Rusya-Ukrayna savaşı Avrupa’da yaşam maliyetini her geçen gün artırıyor
Berlin

Rusya-Ukrayna savaşı, Avrupa’da yaşam maliyeti krizini körüklemeye devam ediyor.

Avro Bölgesi’nde savaşla ivmelenen enerji ve gıda fiyatları, enflasyonu mayısta yüzde 8,1 ile 1997 yılından bu yana en yüksek seviyeye çıkarırken, bu oranın Avrupa Merkez Bankası (ECB) tarafından belirlenen hedefin 4 katından fazla olması dikkati çekti.

Batılı ülkelerin Rusya’ya yönelik sert ekonomik yaptırımlarına rağmen Ukrayna’da savaş devam ederken, küresel arza ilişkin endişelerin ve maliyetlerin yükselmesiyle gıda fiyatlarındaki keskin artış da sürüyor.

Avrupa ülkelerini de etkileyen savaş nedeniyle başta un ve ayçiçeği yağı olmak üzere Avrupa’da temel gıda ürünlerinde fiyat artışları ve bazı ürünlerde tedarik sıkıntısı yaşanıyor.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’ne (FAO) göre, küresel gıda fiyatları, Rusya-Ukrayna savaşından bu yana en yüksek seviyelerine ulaştı.

Avrupa’nın “tahıl ambarı” olarak bilinen Ukrayna’nın Rusya ile savaşta olması, buğday fiyatlarını son yılların en yüksek seviyesine çıkarırken, bu durum ekmek, makarna ve bisküvi gibi ürünlerin fiyatını artırdı.

Yaklaşık yüzde 70’i verimli topraklarla kaplı olan Ukrayna’nın 32 milyon hektarlık ekilebilir araziye sahip olduğu biliniyor. Bu oran, tüm Avrupa Birliği’ndeki (AB) ekilebilir arazinin üçte birine tekabül ediyor. Rusya ve Ukrayna, dünya buğdayının yaklaşık yüzde 14’ünü üretiyor ve bu oran, küresel buğday ihracatının neredeyse üçte birini oluşturuyor.

Ukrayna’nın Karadeniz’deki başlıca limanları Rus ablukası ile karşı karşıya bulunurken, bu durum, ülkeden daha az buğdayın ihraç edilmesine sebep olarak arzın kıtlaşmasına ve fiyatların yükselmesine neden oluyor.

Tahıl, yaşam için önemini korumaya devam ederken, Avrupalı siyasetçiler, Rusya’yı “enerji” ve “gıdayı” silah olarak kullanmakla suçluyor. AB liderleri, Ukrayna’daki savaşın Afrika ve Orta Doğu’dan Avrupa’ya büyük bir göç dalgasına neden olacak gıda kıtlığı krizini tetikleme riski taşıdığını da savunuyor.

Buğdayın fiyatı tarihi seviyelere ulaşırken, ayçiçeği yağı ve soya fasulyesinde “kıtlık riskinin” halen olduğu belirtiliyor. Gübre fiyatları da artmaya devam ediyor. Yaşanan gelişmeler diğer ülkelerin, tarım sektöründe başlıca tedarikçi ülkeler olan Rusya ve Ukrayna’ya ne kadar bağımlı olduğunu gösteriyor.

Avrupa’nın bazı ülkelerinde un ve ayçiçeği ürünlerinin yer aldığı raflar boş olmaya devam ediyor. Söz konusu ürünler bazı ülkelerde hala yüksek fiyatlarla satışa sunuluyor.

Artan enerji, gaz ve akaryakıt fiyatları nedeniyle zor durumda olan Avrupalı tüketiciler, temel gıdalardan yağ ve unda tedarik sıkıntısının yanı sıra ciddi oranda artan fiyatlarla da karşı karşıya kaldı.

Raflar hemen boşaltılıyor

Savaştan önce 1,50 avronun altında olan ayçiçeği yağının litresi, tedarik sıkıntısı ve fiyatların yükseleceği endişesiyle talebin artması sonucu 5 avronun üzerine çıktı. Söz konusu artışta; ayçiçeği yağının en çok ithal edildiği Ukrayna’dan yağın tedarik edilememesi etkili olurken, bu durum, gıda şirketlerini de patates cipsinden kurabiyelere kadar çeşitli ürünlerde palmiye yağı gibi daha az tercih edilen alternatiflere yönlendiriyor.

Son günlerde fiyatların biraz gerilmesine karşın insanların evlerinde stok yapmaya devam etmesi nedeniyle ayçiçeği yağı ve un ile doldurulan raflar hemen boşaltılıyor. Bazı marketler, bu sorunun önüne geçmek için ayçiçeği yağı ve un satışlarına kişi başı sınırlandırmasını devam ettiriyor.

Avrupa’nın önde gelen gıda perakende zincirleri diğer ürünlerde maliyet artışları nedeniyle fiyatlarını düzenli olarak yükseltirken, fiyat artışları tüketiciler için endişe kaynağı olmaya devam ediyor.

FAO’ya göre, Rusya ve Ukrayna, dünya ayçiçeği yağı ihracat pazarının yüzde 52’sini oluşturuyor.

Yiyecek ve içecek fiyatlarındaki artıştan en çok kıtadaki savunmasız haneler etkileniyor. Yüksek fiyat artışları en çok et, tahıl ürünleri, süt ürünleri, meyve ve sebzede olurken, Avrupa’da gıda enflasyonunun bu yaz zirve yapması, yüksek seviyelerin 2023’e kadar devam etmesi bekleniyor.

Enerji fiyatlarındaki artış

Moskova, küresel enerji piyasalarında önemli bir oyuncu olarak kendini konumlandırıyor.

Rusya-Ukrayna savaşının Avrupa’da yaşam maliyeti krizini tetiklediği ikinci büyük alan enerji olarak dikkati çekiyor.

Rusya, dünyanın en büyük üç ham petrol üreticisinden biri ve dünyanın kanıtlanmış doğal gaz rezervlerinin (yaklaşık 38 trilyon metreküp) yaklaşık dörtte birine ev sahipliği yapıyor.

İngiltere ve ABD, Rusya’nın savaşı finanse etme yeteneğini engellemek amacıyla Rus enerjisini ithal etmeyi durdururken, AB de bu konuda bazı girişimler başlattı.

Savaş; ticaret ve üretim kesintilerinin yanı sıra enerji fiyatlarının keskin şekilde artmasına neden oldu.

Dünya Bankası ortalama enerji fiyatlarının bu yıl yüzde 50 artacağı öngörüsünde bulunurken, bunun 1970’lerden bu yana en büyük artış olacağı belirtiliyor.

Uzmanlar, bu durumu “Yaşanmakta olan şeyi, ucuza üretme yeteneğinin ortadan kalktığı ve ekonominin gerildiği 1970’ler tarzı bir ekonomik şok.” olarak tanımlıyor.

Savaştan önce varil başına 90 dolar seviyesinde işlem gören ham petrol fiyatları, bugün 120 dolar seviyesinden alıcı buluyor.

Kovid-19 sonrası talep artışı

Salgının devam eden etkisinin yanı sıra artan gıda ve enerji fiyatları, yaşam maliyetlerindeki artışın tek nedeni değil…

Kovid-19 salgınından sonra ekonomik faaliyetlerin tekrar tam olarak başlaması Avrupa’da yaşam maliyeti krizinin ivmelenmesine katkıda bulundu.

Salgın kaynaklı kısıtlamaların martta kaldırılmasıyla talep hızla arttı. Bu durum, küresel tedarik zincirleri üzerinde baskı oluşturarak mal ve hizmetlerde fiyat artışlarına neden oldu.

Rusya’dan doğal gaz tedariki durursa maliyetler daha da artabilir

Avrupa’da tarım ve gıda sektöründe faaliyet gösteren birçok şirket, gıda veya hayvan yemi üretebilmek için gaz arzına bağımlı olurken, Rusya’dan doğal gaz tedarikinin aniden durmasının tarım sektörüne etkisi tartışılıyor.

Avrupa’nın en büyük nüfusuna sahip Almanya’da tarım ürünleri üretici fiyat endeksi (tarım ÜFE), nisanda yüzde 39,9 artarak 1961’den bu yana 2 aydır art arda en yüksek yıllık artışı kaydetti.

Rusya’dan gelen doğal gazın durması halinde daha fazla fiyat artışının yanı sıra münferit gıda maddelerinin tedarikinde de dar boğaz yaşanması bekleniyor.

Gaz arzı sorunları esas olarak sebze mahsullerini etkileyecek. Seralarda yetiştirilen ev ve balkon bitkilerinin arzının bu durumdan etkilenebileceği belirtiliyor.

Bu arada, Ukrayna’da savaşla birlikte gıda güvenliği konusundaki endişeler artarken, AB, pestisitlerin sürdürülebilir kullanımı gibi iklim politikalarını askıya almak zorunda kalıyor.

Yazın ilk sıcak hava dalgası Batı Avrupa’da alarm verdirdi
Madrid

Halkın sıcaklara karşı uyarıldığı Batı Avrupa’da birçok kentte ikinci dereceden önemli olan turuncu alarma geçilirken, sıcak hava dalgasının iklim değişikliğinin sonuçlarından biri olabileceğine, orman yangınları ve kuraklık sorunlarına dikkat çekildi.

İspanya

Son 20 yılın en sıcak haziran ayının geçirildiği İspanya’da bir haftadır etkili olan sıcaklıklar, Sevilya, Kurtuba gibi ülkenin güneyindeki Endülüs bölgesindeki bazı yerlerde 44, başkent Madrid’de 41 santigrat dereceye kadar çıktı.

Sevilya’da ilkokul öğrencileri ve ailelerinden oluşan bir grup, sıcağa rağmen okulların tatil edilmemesini protesto etti. Derse girmeyen ve okul bahçelerinde “sınıflar sauna gibi” diye slogan atan öğrenciler, su tabancasıyla oynayıp serinlemeye çalıştı.

Sıcak havanın etkisiyle hafta başından bu yana 16 bölgede orman yangını çıktı ve bazı spor etkinlikleri ertelendi.

Navarra, Castilya ve Leon ile Katalonya yangınlardan en çok etkilenen bölgeler olurken, Katalonya’da halen tehlikeli olan orman yangının 20 bin hektarlık alanı tehdit ettiği belirtildi.

Uzmanlar, “İklim değişikliğinin bir sonucu olarak, Avrupa’nın bazı bölgelerinde sıcak hava dalgaları daha erken gelmeye başladı. Ayrıca ısıyı yoğunlaştıran rekor düzeyde sera gazı konsantrasyonları nedeniyle sıcak hava dalgaları daha sık ve şiddetli şekilde yaşanıyor.” diyerek bunun gelecek için bir başlangıç olduğu uyarısında bulundu.

Birçok kentte turuncu alarmın verildiği İspanya’da sıcaklık yarından itibaren 10 derece düşecek, başkent Madrid’de gelecek hafta 25’e kadar inecek.

Fransa

Fransa’da 41 dereceye varan sıcaklıklardan dolayı 14 vilayette kırmızı, 56 vilayette de turuncu alarm verildi.

Gironde Valiliği, dış ve klimasız iç mekanlarda tüm etkinliklerin ertelendiğini duyurdu.

Ayrıca 40 kentte, özellikle tarım faaliyetlerindeki su kullanımına farklı düzeylerde kısıtlamalar getirilerek, orman yangınlarına karşı uyarılar yapıldı.

Başkent Paris ile Lyon, Villeurbanne ve Caluire kentlerinde de geçici bir süre için hem trafiğe çıkışlara kısıtlama getirilirken, hem de belli saatlerde hız sınırları düşürüldü.

İtalya

İtalya’da yüksek sıcaklıklar nedeniyle 4 kent için alarm verildi.

Hafta sonu için yapılan meteorolojik tahminlerde Afrika kaynaklı sıcak hava dalgasının etkili olacağı belirtilirken, İtalya’nın merkezinde ve kuzeyinde yer alan bazı kentler için uyarı verildi.

Ülkenin orta kesiminde yer alan Perugia ve Floransa ile kuzeyindeki Brescia ve Torino kentlerinde aşırı sıcaklar nedeniyle 17 Haziran’dan itibaren alarm seviyesi turuncuya yükseltildi. Torino’da ise pazar günü kırmızı alarm verileceği bildirildi.

Yetkililer, sıcak havanın özelikle yaşlı, kronik hastalığı olanlar, hamileler ve bebekler için daha fazla risk taşıdığı konusunda uyararak, bu kişilerin mümkün olduğunca iç mekanlarda kalması istendi.

Diğer yandan, aşırı sıcakların yol açtığı kuraklık da başta kuzey bölgeleri olmak üzere ülkede etkisini gösteriyor.

Ülkenin en büyük ırmağı Po’nun hacminin olması gerekenden yüzde 72 daha düşük olduğu, bu durumun kuzeydeki Piyemonte ve Lombardiya bölgelerini etkilediği kaydedildi.

Kuraklık sebebiyle kuzey bölgelerinde 170 kadar yerleşim yerinde suyun, sadece içme ve yemek hazırlama gibi temel amaçlar için kullanılması talimatı verildi.

Almanya

Almanya Meteoroloji Dairesi (DWD) hafta sonunda özellikle ülkenin güney ve orta kesimlerinde sıcaklığın 38 dereceye kadar çıkacağını ve gece saatlerinde de sıcaklığın 20 derecenin altına inmeyeceğini duyurdu.

Yetkililer sıcaklığın yüksek olduğu bölgelerde orman yangını riskine karşı uyarırken, uzmanlar da yaşlılara ve sağlık sorunu olanlara dikkat etmelerini ve çok sıvı tüketmelerini tavsiye etti.

DWD Başkanı Tobias Fuchs, Almanya’da gelecek yıllarda sıcaklığın son 30 yıla göre 1 dereceye kadar artacağını belirterek, iklim değişikliğinin Almanya’da etkisini göstereceği uyarısında bulundu.

Belçika

Belçika’da da güneyden gelen sıcak dalgasıyla hava sıcaklıkları 35 dereceye kadar yükselerek, haziran ayı için rekor seviyelere ulaştı.

Meteoroloji yetkilileri, özellikle ülkenin doğusunda yüksek sıcaklık nedeniyle hafta sonu turuncu kod alarma geçildiğini ilan etti.

Yetkililer, ayrıca sıcak havayla yüksek polen ve hava kirliliği seviyesi nedeniyle uyarıda bulundu.

Belçika’nın okyanus kıyısında ise sıcaklıkların birkaç derece daha düşük olacağı bildirildi. Birçok kişinin okyanus kıyısına gidecek olması nedeniyle tren seferleri artırıldı.

İngiltere

İngiltere’de üst üste üçüncü gün yılın en sıcak günü kaydedildi.

Ülkenin doğundaki Suffolk’ta 17 Haziran’da termometreler, 32,7 dereceyi gösterdi. Aynı zamanda Londra’daki Heathrow Havaalanı’nda da 32,4 derece kaydedildi.

Ülkede insanlar havadan en iyi şekilde yararlanmak için plajlara, parklara ve açık havuzlara akın etti. Bournemouth’ta belediye meclisi, sahildeki tüm otoparkların erken saatlerde dolduğunu duyurdu.

Sürekli artan sıcaklıklar, Haziran 1976’da kaydedilen 35,6 derecelik en sıcak haziran gününe yaklaşıyor.

Meteoroloji Ofisi, haziran için “olağandışı” sıcaklıkların İngiltere’nin güney yarısındaki yüksek basıncın ve Avrupa’dan İngiltere’ye sıcak hava getiren güneybatı hava akışının bir sonucu olduğunu duyurdu.

Ülkede sıcaklıkların, pazar günü yağmurla etkisini kaybetmesi bekleniyor.

Hollanda

Hollanda’da iki gündür 30-31 derecelerde olan hava sıcaklığının sağlık sorunlarına neden olmasının önüne geçmek için devlet kurumları ve uzmanlar bazı uyarılarda bulundu.

Hollanda, Bayındırlık ve Su Yönetimi Genel Müdürlüğü, özellikle ülkenin güney bölgelerinde yollarda oluşabilecek acil durum ve olası arızalara karşı biz dizi önlem aldıklarını açıkladı.

Ayrıca, sağlık sorunu olan yaşlıların sokağa çıkmamaları, bol sıvı tüketimi ve güneş koruma kremi kullanımı tavsiye edildi.

İsviçre

Sıcak hava dalgasının son bir haftadır etkili olduğu ülkelerden biri de İsviçre oldu.

İsviçre’de gün içinde hava sıcaklığının Basel, Sion ve Cenevre gibi kentlerde 35 derece ve üstüne çıkması, yarın ise Basel’de 37 dereceyle sıcaklığın rekor seviyelere ulaşması öngörülüyor.

İsviçre Federal hükümeti ülkede alarm seviyesini 3 olarak açıkladı.

Putin enerji, enflasyon ve gıdayla ilgili sorunların Batı’nın hatası olduğunu söyledi
Moskova

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 25. St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu (SPIF) kapsamında katıldığı ana oturumda yaptığı konuşmada, Ukrayna’daki savaş nedeniyle ülkesine yönelik yaptırımlar, ekonomiye etkisi, küresel ekonomik ve siyasi gelişmeler konusunda değerlendirmelerde bulundu.

Batı’nın kendi jeopolitik illüzyonları adına uluslararası düzenin temellerinin altını oyduğunu dile getiren Putin, ekonomi ve uluslararası politikadaki değişimin tektonik ve devrimci olduğunu ifade etti.

Putin, “Soğuk Savaş’ta zaferini ilan eden ABD, kendisini kutsal çıkarları olan, Tanrı’nın yeryüzündeki elçisi ilan etti. Şimdi oyun tek kale oynanıyor. Bu koşullar altıda dünya istikrarlı olamaz.” dedi.

Tek kutuplu dünya düzeninin sona erdiğine işaret eden Putin, “Bundan kaçamazsınız. Tek kutuplu dünya düzeni, korumak için her türlü yolun denenmesine rağmen sona ermiştir.” ifadesini kullandı.

Putin, Batılı ülkelerdeki “elitlerin” tarihin akışını engellemeye çalıştığını ve yanılsama içinde olduklarını söyledi.

Batılıların son dönemde gezegende yeni güç merkezlerinin oluştuğunu fark etmediklerine dikkati çeken Putin, “Örneğin, Batı’nın küresel siyaset ve ekonomideki hakimiyetinin değişmeyen, ebedi bir değer olduğuna inanırlar. Hiçbir şey sonsuz değildir.” diye konuştu.

Putin, Rusya’ya karşı uygulanan yaptırımlara rağmen yerli iş dünyasının ve yönetimin uyumlu çalıştığına işaret ederek, Rus ekonomisi için karamsar tahminlerin gerçekleşmediğini dile getirdi.

“Enflasyonu düşürmek için çalışacağız”

Yüzde 16,7’lik enflasyon oranının büyük bir gösterge olduğunu vurgulayan Putin, yönetimin bu oranı azaltmak için çalışacağını ve ekonomik dinamiklerin istikrara kavuşacağının altını çizdi.

Putin, Rusya’ya karşı yıldırım harekatı ile ekonomik saldırı yapıldığını ve bunun başarı şansının olmadığını dile getirdi.

Avrupalı ​​politikacıların kendi elleriyle ekonomilerine ciddi bir darbe vurduğunu savunan Putin, “Sadece Avrupa Birliği’nin yaptırımlar nedeniyle doğrudan zararı yılda 400 milyar doları geçebilir. Bu maliyetler halk tarafından karşılanıyor.” dedi.

Putin, AB’nin Rusya’ya karşı yaptırımlar nedeniyle küresel rekabet gücünü kaybettiğini söyledi.

“AB’nin ekonomideki hataları toplumda bölünmeye yol açacak”

Avrupa’nın eşitsizliği daha da kötüleştireceğini ve bunun sonucunda ekonomideki hatalar nedeniyle toplumda bölünme olacağını öne süren Putin, Avrupa’daki mevcut durumun radikalizm dalgasına ve gelecekte elitlerin değişmesine yol açacağı öngörüsünde bulundu.

Putin, “AB, siyasi egemenliğini kaybetti, bürokratik seçkinleri başkasının düdüğüyle dans ediyor, kendi nüfusuna zarar veriyor.” dedi.

“Son dönemde yaşanan krizlerin sorumlusu Batı ülkeleri”

Son dönemde yaşanan krizler nedeniyle Batılı ülkeleri suçlayan Putin, “Küresel ekonomide yaşananlar son aylarda ortaya çıkmadı, özellikle de Rusya’nın Donbas’taki özel askeri operasyonunun sonucu değiller. Özel harekat, Batı’nın tüm sorunları Rusya’ya yüklemesi için bir ‘can simidi’ haline geldi. (Krizlerin sorumlusu Rusya) Bu tür ifadeler, gerçeklerin bariz ve kasıtlı bir şekilde çarpıtılmasıdır.” değerlendirmesinde bulundu.

ABD ve Avrupa tarafından yürütülen siyasetin enflasyonu körüklediğini vurgulayan Putin, “Enerji sektöründeki fiyatların, enflasyonun, gıda ve akaryakıt, benzinle ilgili sorunların bir bütün olarak bugünkü yükselişi, mevcut ABD yönetiminin ve Avrupa bürokrasisinin ekonomi politikasındaki sistemsel hatalarının sonucudur.” şeklinde konuştu.

Putin, G7 ülkelerinin sorumsuz makroekonomik politikalar yürüttüğünü belirterek, “Dünya, kontrolsüz para basma ve teminatsız borçların birikmesi de dahil olmak üzere G7 olarak adlandırılan ülkelerin uzun yıllardır sorumsuz makroekonomik politikaları yüzünden sürekli olarak böyle bir duruma sürüklendi.” görüşünü paylaştı.

ABD’nin 2019’da ayda 250 milyar dolar ithalat yaptığını anlatan Putin, “Şimdi aylık ithalatları 350 milyar dolara çıktı. Söz konusu yüzde 40 artış, tam da basılan dolar miktarındaki artışa denk geliyor. Para bastılar, dağıttılar ve bu para için üçüncü ülke pazarlarından tüm malları topladılar.” diye konuştu.

(Sürecek)

AB ülkeleri küresel kurumlar vergisinde anlaşamadı
Brüksel

AB üyesi ülkelerin maliye bakanları, Ekonomik ve Mali İşler Konseyi (ECOFIN) toplantısı için Lüksemburg’da bir araya geldi.

Toplantının kamuya açık kısmında konuşan Macaristan Maliye Bakanı Mihaly Varga, ülkesinin bu aşamada küresel kurumlar vergisi reformunu destekleyemeyeceğini belirterek, karar için gerekli oy birliği sağlanmasını engelledi.

Varga, söz konusu çalışmanın henüz hazır olmadığına işaret ederek, bu konuda çözüm sağlamak için çabaların sürmesinin önemini vurguladı.

Macaristan Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanı Peter Szijjarto da konuyla ilgili bu hafta yaptığı açıklamada, Avrupa’nın Kovid-19 salgını ve Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle derin bir ekonomik sıkıntı yaşadığını, bu aşamada küresel asgari vergiyi uygulamaya uygun bir ortam olmadığını belirtmişti.

AB ülkeleri arasında en düşük kurumlar vergisi Macaristan’da bulunuyor. Ülkede kurumlar vergisi oranı yüzde 9 olarak uygulanıyor.

AB ülkeleri arasında Macaristan dışında Polonya da bu vergiye karşı çıkıyordu. Ancak son dönemde Polonya bu konudaki tutumunu değiştirdi.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) 2012’den bu yana üzerinde çalıştığı küresel kurumlar vergisi düzenlemesinde geçen yılın ekim ayında bir uzlaşı sağlanmıştı.

Dünyanın en büyük 20 ekonomisinin (G20) liderleri de söz konusu vergi anlaşmasını G20’nin Ekim 2021’de Roma’da düzenlenen Liderler Zirvesi’nde onaylamıştı.

Anlaşma, Google, Amazon, Microsoft ve Facebook gibi internet şirketleri de dahil olmak üzere küresel şirketlerin 2023’ten itibaren en az yüzde 15 vergi oranına tabi tutulmasını öngörüyor. Söz konusu anlaşmanın, çok uluslu şirketlerin cazip vergi oranları sunan İrlanda ve Macaristan gibi ülkelerde genel merkezleri kurarak vergiden kaçınmalarını zorlaştırması bekleniyor.

“Filenin Efeleri” Dörtlü Final’de sahne alacak
İstanbul

Hırvatistan’ın Varazdin kentindeki Şehir Spor Salonu’nda düzenlenecek Dörtlü Final’de ev sahibi Hırvatistan ile Türkiye’nin yanı sıra Ukrayna ve Çekya mücadele edecek. Yarı finalde Hırvatistan-Türkiye ve Çekya-Ukrayna maçları yapılacak.

Organizasyonda yarın önce Çekya ile Ukrayna finale yükselebilmek için karşılaşacak. Müsabaka TSİ 18.00’de başlayacak. Günün ikinci maçında ise ay-yıldızlı ekip, Hırvatistan karşısına çıkacak. Müsabakada ilk servis TSİ 21.00’de atılacak.

Turnuvanın finali ve üçüncülük maçları 19 Haziran Pazar günü oynanacak.

Altın Lig’de grup aşamasında A Grubu’nda yer alan Türkiye, Portekiz ve Slovakya ile yaptığı 4 maçı da kazanarak adını Dörtlü Final’e yazdırdı. A Milli Takım, 2019 ve 2021’de şampiyon olduğu organizasyonda üst üste 3. zaferini arayacak.

A Milli Erkek Voleybol Takımı’nın Avrupa Şampiyonası Elemeleri’ndeki rakipleri belli oldu
Ankara

Türkiye Voleybol Federasyonundan yapılan açıklamaya göre, A Milli Erkek Voleybol Takımı, 2023 CEV Avrupa Voleybol Şampiyonası Finalleri’ne katılabilmek için 6-17 Ağustos tarihlerinde düzenlenecek elemelerde mücadele edecek.

2023 CEV Avrupa Şampiyonası Elemeleri’nde A Grubu’nda yer alan milliler, Azerbaycan ve Danimarka ile mücadele edecek.

Ay-yıldızlılar, Türkiye’deki karşılaşmalarını 10 ve 17 Ağustos tarihlerinde İstanbul’da TVF Burhan Felek Vestel Voleybol Salonu’nda oynayacak.

A Milli Erkek Voleybol Takımı, 2023 CEV Avrupa Şampiyonası Elemeleri’nde grubunu ilk sırada tamamlaması veya en iyi 5 grup ikincisinden biri olması halinde adını Avrupa Şampiyonası Finalleri’ne yazdıracak.

Elemelerde A Milli Erkek Voleybol Takımı’nın maç programı şöyle:

6 Ağustos:

19.00 Azerbaycan-Türkiye (Bakü)

10 Ağustos:

17.30 Türkiye-Danimarka (İstanbul)

14 Ağustos:

18.00 Danimarka-Türkiye (Middelfart)

17 Ağustos:

17.30 Türkiye-Azerbaycan (İstanbul)

ECB Başkanı, enflasyonun yüzde 2 hedefine geri getirilmesine odaklanmaları gerektiğini söyledi
Berlin

Londra Ekonomi ve Siyaset Bilimi Okulu (LSE) tarafından düzenlenen etkinlikte konuşan Lagarde, Ukrayna’daki savaşın, Avrupa’nın Rusya gibi “düşman” tedarikçilere tehlikeli olarak bağımlı olduğunu ortaya koyduğunu belirtti.

Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı savaşın ekonomi üzerindeki etkilerine değinen Lagarde, savaşın birçok ülkenin çok uzak olmayan bir gelecekte hububat konusunda sıkıntı yaşamasına sebep olacağını ifade etti.

ECB’nin, enflasyonu yüzde 2 hedefine geri getirmeye odaklanması ve politikaya mali kaygıların hakim olmaması gerektiğini dile getiren Lagarde, “Birçoğunuzun bildiği gibi görevimiz olan fiyat istikrarını sağlamak zorundayız.” diye konuştu.

Öte yandan, mevcut piyasa koşullarını görüşmek üzere bugün planlanmayan bir toplantı gerçekleştiren ECB, yeni borç krizi endişelerine karşı, Pandemi Acil Varlık Alım Programı (PEPP) çerçevesinde alınmış varlıkların vadesi gelen anapara ödemelerinin yeniden yatırıma yönlendirmesinde esneklik uygulama ve Avro Bölgesi ülkelerinin borçlanmasında ayrışmayı durdurmak için yeni bir araç geliştirme kararı almıştı.

Avro Bölgesi’nde, mayısta yıllık enflasyon enerji fiyatlarındaki artışın etkisiyle yüzde 8,1’e ulaşarak kayıtlardaki en yüksek seviyesine çıkmıştı.

DSÖ: Maymun çiçeği salgınının merkez üssü Avrupa
Cenevre

Basın toplantısında konuşan Kluge, Avrupa’daki maymun çiçeği salgınında son durumu değerlendirdi.

Kluge, virüsün kıta genelinde 25 ülkede yayıldığını belirterek şimdiye kadar doğrulanan 1600’den fazla vakadan yüzde 85’inin Avrupa’da bulunduğunu, bu kıtanın virüsün merkez üssü olmayı sürdürdüğünü kaydetti.

Virüsün yayılmasının artık risk taşımaya başladığının altını çizen Kluge, DSÖ Acil Durum Komitesinin bu konuyu masaya yatırmak üzere 23 Haziran’da toplanacağı bilgisini paylaştı.

Kluge “Virüsün dolaşımı devam ettikçe taşıdığı risk de o kadar büyük olacak ve endemik olmayan ülkelerde güçlü bir zemin edinecektir.” açıklamasında bulundu.

DSÖ üyesi ülkelere maymun çiçeği salgınını kontrol etmek için acil tedbir alma çağrısında bulunan Kluge, “Maymun çiçeği yıllar boyunca Batı ve Orta Afrika’da endemik haldeydi ve dünya bu virüsü dikkate almadı. Şimdi virüsün Avrupa ve diğer kıtalarda yayılıyor olması, bölgesel sorunların ne kadar çabuk dünyayı sarabileceği gerçeğini bize gösteriyor.” ifadesini kullandı.

DSÖ’den dün yapılan açıklamada, maymun çiçeğinin endemik olmadığı 39 ülkede toplam 1600’ün üzerinde vakanın doğrulandığı açıklanmıştı.

AB, nisanda 43,6 milyar avro ticaret açığı verdi
Brussels Hoofdstedelijk Gewest

Avrupa Birliği (AB), nisan ayında toplam 43,6 milyar avro dış ticaret açığı verdi.

Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat), AB ve Avro Bölgesi’nin nisan ayı uluslararası ticaret verilerini yayımladı.

Buna göre, AB’nin ihracatı, nisanda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10,8 artarak 198,5 milyar avroya, ithalatı da yüzde 45,4 yükselerek 242,1 milyar avroya ulaştı.

Böylece AB’nin dış ticaret açığı nisan ayında 43,6 milyar avro oldu. Avro Bölgesi’nde ise ihracat, nisanda 2021’in aynı dönemine kıyasla yüzde 12,6 yükselişle 223,9 milyar avro, ithalat da yüzde 39,4 artışla 256,4 milyar avro oldu.

Avro Bölgesi’nin ticaret açığı, nisanda 32,4 milyar avro olarak kayıtlara geçti.

Söz konusu dönemde AB ülkelerinden en fazla ithalat yapan ülkeler 40,6 milyar avro ile ABD, 26 milyar avro ile Birleşik Krallık, 17 milyar avro ile Çin, 14,4 milyar avro ile İsviçre ve 7,5 milyar avro ile Türkiye şeklinde belirlendi.

AB ülkelerine en fazla ihracat gerçekleştiren ülkeler ise 46,7 milyar avro ile Çin, 28,4 milyar avro ile ABD, 20,1 milyar avro ile Rusya, 19,4 milyar avro ile Birleşik Krallık, 12,5 milyar avro ile Norveç, 11,8 milyar avro ile İsviçre ve 8,8 milyar avro ile Türkiye oldu.

AB ve Avro Bölgesi dış ticaret açığı özellikle ithal edilen enerji ürünleri maliyetindeki hızlı yükselişten kaynaklanıyor.