Almanya Başbakanı Scholz: AB genişlemeye kendisini hazırlamalı
Berlin

Scholz, Alman Haber Ajansına verdiği röportajda, AB’nin, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başlangıcından beri Ukrayna’yı birlikte ve kararlı bir şekilde desteklediğini belirterek, AB’nin bu birlik ruhu içinde hareket etmeye devam etmesini istedi.

Ukrayna’ya AB’ye adaylık statüsü verilmesine ilişkin bir soruya cevaben Scholz, AB’ye giden yolun kolay olmadığını, bu yola çıkmak isteyen her adayın birçok şartı yerine getirmesi gerektiğini ifade etti.

Scholz, AB tarafından adaylara ilerleme olduğuna dair somut şeyler sunulmasının da önemli olduğunu belirterek, “Aksi takdirde adaylık statüsünün hiçbir şeye götürmediği duygusu ortaya çıkar. Batı Balkanlardaki ülkelere ciddi olduğumuzu göstermeliyiz. Arnavutluk ve Kuzey Makedonya, AB üyeliğine ilişkin somut müzakerelere başlamak için tüm şartları yerine getiriyor. Bu (müzakereler) şimdi başlamalı.” diye konuştu.

AB’nin de kendisini yenilemesi gerektiğini söyleyen Scholz, “AB, genişlemeye kendisini hazırlamalı. Bunun için yapılarını ve karar alma süreçlerini modernize etmeli.” dedi.

Scholz, bugün oy birliğiyle karar alınan her şey için her zaman oy birliği gerekmediğini, bunu, AB Liderler Zirvesi’nde başka konuların yanında ele alacaklarını kaydetti.

AB’ye katılım şartlarının çabuk yerine getirilmesinin, ülkelerin ve bu ülkelerin vatandaşlarının elinde olduğunu dile getiren Scholz, “Eski Makedonya, Yunanistan ile bir anlaşmazlığı çözmek için adını Kuzey Makedonya olarak değiştirdi ve bunu yaptığı için ödüllendirilmedi. Böyle bir şey bir daha olmamalı. Adaylık statüsü ile umut yaratmak ve umudun hayal kırıklığına yol açmasını istemiyoruz.” ifadelerini kullandı.

– “BM Genel Sekreterinin Ukrayna tahılı için ihraç koridorları açma çabalarını destekliyoruz”

Başbakan Scholz, dünyadaki gıda krizine ilişkin olarak da değerlendirmede bulundu. Scholz, Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı savaşın tüm dünya için sonuçları olduğunu belirtti.

Bu konuda küresel dayanışmaya ihtiyaç olduğuna işaret eden Scholz, “Gıda güvenliği sağlamak için küresel bir girişim başlattık. Ukrayna’daki tahıl ambarları dolu. Milyonlarca ton tahıl ihraç edilmeyi bekliyor.” dedi.

Ukrayna’nın Karadeniz’den gelen Rus saldırılarına karşı korunmak için limanlarını mayınlamak zorunda kaldığını belirten Scholz, “Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin Ukrayna tahılı için ihraç koridorlarını açma çabalarını destekliyoruz. Müzakereler uzun süredir devam ediyor ve gidip geliyor. Bir anlaşma sağlanmasını dünya için ümit etmek lazım. Rusya, güvenli nakliyata imkan vermesi ve aynı zamanda inandırıcı bir şekilde böyle bir koridoru işgal için kullanmayacağı güvencesi vermelidir.” değerlendirmesinde bulundu.

Scholz, Ukrayna limanlarına ulaşım için Birleşmiş Milletler misyonunun görev almasının düşünülüp düşünülmeyeceği sorusuna, bu konuların tümünün şu anda müzakere edildiği, ancak bunlar hakkında kamuoyu önünde spekülasyon yapmanın bu zorlu müzakereleri olduğundan daha da karmaşık hale getireceği yanıtını verdi.

– G7 Zirvesi

Şansölye Scholz, Almanya’nın dönem başkanlığında 26-28 Haziran’da Bavyera eyaletindeki Elmau Sarayı’nda yapılacak G7 Zirvesi’nde ele alınacak konular arasında iklim değişikliği, dijitalleşme ve demokrasinin olacağını ifade etti.

Bu zirveden bir birlik sinyali çıkmasından çok memnun olacağını belirten Scholz, “Zirve demokrasi dünyasına yeni bir bakış getirmek için bir başlangıç ​​noktası olabilirse bu, özel bir başarı olur.” diye konuştu.

Dünyanın 30 yıl sonra bugün olduğundan daha fazla çok kutuplu olacağını söyleyen Scholz, “Birçok güç merkezi olacak. Sadece iki veya üç değil. Buna rağmen bu dünyanın birlikte çalışmasını ve burada demokrasilerin merkezi rol oynamasını başarırsak bu, ileriye doğru büyük bir adım olur.” dedi.

Scholz, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve İtalya Başbakanı Mario Draghi ile Ukrayna’nın başkenti Kiev’e yaptığı ziyarete de değinerek, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü savaşın korkunç yıkımları geride bıraktığını, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’ya saldırma kararıyla korkunç bir suçu üzerine aldığını kaydetti.

İngiltere Başbakanı Johnson’dan Kiev ziyareti

Rusya- Ukrayna savaşı devam ederken, İngiltere Başbakanı Boris Johnson, 2‘nci kez Ukrayna’nın başkenti Kiev’e geldi. Liderler, ikili görüşmenin ardından ortak açıklamada bulundu. Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy yaptığı açıklamada, “İngiltere, bu savaşta Ukrayna’ya verdiği desteğin sağlam ve kararlı olduğunu kanıtladı. Ülkemizin dostu Boris Johnson’ı tekrar Kiev’de gördüğüme sevindim” dedi.

İngiltere Başbakanı Johnson, Devlet Başkanı Zelenskiy’e 120 günde Ukrayna ordusundaki 10 bin askere eğitim verme önerisinde bulunduğunu belirterek, “Ukraynalı askerler, ulusunuzun egemenliğini savunmak için Birleşik Krallık füzelerini ateşliyor. Devlet Başkanı Zelenskiy’e bu savaşın denklemini değiştirebilecek büyük bir yeni askeri eğitim programı önerdim” ifadelerini kullandı.

Açıklanan yeni eğitim programında her askerin 3 hafta boyunca ön cephede savaş kazanma becerilerinin yanı sıra temel tıp eğitimi, siber güvenlik ve karşı patlayıcı taktikleri eğitimleri alması bekleniyor.
Görüşmede ayrıca liderlerin, İngiltere’nin eğitim teklifinin yanı sıra, Rusya’nın tahıl ablukasını sona erdirmede İngiltere’nin nasıl bir rol alabileceği konusu da tartıştığı öğrenildi. İngiltere Başbakanı Johnson en son 9 Nisan’da Ukrayna’yı ziyaret etmişti.

Yunanistan Başbakanı Miçotakis, Rum kesiminde temaslarda bulunuyor
Lefkoşa

Rum basınında yer alan habere göre, Miçotakis, Rum kesimi ziyaretinde ilk olarak GKRY lideri Nikos Anastasiadis ile bir araya geldi.

Rum Başbakanlık Sarayı’nda yapılan görüşme sonrasında açıklamalarda bulunan Miçotakis, görüşmede, büyük ölçüde Ukrayna’daki Rus saldırıları sonucunda ortaya çıkan jeopolitik kışkırtmaların önlenmesi için ortak koordinasyonu teyit ettiklerini söyledi.

Miçotakis, son dönemde Doğu Akdeniz’de yaşanan gelişmeler karşısında da eylemlerini koordine edeceklerini savundu.

“Herhangi bir revizyonist niyet karşısında savunmamız, uluslararası hukuk, güçlü ittifaklar ve Avrupa ailesine katılmamızdır.” diyen Miçotakis, diplomasinin dışına çıkan söylemlerin karşısında olacaklarını ileri sürdü.

Miçotakis, “Her zaman iletişim kanallarını açık tutarak sakin sulara yeniden geleceğimizi düşünüyorum.” dedi.

Anastasiadis de Yunanistan tarafından verilen tam dayanışma için teşekkürlerini ifade ederek, aynı taktik ve politikayı yürüttüklerini, uluslararası hukuk, müttefikleri ve AB üyesi olmalarının kendilerini koruduğunu savundu.

Görüşmede, Türkiye’nin bölgedeki faaliyetleri ve Kıbrıs konusunun da ele alındığı kaydedildi.

Miçotakis’in Kıbrıs Rum kesiminde başka temaslar da yapması öngörülüyor.

Almanya, Fransa ve İtalya, Ukrayna’ya ‘AB’ye aday ülke’ statüsü verilmesini destekliyor
Berlin

Scholz, Macron, Draghi ve Romanya Cumhurbaşkanı Klaus Iohannis, Ukrayna Devlet Başkanı Volodomir Zelenskiy ile yaptığı görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi.

Almanya Başbakanı Scholz, Ukrayna’nın Avrupa ailesine ait olduğuna ilişkin net mesaj vermek için mevkidaşlarıyla Kiev’de bulunduğunu söyledi.

Ukrayna ve Moldova’ya AB üyeliği için adaylık statüsü verilmesini savunan Scholz, “Almanya, Ukrayna lehine olumlu bir karardan yana. Bu aynı zamanda Moldova için de geçerlidir.” dedi.

AB’ye üye olmak isteyen Batı Balkan ülkelerine de işaret eden Scholz, “Yıllardır bu yolda bulunan Batı Balkan ülkelerine verdiğimiz sözü yerine getirmemiz Avrupa’nın inandırıcılık meselesidir.” değerlendirmesinde bulundu.

Şansölye Scholz, AB’ye katılım için tüm adayların yerine getirmesi gereken net kriterlerin bulunduğunu anımsattı.

Ukrayna’ya silahlar sağladıklarını ifade eden Scholz, “Ukrayna’nın desteğimize ihtiyacı olduğu sürece bunu yapmaya devam edeceğiz.” dedi.

Ukrayna askerlerine modern silahlarda eğitim verdiklerini belirten Scholz, Ukrayna’ya Iris-T hava savunma sistemini sağlayacaklarını, çoklu roketatar da tedarik edeceklerini aktardı.

Scholz, “Almanya, Ukrayna’yı yoğun şekilde destekliyor.” ifadesini kullandı.

Zelenskiy ile yapılan görüşmede, askeri çatışmalarda şimdi neyin gerekli olduğu konusunun ele alındığını aktaran Scholz, daha uzun mesafelerden savunmanın organize edilmesinin önemli olduğunu söyledi.

Şansölye Scholz, barış anlaşması için neyin doğru olduğuna sadece Ukrayna, bu ülkenin cumhurbaşkanı, hükümet, parlamento ve halkının karar verebileceğini kaydetti.

Draghi: “İtalya, Ukrayna’yı AB’de istiyor”

İtalya Başbakanı Draghi de İtalya, Fransa, Almanya ve Romanya liderleri olarak bugün Kiev’e yaptıkları ziyareti tarihi olarak niteleyerek, Ukrayna halkına şartsız desteklerini göstermek için geldiklerini belirtti.

AB’nin Zelenskiy’nin istediği gibi Ukrayna’yı desteklemede birlik olduğunu ifade eden Draghi, bugünkü ziyaretlerinin de Avrupa’nın desteğini açık şekilde teyit ettiğini söyledi.

Başbakan Draghi, “Bugünkü ziyaretimizin en önemli mesajı; ‘İtalya, Ukrayna’yı AB’de istiyor.’ İtalya, Ukrayna’nın aday statüsüne sahip olmasını istiyor ve gelecek Avrupa Konseyi’nde de bu pozisyonu destekleyecek.” dedi.

Draghi, Zelenskiy’nin de bu yolun, köklü reformların bulunduğu katedilmesi gereken bir yol olduğunu bildiğini belirtti.

Bugün buraya gelmelerinin bir nedeninin de Ukrayna’nın yeniden kendini inşa etmesine destek olduğunu vurgulayan Draghi, “Biz barış istiyoruz ama Ukrayna kendini savunmalı. Halkı için kabul edilebilir barışı seçecek olan Ukrayna’dır.” diye konuştu.

“Ukrayna’daki insani kriz, bir dünya felaketine dönüşmemelidir”

Rus ordusunun katliamlarını tereddüt etmeden kınadıklarını dile getiren Draghi, “Uluslararası kuruluşların savaş suçlarıyla ilgili soruşturmalarına tam destek veriyoruz.” ifadesini kullandı.

Başbakan Draghi, Karadeniz limanlarında bloke kalan milyonlarca ton tahılın kilidini açmaları gerektiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bugün öğrendim ki, limanların açılmasına 2 hafta var. Hasat eylül sonunda ve başka şeylerin de tarihi yaklaşıyor. Durum giderek acil hale geliyor. Bu korkunç durumdan kaçınmak için, tahılın taşınmasına yönelik acil şekilde güvenli koridorlar oluşturulmalıdır. Ukrayna’daki insani kriz, bir dünya felaketine dönüşmemelidir. Tek yol, bir BM kararına sahip olmaktır ancak Rusya şu ana kadar reddetti.”

Draghi, İrpin kentine yaptıkları ziyarette de burada olup bitenleri herkesin bilmesi ve tanıması gerektiğini söyledi.

Macron: “Ukrayna’nın toprağı üzerinde, Avrupa’nın güvenliği oynanıyor”

Fransa Cumhurbaşkanı Macron da Avrupa’nın Ukrayna-Rusya savaşının başlamasının ardından net şekilde özgür ve egemen bir Ukrayna’dan ve uluslararası hukuktan taraf olduğunu belirtti.

Ukrayna’nın Avrupa ailesinin bir parçası olduğunu kaydeden Macron, Fransa, Almanya, İtalya ve Romanya olarak Ukrayna’nın AB’ye üyelik için derhal aday statüsünü desteklediklerini dile getirdi.

Macron, bunun için bir yol haritasının yanı sıra Balkan, Moldova ve bölgenin durumunun dikkate alınması gerekeceğine işaret etti.

Fransa Cumhurbaşkanı, Rusya’nın almış olduğu “savaş, kaos ve egemen bir ülkeye silahlı saldırı” seçimini kabul etmediklerini söyledi.

Rusya’ya karşı yaptırımlar ve AB’nin Ukrayna’ya insani yardım, mali ve askeri destekleriyle Ukrayna’nın egemenliğini, toprak bütünlüğünü ve özgürlüğünü savunmak için yanında olacaklarını kaydetti.

Macron, “Bugün, Ukrayna’nın toprağı üzerinde, Avrupa’nın güvenliği oynanıyor.” diyerek, Ukrayna-Rusya savaşının Avrupa’nın tarihini değiştireceği yorumunda bulundu.

Fransa, Ukrayna’ya ek 6 adet Cesar obüsü gönderecek

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile askeri, mali ve insani yardım bakımından acil ihtiyaçları görüştüklerini ifade eden Macron, mali ve askeri ekipman desteklerine devam edeceklerini söyledi.

Macron, Fransa’nın savaşın başından bu yana Ukrayna’ya 12 adet Cesar obüsü gönderdiğini, gelecek haftalarda ek 6 adet Cesar obüsü göndereceğini belirterek,
Ukrayna toprağı üzerinde savaş suçlarının cezasız kalmaması ve uluslararası hukukun, adaletin tecelli etmesi için faaliyetlerine güçlendirerek devam edeceklerini söyledi.

Küresel gıda krizinin, Rusya tarafından yürütülen savaşın direkt bir sonucu olduğuna değinen Macron, “Kiev’den hep birlikte, ciddiyetle Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi üyesi Rusya’ya seslenerek, BM’nin tahıl ihracatını organize etmesini kabul etmesi çağrısı yapıyoruz.” dedi.

“Ukrayna’nın kaderini kendisi seçebilmesi için her şeyi yapacağız.” diyen Macron, barış için gerekli şartların oluştuğu zamanı Ukrayna’nın kendisinin karar vereceğine işaret etti.

Macron, bir noktadan sonra bir şekilde bu muharebenin sona ermesi gerekeceğine söyleyerek ancak bunun şartlarının Ukrayna ve Ukraynalı yetkililerce belirleneceğini kaydetti.

“Rusya’nın küçük düşürülmemesi” hakkındaki sözlerine atfen sorulan soruya, Macron, mevcut durumda Almanya Başbakanı Scholz ile yan yana durduklarını ancak bundan 100 yıl önce ise iki ülkenin savaştığı hatırlattı.

Macron, “Müttefikler, Fransa’nın (savaşı) kazanmasını sağladı ancak Fransa tarihi bir hata yaptı, barışı kaybetti çünkü Almanya’yı küçük düşürmek istedi.” dedi.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Ukrayna-Rusya savaşı sona erdikten sonra başkalarının geçmişte yaptığı hatalara düşülmemesi gerektiğini kaydetti.

Yunan ana muhalefet lideri Çipras’tan Miçotakis hükümetine uyarı
Atina

Yunanistan’ın ana muhalefet partisi Radikal Sol İttifakın (SYRIZA) lideri Aleksis Çipras, Yunanistan’ın “Batı’nın ileri karakolu” haline geldiğini belirterek, “Umarım olmaz ama eğer egemenliğimizi savunmamız gerekirse, kendimizi kandırmayalım, bir başımıza olacağız.” dedi.

Yunanistan İş Adamları ve Sanayiciler Birliği (SEB) yıllık olağan genel kurulunda konuşan Çipras, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’in dış politikada izlediği yolun, Yunanistan’ı belirsizlik ve güvensizlik ortamına soktuğunu belirtti.

“Batı’nın ileri karakoluna dönüştük”

Yunanistan’ın çözümün parçası olmak yerine, artık krizin parçası haline geldiğini ifade eden Çipras, “(Yunanistan) Doğu Akdeniz’in zor bir bölgesinde istikrar ve güven merkeziyken, Batı’nın ileri karakolu haline dönüştü. Aslında korunmasız bir karakola çünkü umarım olmaz ama eğer egemenliğimizi savunmamız gerekirse, kendimizi kandırmayalım, bir başımıza olacağız.” diye konuştu.

“Ekonomik sonuçları olumsuz olacak”

Çipras, Yunanistan’ın Rusya’ya uyguladığı ambargolar nedeniyle ağır bir ekonomik bedel ödediğini belirterek, “Ukrayna’ya adalardan ve sınır bölgelerinden, ağır silahlar göndererek, Ukrayna’ya aktif bir şekilde müdahil olmamız, maalesef bizi savaşa doğrudan dahil olan ülkeler arasına koyuyor.” dedi.

Yunanistan’da son yıllardaki hükümetlerin izlediği dogmaların, Miçotakis hükümetince değiştirildiğini dile getiren Çipras, “Komşularımızla karşıtlığımız sadece söylem seviyesinde kalsa, gerginlik artmasa bile, sonuçları ekonomi için de son derece olumsuz olacaktır, özellikle yazın.” ifadesini kullandı.

Almanya, Fransa ve İtalya liderleri, Kiev’de
Berlin

Alman Haber Ajansı DPA’nın haberine göre, Kiev’e ulaşan Scholz, Macron ve Draghi, burada Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy​​​​​​​ ile görüşecek.

Almanya Başbakanı Scholz, trende yaptığı açıklamada, Avrupa Ekonomik Topluluğu’nun kuruluşunda yer alan üç büyük ülkenin liderlinin Kiev’e gitmesi ve savaşın bu özel safhasında Ukrayna’ya ve Ukrayna halkına desteklerini göstermelerinin önemli olduğunu söyledi.

Scholz, sadece dayanışma göstermek değil, yapılan mali, insani ve silah yardımlarının sürdürüleceğinin güvencesini vermek istediklerini belirtti.

Aynı zamanda Rusya’ya uygulanan yaptırımların büyük önem taşıdığını vurgulayacaklarını aktaran Scholz, bu yaptırımların Rusya’nın yapmak istediğinden vazgeçmesi ve askerlerini Ukrayna’dan geri çekmesi ihtimaline katkıda bulunduğunu, hedefin de bu olduğunu kaydetti.

Söz konusu ziyaret, Ukrayna’nın doğusunda Rusya ile yoğun çatışmaların ve küresel gıda krizi baskılarının yaşandığı bir zamanda gerçekleşiyor.

24 Şubat’ta Rusya-Ukrayna savaşının başlamasından bu yana birçok Batılı lider Kiev’e seyahat ederken, Scholz’un Ukrayna’ya gitmemesi eleştirilere sebep olmuştu.

İngiltere Başbakanı Boris Johnson, 9 Nisan’da Kiev’e sürpriz bir ziyaret gerçekleştirerek, Zelenskiy ile görüşmüş ve daha sonra iki lider Kiev sokaklarını birlikte dolaşmıştı.

İsveç Başbakanı Andersson: Türkiye ile diyaloğu sürdürmeyi sabırsızlıkla bekliyorum
Stockholm

Magdalena Andersson, Finlandiya Başbakanı Sanna Marin ve Norveç Başbakanı Jonas Gahr Store, İsveç’in Södertalje kentinde bir araya gelerek güncel konuları görüştü.

Görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Andersson, Türkiye ile İsveç arasındaki NATO müzakerelerine değindi.

NATO sürecinde yoğun çalışmaların devam ettiğini aktaran Andersson, “Finlandiya ile beraber hareket ediyoruz. Sorun çözülene kadar Türkiye ile diyaloğu sürdürmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.” ifadelerini kullandı.

Marin de 2 hafta içinde Madrid’de yapılacak NATO zirvesinden önce bir çözüme ulaşılmasının önemli olduğunu vurguladı.

İki hafta içinde çözüm olmazsa sürecin donma riski bulunduğunu kaydeden Marin, “Şimdi bir ivme var, bu süreçte ilerlememiz önemli. Sorunları ciddiye alıyoruz ve diyalog kurmaya devam ediyoruz.” dedi.

Sri Lanka Başbakanı Wickremesinghe: ‘Rusya’dan petrol almak zorunda kalabiliriz’

Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırıları nedeniyle çoğu Avrupa ülkesi Rusya’dan petrol alımını durdurmaya yönelik kararlar açıklarken, Güney Asya ülkesi Sri Lanka ise Rusya’da petrol almaya açık olduğunu bildirdi. Sri Lanka Başbakanı Ranil Wickremesinghe yaptığı açıklamada, “Petrolü başka kaynaklardan alabilirsek, oradan alırız. Aksi takdirde tekrar Rusya’ya gitmek zorunda kalabiliriz. Ancak bu konuda öncelikle ana kaynağımız olan Körfez ülkelerine bakıyoruz” dedi. Başbakan Wickremesinghe ayrıca Rusya’nın Sri Lanka’ya buğday teklif ettiğini söyledi.

Libya Başbakanı Dibeybe ülkedeki siyasi krizin ancak seçimlerle çözülebileceğini söyledi
Trablus

Dibeybe, Misrata Üniversitesindeki akademisyenler onuruna düzenlenen törende konuşma yaptı.

Başbakan Dibeybe, “Net bir Anayasa olmadan ve seçimler yapılmadan Libya’daki bu siyasi krizden çıkmak hiçbir şekilde mümkün değildir. Libya için seçimlerin yapılması ve kalıcı bir Anayasa yolundan başka bir seçenek yok.” diye konuştu.

Hükümetin seçim yapmaya hazır olup olmadığı konusuna da değinen Dibeybe, seçim yapmaya hazır olduklarını, bunu belirli tarihlerde seçim komisyonuna ileteceklerini ifade etti.

Tobruk’taki Temsilciler Meclisi (TM) tarafından Başbakan olarak seçilen Fethi Başağa da konuyla ilgili Twitter hesabından açıklamalarda bulundu.

Başağa, “Vatandaşların güvenliğini sağlayamayan kanun kaçağı bir çetenin, seçimlerin yapılmasını garanti etmesine güvenmek mümkün değil.” ifadelerine yer verdi.

Sivillerin kanının akmamasına çok önem verdiklerini savunan Başağa, kaos nedeniyle masum insanların hayatlarının tehdit altında olduğunu kaydetti.

Başağa, sivillerin ve savunmasız vatandaşların korunmasının ancak BM gözetiminde başkent Trablus’un her türlü ağır ve orta silahtan arındırılması ve güvenlik düzenlemeleri yapılmasıyla sağlanabileceğini aktardı.

Anayasal meşruiyet doğrultusunda yetkilere sahip bir devletin varlığı olmaksızın güvenliğin sağlanamayacağını ve barışın tesis edilemeyeceğini vurgulayan Başağa, bunun kendilerini parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerine doğru ilerlemeye teşvik ettiğini kaydetti.

Libya’da seçim çıkmazı

Birleşmiş Milletler öncülüğündeki Libya Siyasi Diyalog Forumu’nun Kasım 2020’deki toplantılarında, ülkede devlet başkanlığı ve parlamento seçimlerinin 24 Aralık 2021’de yapılmasına karar verilmişti ancak seçimler planlanan tarihte yapılamamıştı.

Tobruk’taki Temsilciler Meclisi, mevcut Ulusal Birlik Hükümeti’nin görev süresinin 24 Aralık 2021’de dolduğu gerekçesiyle 10 Şubat’ta ülkenin batısındaki milletvekillerinin çoğunun katılmadığı oturumda Fethi Başağa’yı başbakan seçti; 1 Mart’ta ise Başağa hükümeti güvenoyu aldı.

Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ise Temsilciler Meclisini Cenevre Anlaşması’nda belirlenen yol haritasından ayrılmakla suçlayarak görevinin başında olduğunu, görevi ancak seçilmiş bir hükümete teslim edeceğini söylemişti.