Galatasaray Kulübünde devir teslim töreni gerçekleştirildi
İstanbul

Kulüp binasında basına kapalı olarak gerçekleştirilen devir teslim töreni GSTV’den canlı yayımlandı. Törende Burak Elmas, Özbek’e hitaben “Bizler, sizler gibi Galatasaray’da koltuk ihtiyacı olmayan, bu kulübün emrinde olan Galatasaraylılarız. Belli ideallerle yola çıktık, dönemimizde yaptığımız ve yapamadığımız, dönemimizin yeterli olmadığı şeyler oldu. Galatasaray’da birlik ve beraberliğin sağlanması, Galatasaray değerlerinin en üst seviyede yaşanması ve Galatasaray’da düzgün bir üslup olması gerekiyor. Biz muvaffak olamadık, umarım sizin döneminiz bunun yakalandığı bir dönem olur. Siz ve arkadaşlarınıza bu yolculuğunuzda başarılar diliyorum.” diye konuştu.

Özbek’in zor bir göreve soyunduğunu aktaran Elmas, “Taşın altına ellerini koydular. Galatasaray çok büyük bir kurum. Bu bir hizmet yarışı. Dursun başkan bunu layıkıyla yapacaktır. Galatasaray’a yakışan şekilde devir teslim yapıp tribünlere geri döneceğiz.” dedi.

Başkan Dursun Özbek ise Elmas’ı kendine hep yakın gördüğünü ve temas halinde olmaları gerektiğini kaydederek, şunları söyledi:

“Devir teslim törenleri başka kurumlarda olduğu gibi olmuyor. Biz bir ailenin parçalarıyız. Yönetimdeyken de sizi öyle gördüm. Hep kendime yakın ve kardeş seviyesinde gördüm. Galatasaray’ın bu zor günlerinden çıkışı da bu birlik ve beraberliğin devam etmesiyle mümkündür. Hiçbirinizi rahat bırakmayacağım, burada göreceğim. Bir süreç yaşandı ve bu sürecin devamı olarak biz geldik. Daha önce yaşananlar bilinmeden kulübü yönetmek mümkün değil. Bir kopukluk olmamasını devamlılık açısından tekrar tekrar rica ediyorum. Birikimleriniz, tecrübeleriniz ve sizden almamız gereken bilgiler var. Bu konuda bizden desteğinizi esirgemeyin. Galatasaray’da sürekliliğin olması gerektiğini hissetmiş biri olarak sizin başlattığınız projelerin arkasındayız. Birçoğunu beraber geliştirmiştik. Bu konuda bize destek olursanız biz de sizin projelerinizi sonlandırmak için elimizden geleni yapacağız.”

Elmas kendi döneminde sarı-kırmızılı kulübün şirketlerinde yer alan isimlerin istifa mektuplarını da Özbek’e teslim ettikten sonra, sarılarak vedalaştılar.

Gilead, Hepatit ve HIV alanlarında geliştirdiği ilaçları Türkiye’de üretmeye başladı
İstanbul

Gilead Sciences‘ın, Hepatit ve HIV alanlarında geliştirdiği en yenilikçi patent korumalı ilaçlarını Pharmactive iş birliğiyle Türkiye’de üretmeye başlaması kapsamında, Cumhurbaşkanlığı stratejik planlarında yer alan yerli üretim öncelikleri doğrultusunda tamamladığı üretim yatırımının detayları düzenlenen basın toplantısıyla paylaşıldı.

Yatırım kapsamında, stratejik ilaçlarını Türkiye’de üretme kararı alan Gilead, “Türkiye için Türkiye’de” vizyonuyla iş ortağı Pharmactive İlaç iş birliğiyle yerli üretime başlayacak ve böylece Türkiye cirosunun yaklaşık yüzde 70’ini Türkiye’de üretir duruma gelecek.

Toplantının açılışında konuşan Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı A. Burak Dağlıoğlu, uluslararası yatırımların, özellikle de ilaç sektörünün ülke için öncelikli sektörlerden biri olduğunu söyledi.

Dağlıoğlu, son 2 senede yakından tecrübe edildiği gibi herkesi etkileyen küresel sağlık krizlerinden kaynaklı ortak sorunların ancak uluslararası iş birlikleri ve bilgi paylaşımları ile aşabildiğini, bu sayede sürdürülebilir bir dünya vizyonu ile güçlü ve sağlıklı toplumların devamlığını sağlayabildiklerini ifade etti.

Bugün küresel ilaç endüstrisinin güçlü aktörlerinden Amerikan şirketi Gilead ile Türk ilaç endüstrisinin önde gelen şirketlerinden Pharmactive arasında gerçekleşen başarılı iş birliğine şahitlik ettiklerini belirten Dağlıoğlu, “Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi olarak katma değerli ve teknoloji yoğun yatırımları ülkemize kazandırarak küresel yatırımlarından daha fazla pay almaya odaklanıyoruz. Ofisimizin öncelikli sektörleri arasında yer alan yaşam bilimleri özelinde ise Ar-Ge ve inovasyona dayalı, akıllı sağlık ve klinik teknolojilerini içeren, yurt içi fırsat ve yetkinliklerimizin gelişmesine katkı sağlayacak yatırımları hedefliyoruz.” diye konuştu.

Gilead’ın Türkiye yatırımı ile, özellikle şirketin patent koruması devam eden yenilikçi ürünlerinin üretim teknolojileri ve know-how’ının da ülkemize aktarılmasıyla, yerli ilaç tedarikinin güçleneceğini ve ilaç ithalatının azalacağını belirten Dağlıoğlu, söz konusu yatırımın Türkiye’nin ilaç endüstrisinde bir ihracat merkezi olma hedeflerine ulaşmasına katkı sağlayacağına inandığını dile getirdi.

Dağlıoğlu, Gilead’ın yatırımının gelecek dönemler için yeni uluslararası iş birlikleri ile benzer yatırımların gerçekleşmesinde motive edici olacağının da altını çizdi.

Söz konusu iş birliğinin gerçekleşmesinde Gilead’ın Türkiye’ye olan güveninin yanı sıra, dünya standartlarında bir tesise ve ekibe sahip olan Pharmactive İlaç şirketinin rolünün de önemli olduğunu kaydeden Dağlıoğlu, “Bu bağlamda bu yatırımı gerçekleştiren Gilead ve yatırıma ev sahipliği yapan Pharmactive İlaç’ın kıymetli yöneticilerine ve tüm çalışanlarına ayrıca teşekkür ediyorum. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi olarak, ülkemizin hedeflerine ulaşmasına katkı sağlayacak yatırımlara desteğimiz her zaman devam edecek.” şeklinde konuştu.

“Türkiye’yi Gilead’ın üretim merkezlerinden biri yaptık”

Gilead Türkiye Genel Müdürü Şebnem Girgin, Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda yer alan, ilaç alanında Türkiye’nin küresel pazardaki rekabet gücünün artırılması, değer zincirinde daha üst konuma taşınması ve yerli üretim oranının artırılması hedefleriyle paralel bir vizyonla Türkiye’ye yatırım yaptıklarını ifade etti.

Girgin, salgın döneminde tedarik zincirinde yaşanan sıkıntıların kendilerine ülke olarak kendi ilacını üretebilmenin ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha gösterdiğini ifade ederek, “Bu iş birliğinin ilaç tedarikinin sürdürülebilirliği açısından da önemli bir adım olduğunu söyleyebiliriz. Gilead olarak bizi yerli üretim yapan diğer şirketlerden ayrıştıran en önemli özellik, patent koruması devam eden ürünlerimizi ülkemizde üretme kararımız oldu. Yenilikçi ürünlerimizi ülkemizde üretiyor olmaktan ve bu know-how’ı ülkemize kazandırmaktan dolayı mutluluk duyuyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye’nin bu yatırımla Almanya, Kanada ve İrlanda’dan sonra Gilead’ın en yeni üretim merkezlerinden biri haline geldiğini belirten Girgin, “Bu yatırımla Türkiye’nin ilaç alanında potansiyel ihracat merkezi haline gelmesi, küresel tedarik zincirlerine dahil olması ve daha sonra geliştirilecek yeni tedavilerin de ülkemizde üretilmesi için gerekli alt yapının temelleri atılmış oldu.” dedi.

“Ülkemizde ürettiğimiz ürünleri dünyada daha çok hastanın erişimine sunmak için çalışacağız”

Girgin, Gilead olarak vizyonlarının yaşamı tehdit eden hastalıklara en iyi çözümleri geliştirerek bu hastalıkları yeryüzünden silmek olduğuna dikkati çekti.

Gilead’ın, HIV/AIDS, Hepatit B, Hepatit C, hematoloji, onkoloji ve sistemik mantar enfeksiyonları gibi hastalıkların ölümcül olmaktan çıkıp, yönetilebilir hastalıklara dönüştürülmesi çabalarına öncülük ettiğini belirten Girgin, “Bir yandan yerli üretim için çalışırken, diğer yandan Türkiye’ye getirdiğimiz klinik araştırmalar, Ar-Ge yatırımlarımız, bağış ve proje desteklerimizle ülkemizde değer yaratmak için tüm gücümüzle çalışıyoruz.” açıklamasını yaptı.

Girgin, Gilead’ın Türkiye’de son 5 yılda 6 milyon dolarlık Ar-Ge yatırımı yaptığını anımsatarak, şunları aktardı:

“2015 yılında 5 merkez ile başladığımız klinik araştırma faaliyetlerinde, merkez sayımız 50’ye yaklaştı. Onkoloji alanında yeni gelecek çalışmalarla da bu sayıyı daha da artırmayı hedefliyoruz. ‘Türkiye için Türkiye’de’ vizyonuyla ülkeye yatırım yapmaya devam edeceğiz. Bir sonraki adımda ülkemizde ürettiğimiz ürünleri dünyada daha çok hastanın erişimine sunmak için çalışacağız.”- “Çok sayıda global firmanın, Türkiye’deki stratejik üretim ortağı konumundayız”

Pharmactive İlaç Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Sancak ise 2011 yılında Saya Grup bünyesinde Pharmactive İlaç’ı kurarken, üretim kapasitesinin ve yetkinliğinin yüksek olmasını planladıklarını belirtti.

Sancak, “İleri bir teknolojiye dayalı, evrensel kalite standartlarındaki, yıllık 330 milyon kutuluk yüksek bir kapasiteye sahip üretim üssümüz, sadece ülkemizin değil, Avrupa’nın da örnek gösterilen ilaç fabrikalarının başında gelmektedir.” diye konuştu.

Güçlü hedefler doğrultusunda çok sayıda global firmanın, Türkiye’deki stratejik üretim ortağı konumunda olduklarının altını çizen Sancak, şu ifadeleri kullandı:

“Pharmactive, ‘İyi Üretim Uygulamaları’na uygun olarak dizayn edilen üretim tesisindeki PharmAr-Ge’de, ulusal ve uluslararası firmalarla yaptığı iş birlikleriyle geliştirdiği yenilikçi ve güvenilir ürünleri, hekim, eczacı ve hastaların hizmetine sunuyor. Tamamı kendi laboratuvarlarımızda olmak üzere, bugüne kadar 100’e yakın eşdeğer molekül geliştirdik. Ülkemizde en çok üretim yapan ilk 5 tesisten biri durumundayız. Halihazırda, üretimimizin yarısını, çok uluslu şirketler için yapmaktayız.”