Almanya’da orman yangını nedeniyle üç mahalle tahliye edilecek
Berlin

Trauenbrietzen Belediyesinden yapılan açıklamada, Tiefenbrunnen ve Frohnsdorf mahalleleri için tahliye talimatı verildiği, Klausdorf Mahallesi’nde de tahliye hazırlıkları başladığı belirtildi.

Açıklamada, söz konusu mahallelerde yaşayanlara ivedilikle evlerini terk etme çağrısında bulunularak, Trauenbrietzen’de kendileri için ayrılan salona gitmeleri gerektiği ifade edilen halktan polis ve itfaiyenin talimatlarına uyması istendi.

Ormanı Koruma Sorumlusu Raimund Engel, RBB televizyonuna yaptığı açıklamada, rüzgar güney ve batı yönlerinden estiği için yangının hızla yayıldığını söyledi.

Trauenbrietzen Belediye Sözcüsü Andrea Metzler de yangının 200 hektarlık alana yayıldığı bilgisini paylaşarak durumun çok tehlikeli olduğunu vurguladı.

Metzler, 500 kişinin yangını söndürmek için görevde olduğunu, bu sayının 750’ye çıkarılacağını ifade etti.

Yangın çıkan bölgede eski bir eğitim alanı olması nedeniyle yerlerde mühimmat ve patlayıcı madde bulunabileceğini uyarısında bulunan Meltzer, bundan dolayı itfaiyenin bu bölgelere kolayca girip yangını söndüremediğini aktardı.

Metzler, alanın tümüyle mühimmat ve patlayıcı maddeden temizlenmesinin çok maliyetli olacağını kaydetti.

Öte yandan yangın söndürme çalışmalarına Alman ordusuna ait helikopterlerin de destek verdiği bildirildi.

Bölgede 2018 yılında da yangın çıkmıştı.

Almanya Başbakanı Scholz: AB genişlemeye kendisini hazırlamalı
Berlin

Scholz, Alman Haber Ajansına verdiği röportajda, AB’nin, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başlangıcından beri Ukrayna’yı birlikte ve kararlı bir şekilde desteklediğini belirterek, AB’nin bu birlik ruhu içinde hareket etmeye devam etmesini istedi.

Ukrayna’ya AB’ye adaylık statüsü verilmesine ilişkin bir soruya cevaben Scholz, AB’ye giden yolun kolay olmadığını, bu yola çıkmak isteyen her adayın birçok şartı yerine getirmesi gerektiğini ifade etti.

Scholz, AB tarafından adaylara ilerleme olduğuna dair somut şeyler sunulmasının da önemli olduğunu belirterek, “Aksi takdirde adaylık statüsünün hiçbir şeye götürmediği duygusu ortaya çıkar. Batı Balkanlardaki ülkelere ciddi olduğumuzu göstermeliyiz. Arnavutluk ve Kuzey Makedonya, AB üyeliğine ilişkin somut müzakerelere başlamak için tüm şartları yerine getiriyor. Bu (müzakereler) şimdi başlamalı.” diye konuştu.

AB’nin de kendisini yenilemesi gerektiğini söyleyen Scholz, “AB, genişlemeye kendisini hazırlamalı. Bunun için yapılarını ve karar alma süreçlerini modernize etmeli.” dedi.

Scholz, bugün oy birliğiyle karar alınan her şey için her zaman oy birliği gerekmediğini, bunu, AB Liderler Zirvesi’nde başka konuların yanında ele alacaklarını kaydetti.

AB’ye katılım şartlarının çabuk yerine getirilmesinin, ülkelerin ve bu ülkelerin vatandaşlarının elinde olduğunu dile getiren Scholz, “Eski Makedonya, Yunanistan ile bir anlaşmazlığı çözmek için adını Kuzey Makedonya olarak değiştirdi ve bunu yaptığı için ödüllendirilmedi. Böyle bir şey bir daha olmamalı. Adaylık statüsü ile umut yaratmak ve umudun hayal kırıklığına yol açmasını istemiyoruz.” ifadelerini kullandı.

– “BM Genel Sekreterinin Ukrayna tahılı için ihraç koridorları açma çabalarını destekliyoruz”

Başbakan Scholz, dünyadaki gıda krizine ilişkin olarak da değerlendirmede bulundu. Scholz, Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı savaşın tüm dünya için sonuçları olduğunu belirtti.

Bu konuda küresel dayanışmaya ihtiyaç olduğuna işaret eden Scholz, “Gıda güvenliği sağlamak için küresel bir girişim başlattık. Ukrayna’daki tahıl ambarları dolu. Milyonlarca ton tahıl ihraç edilmeyi bekliyor.” dedi.

Ukrayna’nın Karadeniz’den gelen Rus saldırılarına karşı korunmak için limanlarını mayınlamak zorunda kaldığını belirten Scholz, “Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin Ukrayna tahılı için ihraç koridorlarını açma çabalarını destekliyoruz. Müzakereler uzun süredir devam ediyor ve gidip geliyor. Bir anlaşma sağlanmasını dünya için ümit etmek lazım. Rusya, güvenli nakliyata imkan vermesi ve aynı zamanda inandırıcı bir şekilde böyle bir koridoru işgal için kullanmayacağı güvencesi vermelidir.” değerlendirmesinde bulundu.

Scholz, Ukrayna limanlarına ulaşım için Birleşmiş Milletler misyonunun görev almasının düşünülüp düşünülmeyeceği sorusuna, bu konuların tümünün şu anda müzakere edildiği, ancak bunlar hakkında kamuoyu önünde spekülasyon yapmanın bu zorlu müzakereleri olduğundan daha da karmaşık hale getireceği yanıtını verdi.

– G7 Zirvesi

Şansölye Scholz, Almanya’nın dönem başkanlığında 26-28 Haziran’da Bavyera eyaletindeki Elmau Sarayı’nda yapılacak G7 Zirvesi’nde ele alınacak konular arasında iklim değişikliği, dijitalleşme ve demokrasinin olacağını ifade etti.

Bu zirveden bir birlik sinyali çıkmasından çok memnun olacağını belirten Scholz, “Zirve demokrasi dünyasına yeni bir bakış getirmek için bir başlangıç ​​noktası olabilirse bu, özel bir başarı olur.” diye konuştu.

Dünyanın 30 yıl sonra bugün olduğundan daha fazla çok kutuplu olacağını söyleyen Scholz, “Birçok güç merkezi olacak. Sadece iki veya üç değil. Buna rağmen bu dünyanın birlikte çalışmasını ve burada demokrasilerin merkezi rol oynamasını başarırsak bu, ileriye doğru büyük bir adım olur.” dedi.

Scholz, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve İtalya Başbakanı Mario Draghi ile Ukrayna’nın başkenti Kiev’e yaptığı ziyarete de değinerek, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü savaşın korkunç yıkımları geride bıraktığını, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’ya saldırma kararıyla korkunç bir suçu üzerine aldığını kaydetti.

Büyükelçi Şen: Almanya’daki Türkler çifte vatandaşlığın yasallaştırılmasını bekliyor
Berlin

Almanya Türk Toplumu (TGD) Genel Kurulu’nda konuşan Şen, 25 yılı aşkın süredir Almanya’daki Türklerin hak ve çıkarları için başarıyla çalışan TGD’yi tebrik etti.

Şen, Türklerin Almanya’da kalıcı olarak kalacaklarını kabul ettiklerini belirterek, “Almanya’daki Türkler çifte vatandaşlığın yasallaştırılmasını ve vatandaşlığa geçişin kolaylaştırılmasını bekliyor. Alman vatandaşlığı almayanların da en azından yerel seçimlerde oy kullanma hakkını elde etmelerini bekliyorlar.” dedi.

Türkiye ile Almanya arasında tarihsel olarak çok çeşitli köklü ortaklıklar ve ittifaklar bulunduğunu dile getiren Şen, Almanya’da yaşayan yaklaşık 3,5 milyon Türk’e dayanan insani bağların, iki ülke arasındaki ilişkilerin en önemli boyutlarından biri olduğunu belirtti.

Şen, 60 yılı aşkın süredir Türk toplumunun Almanya’nın gelişimine ve çok kültürlü kimliğine büyük katkı sağladığını vurgulayarak, “Buradaki Türkler Almanya’daki en büyük göçmen grubunu, Müslümanların çoğunluğunu ve Türkiye’nin en büyük diasporasını oluşturuyor. Bugün Almanya’daki Türklerin siyaset, ekonomi, bilim, spor ve sanat gibi çeşitli alanlarda çok önemli başarılara imza attığını görüyoruz. Bununla gurur duyuyoruz. Bugün aramızda bulunan kardiyolog Dilek Gürsoy bunun çok takdire şayan bir örneğidir. Dilek Gürsoy ve diğer başarı örnekleri, özellikle Almanya’daki kızlar olmak üzere Almanlar, Türk ve diğer göçmen gençler için çok değerlidir.” diye konuştu.

Yabancı düşmanlığı, İslamofobi ve ayrımcılık gibi önemli sorunlar hala devam ediyor

Almanya’da yabancı düşmanlığı, İslamofobi ve ayrımcılık gibi önemli sorunların devam ettiğine dikkati çeken Şen şunları söyledi:

“TGD aslında Almanya’da yaşayan Türk toplumu için eşit haklar sağlamak, ırkçılık ve ayrımcılıkla mücadele etmek amacıyla kuruldu. Almanya’da Türklere yönelik ırkçı saldırıların ilk kurbanlarından Ramazan Avcı’nın 1985 yılında Hamburg’da neo-Naziler tarafından öldürülmesi TGD’nin kurulmasında önemli rol oynadı. Bunu 1990’lardaki ırkçı cinayetler, özellikle de Mölln ve Solingen’deki korkunç eylemler izledi. İğrenç NSU cinayetleri, Almanya’da yeni binyıla şiddetli ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve İslamofobi’yi taşıdı. Şubat 2020’deki Hanau saldırısı, Almanya’daki ırkçılığın ve yabancı düşmanlığının boyutunu bir kez daha gösterdi. Bu noktada Hanau’da hayatını kaybedenleri rahmetle anıyor, kederli yakınlarına sabır diliyorum.”

Şen, Almanya’daki Türkiye ve Türkiye temsilcilikleri olarak hükümetin ırkçılığa karşı aldığı tedbirlerin etkin bir şekilde uygulanmasını beklediklerini kaydetti.

Ukrayna’daki savaşın, Avrupa’da güvenlik, barış ve refahın garanti edilmediğini ve bunları korumak ve geliştirmek için her zaman ortak çaba gösterilmesi gerektiğini herkese acı bir şekilde bir kez daha gösterdiğine işaret eden Şen, Avrupa’nın bu zor döneminde, Türkiye ve Almanya’nın Avrupa barışı hedefiyle yakın koordinasyon içinde hareket ettiğini vurguladı.

Uyum Bakanı Reem Alabalı-Radovan

Almanya Göç, Mülteciler ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı ve Alman hükümetinin Irkçılıkla Mücadele Sorumlusu Reem Alabalı-Radovan da Almanya’daki toplumun çeşitliliğinin tehlike altında olduğunu söyledi.

Alabalı-Radovan, ırkçılığın ve yabancı düşmanlığının demokrasinin temelini aşındırdığını belirterek, “Irkçılık ve Müslüman karşıtlığı günlük bir gerçek. Irkçılık yapısal olarak günlük yaşama demir attı. Irkçılık sadece şiddetle başlamıyor. Günlük söylemlerle çarşıda, otobüste, ev ararken, iş ararken veya başörtüsü nedeniyle karşımıza çıkıyor. ” dedi.

Almanya’da uzun zaman aşırı sağ ve ırkçılığın görmezden gelindiğini ifade eden Radovan, Mölln ve Solingen’deki kundaklamaların bunun örneklerinden olduğuna, Nasyonal Sosyalist Yeraltı terör örgütünün işlediği cinayetlerde bile güvenlik güçlerinin failleri ırkçıların içinde değil uyuşturucu ticareti yapan çevrelerde aradığına dikkati çekti.

Radovan, ırkçılığa karşı herkesin tüm gücüyle karşı durma zamanı olduğunu belirterek, ırkçılıkla mücadelenin Alman hükümeti için olmazsa olmaz konular arasında bulunduğunu ifade etti.

MotoGP’de sıradaki durak Almanya
İstanbul

Almanya’nın Chemnitz kentindeki 3,7 kilometrelik Sachsenring Pisti’nde gerçekleştirilecek etabın sıralama turları, yarın TSİ 15.10’da başlayacak. Yarış ise 19 Haziran Pazar günü TSİ 15.00’te, 30 tur üzerinden yapılacak.

MotoGP’de şu ana kadar Enea Bastianini (Gresini) 3, Francesco Bagnaia (Ducati Lenovo) ve Fabio Quartararo (Monster Energy Yamaha) 2’şer, Miguel Oliveira (Red Bull KTM) ve Aleix Espargaro (Aprilia) birer yarış galibiyeti elde etti.

Almanya’daki yarış öncesi pilotlar klasmanının ilk 5 sırası şöyle:

1. Fabio Quartararo (Fransa): 147 puan

2. Aleix Espargaro (İspanya): 125

3. Enea Bastianini (İtalya): 94

4. Johann Zarco (Fransa): 91

5. Francesco Bagnaia (İtalya): 81

Almanya, Fransa ve İtalya, Ukrayna’ya ‘AB’ye aday ülke’ statüsü verilmesini destekliyor
Berlin

Scholz, Macron, Draghi ve Romanya Cumhurbaşkanı Klaus Iohannis, Ukrayna Devlet Başkanı Volodomir Zelenskiy ile yaptığı görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi.

Almanya Başbakanı Scholz, Ukrayna’nın Avrupa ailesine ait olduğuna ilişkin net mesaj vermek için mevkidaşlarıyla Kiev’de bulunduğunu söyledi.

Ukrayna ve Moldova’ya AB üyeliği için adaylık statüsü verilmesini savunan Scholz, “Almanya, Ukrayna lehine olumlu bir karardan yana. Bu aynı zamanda Moldova için de geçerlidir.” dedi.

AB’ye üye olmak isteyen Batı Balkan ülkelerine de işaret eden Scholz, “Yıllardır bu yolda bulunan Batı Balkan ülkelerine verdiğimiz sözü yerine getirmemiz Avrupa’nın inandırıcılık meselesidir.” değerlendirmesinde bulundu.

Şansölye Scholz, AB’ye katılım için tüm adayların yerine getirmesi gereken net kriterlerin bulunduğunu anımsattı.

Ukrayna’ya silahlar sağladıklarını ifade eden Scholz, “Ukrayna’nın desteğimize ihtiyacı olduğu sürece bunu yapmaya devam edeceğiz.” dedi.

Ukrayna askerlerine modern silahlarda eğitim verdiklerini belirten Scholz, Ukrayna’ya Iris-T hava savunma sistemini sağlayacaklarını, çoklu roketatar da tedarik edeceklerini aktardı.

Scholz, “Almanya, Ukrayna’yı yoğun şekilde destekliyor.” ifadesini kullandı.

Zelenskiy ile yapılan görüşmede, askeri çatışmalarda şimdi neyin gerekli olduğu konusunun ele alındığını aktaran Scholz, daha uzun mesafelerden savunmanın organize edilmesinin önemli olduğunu söyledi.

Şansölye Scholz, barış anlaşması için neyin doğru olduğuna sadece Ukrayna, bu ülkenin cumhurbaşkanı, hükümet, parlamento ve halkının karar verebileceğini kaydetti.

Draghi: “İtalya, Ukrayna’yı AB’de istiyor”

İtalya Başbakanı Draghi de İtalya, Fransa, Almanya ve Romanya liderleri olarak bugün Kiev’e yaptıkları ziyareti tarihi olarak niteleyerek, Ukrayna halkına şartsız desteklerini göstermek için geldiklerini belirtti.

AB’nin Zelenskiy’nin istediği gibi Ukrayna’yı desteklemede birlik olduğunu ifade eden Draghi, bugünkü ziyaretlerinin de Avrupa’nın desteğini açık şekilde teyit ettiğini söyledi.

Başbakan Draghi, “Bugünkü ziyaretimizin en önemli mesajı; ‘İtalya, Ukrayna’yı AB’de istiyor.’ İtalya, Ukrayna’nın aday statüsüne sahip olmasını istiyor ve gelecek Avrupa Konseyi’nde de bu pozisyonu destekleyecek.” dedi.

Draghi, Zelenskiy’nin de bu yolun, köklü reformların bulunduğu katedilmesi gereken bir yol olduğunu bildiğini belirtti.

Bugün buraya gelmelerinin bir nedeninin de Ukrayna’nın yeniden kendini inşa etmesine destek olduğunu vurgulayan Draghi, “Biz barış istiyoruz ama Ukrayna kendini savunmalı. Halkı için kabul edilebilir barışı seçecek olan Ukrayna’dır.” diye konuştu.

“Ukrayna’daki insani kriz, bir dünya felaketine dönüşmemelidir”

Rus ordusunun katliamlarını tereddüt etmeden kınadıklarını dile getiren Draghi, “Uluslararası kuruluşların savaş suçlarıyla ilgili soruşturmalarına tam destek veriyoruz.” ifadesini kullandı.

Başbakan Draghi, Karadeniz limanlarında bloke kalan milyonlarca ton tahılın kilidini açmaları gerektiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bugün öğrendim ki, limanların açılmasına 2 hafta var. Hasat eylül sonunda ve başka şeylerin de tarihi yaklaşıyor. Durum giderek acil hale geliyor. Bu korkunç durumdan kaçınmak için, tahılın taşınmasına yönelik acil şekilde güvenli koridorlar oluşturulmalıdır. Ukrayna’daki insani kriz, bir dünya felaketine dönüşmemelidir. Tek yol, bir BM kararına sahip olmaktır ancak Rusya şu ana kadar reddetti.”

Draghi, İrpin kentine yaptıkları ziyarette de burada olup bitenleri herkesin bilmesi ve tanıması gerektiğini söyledi.

Macron: “Ukrayna’nın toprağı üzerinde, Avrupa’nın güvenliği oynanıyor”

Fransa Cumhurbaşkanı Macron da Avrupa’nın Ukrayna-Rusya savaşının başlamasının ardından net şekilde özgür ve egemen bir Ukrayna’dan ve uluslararası hukuktan taraf olduğunu belirtti.

Ukrayna’nın Avrupa ailesinin bir parçası olduğunu kaydeden Macron, Fransa, Almanya, İtalya ve Romanya olarak Ukrayna’nın AB’ye üyelik için derhal aday statüsünü desteklediklerini dile getirdi.

Macron, bunun için bir yol haritasının yanı sıra Balkan, Moldova ve bölgenin durumunun dikkate alınması gerekeceğine işaret etti.

Fransa Cumhurbaşkanı, Rusya’nın almış olduğu “savaş, kaos ve egemen bir ülkeye silahlı saldırı” seçimini kabul etmediklerini söyledi.

Rusya’ya karşı yaptırımlar ve AB’nin Ukrayna’ya insani yardım, mali ve askeri destekleriyle Ukrayna’nın egemenliğini, toprak bütünlüğünü ve özgürlüğünü savunmak için yanında olacaklarını kaydetti.

Macron, “Bugün, Ukrayna’nın toprağı üzerinde, Avrupa’nın güvenliği oynanıyor.” diyerek, Ukrayna-Rusya savaşının Avrupa’nın tarihini değiştireceği yorumunda bulundu.

Fransa, Ukrayna’ya ek 6 adet Cesar obüsü gönderecek

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile askeri, mali ve insani yardım bakımından acil ihtiyaçları görüştüklerini ifade eden Macron, mali ve askeri ekipman desteklerine devam edeceklerini söyledi.

Macron, Fransa’nın savaşın başından bu yana Ukrayna’ya 12 adet Cesar obüsü gönderdiğini, gelecek haftalarda ek 6 adet Cesar obüsü göndereceğini belirterek,
Ukrayna toprağı üzerinde savaş suçlarının cezasız kalmaması ve uluslararası hukukun, adaletin tecelli etmesi için faaliyetlerine güçlendirerek devam edeceklerini söyledi.

Küresel gıda krizinin, Rusya tarafından yürütülen savaşın direkt bir sonucu olduğuna değinen Macron, “Kiev’den hep birlikte, ciddiyetle Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi üyesi Rusya’ya seslenerek, BM’nin tahıl ihracatını organize etmesini kabul etmesi çağrısı yapıyoruz.” dedi.

“Ukrayna’nın kaderini kendisi seçebilmesi için her şeyi yapacağız.” diyen Macron, barış için gerekli şartların oluştuğu zamanı Ukrayna’nın kendisinin karar vereceğine işaret etti.

Macron, bir noktadan sonra bir şekilde bu muharebenin sona ermesi gerekeceğine söyleyerek ancak bunun şartlarının Ukrayna ve Ukraynalı yetkililerce belirleneceğini kaydetti.

“Rusya’nın küçük düşürülmemesi” hakkındaki sözlerine atfen sorulan soruya, Macron, mevcut durumda Almanya Başbakanı Scholz ile yan yana durduklarını ancak bundan 100 yıl önce ise iki ülkenin savaştığı hatırlattı.

Macron, “Müttefikler, Fransa’nın (savaşı) kazanmasını sağladı ancak Fransa tarihi bir hata yaptı, barışı kaybetti çünkü Almanya’yı küçük düşürmek istedi.” dedi.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Ukrayna-Rusya savaşı sona erdikten sonra başkalarının geçmişte yaptığı hatalara düşülmemesi gerektiğini kaydetti.

Almanya’nın enerji piyasası düzenleyici kurumundan tüketici ve sanayicilere gazda tasarruf çağr
Berlin

Almanya’nın enerji piyasası düzenleyici kurumu (Bundesnetzagentur-BNetzA), Rusya’nın Avrupa’ya doğal gaz sevkiyatını kısmasının ardından ülkede doğal gaz depolama tesislerini doldurmaya yardımcı olmak amacıyla Alman tüketici ve sanayicilerine doğal gaz tüketimini azaltma çağrısında bulundu.

Bundesnetzagentur Başkanı Klaus Müller, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Rus gaz sevkiyatındaki mevcut kesintiler hepimizi-tüketicileri olduğu kadar sanayiyi de-çok ciddi bir duruma sokabilir. Yapabildiğimiz kadar gaz tasarrufu yapalım ve depolama yoluyla bundan (ciddi durumdan) kaçınalım.” ifadelerini kullandı.

Mueller’in “gazda tasarruf çağrısı”, Alman hükümetinin “Rus gazını Almanya’ya taşıyan Kuzey Akım’da yaşanan arz kısıntısını siyasi güdümlü” olarak nitelendirerek “Gazprom’u doğal gaz fiyatlarını yukarı çekmeye çalışmakla” suçlamasının ardından geldi.

Rus enerji şirketi Gazprom, 14 Haziran’da yaptığı açıklamada, Kuzey Akım üzerinden gaz sevkiyatının günlük 167 milyon metreküpten 100 milyon metreküpe, dün yaptığı açıklamada da günlük 67 milyon metreküpe düştüğünü bildirdi.

Bu arada, Rusya’nın Avrupa’ya doğal gaz sevkiyatı, Kuzey Akım’daki kapasitenin de düşürülmesiyle azalmaya devam ediyor.

Alman enerji şirketleri Uniper SE ve RWE AG, Rusya’dan daha az gaz aldıklarını açıklarken, Almanya’daki doğal gaz depolama tesislerinde doluluk oranı yüzde 55 seviyesine geriledi.

Bu arada, Almanya, sanayide çarkları döndürmek ve konutları ısıtmak için Rus petrolü, doğal gazı ve kömürüne diğer Avrupa ülkelerinden daha fazla bağımlı olurken, ülke, ihtiyacı olan doğal gazın yüzde 55’ini, ham petrolün yüzde 35’ini ve kömürün yüzde 45’ini Rusya’dan karşılıyor. Almanya’da konutların yaklaşık yarısı, ağır sanayide elektrik üretmek için kullanılan doğal gazla ısıtılıyor.

Türkiye’den Almanya Dışişleri Sözcüsü Wagner’in “hava sahası” açıklamasına tepki
Ankara

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Tanju Bilgiç, Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Christian Wagner tarafından yapılan açıklamaya ilişkin, “Alman Sözcü’nün ülkemizin hava sahasını ihlal eden, ana karamız üzerinden uçuşlar gerçekleştiren ve uçaklarımızı taciz eden taraf Yunanistan olmasına rağmen, ülkemize mesnetsiz iddialar yöneltmesi kabul edilemez.” ifadesini kullandı.

Sözcü Bilgiç, Wagner’in “Türkiye’nin Yunanistan’ın hava sahasını ihlal etmesi endişe yaratıyor.” ifadesine ilişkin soruyu yazılı cevapladı.

“Alman Sözcü’nün ülkemizin hava sahasını ihlal eden, ana karamız üzerinden uçuşlar gerçekleştiren ve uçaklarımızı taciz eden taraf Yunanistan olmasına rağmen, ülkemize mesnetsiz iddialar yöneltmesi kabul edilemez.” değerlendirmesiyle söz konusu açıklamaya tepki gösteren Bilgiç, şunları kaydetti:

“Alman Sözcüsü’ne ikili ve NATO bünyesindeki Güven Arttırıcı Önlemler toplantılarına yapılan davetlere rağmen bir yıldır icabet etmeyen ve Ege’de yaşanan son gerginliği bahane ederek bu toplantıları dondurduğunu açıklayan tarafın Türkiye olmadığını hatırlatmak isteriz. Diyalog ve gerilimin azaltılması için çaba sarf ettiğini iddia eden Almanya’yı, iki müttefik arasındaki anlaşmazlıklarda taraf tutmamaya, başka ülkelerin hukuksuzluğuna alet olmamaya, ayrıca yetkisi ve sorumluluğu olmayan alan ve konularda yanlı yorum yapmamaya bir kez daha davet ediyoruz.”

Almanya, Fransa ve İtalya liderleri, Kiev’de
Berlin

Alman Haber Ajansı DPA’nın haberine göre, Kiev’e ulaşan Scholz, Macron ve Draghi, burada Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy​​​​​​​ ile görüşecek.

Almanya Başbakanı Scholz, trende yaptığı açıklamada, Avrupa Ekonomik Topluluğu’nun kuruluşunda yer alan üç büyük ülkenin liderlinin Kiev’e gitmesi ve savaşın bu özel safhasında Ukrayna’ya ve Ukrayna halkına desteklerini göstermelerinin önemli olduğunu söyledi.

Scholz, sadece dayanışma göstermek değil, yapılan mali, insani ve silah yardımlarının sürdürüleceğinin güvencesini vermek istediklerini belirtti.

Aynı zamanda Rusya’ya uygulanan yaptırımların büyük önem taşıdığını vurgulayacaklarını aktaran Scholz, bu yaptırımların Rusya’nın yapmak istediğinden vazgeçmesi ve askerlerini Ukrayna’dan geri çekmesi ihtimaline katkıda bulunduğunu, hedefin de bu olduğunu kaydetti.

Söz konusu ziyaret, Ukrayna’nın doğusunda Rusya ile yoğun çatışmaların ve küresel gıda krizi baskılarının yaşandığı bir zamanda gerçekleşiyor.

24 Şubat’ta Rusya-Ukrayna savaşının başlamasından bu yana birçok Batılı lider Kiev’e seyahat ederken, Scholz’un Ukrayna’ya gitmemesi eleştirilere sebep olmuştu.

İngiltere Başbakanı Boris Johnson, 9 Nisan’da Kiev’e sürpriz bir ziyaret gerçekleştirerek, Zelenskiy ile görüşmüş ve daha sonra iki lider Kiev sokaklarını birlikte dolaşmıştı.

Milli Savunma Bakanı Akar, NATO Karargahı’nda ikili görüşmelerde bulundu
Ankara

Bakan Akar, NATO Savunma Bakanları Toplantısı dolayısıyla geldiği NATO Karargahı’ndaki temaslarına devam ediyor.

Gürcistan Savunma Bakanı Juansher Burchuladze, Ukrayna Savunma Bakanı Oleksii Reznikov ile görüşen Akar, İtalya Savunma Bakanı Lorenzo Guerini ve Almanya Savunma Bakanı Christine Lambrecht ile de bir araya geldi.

Görüşmede, ikili ve bölgesel savunma ve güvenlik konularında görüş alışverişinde bulunuldu.

Öte yandan Akar, ABD koordinesinde gerçekleştirilen Ukrayna’daki gelişmelerin ele alındığı “Ukrayna Savunma Temas Grubu Toplantısı”na da katıldı. Daha önceki toplantı, 26 Nisan’da Ramstein Hava Üssü’nde yapılmıştı.