sosyal programlara dönüştürüleceğini ifade etti.

Ülkede enerji dönüşümünü başlatmak istediklerini her fırsatta dile getiren Petro, tüm petrol şirketleriyle yapılan anlaşmaları gözden geçireceklerini söyledi.

Yolsuzlukla mücadele sözü

77 yaşındaki Hernandez, sistem karşıtı söylemleriyle öne çıktığı seçim kampanyasında, politikacıların neden olduğu masrafları azaltma sözü verdi.

Kolombiya’nın bazı ülkelerdeki elçilik binalarını masraflı olduğu gerekçesiyle kapatacağını vurgulayan Hernandez, Venezuela ile ilişkilerin yeniden rayına oturtulması için gerekeni yapacaklarını kaydetti.

Anketler başa baş gösteriyor

Invamer araştırma şirketine göre Hernandez yüzde 48,2, Petro yüzde 47,2, Büyük Medya İttifakı’nın yaptığı ankete göre Petro yüzde 48,1, Hernandez ise yüzde 46,8 desteğe sahip.

Guarumo ve EcoAnalitica araştırma şirketinin anketinde Hernandez yüzde 48,2, Petro yüzde 46,5, Yanhass anketinde Hernandez yüzde 45, Petro yüzde 35, La Silla Vacia anketinde Hernandez yüzde 46,5, Petro yüzde 47,2 oy oranına sahip görünüyor.

Ulusal Danışma Merkezi isimli şirketin araştırmasında ise Hernandez’e destek yüzde 41, Petro’ya yüzde 39 olarak ölçüldü.

Pontificia Bolivariana Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde tarih profesörü olan Mauricio Molina, AA muhabirine, hangi aday kazanırsa kazansın ülkede büyük bir değişimin olacağını söyledi.

Solcu aday Petro’nun kazanması durumunda sosyal, politik ve ekonomik reformlara ağırlık vereceğini belirten Molina,”Uluslararası alandaki ilişkiler, iklim değişikliğiyle mücadele, uyuşturucunun önlenmesi ve Kolombiya’nın küresel çabalara dahil edilmesine yönelik girişimler olacaktır.” ifadesini kullandı.

“Muhalefetin zorluklarıyla yüzleşmek zorunda kalacak”

Molina, Petro’nun sol kesimlerin taleplerine yanıt vermek için ciddi zorluklar yaşayacağını anımsatarak, “Ülkenin çok yüksek bir bütçe açığı var, sosyal ve barış politikalarının uygulanmasında Petro, muhalefetin zorluklarıyla yüzleşmek zorunda kalacak.” dedi.

Hernandez’in muhtemel zaferine değinen Molina, mevcut siyasi ve ekonomik düzenin sürdürülmesi durumunda geniş çaplı sokak protestolarının kaçınılmaz olduğunu belirtti.

Molina, Hernandez’in yolsuzluk karşıtı söyleminin, Kolombiya’nın yapısal sorunlarını anlamaktan uzak olduğuna dikkati çekerek, “Pazar günü, ülkenin iki farklı vizyon modeli karşı karşıya gelecek.” şeklinde konuştu.

“Daha fazla kamu hastanesi inşa edilmeli”

Pontificia Bolivariana Üniversitesinden sosyal iletişimci ve tarih araştırmacısı Reinaldo Spitaletta da Petro’nun kazanması durumunda, ülkede iş istikrarı, sendikal hakların savunulması, emeklilik sistemi gibi kilit noktalarda iyileşme olabileceğini söyledi.

Halk sağlığı konusunda Petro’nun programının net olmadığını yorumlayan Spitaletta, “Devlet bazı araçlar vermeli, daha fazla kamu hastanesi inşa edilmelidir. Ülkede şu anda çok kötü durumda olan halk sağlığının iyileştirilmesi için net bir program görünmüyor.” ifadesini kullandı.

Spitaletta, Hernandez’in kazanması olasılığında ülkede mevcut siyasi sistemin devam edeceğini belirterek, “Hernandez’de çok fazla demagoji var ve göze çarpan şey, mevkidaşı Duque ile aynı sistemi sürdürmektir. İşçiler ve kadın hakları için cesaret verici bir şey görmüyorum. Büyük çapta sosyal patlamalar, protestolar ve grevler geri dönebilir.” dedi.

Gilead, Hepatit ve HIV alanlarında geliştirdiği ilaçları Türkiye’de üretmeye başladı
İstanbul

Gilead Sciences‘ın, Hepatit ve HIV alanlarında geliştirdiği en yenilikçi patent korumalı ilaçlarını Pharmactive iş birliğiyle Türkiye’de üretmeye başlaması kapsamında, Cumhurbaşkanlığı stratejik planlarında yer alan yerli üretim öncelikleri doğrultusunda tamamladığı üretim yatırımının detayları düzenlenen basın toplantısıyla paylaşıldı.

Yatırım kapsamında, stratejik ilaçlarını Türkiye’de üretme kararı alan Gilead, “Türkiye için Türkiye’de” vizyonuyla iş ortağı Pharmactive İlaç iş birliğiyle yerli üretime başlayacak ve böylece Türkiye cirosunun yaklaşık yüzde 70’ini Türkiye’de üretir duruma gelecek.

Toplantının açılışında konuşan Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı A. Burak Dağlıoğlu, uluslararası yatırımların, özellikle de ilaç sektörünün ülke için öncelikli sektörlerden biri olduğunu söyledi.

Dağlıoğlu, son 2 senede yakından tecrübe edildiği gibi herkesi etkileyen küresel sağlık krizlerinden kaynaklı ortak sorunların ancak uluslararası iş birlikleri ve bilgi paylaşımları ile aşabildiğini, bu sayede sürdürülebilir bir dünya vizyonu ile güçlü ve sağlıklı toplumların devamlığını sağlayabildiklerini ifade etti.

Bugün küresel ilaç endüstrisinin güçlü aktörlerinden Amerikan şirketi Gilead ile Türk ilaç endüstrisinin önde gelen şirketlerinden Pharmactive arasında gerçekleşen başarılı iş birliğine şahitlik ettiklerini belirten Dağlıoğlu, “Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi olarak katma değerli ve teknoloji yoğun yatırımları ülkemize kazandırarak küresel yatırımlarından daha fazla pay almaya odaklanıyoruz. Ofisimizin öncelikli sektörleri arasında yer alan yaşam bilimleri özelinde ise Ar-Ge ve inovasyona dayalı, akıllı sağlık ve klinik teknolojilerini içeren, yurt içi fırsat ve yetkinliklerimizin gelişmesine katkı sağlayacak yatırımları hedefliyoruz.” diye konuştu.

Gilead’ın Türkiye yatırımı ile, özellikle şirketin patent koruması devam eden yenilikçi ürünlerinin üretim teknolojileri ve know-how’ının da ülkemize aktarılmasıyla, yerli ilaç tedarikinin güçleneceğini ve ilaç ithalatının azalacağını belirten Dağlıoğlu, söz konusu yatırımın Türkiye’nin ilaç endüstrisinde bir ihracat merkezi olma hedeflerine ulaşmasına katkı sağlayacağına inandığını dile getirdi.

Dağlıoğlu, Gilead’ın yatırımının gelecek dönemler için yeni uluslararası iş birlikleri ile benzer yatırımların gerçekleşmesinde motive edici olacağının da altını çizdi.

Söz konusu iş birliğinin gerçekleşmesinde Gilead’ın Türkiye’ye olan güveninin yanı sıra, dünya standartlarında bir tesise ve ekibe sahip olan Pharmactive İlaç şirketinin rolünün de önemli olduğunu kaydeden Dağlıoğlu, “Bu bağlamda bu yatırımı gerçekleştiren Gilead ve yatırıma ev sahipliği yapan Pharmactive İlaç’ın kıymetli yöneticilerine ve tüm çalışanlarına ayrıca teşekkür ediyorum. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi olarak, ülkemizin hedeflerine ulaşmasına katkı sağlayacak yatırımlara desteğimiz her zaman devam edecek.” şeklinde konuştu.

“Türkiye’yi Gilead’ın üretim merkezlerinden biri yaptık”

Gilead Türkiye Genel Müdürü Şebnem Girgin, Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda yer alan, ilaç alanında Türkiye’nin küresel pazardaki rekabet gücünün artırılması, değer zincirinde daha üst konuma taşınması ve yerli üretim oranının artırılması hedefleriyle paralel bir vizyonla Türkiye’ye yatırım yaptıklarını ifade etti.

Girgin, salgın döneminde tedarik zincirinde yaşanan sıkıntıların kendilerine ülke olarak kendi ilacını üretebilmenin ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha gösterdiğini ifade ederek, “Bu iş birliğinin ilaç tedarikinin sürdürülebilirliği açısından da önemli bir adım olduğunu söyleyebiliriz. Gilead olarak bizi yerli üretim yapan diğer şirketlerden ayrıştıran en önemli özellik, patent koruması devam eden ürünlerimizi ülkemizde üretme kararımız oldu. Yenilikçi ürünlerimizi ülkemizde üretiyor olmaktan ve bu know-how’ı ülkemize kazandırmaktan dolayı mutluluk duyuyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye’nin bu yatırımla Almanya, Kanada ve İrlanda’dan sonra Gilead’ın en yeni üretim merkezlerinden biri haline geldiğini belirten Girgin, “Bu yatırımla Türkiye’nin ilaç alanında potansiyel ihracat merkezi haline gelmesi, küresel tedarik zincirlerine dahil olması ve daha sonra geliştirilecek yeni tedavilerin de ülkemizde üretilmesi için gerekli alt yapının temelleri atılmış oldu.” dedi.

“Ülkemizde ürettiğimiz ürünleri dünyada daha çok hastanın erişimine sunmak için çalışacağız”

Girgin, Gilead olarak vizyonlarının yaşamı tehdit eden hastalıklara en iyi çözümleri geliştirerek bu hastalıkları yeryüzünden silmek olduğuna dikkati çekti.

Gilead’ın, HIV/AIDS, Hepatit B, Hepatit C, hematoloji, onkoloji ve sistemik mantar enfeksiyonları gibi hastalıkların ölümcül olmaktan çıkıp, yönetilebilir hastalıklara dönüştürülmesi çabalarına öncülük ettiğini belirten Girgin, “Bir yandan yerli üretim için çalışırken, diğer yandan Türkiye’ye getirdiğimiz klinik araştırmalar, Ar-Ge yatırımlarımız, bağış ve proje desteklerimizle ülkemizde değer yaratmak için tüm gücümüzle çalışıyoruz.” açıklamasını yaptı.

Girgin, Gilead’ın Türkiye’de son 5 yılda 6 milyon dolarlık Ar-Ge yatırımı yaptığını anımsatarak, şunları aktardı:

“2015 yılında 5 merkez ile başladığımız klinik araştırma faaliyetlerinde, merkez sayımız 50’ye yaklaştı. Onkoloji alanında yeni gelecek çalışmalarla da bu sayıyı daha da artırmayı hedefliyoruz. ‘Türkiye için Türkiye’de’ vizyonuyla ülkeye yatırım yapmaya devam edeceğiz. Bir sonraki adımda ülkemizde ürettiğimiz ürünleri dünyada daha çok hastanın erişimine sunmak için çalışacağız.”- “Çok sayıda global firmanın, Türkiye’deki stratejik üretim ortağı konumundayız”

Pharmactive İlaç Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Sancak ise 2011 yılında Saya Grup bünyesinde Pharmactive İlaç’ı kurarken, üretim kapasitesinin ve yetkinliğinin yüksek olmasını planladıklarını belirtti.

Sancak, “İleri bir teknolojiye dayalı, evrensel kalite standartlarındaki, yıllık 330 milyon kutuluk yüksek bir kapasiteye sahip üretim üssümüz, sadece ülkemizin değil, Avrupa’nın da örnek gösterilen ilaç fabrikalarının başında gelmektedir.” diye konuştu.

Güçlü hedefler doğrultusunda çok sayıda global firmanın, Türkiye’deki stratejik üretim ortağı konumunda olduklarının altını çizen Sancak, şu ifadeleri kullandı:

“Pharmactive, ‘İyi Üretim Uygulamaları’na uygun olarak dizayn edilen üretim tesisindeki PharmAr-Ge’de, ulusal ve uluslararası firmalarla yaptığı iş birlikleriyle geliştirdiği yenilikçi ve güvenilir ürünleri, hekim, eczacı ve hastaların hizmetine sunuyor. Tamamı kendi laboratuvarlarımızda olmak üzere, bugüne kadar 100’e yakın eşdeğer molekül geliştirdik. Ülkemizde en çok üretim yapan ilk 5 tesisten biri durumundayız. Halihazırda, üretimimizin yarısını, çok uluslu şirketler için yapmaktayız.”