Ukrayna Milli Eğitim Bakanı: ‘Savaş nedeniyle 651 bin çocuk yurt dışına kaçtı’

Rusya- Ukrayna savaşı devam ederken, Ukrayna Milli Eğitim Bakanı Serhiy Shkarlet ülkedeki çocuklarla ilgili açıklamada bulundu. Ukrayna Milli Eğitim Bakanı Shkarlet yaptığı açıklamada, “Savaş nedeniyle Ukraynalı toplam 651 bin çocuk yurt dışına kaçtı ve Ukrayna’ya ait bin 174 okul Rus işgali altında. Savaşın başladığı 24 Şubat’tta 2 haftalık zorunlu tatil ilan ettik. 14 Mart’ta ise 12 bin 800 okul yeniden faaliyet göstermeye başladı” dedi.

Bakan Shkarlet ayrıca açıklamasında, “Şu anda online olarak 14 okul eğitim veriyor. Okullar lisanslılar ve eğitim sertifikaları verebilirler. Online eğitim veren okullarla işgal altındaki bölgelerdeki eğitim sürecini Ukrayna standartlarına yükseltebiliriz” ifadelerini kullandı. Ukrayna’da 9 bin 200’den fazla okulun ve 2,9 milyondan fazla çocuğun akademik yılı tamamladığı öğrenildi.

Manisa’daki vahşi cinayette çiftin çocukları tutuklandı

Olay, Salihli’nin Sart Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Leyla-Mesut Dursun çiftinden haber alamayan komşuları durumu jandarma ekiplerine haber verdi. İhbar üzerine olay yerinde gelen jandarma ekipleri, Leyla Dursun (50) ve Mesut Dursun (53) çiftini, ayrı odalarda yerde kanlar içerisinde yatarken buldu. Durumun bildirilmesi üzerine gelen sağlık ekiplerinin yaptığı kontrolde Dursun çiftinin öldüğü belirlendi. İki çocukları bulunan çiftin bıçaklanarak öldürüldüğü tespit edildi. Olay yeri inceleme ekiplerinin çalışmasının ardından Leyla Dursun ve Mesut Dursun çiftinin cansız bedenleri önce Salihli Devlet Hastanesi morguna kaldırılırken, daha sonra İzmir Adli Tıp Kurumuna gönderildi.

Cenazeler, otopsi işlemlerinin ardından yakınlarına teslim edildi. Leyla-Mesut çifti Sart Mahallesi’nde kılınan cenaze namazının ardından mahalle mezarlığına defnedildi.

Çocukları tutuklandı

Jandarma ekipleri olayla ilgili geniş çaplı çalışma başlatırken, Dursun çiftinin 17 yaşındaki lise öğrencisi olan çocukları S.D. şüphe üzerine gözaltına alındı. Jandarmadaki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen S.D., çıkarıldığı hakimlikçe tutuklandı.

Behzat Akcan

Çocuklarını tek başına büyüten annelere istihdam garantili kurs
Amasya

Amasya’nın Merzifon ilçesinde, “Tek Ebeveynli Ailelerde Çocuk ve Kadının Güçlendirilmesi ile Kadın İstihdamının Artırılması Projesi” kapsamında açılan kurslara katılan kadınlar ilçede istihdam edilecek.

Amasya Valiliği, kadın istihdamının artırılmasına yönelik hedef kitle olarak çocuklarını tek başına büyütmek zorunda kalan anneleri belirledi.

“Tek Ebeveynli Ailelerde Çocuk ve Kadının Güçlendirilmesi ile Kadın İstihdamının Artırılması Projesi”ni hazırlayan Valiliğin koordinasyonunda, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı (OKA) desteğiyle Merzifon Sosyal Hizmet Merkezi tarafından Merzifon Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) üç ay önce tekstil, kablo gruplama ve plastik enjeksiyon kursları açıldı.

Kurslara ilk etapta katılan 38 kadın önümüzdeki günlerde sertifikalarını alarak İŞKUR aracılığıyla Merzifon OSB’deki fabrikalarda istihdam edilecek.

“Bu çalışma vasıtasıyla fabrikalarımız da kalifiye elemana sahip olacak”

Amasya Valisi Mustafa Masatlı, AA muhabirine, tek ebeveynli ailelerin profilini belirleyerek, kadınların sosyal ve ekonomik olarak güçlendirilmesine yönelik projeler ürettiklerini söyledi.

Söz konusu proje kapsamında hem tek ebeveyn olarak çocuklarının bakımını üstlenen kadınların ekonomik özgürlüğünü sağlamalarını hem de devletin sağladığı teşviklerle son dönemde yatırımcıların rotasını çevirdiği Merzifon OSB’deki fabrikaların nitelikli eleman ihtiyacını karşılamayı hedeflediklerini anlatan Masatlı, şunları kaydetti:

“Eşi olmayan veya çocuğuna bakacak kimsesi olmayan kadınlarımız, OSB’de ihtiyaç duyulan mesleklerle ilgili kurslara alınıyor. Projeyle istihdam oluşturarak ekonomiye katkı sağlamayı ve kadınlarımızı iş hayatına katmayı amaçladık. Kurstan mezun olan kadınlarımız fabrikalarda çalışmaya başlıyor. Bu çalışmaların yapılmasına katkı sunan, destek veren, vizyon çizen başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Mustafa Varank’a ve tüm yetkililere teşekkür ediyorum. Şu an hem kursa gelenler hem de işe yerleşecek olan kadınlarımız çok mutlu. Ülkemizde olduğu gibi Merzifon OSB’mizde de kalifiyeli elamana ihtiyaç duyuluyor. Bu çalışma vasıtasıyla fabrikalarımız da kalifiye elemana sahip olacak.”

“Kadınlar hayatlarını değiştirdiğimizi düşünüyorlar”

Merzifon Sosyal Hizmet Merkezi Müdürü Erdem Yüksel de kadınların kendi ayakları üzerinde durabilmeleri, ekonomik özgürlüklerini sağlayabilmeleri için bir dizi çalışma yaptıklarını aktardı.

“Tek Ebeveynli Ailelerde Çocuk ve Kadının Güçlendirilmesi ile Kadın İstihdamının Artırılması” projesi kapsamında açılan kurslara ilk etapta 38 kadının katıldığını, 38 kişilik bir grubun daha katılacağını belirten Yüksel, kursların Merzifon OSB’deki fabrikaların kalifiye eleman ihtiyaçları doğrultusunda devam edeceğini aktardı.

Yüksel, “İstihdam garantili kurslarımızdan 38 kadın mezun olacak ve hepsi işlerine başlayacak. Yeni kursiyerlerimiz de kurslarına başlayacaklar. Kadınlar mutlu, hayatlarını değiştirdiğimizi düşünüyorlar. Kendileri çalışacaklar, kendileri kazanacaklar, sertifikalarını alacaklar, işe girecekler, sosyal güvenceleri olacak ve maaş alacaklar.” diye konuştu.

Kursiyerlerden 37 yaşındaki 2 çocuk annesi Nigar Kese de dikiş kursuna katıldığını, meslek edinmekten ve alın teriyle çalışarak para kazanacak olmaktan mutluluk duyduğunu dile getirdi.

Ukraynalı kadın ve çocukların “Babalar Günü” özlemi
Aydın

Rusya-Ukrayna savaşının başlamasının ardından bazı Ukraynalılar, 5 Mart’ta Polonya üzerinden hava yoluyla geldikleri Aydın’ın Kuşadası ilçesinde otel ve evlere yerleşti.

Eşlerini ve babalarını geride bırakan Ukraynalı kadınlar ile çocuklar, savaşın biteceği günü umutla bekliyor.

Ukraynalılar, ülkelerinde son yıllarda kutlanmaya başlayan Babalar Günü’nü ise bu yıl onlardan ayrı hüzünle karşılıyor.

Çocuklar, babalarına olan özlemlerini zaman zaman telefonla görüntülü konuşarak gideriyor.

Kuşadası’nda 3 ve 8 yaşlarındaki iki çocuğuyla yaşayan Anatolii Liulka (37), AA muhabirine, eşinden ve babasından uzakta geçirdiği 4’üncü ay olduğunu söyledi.

Burada güvende olsalar da aklının ülkesinde olduğunu aktaran Liulka, ilçe halkına, kamu kurumlarına ve sivil toplum kuruluşlarına yardımlarından dolayı teşekkür etti.

Uçak mühendisi olan eşinin havalimanında çalışmalarına devam ettiğini belirten Liulka, “Benim kocam, dünyam… Onu hiç bırakmak istemiyordum. Fakat kendisi buna karar verdi. Beni gitmem için ikna etti. Kocam sürekli çocukları soruyor. Küçük oğlum da uyumadan önce sürekli babasını soruyor.” dedi.

Babası ve annesinin de Herson şehrinde yaşadığını ve daha sonra tahliye edildiklerini anlatan Liulka, “Oranın hayatı çok zorlaştı. Rus ordusu kötü davranıyor. Orada yaşamak çok zor.” dedi.

Babası için şiir yazdı

Babasına “Özledim” şiirini yazan 8 yaşındaki Milana Liulka da “Onu çok özledim ve gidince ilk olarak ona sarılmak istiyorum. Babam hayatta, sağ kalsın. Her gün onun için dua ediyorum.” dedi.

Dünyada bir daha böyle savaşların olmaması temennisinde bulunan ​​​​​​​Liulka’nın şiiri şöyle:

“Benim babam, dünyadaki en iyi babamdır/Senin sevgini hep hissediyorum/Senin ellerini özledim/Benim saçımı okşadığın zamanı özledim/Lütfen hep sağlıklı kal, hep yanımızda ol/Tanrı seni bizim için korusun. Seni çok seviyorum.”

“Duygularımı anlatmak çok zor”

Dört yaşındaki çocuğuyla savaştan kaçan Yuliia Siurenko (29) da kendi babası ve eşinin Ukrayna’da kaldığını söyledi.

Babalar Günü’nde ilk kez onlardan ayrı olacaklarını belirten ve gözyaşlarını tutamayan Siurenko, şöyle devam etti:

“İlk kez Babalar Günü’nü ayrı kutluyoruz. Duygularımı anlatmak çok zor. Belki onları bir daha göremeyebilirim. Çok korkuyorum ve üzülüyorum. Her akşam onlarla konuşuyorum ve dua ediyorum. Hayatta kalsınlar ve sağlıklı olsunlar diye dua ediyorum. Eşime ve babama kendilerini korumalarını söylüyorum. Savaşın en kısa sürede bitmesini istiyorum. Evet onlarla telefonda konuşuyoruz ama kokularını almak, onlara sarılmak istiyorum. Çocuğum babasına sarılsın…”

Rol model aldıkları avukat babalarıyla aynı adliye koridorlarında adaleti savunuyorlar
Ankara

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu Ankara 2. Nolu Baro avukatlarından Necdet Pakdil, 1984 yılından bu yana duruşma salonlarında adaleti savunuyor.

Pakdil, kendisini rol model alarak meslektaş olduğu kızı Zeynep Berre ve oğlu Hayri Taha ile aynı avukatlık bürosunda iş yükünü paylaşıyor.

AA muhabirine açıklamalarda bulunan Pakdil, çocuklarıyla meslektaş olmanın onurunu ve mutluluğunu yaşadığını söyledi.

Eve iş götürmek istemese de oğlu ve kızının daha çocuk yaşlarda hukuka ilişkin birçok olay ve olguya aşinalık edindiğini anlatan Pakdil, çocuklarının avukatlık mesleğini tercih etmelerinin karşılıklı bir etkileşimin sonucu olduğunu belirtti.

Lise çağına geldiklerinde çocuklarının hukuk fakültesinde öğrenim görmek istediklerini kendisiyle paylaştıklarını söyleyen Pakdil, kariyer planlama sürecinde aile olarak zorluk çekmediklerini ifade etti.

Pakdil, “Açıkçası ben de onların hukukçu olmasını istemişimdir. Onların da bu mesleği seçmiş olmaları ve benim gittiğim yoldan gitmiş olmaları açısından huzurluyum, bundan dolayı da ayrıca onur duyuyorum.” dedi.

Çocuklarıyla aynı ortamda çalışmanın keyifli olduğunu dile getiren Pakdil, çalışma hayatına dair konularda aradaki yakınlığa rağmen iş disiplininden taviz vermediğini vurguladı.

Pakdil, “Baba-oğlu, baba-kız olunca burada hiç problem olmuyor anlamına gelmiyor. Böyle bir durum gündeme geldiğinde, kişilerin birbirini anlamaları, birbirine hitap etmeleri daha kolay olduğu için ve ayrıca aradaki yakınlığın avantajları nedeniyle sorunlar daha kısa sürede çözülüyor.” diye konuştu.

“İyi ki aynı mesleği icra ediyoruz”

Kızı Avukat Zeynep Berre Pakdil de babasını rol model alarak avukatlık mesleğini tercih ettiğini belirterek, babasıyla aynı ortamda çalışmanın kendisine güven verdiğini söyledi.

Mesleğine dair bir problemle karşılaştığında ilk başvurduğu kişinin babası olduğunu vurgulayan Pakdil, babasıyla aynı ortamda çalışmayı her zaman avantaja çevirmeye çalıştığını belirtti.

Pakdil, “Babamla aynı ortamı paylaşmak ve aynı mesleği icra etmek çok yönlü bir ilişkiyi beraberinde getiriyor. Bu, kimi zaman bir baba figürü üzerinden ilerlemenizi sağlarken kimi zaman da kendinizden kıdemli bir meslektaşınızdan yardım almak, onun deneyimlerinden faydalanmak üzerinden ilerliyor. Şunu özellikle belirtmek isterim ki babamla aynı mesleği icra ediyor olmak benim için çok gurur verici, babamı gerçekten çok seviyorum. İyi ki benim babam, iyi ki aynı mesleği icra ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Tecrübesi sayesinde her türlü sorunu aşabiliyoruz”

Oğlu Avukat Hayri Taha Pakdil ise meslektaşları arasında saygın biri olması nedeniyle babasının, kendisi ve kardeşi için her zaman örnek alınacak bir kişi olduğunu dile getirdi.

Mesleğini icra tarzı ve fikirlerinden dolayı babasının girdiği her ortamda dikkati çektiğini anlatan Pakdil, “Girdiği her ortamda, ‘sahanın yıldızı’ babam oluyordu. İster istemez bizde de o mesleğe karşı sempati oluştu. Kardeşimle avukatlığı tercih ederken dayatma söz konusu olmadı. Biz sadece babamı rol model seçtik ve hukuk fakültesini okuduk. Ardından da baba mesleği olan avukatlığa başladık.” dedi.

Kardeşi ve kendisinin dışında çok sayıda avukatın, babasının kurduğu büroda görev yaptığını belirten Pakdil, aynı ortamda çalışmanın avantajları olduğu kadar kimi zaman zor yanlarının da olduğunu söyledi.

Babasının tecrübesi sayesinde her türlü sorunu aşabildiklerine işaret eden Pakdil, babasının ofisteki tüm çalışanlara eşit mesafede olduğunu, bu nedenle de iş barışının korunduğunu kaydetti.

Zeynep Kamil Hastanesinden ‘cinsiyet değiştirme ameliyatı’ iddialarına yalanlama
İstanbul

Başhekimlikten yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

“Basında bir öğretim üyesine atfedilerek verilen ‘Zeynep Kamil’de de 2 bin 700 erkek kız olmak için bekliyor’ tarzı iddialar tamamen asılsızdır. Zeynep Kamil Eğitim ve Araştırma Hastanesi, bir dal hastanesi olup bu tür ameliyatlar hastanemizde yapılmamaktadır. Dile getirilen iddiaların somut gerçekle ve yasal durumla bağdaşır bir yönü bulunmamaktadır.”

6 çocuk babası adam 72 saattir kayıp

Serik ilçesine bağlı Orta Mahalle’de hurda eşya toplayarak geçimini sağlayan 38 yaşındaki Seven Loklok, salı günü “Antalya’ya gidiyorum” diyerek evden çıktı. Bir daha geri dönmeyen şahsın ailesi emniyete giderek kayıp başvurusunda bulundu. Polis ekipleri, haber alınamayan Loklok için arama çalışması başlattı.
 

Mehmet Demirci
 

İlkokul öğrencileri görme engelli çocuklar için dünya klasiklerini seslendirdi
İstanbul

Beylikdüzü’nde ilkokul öğrencileri, görme engelli çocuklar için dünya çocuk klasiklerinden seslendirdikleri 19 eserle dijital kütüphane oluşturdu.

Neşe Sever İlkokulu 3. ve 4. sınıf öğrencilerine, Harezmi Eğitim Modeli kapsamında, görme engelli ve diğer öğrencilerin dinletisine sunulması için kitapların seslendirilmesi konusunda, rehber öğretmen Arzu Denli, 3. sınıf öğretmeni Emrah Hazoğlu ve 4. sınıf öğretmeni Sevda Vural özveriyle çalışarak katkıda bulundu.

İşitme engelli öğrenciler için işaret diliyle seslendirdiler

Öğrencilerin görme engelli çocuklar için seslendirdiği eserleri okulun internet sitesinde ve sosyal medya hesabında paylaşarak dijital kütüphane kurmalarıyla hayata geçirdiği proje velileri duygulandırdı.

Dünya çocuk klasiklerinden 19 eseri seslendiren öğrenciler, aynı zamanda Yeşilçam filmlerinin ünlü şarkılarından “Sev Kardeşim”i işaret diliyle söyleyerek, işitme engelli öğrenciler için de empati kurma ve “görmezden gelme/duymazdan gelme” mesajını vererek farkındalık oluşturuyor.

“Onların hayatına küçük bir dokunuş yapabildiysek ne mutlu bize”

Neşe Sever İlkokulu rehber öğretmeni Arzu Denli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Harezmi Projesi’nin öğrencilerin hayatın içinden seçtiği bir problemi kavrayıp analiz ettiği, çözüm yollarını bulup uyguladığı ve değerlendirdiği bir süreç olduğunu söyledi.

Proje kapsamında öğrencilerin bilimsel araştırma yöntemlerini kullandıklarını ve disiplinler arası bütünleşik bir çalışma yürüttüklerini aktaran Denli, Neşe Sever öğrencilerinin de ilkokul çağındaki görme engelli öğrenciler için dünya çocuk klasiklerini seslendirdiklerini ve dijital kütüphane oluşturduklarını ifade etti.

Denli, kütüphaneye okulun internet sayfası ve YouTube kanalından ulaşılabileceğini dile getirerek, “Onların hayatına küçük bir dokunuş yapabildiysek ne mutlu bize. Harezmi Projesi’nde ana okulu öğrencileri kendi aralarında, 1. ve 2. sınıf öğrencileri ortaklaşa bir proje hazırlayabilirler. Bizim okulumuzda ise bu yıl 3. ve 4. sınıf öğrencileri projemizi hazırladı.” dedi.

Denli, öğrencilerin dünya çocuk klasiklerinden eserleri seslendirirken izledikleri metotla ilgili şunları anlattı:

“Öğrencilerimiz dünya çocuk klasiklerinden birer kitap seçti. Sesli kitap uygulamalarını tanıdı, bunlarla ilgili kısa eğitimler aldı. Ardından seçtikleri kitapları seslendirerek dijital kütüphane oluşturdu.”

Arzu Denli, öğrencilerin Harezmi Projesi süresince bilimsel araştırma yöntemlerini kullanarak problem çözmeyi öğrendiklerini belirterek, proje çerçevesinde okulda iki yıldır çalışmalar yapıldığını kaydetti.

3. Sınıf Öğretmeni Emrah Hazoğlu da eserleri seslendirirken öğrencilerden öncelikle demolar alarak onları değerlendirdiklerini belirtti.

Ardından uygun olanları ayırıp montajladıklarını dile getiren Hazoğlu, “Olmayanların da püf noktalarını, okuma kısmı, diksiyon, vurgu ve tonlamaya dikkat etmelerini sağladık. Onları da tekrar bir çekimle hepsini bir araya getirip okulumuzun resmi internet sitesinde ve YouTube sayfasında yayınladık.” diye konuştu.

Öğrenciler Sherlock Holmes ve Küçük Prenses’i seslendirdi

Jules Verne’in “Balonla Beş Hafta” adlı kitabını seslendiren 3. sınıf öğrencisi Meva Söylemez, projede yer almanın kendisi için güzel bir duygu olduğunu söyledi.

Eseri seslendirirken evde sessiz ortamda okumalar yaptığını belirten Söylemez, kitabı seslendirmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Arthur Conan Doyle’un “Sherlock Holmes ve Kızıl Dosya” eserini seslendiren 3. sınıf öğrencisi Doruk Hazoğlu, engelli bireylere yardım ettiği için kendisini mutlu hissettiğini ifade ederek, odasında tek başına çalışarak kitabı birkaç günde bitirdiğini aktardı.

Frances Hodgson Burnett’ın “Küçük Prenses” adlı kitabını seslendiren 4. sınıf öğrencisi Hevindar Işık, anonim masal “Alaaddin’in Sihirli Lambası”nı seslendiren 4. sınıf öğrencisi Elanur Güler, Lewis Carroll’un “Alice Harikalar Diyarı’nda” eserini seslendiren 4. sınıf öğrencisi Aslı Engin, Louisa May Alcott’un “Küçük Kadınlar” adlı kitabını seslendiren 4. sınıf öğrencisi Ayşe Mina Afrın de projede yer aldıkları mutlu olduklarını dile getirdi.

Kocaeli’de balık tutarken denize düşen çocuğu Suriyeli genç kurtardı
Kocaeli

Sekapark’taki bir iskelede balık tutan 10 yaşındaki Recep Sap, dengesi kaybederek denize düştü.

Bu sırada iskelede yürüyen Suriye uyruklu Abdüsselam Hammaş, elbiseleriyle denize atladı.

Hammaş, sırtına aldığı çocuğu vatandaşların yardımıyla iskeleye çıkarmayı başardı.

Sağlık durumu iyi olan Sap, kendisini kurtaran Hammaş’a teşekkür etti.

Hammaş ise yüzmeyi iyi bildiğini belirterek, “O yüzden hemen denize atladım. Kim diye bakmadım. Kendim için, çocuk ve ailesi için mutluyum.” ifadesini kullandı.

İran’da kanlı doğum günü: 4’ü çocuk 8 ölü

İran’ın başkenti Tahran’ın Andişe bölgesinde bir kafede düzenlenen doğum günü kutlaması sırasında patlama meydana geldi. Patlamada, aralarında 4 çocuk ve 3 kadının bulunduğu toplam 8 kişi hayatını kaybetti. İran Acil Servisler Sözcüsü Müçteba Halidi yaptığı açıklamada, “Saat 20.00’de bir kafede patlamanın meydana geldiği bilgisi bize ulaştı. Hızlı bir şekilde olay yerine itfaiye ekiplerini ve ambulansları gönderdik. Patlamanın doğum günü kutlaması sırasında balonları şişirmek için kullanılan helyum gazı nedeniyle meydana geldiği tespit edildi” dedi. Halidi, “3 çocuk, 3 kadın ve bir erkek olay yerinde hayatını kaybederken henüz 3 yaşında olan bir çocukta hastanede yaşamını yitirdi” ifadelerini kullandı.

Aynur Sena Çabuk