Malatya’da şarampole uçan araçta can pazarı: 2’si ağır 6 yaralı

Kaza, 12.30 sularında Yeşilyurt ilçesine bağlı Çarmuzu Mahallesi’nde meydana geldi. Edilen bilgilere göre, Şehir Mezarlığı Kuzey kuşak çevre yolu üzerinde seyir halinde olan N.M. (43) idaresindeki 44 ADG 956 plaka hafif ticari araç sürücüsünün kontrolünden çıkarak şarampole yuvarlandı. Can pazarının yaşandığı feci kazada sürücü ile birlikte H. M. (36), B.M. (13), E.M. (7), R.G. (34), E.K. (27) yaralandı.

Araçta sıkışan yaralılar çevredeki vatandaşların yardımıyla bulundukları yerden çıkarılırken, ihbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekiplerince Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Hastanede tedavi altına alınan yaralılardan H.M. İle E.K.’nın hayati tehlikesinin bulunduğu öğrenilirken, kazayla ilgili inceleme başlatıldı.

Hasan Eryılmaz – Hatice Yetmen
 

İLGİLİ HABER

Önce kaza yaptı sonra yardıma gelen polise yumruk attı Önce kaza yaptı sonra yardıma gelen polise yumruk attı

Yaylacıların “şenlik havası”nda göç yolculuğu başladı
Sakarya

Sakarya’nın Hendek ilçesinde havaların ısınmasıyla besiciler, hayvanlarının otlak ihtiyacını karşılamak üzere rengarenk görüntüler eşliğinde yaylalara doğru yola çıktı.

Dikmen Mahallesi’ndeki köylüler, 115 yıldır devam ettirilen göç için hazırlıklarını tamamladı.

Kadınlar günler öncesinden yöresel kıyafetlerini hazırlarken, erkekler de koyun ve keçileri yıkayıp boyadı, inekleri örme şeritlerle süsledi.

Gelin gibi süsledikleri hayvanlarıyla toplu olarak zorlu yolları aşan köylüler, yaklaşık 10 kilometre uzaklıkta ve 1725 metre yükseklikteki Dikmen Yaylası’na yaya olarak yol almaya başladı.

Köylülerin eşyalarını ve yavru hayvanlarını traktörlerle taşıdığı yolculukta, hayvanların zil ve çan seslerinin melodisi yaylanın sessizliğini bozdu.

Besicilerin yüzlerce hayvanla çıktığı göç yolculuğunu, çevre illerden gelenler de ilgiyle izledi. Vatandaşlar, yöresel kıyafetleriyle eğlenceye ortak oldu.

Hayvanlarıyla yaylaya ulaştıklarında bir süre hep birlikte eğlenen besiciler, ekim ayına kadar burada kalacak.

Yaylacıların adeta şenlik havasında geçen göç yolculuğu drone ile görüntülendi.

“115 senedir bu yayla göçümüzü yapıyoruz”

Dikmen Mahalle Muhtarı Menderes Ayvaz, AA muhabirine, Dikmen Yaylası’na çıkmak için köylülerin bir gün önceden hazırlık yaptığını söyledi.

Yaylada 320 hane olduğunu aktaran Ayvaz, yaylaya dışarıdan yabancının yerleşimine izin verilmediğini, yayladakilerin tamamının köylü olduğunu kaydetti.

Ayvaz, hayvanların süslenip boyandığını ve sabahın erken saatlerinden itibaren yaylaya göç yolculuğunun başladığını dile getirerek, “Köyümüz için halkımız için güzel bir yaylamız var.” dedi.

Türkiye genelinde geleneksel olarak yöresel göçlerin kalmadığını belirten Ayvaz, “Cuma günü okul kapandığında okul zili susar, cumartesi günü bu sefer hayvanların zili başlar. Yayla göçüne köylüler büyük özen gösterir. Çocuklara özel yöresel kıyafetler hazırlanır, hayvanlar süslenir, kadınlarımız yöresel kıyafetlerini giyerler, toplu bir şekilde yaylamıza göç gerçekleştirilir. 700’ü büyük baş olmak üzere binin üzerinde hayvanımız göç etti, sonbahara kadar yaylada kalacaklar.” diye konuştu.

“Şenlik havasında yaylaya çıkıyoruz”

Sevgi Kayran, dedelerinin Trabzon’dan gelerek Sakarya’ya yerleştiklerini, kendilerinin de geleneklerini yaşattıklarını söyledi.

Hayvanları yıkadıktan sonra süsleyip boyadıklarını anlatan Kayran, “Herkes hayvanlarını hazırlayıp erkenden yaylaya çıkıyor. Hayvanlarımızı hazırlıyoruz, çocuklarımızı giydiriyoruz, şenlik havasında yaylaya çıkıyoruz. Hepimize hayırlı olsun. Herkesin gelip yaylamızı görmesini istiyoruz.” ifadelerini kullandı.

Fatma Yıldız da aslen Trabzonlu olduğunu belirterek, “Her yazın başında hayvanları süsler, fistanımızı giyeriz. Şenlik havasında yaylamızın açılışını yaparız. Hayvanlar kış boyu ahırda kaldığı için burada hava alsınlar diye ve köy yerinde yaylım olmadığı için yaylaya çıkarıyoruz. Burada otlak çok.” diye konuştu.

Sevim Der ise geleneklerini sürdürmeye çalıştıklarını dile getirerek, “Yayla göçlerimiz başladı. Bir gün öncesinden hayvanlarımızı süsledik, kendimiz de hazırlandık. Yiyecek içeceklerimizi de alıp yaylaya çıktık. Hayvanlarımız burada otluyor. Sütünden, yoğurdundan, peynirinden, yağından geçimimizi sağlıyoruz.” dedi.

Türk doktor, Bosna Savaşı’nda ameliyat ettiği Boşnak kızla 27 yıl sonra buluştu
Saraybosna

Koşay, savaş yıllarında Bosna Hersek’te Emsada ile tanışma hikayelerini AA muhabirine anlattı.

Duygusal buluşmanın kahramanı Koşay, 1995’te uzmanlığını tamamladıktan sonra, asteğmen olarak göreve başladığını, Bosna Hersek’e bir tesadüf eseri geldiğini, o yıllarda çok sıkıntılı bir dönemden geçen ülkede bir yıl doktorluk hizmeti verdiğini, hem Türk taburundaki askerleri hem de yerel halkı tedavi ettiğini dile getirdi.

Görevi süresince Bosna Hersek’in köylerini de ziyaret ettiğini ifade eden Koşay, “Emsada ile o yıllarda tanıştım. Sanırım 2-3 yaşlarındaydı ve ayaklarında deformiteleri vardı. Çok iyi tedavi edilmemişti. Kendisini burada yerel bir hastanede ameliyat ettim. Sonrasında buraya yakın bir köyde yaşadıkları için ailesiyle çok iyi ilişkilerimiz oldu.” dedi.

Emsada’nın hiç unutmadığı hastalarından biri olduğunu belirten Koşay, şöyle devam etti:

“Emsada, yıllar sonra sosyal medya aracılığıyla bana ulaştı ve yazıştık. Ben Saraybosna’ya bir toplantı için geldim ve öncesinde Emsada’ya yazdım. O da geleceğim için çok heyecanlandı. 27 yıl önce bir yılımı geçirdiğim Zenica’ya tekrar geldim. Emsada’yı gördüm. 29 yaşına gelmiş ve iki çocuğu var. Tabii gerçekten bir doktor olarak, hastanızın iyi olduğunu görmek sizi çok mutlu eder ama 27 yıl sonra çok uzakta bir yerde kendisini tekrar görmek ve büyüdüğüne, çocuklarının olduğuna şahit olmak çok heyecan ve mutluluk verici bir deneyim. Onu gördüğüme çok mutlu oldum.”

Koşay, Emsada’nın kendisi için, ikilinin 27 yıl önceki fotoğraflardan oluşan bir albüm hazırladığını ve bunun kendisi için çok özel bir hediye olduğunu söyledi.

1991 Zenica doğumlu Emsada, doğuştan topuk deformasyonu yaşadığını ve ailesinin 1995’te kendisini ameliyat ettirmek için çok uğraştığını ifade etti.

Emsada, “Savaş yılları olduğu için dışarı da hareket etmemiz de çok mümkün değildi. Bize Türk Birliği’ndeki doktorları tavsiye ettiler. Orada ameliyatımın yapılabileceğini söylediler. Bu vesileyle Doktor Can ve Ayşe Hanım (savaş yıllarında Bosna Hersek’te bulunmuş teğmen, şuan emekli albay) ve birçok iyi insan ile tanıştık. Doktor Can, o yıllarda bize her anlamda destek verdi. Bizim için doktordan öte, aile dostu, akraba kadar yakın muhteşem insanlardı. Çünkü o zor savaş yıllarında çok fazla dostumuz yoktu. Finansal durum da çok kötüydü.” diye konuştu.

Koşay’ın kendisini ameliyat etmek istediğini kaydeden Emsada, önceki ameliyatların başarılı olmadığını, ancak Koşay’ın ameliyatının ardından yürümeye başladığını anlattı.

Emsada, “Koşay Türkiye’ye döndüğünde çok duygusal anlar yaşadık. Bugün bile o anları anlattığımda zorlanıyorum. Ailemin bana verme şansı olmayan her şeyi sundular, ikinci ailem gibi olmuşlardı. Aldıkları oyuncakları her zaman hatırlayacağım. Doktor Can’ın bu gelişi beni çok mutlu etti. Bosna’yı ziyaret ettiği için kendisine çok müteşekkirim.” dedi.

Emsada, Türk doktorun Türkiye’ye dönüşü sonrası irtibatlarının koptuğunu, ailesine ait olan evin savaşta zarar gördüğünü ve başka bir yere taşındıkları için adreslerini değiştirmek zorunda kaldıklarını kaydetti.

Ablasının bir Türk vatandaşıyla evlendiğini söyleyen Emsada, eniştesinin bu hikayeyi duyduğunu ve bunun üzerine ilk olarak yine o yıllarda Bosna Hersek’te görev yapan Ayşe Kil’e ulaştıklarını, kendisinden Koşay’ın telefon numarasını aldıklarını ve tekrar irtibat kurduklarını dile getirdi.

İçinde bulunduğu anların hiçbir maddi karşılığının olamayacağını ifade eden Emsada, “Hergün çocuklarıma iyi insanlar olmalarını söylüyorum. Çünkü geçen yıllar ve zaman yapılan iyilikleri silemez.” diye konuştu.

1992’de başlayan Bosna Savaşı, 14 Aralık 1995’e kadar sürdü

Sırp meclisi, 21 Aralık 1991’de Yugoslavya içinde federal bir yapı olarak Bosna Hersek Sırp Cumhuriyeti’nin kurulması ve aynı zamanda Krajina Sırp Cumhuriyeti’nin tanınması kararı aldı. Bu karar temelinde, 9 Ocak 1992’de Bosna Hersek Sırp Halkı Cumhuriyeti ilan edildi.

Bosna Hersek’in, 29 Şubat-1 Mart 1992’de yapılan referandum sonucunda bağımsızlığını ilan etmesinin ardından Sırpların kontrolündeki Yugoslav ordusu ve Sırp paramiliter birlikler, Müslüman Boşnaklara karşı etnik temizlik başlattı.

14 Aralık 1995’e kadar süren Bosna Savaşı’nda 100 binden fazla kişi hayatını kaybetti, yaklaşık 2 milyon kişi göç etmek zorunda kaldı.

Çan Belediye Başkanı Bülent Öz, “rüşvet ve irtikap” iddiasıyla görevden uzaklaştırıldı
Ankara

AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, belediyeden ihale alan firma sahiplerinden rüşvet alındığı ve irtikap suçu işlendiği iddiaları üzerine Mülkiye Teftiş Kurulunca inceleme yapıldı, Çan Cumhuriyet Başsavcılığınca da soruşturma yürütüldü.

Soruşturma kapsamında, Başkan Öz’ün, akrabası olan Ö.E’ye belediyeden alacaklarının tahsili karşılığında ikamet ettiği evin kira, internet faturası ve mobilya bedellerini ödettirdiği, bir şirketten ihaleler karşılığında daire alındığı belirlendi.

Ayrıca Bülent Öz’ün çocuklarının eğitim masraflarının belediyeden taahhüt işi alan başka bir yüklenici tarafından karşılandığı, bir danışmanlık firmasına ödenecek ücretin bir kısmını Öz’ün aldığı tespit edildi.

Mülkiye Teftiş Kurulu ise tanıkların ve ifade sahiplerinin baskı altına alınmaması, suç delillerinin yok edilmesinin, karartılmasının ya da değiştirilmesinin önüne geçilebilmesi, yapılacak ön inceleme ve soruşturmanın selameti için Öz’ün geçici olarak görevden uzaklaştırılmasını talep etti.

Bunun üzerine, yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan ve 1 Haziran’da çıkarıldığı hakimlikçe adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Çan Belediye Başkanı Öz, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun onayıyla geçici olarak görevinden uzaklaştırıldı.

Görevden uzaklaştırma kararının, Anayasanın 127’nci maddesi ile Belediye Kanunu’nun 47’nci maddesi kapsamında alındığı öğrenildi.

Geçmişte gönüllü su dağıttığı Akdeniz Oyunları’nda şimdi madalya kazanmayı istiyor
Mersin

Mersin’de, Tevfik Sırrı Gür Anadolu Lisesindeki beden eğitimi öğretmeni Niyazi Kutlay’ın, kentte 2013’te düzenlenen Akdeniz Oyunları’nda adını gönüllüler listesine yazmasıyla bocce sporuyla tanışan 24 yaşındaki Mehmet Can’ın kısa sürede elde ettiği başarıların ardından milli takım seçmelerini kazanarak başlayan kariyeri dikkati çekiyor.

Toroslar Belediyesi Bocce Takımı sporcusu Mehmet Can, 14 Türkiye şampiyonluğu, 4 dünya üçüncülüğü, dünya kupası ikinciliği ve 11 kez rekor kırdığı kariyerinde, Volo disiplininde basamak, role ve role mix kategorilerindeki Türkiye rekorlarını da eline bulunduruyor.

Kariyerine yeni başarılar eklemek isteyen milli bocceci, Cezayir’de 25 Haziran-5 Temmuz’da düzenlenecek 19. Akdeniz Oyunları’na hazırlanıyor.

Antrenörü Niyazi Kutlay gözetiminde haftada 5 gün antrenmana çıkan Mehmet Can, Akdeniz Oyunları’nda boccede madalya kazanan ilk Türk erkek sporcu olarak adını tarihe yazdırmak istiyor.

Milli sporcu Mehmet Can Yakın, AA muhabirine, 17. Akdeniz Oyunları’nda bocceyle tanıştığını söyledi.

Milli takım kariyerinin başladığı 2014’ten bu yana profesyonel spor hayatında çok sayıda başarıya imza attığını anlatan Mehmet Can, “İlk olarak 2015’teki Volo Basamak Türkiye şampiyonluğuyla başladım. Şu anda ardı arkası kesilmeden devam ediyor. 11 kez rekor kırdım. Kendi rekorlarımı tekrar kırıyorum. Bu, gurur verici bir olay.” diye konuştu.

Milli formayla uluslararası organizasyonlarda madalya kazanmanın sevincini de yaşadığını dile getiren Mehmet Can, 2021’de İtalyan ekibi La Loanese’ye transfer olduğunu ve 8 ay orada kaldığını belirtti.

Ankara’da 23-29 Mayıs’ta yapılan Türkiye Volo Şampiyonası’nda yeni rekorlar elde ettiğini anımsatan Mehmet Can, şöyle devam etti:

“Volo basamak, role ve role mix kategorilerinde yarıştım. Hepsinde Türkiye şampiyonu oldum. Volo basamakta bana ait olan Türkiye rekorunu egale ettim. Yine son rekoru bende olan role mix kategorilerinde de takım arkadaşımla birlikte yeni bir Türkiye rekoru kırdık. Beraberinde gelen 3 şampiyonluk da mutluluk vericiydi. Akdeniz Oyunları öncesinde moral oldu.”

“Hedeflerim hep ilki başarmaktı”

Milli bocceci, Cezayir’deki 2022 Akdeniz Oyunları’nın hayatının dönüm noktalarından biri olacağını vurgulayarak, şunları kaydetti:

“Kariyerimde birçok ilk var. Hedeflerim hep ilki başarmaktı. Şu anda Akdeniz Oyunları tarihimizde erkek branşımızda madalyamız yok. Bunun için çok çabalıyorum. Tekrardan bir ilki başarmak istiyorum. Volo basamakta Akdeniz Oyunları’nda derece yapmak istiyorum. Bu, şu anda en çok yoğunlaştığım konu. Oraya kararlı bir şekilde hazırlanıyorum, çünkü başarmak istiyorum. Bugüne kadar yapmak istediğim her şeyi başardım. Bunu da başaracağıma inanıyorum. Her gün uyumadan önce sahaya çıktığımı, neler yapabileceğimi hatta madalya kazandığımda nasıl sevineceğimi hayal ediyorum.”

Antrenör Niyazi Kutlay da birlikte yol yürüyerek önemli başarılara imza attıkları sporcusu Mehmet Can’ın, Akdeniz Oyunları’nda madalya kazanacağına inandığını ifade etti.