Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu Prizren ve Mamuşa’yı ziyaret etti
Kosova

.w3-content { max-width: 100%; margin: auto;} .w3-tooltip, .w3-display-container {position: relative;} .w3-black, .w3-hover-black:hover { color: #fff!important; background-color: #000!important;} .w3-display-left { position: absolute; top: 50%; left: 0%; transform: translate(0%,-50%);-ms-transform: translate(-0%,-50%);} .w3-display-right { position: absolute; top: 50%; right: 0%; transform: translate(0%,-50%);-ms-transform: translate(0%,-50%);} .w3-btn, .w3-button {-webkit-touch-callout: none;-webkit-user-select: none; -khtml-user-select: none;-moz-user-select: none; -ms-user-select: none;user-select: none;} .w3-btn, .w3-button {border: none;display: inline-block;outline: 0;padding: 8px 16px;vertical-align: middle;overflow: hidden;text-decoration: none;color: inherit;background-color: inherit;text-align: center;cursor: pointer;white-space: nowrap;}Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu

Prizren ziyareti kapsamında Kosova Demokratik Türk Partisini (KDTP) ziyaret eden Çavuşoğlu, Kosova Bölgesel Kalkınma Bakanı ve KDTP Genel Başkanı Fikrim Damka ile görüştü.

Soydaş Türk sivil toplum kuruluşlarıyla da bir araya gelen Çavuşoğlu, ayrıca ‘Sultan Murat Kışlası’nda konuşlu, ülkedeki NATO Barış Gücü kapsamında görev yapan Türk Temsil Heyeti Başkanlığına da ziyarette bulundu.

Çavuşoğlu, daha sonra ülkedeki tek Türk belediyesi olma özelliğini taşıyan Mamuşa’da halka hitap etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve tüm Türkiye’nin selamlarını ileterek sözlerine başlayan Çavuşoğlu, Sultan Murad Han ile beraberindeki gazilerin bu beldeyi 633 yıl önce Müslüman Türklere yurt yaptığını söyledi.

Bu toprakların Mehmet Akif Ersoy gibi bir şair çıkardığını anımsatan Çavuşoğlu, Ersoy’un Sultan Murad Han için yazdığı şiiri okudu.

Başta soydaşlar olmak üzere, Balkanlar’da yaşayan tüm halkların Türk milletinin gönlünde olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, “Biliyoruz sizin yüreğiniz de Türkiye ile birlikte çarpıyor. Türkiye’nin sevinciyle sevindiğinizi, hüznüyle hüzünlendiğinizi biliyoruz. 15 Temmuz hain darbe gecesinde buradan bize verdiğiniz desteği hiçbir zaman unutamayız, unutmamız mümkün değil.” dedi.

Balkanlar’ın yaşadığı karanlık günleri atlattığını vurgulayan Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sizler de Türk kimliğini korumak için mücadele verdiniz. Hamdolsun, anavatanınız bugün her zamankinden daha güçlüdür ve tüm gücüyle sizlerin yanındadır. Kimliğinizi, dilinizi, dininizi, kültürünüzü yaşatma gayretinizi tüm kurumlarımızla birlikte destekliyoruz. Hedefimiz kimliğine ve değerlerine bağlı bir nesil yetiştirmek olmalı. Kökü şehit kanıyla sulanmış bu ata toprağına sımsıkı tutunan, dalları ise geleceğe uzanan bir nesil.”

Eğitim konusunda Kosova’da yapılan projelere de değinen Çavuşoğlu, geçen yıl Kosova’da Türkçe eğitim gören öğrencilere tablet dağıtıldığını, okulların akıllı tahta ve diğer gereçlerle donatıldığını belirtti.

Öğretmenler için de meslek içi eğitim programları düzenlendiğini dile getiren Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

“Sizlere güzel bir haberim var. Bugün Prizren’de görüştük, bundan sonra mesleki eğitim programları başlatıyoruz ve ilk olarak Mamuşa’da başlatıyoruz. İlk olarak tarım ve sağlık alanında mesleki eğitimler vereceğiz okullarımızda. Çocuklarımız mezun olduğu zaman iş imkanları olsun, aranan insan olsun. Ayrıca burada Türkçe ders alan öğrencilerimize Yurtdışı Türkler Başkanlığımızın bursu var. Bu bursu bu yıl da devam ettirdik. Önümüzdeki yıllarda da elimizden geldiği kadar devam ettireceğiz. Öğrencilerimizin, öğretmenlerimizin ve ailelerin yanında olmaya devam edeceğiz.”

Çavuşoğlu, soydaş Türk toplumunun hak ettiği değeri görebilmesi için Kosova’daki resmi dil olan Arnavutça’yı öğrenmenin önemine vurgu yaptı.

Dost ve kardeş Kosova’da bulunduğu sürede her alanda ilişkilerin daha da iyi seviyelere çıkarmak için görüşmelerde bulunduğunu dile getiren Çavuşoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Kosova’yı bugüne kadar her alanda desteklediğimizi sizler de biliyorsunuz. Tanınması ve uluslararası örgütlere üye olması konusunda da Kosova’ya destek verdik, veriyoruz. Bugün Kosova sizlerin de katkılarıyla uluslararası camianın saygın bir üyesi oldu. Değerli kardeşlerim, sizleri her zaman birlik, beraberlik, huzur ve refah içinde görmek bizim en büyük arzumuz. Bugün sivil toplum örgütlerine, siyaset içinde olan arkadaşlarımıza da vermeye çalıştığımız mesaj bu. Biz Türkiye olarak, Türkiye’deki kardeşleriniz olarak sizlerden başka bir beklentimiz yok. Sizin birliğiniz, beraberliğiniz, dirliğiniz ve refahınızdır.”

Birlik ve beraberliği bozmaya çalışanlar olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, kişisel çıkarların buradaki Türk toplumunun çıkarları üzerinde tutulmaması gerektiğini söyledi.

Soydaşların yaşadığı bölgelerde birçok siyasi parti kurulma konusunda değerlendirmede bulunan Çavuşoğlu, “Maalesef soydaşlarımızın yaşadığı bazı yerlerde birçok siyasi parti kurulması gibi bölünmeler oluyor. Burada Kosova’da zaten sayımız belli. Bölünme lüksümüz yok. Bir ve beraber olacağız inşallah.” şeklinde konuştu.

Çavuşoğlu, Mamuşa’yı, Kosova’nın tarım ambarı haline getiren soydaşların, Kosova’nın uluslararası toplumda saygın bir yere gelmesinde de önemli bir yeri olduğunu vurguladı.

Kosova’ya her gelişinde kendini evinde hissettiğini ifade eden Çavuşoğlu, “Her gelişimizde mutlu olduğumuz, coştuğumuz ve duygulandığımız Mamuşa’da bulunmaktan, sizlerin misafiri olmaktan her zaman onur duyduk.” dedi.

Türkiye’nin son yıllardaki güçlü dış politikasına da değinen Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

“Artık Türkiye çok güçlü bir ülke, Türkiye’den beklentiler çok, bunun farkındayız. Türkiye artık küresel bir aktör oldu. Savaşların, çatışmaların, krizlerin sona ermesinde, herkesin gözü, kulağı Türkiye’de. Biz de bu beklentileri boşa çıkarmamak için bölgemizin ve ötesinin barışı, istikrarı için çaba sarf ediyoruz. Ukrayna’daki savaşı durdurmak için, tahıl krizine bir çare bulmak için ve dünyanın her yerinde de bayrağımızı dalgalandırıyoruz. 255 misyonumuz oldu.”

Türk bayrağının dünyanın her yerinde dalgalandığını ifade eden Çavuşoğlu, “Nerede olursa olsun herhangi bir gelişmede artık ‘Türkiye de ne diyor?’ diye sorulan bir ülke oldu. Milletimizin dirayeti, çalışkanlığı ve Cumhurbaşkanımızın liderliğinde izlediğimiz akıllı siyaset ve stratejik adımlarla. Bazen sahaya indik, sert gücümüzü gösterdik. Herkesi masaya tekrar masaya dönmesini sağladık ama biraz önce saydığım tüm kurumlarla ve tüm imkanlarımızla Türk milletinin şefkatini de tüm dünyada gösterdik.” dedi.

İsrail Dışişleri Bakanı Lapid, 23 Haziran’da Türkiye’ye gelecek
Ankara

Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid‘in perşembe günü Türkiye’ye geleceği belirtildi.

Açıklamada, ziyaret çerçevesinde yapılacak temaslarda ikili ilişkiler ve bölgesel konuların ele alınacağı kaydedildi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 24-25 Mayıs 2022’de Filistin ve İsrail’i kapsayan iki günlük ziyaret gerçekleştirmişti.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Kosova Türk Temsil Heyeti Başkanlığını ziyaret etti

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Balkan turunun son durağı Kosova’da ziyaretlerini sürdürüyor. Bakan Çavuşoğlu, Prizren kentindeki Sultan Murat Kışlası’ndaki Kosova Türk Temsil Heyeti Başkanlığını ziyaret etti. Çavuşoğlu ziyaretine ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Kosova Türk Temsil Heyeti Başkanlığımızı ziyaret ettik, çalışmaları hakkında yerinde bilgi aldık. Kosova’nın istikrarına katkıda bulunan kahramanlarımızla gurur duyuyoruz” dedi.

Ukrayna Milli Eğitim Bakanı: ‘Savaş nedeniyle 651 bin çocuk yurt dışına kaçtı’

Rusya- Ukrayna savaşı devam ederken, Ukrayna Milli Eğitim Bakanı Serhiy Shkarlet ülkedeki çocuklarla ilgili açıklamada bulundu. Ukrayna Milli Eğitim Bakanı Shkarlet yaptığı açıklamada, “Savaş nedeniyle Ukraynalı toplam 651 bin çocuk yurt dışına kaçtı ve Ukrayna’ya ait bin 174 okul Rus işgali altında. Savaşın başladığı 24 Şubat’tta 2 haftalık zorunlu tatil ilan ettik. 14 Mart’ta ise 12 bin 800 okul yeniden faaliyet göstermeye başladı” dedi.

Bakan Shkarlet ayrıca açıklamasında, “Şu anda online olarak 14 okul eğitim veriyor. Okullar lisanslılar ve eğitim sertifikaları verebilirler. Online eğitim veren okullarla işgal altındaki bölgelerdeki eğitim sürecini Ukrayna standartlarına yükseltebiliriz” ifadelerini kullandı. Ukrayna’da 9 bin 200’den fazla okulun ve 2,9 milyondan fazla çocuğun akademik yılı tamamladığı öğrenildi.

Adalet Bakanı Bozdağ, 29. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Çağlar’ın cenazesine katıldı

Ankara’daki evinde dün hayatını kaybeden 29. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Şükrü Çağlar’ın cenazesi memleketi Kırıkkale’nin Keskin ilçesine getirildi. Çok sayıda vatandaşın katıldığı cenaze töreninde Şükrü Ceylan’ın babası Kadir, annesi Elif, çocukları Fatih Kağan ve Mert Çağlar, tabuta sarılarak gözyaşlarına hakim olamadı. Cenaze törenine katılan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Vali Bülent Tekbıyıkoğlu, Belediye Başkanı Mehmet Saygılı, AK Parti Milletvekili Ramazan Can, MHP Milletvekili Halil Öztürk, ilçe belediye başkanları, savcılar ile hakimler aileye taziyelerini iletti. Hayriye Camii’nde kılınan namazın ardından Bakan Bozdağ, 46 yaşındaki Çağlar’ın tabutunu omuzladı. 2 çocuk babası Çağlar, şehir mezarlığında toprağa verildi.

17 Haziran 2022 günü, Ankara 29. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Şükrü Çağlar, yakınları tarafından evinde ölü bulundu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bazı basın-yayın organlarında çıkan haberlere ilişkin yaptığı açıklamada, ilk belirlemelere göre ölümün harici bir nedenden kaynaklanmadığı ve şüpheli bir durumun olmadığı belirtildi.

Hasan Ay

Bakan Çavuşoğlu: Türkiye insani ve girişimci dış politikasıyla barışa yatırım yapıyor
Saraybosna

Çavuşoğlu, Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’daki temasları kapsamında, Türk girişimciler tarafından 2004’te kurulan Uluslararası Saraybosna Üniversitesinin (IUS) 14. mezuniyet törenine katıldı.

IUS’a 2 ülke arasında köprü olmasından dolayı teşekkür eden Çavuşoğlu, “Saraybosna’ya ne zaman gelsem burada kendimi evimde hissediyorum. Camiler, köprüler, Başçarşı ve tabii kahve içtiğim zaman ortak tarihimizi hatırlıyorum.” dedi.

Çavuşoğlu, mezuniyetin öğrenciler için hayatlarının unutulmaz anlarından biri olduğunu dile getirerek, “Özveri ve sıkı çalışmayla akademik yolculuğunuzun sonuna geldiniz. Fakat şunu unutmayın, dünyadaki tüm güç sağlam ahlak ile başlar. Her başarısızlık da ahlaki çöküşle başlar. Bunlar aslında merhum Aliya İzetbegoviç’in sözleri. Eğer sizler kendinize karşı dürüst davranır, değerlerinize inanırsanız korkacak bir şey yok. Size tavsiyem hiçbir zaman vazgeçmeyin.” diye konuştu.

IUS’taki deneyimlerin öğrencilerin gelecekteki kariyerlerini şekillendireceğini belirten Çavuşoğlu, “Bu üniversite Bosna Hersek’in çok kültürlü ortamını temsil ediyor. Çeşitlilik her zaman akademik başarılarınızı zenginleştirecek ve ufkunuzu genişletecektir.” ifadelerini kullandı.

Çavuşoğlu, zamanın hızla aktığını ve öğrenciler için dünyanın okula başladıkları zamankinden çok farklı olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

“Teknoloji sizin daha önce hayal edemediğiniz şeyleri yapmanızı sağlayacak. Size öyle bir avantaj verecek ki herhangi bir kısıtlama olmadan bilgi ve deneyime erişiminiz var. Ancak bunu etkin bir biçimde kullanmanız için dünyanın bazı hastalıklardan kurtulması lazım. Irkçılık, ayrımcılık ve İslamofobi maalesef şu andan da yükselişte.”

“Balkanlar, 1990’ların kara günlerine dönmemeli”

Aşırıcılık ve hoşgörüsüzlüğün kırılgan grupları hedef aldığını işaret eden Çavuşoğlu, “Bütün bunlar kapımızın öte tarafında bir savaşta yaşanıyor. Saraybosna da barışın ne kadar önemli bir değer olduğunu biliyor. Aynı zamanda savaşın değerinin barışın maliyetinden çok daha yüksek olduğunu biliyoruz. Bu nedenle insani ve girişimci dış politikamızla barışa yatırım yapıyoruz.” dedi.

Çavuşoğlu, Türkiye’nin Ukrayna’da kanı durdurmak için mücadele ettiğini söyleyerek, “Her zaman diyaloğu kolaylaştırmaya çalıştık. Diplomasiyi tesis etmeye çalıştık. Ukrayna’nın egemenliğiyle ilgili sağlam bir duruş sergiledik.” şeklinde konuştu.

Ukrayna’daki savaşın müzakere ve diyalog yoluyla çözülmesi gerektiğini vurgulayan Çavuşoğlu, “Barış için çalışmak bizim sorumluluğumuz. Daha fazla masum can kaybedilmeden bunu yapmalıyız. Suriye, Libya, Güney Kafkasya ve Balkanlar’da da her zaman kalıcı ve siyasi çözümler için diyaloğu destekledik.” ifadelerini kullandı.

İnsani yardımı Afganistan’dan Yemen, Somali’ye kadar vermeye devam ettiklerini anlatan Çavuşoğlu, “Bazı ülkeler için Balkanlar bir etki alanı olarak değerlendirilir ancak bizim için Balkanlar bizim bir parçamız, biz de bunun bir parçasıyız. Biz bölgeyi bu şekilde görüyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Bosna Hersek’in zorlu günlerden geçtiğini ifade eden Çavuşoğlu, bölgede başka bir çatışmaya izin verilmemesi gerektiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bölgede barış ve istikrarın sağlanmasında şahsen etkileşim içinde olduğunu anımsatan Çavuşoğlu, “Mesajımız basit. Diyalog, farklılıkları aşabilmenin bir kısmıdır. Balkanlar hiçbir şekilde 1990’ların kara günlerine dönmeyi göze alamaz. Burası çok daha iyisini hak ediyor.” dedi.

Çavuşoğlu, öğrencilere hedeflerine ulaşmaları için çok çalışmalarını öğütleyerek mezunları tebrik etti.

Bosna Hersek’teki temaslarına yarın devam edecek olan Çavuşoğlu, Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Sefik Dzaferovic, konseyin Hırvat üyesi Zeljko Komsic ve mevkidaşı Bisera Turkovic ile bir araya gelecek.

KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu zatürre teşhisiyle tedavi altına alındı

İlk kontrolleri acil servis uzmanı Dr. Berkay Mevlanaoğlu tarafından yapılan Bakan Ertuğruloğlu, Nöroloji Uzmanı Dr. Neslihan Behrem Gayır tarafından nörolojik açıdan sağlıklı bulunarak, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji servisine yönlendirildi. Prof. Dr. Kaya Süer liderliğindeki ekip tarafından kontrolleri yapılan Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu’nun sol akciğer alt lobunda dinleme bulguları saptandı ve halk arasında zatürre olarak bilinen pnömoni teşhisi konuldu.

“Sayın Ertuğruloğlu’nun hastanemizdeki tedavisi üç gün sürecek”

Tedavisine başlanan Bakan Ertuğruloğlu’nun sağlık durumu ile ilgili Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Müfit Cemal Yenen açıklamalarda bulundu. Ertuğruloğlu’nun tedavisine vakit kaybetmeden başlanıldığını söyleyen Prof. Dr. Yenen, Bakan Ertuğruloğlu’nun hastanedeki tedavisinin üç gün sürmesini beklediklerini belirtti. Prof. Dr. Yenen, “Üç günlük tedavinin ardından, taburcu etmeyi planladığımız Sayın Bakanımızın tedavisi, sonrasında evde devam edecek” açıklamasını yaptı.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank: Desteklenecek 21 proje ile kritik ham maddeler üretilecek
Ankara

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “Üretimde Yapısal Dönüşüm” çağrısının değerlendirmelerinin tamamlandığını belirterek, “21 projeyi destekleme kararı aldık. Bu projelerin ekonomiye 16 milyar 500 milyon lira katma değer sağlamasını öngörüyoruz.” ifadelerini kullandı.

Varank, yazılı açıklamasında, Türkiye açısından stratejik öneme sahip orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerin yerli ve milli imkanlarla üretilmesini amaçlayan, Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı’ndaki “Üretimde Yapısal Dönüşüm” çağrısının değerlendirmelerinin tamamlandığını bildirdi.

Makine sektörünün çağrıya yoğun ilgi gösterdiğini vurgulayan Varank, bağımsız değerlendirme firmaları ile komisyon incelemesi ve komite değerlendirmesi olmak üzere titiz bir sürecin sona erdiğini ifade etti.

Değerlendirmeler sonucunda 21 projeyi destekleme kararı aldıklarını açıklayan Varank, şunları kaydetti:

“Bu 21 projenin, Ar-Ge büyüklüğü 87 milyon 500 bin lira, üretime yönelik yatırım harcaması büyüklüğü 2 milyar 66 milyon lira ve toplam proje büyüklüğü de yaklaşık 2 milyar 700 milyon lira düzeyinde oluştu. Projelerin tamamlanması ile 5 yıl içinde 16 milyar 500 milyon lira düzeyinde ekonomik katma değer sağlanmasını öngörüyoruz. Desteklenecek 21 proje ile pek çok yenilikçi ürünün geliştirilecek ve kritik ham maddeler üretilecek.”

“Türkiye için milli üretim teknolojileri geliştirilecek”

Varank, kritik ve katma değeri yüksek makine ve ham maddelerin, yerli ve milli imkanlarla üretileceğinin altını çizerek, projeler kapsamında geliştirilecek ürünler ile üretim altyapısında dışa bağımlılığın önemli ölçüde azaltılacağına dikkati çekti.

Tüm sektörler açısından hem yatırım bileşenlerinde ithalat bağımlılığının azaltılacağını hem de Türkiye için milli üretim teknolojilerinin geliştirileceğine işaret eden Varank, şu ifadelere yer verdi:

“Destek kapsamında sikloid redüktör, ısı değiştirici eşanjör, CNC işleme tezgahları, sanayi tipi yuvarlak örgü makinesi, soğutma cihazı kompresörü, eksenel fanlar, sınai robotlar, enjeksiyon makinaları, çelikten sürgülü valflar, savunma sanayisine yönelik ürünler, alüminyum, bakır, nikel esaslı çeşitli kritik metal sanayi ürünleri gibi katma değeri yüksek kritik ürün ve teknolojilere yönelik yatırımlar yapılacak.”

Varank, Üretimde Yapısal Dönüşüm çağrısına yoğun ilgi gösteren makine sektörünün reel ekonomi için lokomotif rol üstlendiği belirterek, gıda, tekstil, mobilya, otomotiv, tarım, inşaat, nakliye, kimya, uzay-havacılık ve savunma sanayisi gibi sektörleri doğrudan etkilediğini bildirdi.

Milli Eğitim Bakanı Özer, okul sanayi iş birliğinin ilk ihracat tırını uğurladı

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, okul sanayi iş birliği modeli kapsamında üretilen ürünlerin ilk ihracat tırını uğurlama törenine katıldı. Küçükçekmece Beşyol Mahallesi’ndeki Oktay Duran Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ndeki törene Bakan Özer’in yanı sıra Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi, protokol üyeleri ile sanayi ve iş dünyasının temsilcileri öğretmenler ve öğrenciler katıldı.

“İlk defa ücretsiz yaz okulları açıyoruz”

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, yaptığı konuşmada, “Bu yaz ilk defa milli eğitim bakanlığı olarak çocuklarımızı yalnız bırakmayacağız. Yaz okullarında yanlarında olacağız. 4 tane yaz okulu açıyoruz. Film yaz okulu, matematik yaz okulu ve İngilizce yaz okulu, Türkiye’nin neresine gidersin gitsin öğrencilerimiz başvurarak ücretsiz yararlanabilecek. Öğretmenlerimiz de istedikleri yerde gittikleri yerde destekleme yetiştirme kursu kapsamında iki ders ücreti alarak bu kurslar katılacaklar” dedi.
Okullarda kütüphaneler kurduklarını belirten Özer, 2021 yılının sonunda Emine Erdoğan’ın başlattığı proje kapsamında 16 bin 361 tane kütüphanenin açıldığını ve 28 milyon olan kitap sayısının 70 milyona çıkarıldığını ve bu yaz yeni uygulamaya göre okullardaki tüm kütüphanelerin açık olacağını söyledi.

“2021 yılında 1 milyar 162 milyon TL gelir elde ettik, hedef 2 milyar”

Mesleki eğitim bu ülkede çok sancılar çektiğini aktaran Bakan Özer, “Artık mesleki eğitimde yüzde 1’lik başarı dilimine giren öğrencilerden bahsediyoruz. Mesleki eğitimde üretim kapasitesinin artmasından bahsediyoruz. 2021 yılında meslek liselerimiz tüm Türkiye’de, 1 milyar 162 milyon TL gelir elde ettik. Müthiş bir rakam, 3 yıl önce 200 bin TL civarındaydı. Öğrencilerimiz artık yaparak, üreterek öğreniyor ve bundan kar payı da alıyorlar. 2021 yılında öğrencilerimize dağıttığımız kar payı 50 milyonun üzerine çıktı, öğretmelerimize 112 milyon dağıtmışız. 2022 yılındaki hedefimiz 1.5 milyarlık bir gelir. Ve ilk beş aydaki gelirimiz 560 milyona ulaştı. Yani 2022 yılında ben inanıyorum ki 2 milyarlık bir gelirle kapatacağız” diye konuştu.

“Okullardaki 56. Ar-ge merkezi kuruldu”

Törenin yapıldığı okulu Ar-Ge merkezi ilan eden Bakan Özer, 2 milyon TL destek vereceğini açıkladı. Öğretmenlerin esprili bir şekilde araya girmesiyle katılımcıları gülümsetti. Bunun üzerine Bakan Özer de esprili cevap vererek desteği 3 milyona çıkardığını söyleyerek, “2022 yılında toplamda 74 tane patent ve markanın tescillenmesini sağlayarak, ticarileşmesini sağladık. Bakın bugün de ilk defa yurt dışına ihracatın uğurlanmasıyla ilgili bir araya geldik. Her konuşmamızda yeni bir hedef belirlenmeliyiz. Milli Eğitim Bakanı olarak 55 olan ar-ge merkezine ek olarak bu okulumuzu da 56. Ar-ge merkezi olarak ilan ediyorum. Ve yarın da burası ar-ge merkezi olduğu için milli eğitim bakanı olarak yarından itibaren 2 milyon TL katkı göndereceğiz. Dolaysıyla İstanbul’daki Ar-Ge merkezi sayısı 13’e çıkmış oldu. Eğitim ve öğretim yılının son günü olduğu için öğretmeni kırmıyoruz desteği 3 milyona çıkartıyoruz” şeklinde konuştu.

Konuşmanın ardından İstanbul Sanayi Odası ve Ticaret odası ile okul arasında iş birliği protokolü imzalandı. Protokolü imzalayan iş adamı Ar-Ge merkezine 200 bin TL destek vereceğini açıkladı. Daha sonra okul adına protokolü öğrenciler imzaladı. İmzaların ardından Bakan Özer ve beraberindekiler ürünlerin üretildiği atölyeyi ziyaret ederek öğrencilerle fotoğraf çektirdi. Törende okulun altındaki atölyede öğrenciler tarafından üretilen kağıt havlu yüklü tır Fransa’ya uğurlandı.

Medeni Topaloğlu

Bakan Nebati: GES’e şu anda talepler çok iyi geliyor
Adana

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Adana Valisi Vali Süleyman Elban’ı ziyaretinin ardından bir otelde düzenlenen “Halkbank Üretin Kadınlar Buluşması”na katıldı.

Burada konuşan Nebati, ülke için ürettikleriyle kendisine, ailesine, ülkesine ve kalkınma sürecine büyük katkılar sağlayan kadın girişimcilerle bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Ellerinin değdiği her yeri güzelleştiren, girdikleri tüm mücadelelerden alınlarının akıyla çıkan, bilimden sanata, siyasetten spora kadar her alanda başarıyla yer alan kadınları selamlayan Nebati, kendilerini bugün bir araya getiren, üretken insanlara her daim destek veren ve “üreten kadının bankası” olma misyonuyla hareket eden Halkbankın yönetici ve çalışanlarına da teşekkür etti.

Nebati, son 20 yıldır Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde uyguladıkları dönüşüm hamleleriyle demokratik standartların geliştirilmesi ve kalkınmanın hızlandırılması gibi konularda önemli mesafeler katettikleri söyledi.

Bir yandan sanayi, ulaşım ve sağlık altyapısını geliştirdiklerini dile getiren Nebati, diğer taraftan da eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması, ihracatın çeşitlendirilerek artırılması ve istihdam piyasasının iyileştirilmesi yönünde kayda değer gelişmeler sağladıklarını belirtti.

Kadınların ekonomik hayata katılım bakımından erkeklere kıyasla sınırlı kaldıklarının görüldüğünü aktaran Nebati, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Oysa bizim kadim medeniyetimizde kadınlar da üretim ve ticarette önemli bir yere sahip olmuşlardır. Bunun en güzel örneği Peygamber Efendimizin eşi Hazreti Hatice’nin ticaretle uğraşmasıdır. Bizler, kadınlarımızın sosyal ve ekonomik hayata katkı ve katılımlarına gerçekten önem veriyor, bunu daha ileriye taşımak için yoğun bir gayret sarf ediyoruz. Ancak elbette kadını, sosyal, kültürel, fıtri bütün bağlarından kopararak salt ekonomik bir özne olarak da kesinlikle görmüyoruz. Kadınlarımızın annelik yaparken gösterdiği muazzam özveri ve aile hayatı içindeki üretken konumu, asla küçümsenemez, değersizleştirilemez. Öte yandan, dünyanın 10 büyük ekonomisinden biri olma hedefimizin gerçekleşmesi yolunda, kadınlarımızın ekonomimize giderek artan oranda katkılar sunmaya devam edeceklerine gönülden inanıyorum.”

“Yükseköğretim mezunu kadınlarımızın iş gücüne katılım oranı yüzde 70’ler seviyesinde”

Nebati, çalışma hayatına katılmak isteyip de çeşitli sebeplerle katılım sağlayamayan kadınların önündeki engelleri kaldırmanın en önemli görevlerinden biri olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

“İktidara geldiğimizde yüzde 27,9 seviyesinde olan kadınların iş gücüne katılım oranı bugün yüzde 34,9 seviyesine yükselmiş durumda ancak bu rakamları elbette yeterli bulmuyoruz. İş gücüne katılım oranının, eğitim düzeyiyle yakından ilişkili olduğunu da görüyoruz, farkındayız. Nitekim yükseköğretim mezunu kadınlarımızın iş gücüne katılım oranı yüzde 70’ler seviyesinde. Dolayısıyla, kadınların iş gücüne katılımını artırma hedefimiz çerçevesinde odak noktamız eğitime çok önemli bir yer veriyoruz. Bu yüzden de kız çocuklarımızın eğitimine çok özel önem atfediyoruz. 2002-2003 döneminde yüzde 91,9 olan kız çocuklarımızın ilköğretimdeki brüt okullaşma oranını bugün yüzde 97’ye yükselttik. Yüksek öğrenime erişimi kolaylaştırmak amacıyla üniversitelerimizin sayısını 200’ün üzerine çıkardık. Çok şükür bugünün Türkiye’sinde artık her ilimizde üniversite, her üniversitemizde kız öğrencilerimiz, üniversite hayatına, akademi dünyasına çok önemli katkılar sağlıyorlar.”

Bakan Nebati, iş gücü piyasasında daha aktif rol almalarını sağlamak amacıyla kadınlara pozitif ayrımcılık uyguladıklarını, bunu artırarak devam ettiklerini dile getirdi.

“Kadınlarımızın önündeki engeli kaldıracağız”

Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan’a teşekkür eden Nebati, “Halkbank daha da koşacak, yol açacak, sizin önünüzdeki tüm engelleri kaldıracak. Engel varsa, bizi çağıracak kadınlarımızın önünde engel olanın engelini kaldıracağız. Baktık gücümüz yetmiyor, arkamızda Recep Tayyip Erdoğan gibi bir liderimiz var, hiç merak etmeyin. Pozitif ayrımcılık devam. Kadınlar başımızın tacı, gönlümüzün ilacı. Üretecekler, ticaret yapacaklar, kazanacaklar, vergi ödeyecekler, biz onlarsız yapamayız. Hep beraber sizlerle yolculuk çok daha iyi oluyor.” ifadelerini kullandı.

Nebati, kadın istihdamının teşvik edilmesi amacıyla 18 yaş ve üzeri kadınları istihdam eden işverenlere 24 ila 54 ay süresince SGK desteği sağladıklarını hatırlatarak, KGF Yatırım Destek Paketi hakkında bilgi verdi.

Halkbankın sunduğu Kadın Girişimci Kredisi, Kadın Girişimcilere Sıfır Faizli Esnaf Kredisi ve Kadın Kooperatifleri Destek Paketi uygulamalarıyla kadınları desteklediğini belirten Nebati, şunları aktardı:

“Dayanışmanın, yardımlaşmanın, birlikte üretmenin sağladığı özgüvene, güce ve birliktelik ruhuna inanıyoruz. Dayanışma ve iş birliğini, yalnızca kar amacı güden, duygusuz bir makinenin birbirini döndüren çarkları olarak değil, duygu yüklü, capcanlı bir organik yapının azimle, arzuyla, yüce bir ruhla birbiri için çalışan unsurları olarak tanımlıyoruz. Türkiye’de hepimizin aynı gemide olduğunu da unutmuyoruz. Hızımız, gücümüz, üretimimiz, hayallerimiz ortak. Biz bir bütünüz. Bu yüzden, toplumun tüm unsurlarını dayanışma çerçevesinde yaşayan bir organizma olarak düşünmek, ona göre hareket etmek durumundayız. Bunu birlikte başaracağız. İşte bu organik ve yaşayan bütünün en değerli parçalarından biri de kadın kooperatifleridir.”

“İşler, çarklar dönüyor. Bu çarklara kadın eli değdikçe bereketleniyor”

Türkiye’de toplam 1030 kadın kooperatifi bulunduğunu dile getiren Nebati, bunların 809’unun faaliyette olduğunun bilgisini verdi.

Nebati, bir yandan aktif kadın kooperatif sayısını artırırken bir yandan da niteliği geliştirmeyi hedeflediklerini vurgulayarak, şunları ifade etti:

“Birbirini tekrarlayan, üretim ve pazarlama konularında yeterliliği olmayan kooperatifler yerine, yerel ürünlerini ve imkanlarını iyi tanıyan temsil kapasitesi yüksek, üretim ve pazarlama ağları kuvvetli kadın kooperatiflerine ihtiyacımız var. İşte bu hedefle çıktığımız yolda Halkbank bir yandan yeni kurulan kooperatiflere finansman desteği sağlarken, mevcut kooperatiflere de en uygun faiz oranıyla kredi imkanı sağlıyor. Ayrıca, kooperatiflerimizin gelişmesi amacıyla ihtiyaçları olan eğitimler düzenleniyor ve ürünlerini tanıtıp satabilmeleri için iş ağlarını geliştirmek üzere çeşitli destekler sağlanıyor. Tüm bu eforun amacı, öncelikle 81 ilde 81 Marka Kooperatifini çıkarmaktır.”

Kooperatiflerin, Türkiye’nin ulusal ve organik iş birliği ağının çok önemli bir parçasını oluşturmakla kalmadığını, aynı zamanda ihracatçı olma özellikleri sayesinde ülke ihracatına da doğrudan katkı sağlama konusunda büyük bir potansiyel barındırdığını anlatan Nebati, şunları kaydetti:

“Ülkemizdeki 973 ilçemizin her birine taşıyarak 2023 yılında 1000 marka kooperatifimizi 1 milyar doları aşan ihracat yapabilen bir konuma getirmeyi hedefliyoruz. Ulaşılması zor olmayan, altyapısı hazır, üzerinde ilerlemeye başladığımız bir yol. İnşallah bu hedefimizi yakalayıp zamanla çok daha da üzerine çıkacağız. Bizim hedeflerimiz yapılabilecek, yakalanabilecek hedefler. 2023 vizyon hedefimiz vardı, geliyor mu? İnşallah 300 milyar dolarla yakalayacağız seneye. Sonra 2023’te 2053’ün kapısını açacağız. Türkiye ihracatla üretimle imalatla büyüyor istihdam yaratıyor. İşler, çarklar dönüyor. Bu çarklara kadın eli değdikçe bereketleniyor. Allah bereketinizi daim kılsın.”

Nebati, yeni dönemde küresel fırsatlardan en iyi şekilde yararlanmak amacıyla kurgulanan “Türkiye Ekonomi Modeli”ni başarılı şekilde uygulamaya devam ettiklerini söyledi.

Modelin odağına ihracat, üretim, istihdam ve yatırımları artırmanın, cari dengeyi kalıcı olarak tesis etmenin alındığını vurgulayan Nebati, şöyle konuştu:

“Bu sayede makroekonomik ve finansal istikrarı güçlendirerek küresel değer zincirlerinde yükselmeyi hedefliyoruz. Uygulamaya aldığımız Kur Korumalı TL Mevduat ve Katılma Hesabı (KKM) ile YUVAM Hesabı gibi destekleyici alternatif enstrümanlarla finansal istikrarı sağlamlaştırdık. 2021 Aralık ayında devreye aldığımız bu yöntemle, döviz tevdiat hesaplarının toplam mevduat içindeki payı 10 puanın üzerinde azalmış, mevduatın vadesi ise iki katına çıkmıştır. KKM ayrıca döviz kuru istikrarına da katkı sağlamıştır. Bununla beraber, kamuoyundaki bazı spekülatif tartışmaların aksine bütçeye oluşturduğu maliyet de sınırlı kalmıştır. Nitekim bütçeden mart ayında 11,7 milyar lira, nisan ayında 4,6 milyar lira ve mayıs ayında 4,8 milyar lira olmak üzere toplam 21,1 milyar lira tutarında ödeme gerçekleşmiştir. Ayrıca, KKM uygulamasının bütçeye olası maliyeti Bakanlığımız tarafından farklı senaryolar dahilinde yakinen takip ediliyor.”

Çeşitli mecralarda gündeme getirilen “şişirilmiş” bazı rakamların gerçeği yansıtmadığını ifade eden Nebati, şunları aktardı:

“Bu maliyetleri yayınlıyoruz, yayınlamaya devam edeceğiz. Öyle kafadan atmakla olmuyor. Maliyetlerimiz belli. İhracatçı şirketlerimizle sanayi şirketlerimiz için kurumlar vergisini 1 puan indirerek uluslararası rekabetçilik düzeyini artırıyoruz. Kredilerdeki selektif yaklaşımımızla, yatırımları desteklemeye yönelik kredileri önceliklendiriyoruz. Bu çerçevede 60 milyar lira tutarında Hazine destekli KGF paketlerini uygulamaya aldık. Şimdi bu paket tamamlandıktan sonra yeni paketleri de devreye alma zamanı geliyor. Benzer şekilde ihracatçılara ve turizm sektöründe faaliyet gösteren girişimcilere uzun vadeli finansman sağlamak üzere 150 milyar liralık bir imkanı da hayata geçirdik. Bu adımlara ilave olarak, tüketici kredilerinde yüzde 5 olarak uygulanan BSMV oranını yüzde 10’a çıkartarak kredilerin üretime yönlendirilmesini, selektif kredi politikamızı daha da pekiştirerek ilerliyoruz. Bu adımın, aynı zamanda enflasyonla mücadele sürecine de katkı sunacağını düşünüyoruz.”

“GES’e talepler çok iyi geliyor”

Bakan Nebati, vatandaşların gelirlerine kıyasla aşırı borçlanmasının önüne geçmek ve kredi piyasasındaki ısınmanın makro dengeleri olumsuz etkilemesini önlemek amacıyla tüketici kredilerine yönelik makroihtiyati politika çerçevesini sıkılaştırdıklarını anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Tüketici kredilerinde dar gelirli vatandaşlarımıza yönelik pozitif ayrımcılık anlayışıyla hareket ediyoruz. Nitekim 50 bin liraya kadar olan kredilerde vade sürelerini azaltmadık. Önümüzdeki dönemde de mali disiplinden vazgeçmeden makroekonomik ve finansal istikrarı gözeterek vatandaşlarımızı desteklemeye devam edeceğiz. Tasarruflarını milli paramız olan Türk lirasında değerlendirmek isteyen vatandaşlarımıza yeni bazı enstrümanlar da hazırladık ve ilan ettik. Bu kapsamda, tasarladığımız GES’i bireysel yatırımcılarımıza sunuyoruz. Bireysel yatırımcılarımız bundan faydalanabilir. Buna yönelik talepleri 15 Haziran’dan itibaren almaya başladık ve 22 Haziran’a kadar talep toplama süreci devam edecek. Şu anda da talepler çok iyi geliyor.”

GES’lerin getirisinin yıllık minimum yüzde 23,04 olacağını ve kupon getirilerin vatandaşlara 3 ayda bir ödeneceğini anımsatan Nebati, “Bütçeye aktarılan hasılat paylarına göre, merkeze alınmış olan Devlet Hava Meydanları İşletmeleri ve Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğünden bu gelirin getiri miktarı artma potansiyeli de yüksek olma imkanı sağlayacaktır.” dedi.

Nebati, ülkede sermaye piyasalarının gelişimi için sürdürdükleri çalışmalarla ilgili de bilgi verdi.

“Tüm fırsatları değerlendirmek isteyen bir Türkiye’miz var”

Bakan Nebati, Türkiye’nin basiretli, ferasetli ve azimli insanların ülkesi olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Bu ülke, hiçbir zorluk karşısında asla pes etmeyen insanların ülkesidir. Biz pes eder miyiz? Etmeyiz, bu ülke etmez, etmeyecek. Bugün tüm dünyada yaşanan bir dönüşüm süreci söz konusu. Küreselleşme karşısında bölgeselleşme eğilimlerinin arttığı bir dönemden geçiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı’mızın güçlü liderliğiyle üretim ekonomisi olma yolunda kararlı adımlar atan, yeni dönemde oluşan tüm fırsatları değerlendirmek isteyen bir Türkiye’miz var. Elbette hiçbir değişim ve dönüşüm süreci kolay olmaz. Bunu en iyi anlayacak kişilerin kadınlarımız olduğuna eminim. Bir anlamda ülkemizin ‘doğum sancıları’ diyebileceğimiz bu değişim süreci, ülkemiz ve insanımız için daha müreffeh, daha güzel yarınlara gebedir. Türkiye, mevcut potansiyelini, kararlılıkla uyguladığımız politikalar sayesinde günbegün hayata geçirerek küresel sahnedeki etkinliğini artırma yolunda ilerlemeye devam ediyor.”

Gençlere daha müreffeh bir ülke bırakabilmek, Türkiye’yi küresel arenada hak ettiği yere getirebilmek için mücadele verdiklerini vurgulayan Nebati, şunları kaydetti:

“Bu süreçte bize çelme takmak isteyen, önümüze duvar örmek isteyen, inancımızı sorgulatarak bizi bu yoldan çevirmek isteyenler olacaktır, bekliyoruz, hiç bitmeyecek. Ancak unutmayalım ki biz, geçen yüzyılın başında, Milli Mücadele sürecinde, kadınıyla, erkeğiyle, genci, yaşlısıyla topyekun seferber olmayı bilmiş, vatanını hep birlikte savunarak zafere ulaşmış bir milletin torunlarıyız. Öyle, esen her rüzgarla savrulacak kuru bir yaprak kesinlikle değiliz. Şimdi, bu küresel dönüşüm sürecinde de benzer bir anlayışla kadınıyla erkeğiyle sanayicisi, çiftçisi, esnafı, ücretli çalışanıyla el ele verdiğimizde Türkiye’nin aşamayacağı hiçbir güçlük asla söz konusu olamaz.”

“Ülkemizin yarınları için üreten kim varsa onun yanında olacağız”

Nebati, artık çok sayıda mega altyapı projesini tamamlamış, dünyanın hemen her köşesine yaptığı ihracatını sürekli artıran, insansız hava araçları, elektrikli otomobil ve hatta jet motorları dahil yüksek teknolojili üretime yönelmiş özgüvenli bir Türkiye olduğunu anlatarak, “Bunların tamamı 20 sene evvel sadece güzel birer hayalden ibaretti. 20 yıl öncesinin bir genci olarak söylüyorum, bu hayalleri bize kurdurmuyorlardı. Bugün, tüm bunlar bizim somut kazanımlarımızdır.” dedi.

Türkiye’nin ekonomi seferberliğinde kadınların ve kadın girişimcilerin çok önemli bir rol oynayacağını belirten Nebati, şunları söyledi:

“Kalbimle söylüyorum, kalbim dilime vuruyor. Sizsiz olmuyor, hep beraber yürüyeceğiz. Bizler, ülkemizin yarınları için üreten, ihracat yapan, istihdamı artıran, ülkemiz için taş taş üstüne koyan her kim varsa onun yanında olmaya ve gereken tüm desteği vermeye devam edeceğiz. Kadınlarımızın her alanda, evinde, iş yerinde, sosyal hayatta daha fazla söz sahibi olmaları için önlerini açmayı da aralıksız sürdüreceğiz. İdeallerine ulaşan, mutlu bir toplum inşa etme yolunda kadınlarımızın ülkemize, ekonomimize ve insanımıza sunacağı daha birçok katkının olacağından hiçbir şüphe duymuyorum. Her zorlukla beraber bir kolaylığın olduğuna inanarak, yolumuzu bilerek, azimle ilerlemeye devam edeceğiz. Kadınlar iyimserdir, iyimserlik rahmanidir, kötümserlik şeytanidir. Sürekli vesvese verir. Vesveseleri bir tarafa atıyoruz, yolumuza kadınlarla devam ediyoruz. Bugün, emeğiyle gayretiyle var olan, hayalleri için mücadele veren, yüreği ülkemiz, evlatlarımız için çarpan tüm kadınlarımızı tebrik ediyor, önlerinde saygıyla eğiliyorum.”

Konuşmaların ardından Bakan Nebati ve Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, Adana, Antalya, Osmaniye, Burdur, Hatay, Isparta, Mersin ve Kahramanmaraş’ta başarılı genç kadın girişimcilere temsili “Halkbank Kredi Belgesi” verdi.

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati daha sonra bu illerden seçilen kooperatiflerin “Türkiye’nin Marka Kooperatifleri” adı altında sergiledikleri ürünlerin bulunduğu stantları gezdi.