İki aile arasındaki silahlı kavgada yaralanan kadın hayatını kaybetti

Olay, saat 20.00 sıralarında Körfez ilçesi Esentepe Mahallesi Yaşar Doğu Caddesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, geçen hafta iki aile arasında Kandıra’daki bir düğünde tartışma yaşandı. Aralarındaki husumetin büyümesi üzerine T.Ö. ve T.D. adlı iki kuzen, karşı tarafın yaşadığı eve geldi. Aileler arasında çıkan silahlı kavgada 3 kişi yaralandı. T.Ö. ve T.D.’nin her ikisi de yaralanırken, diğer aileden de Gülten Şencan’ın yaralandığı öğrenildi. Olayın 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbar edilmesi üzerine sağlık ve polis ekipleri geldi. Yaralılar çevre hastanelere kaldırıldı. Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan 42 yaşındaki Gülten Şencan, tüm çabalara rağmen yaşamını yitirdi. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.

Mehmet Ekrem Ceylan -Cihat Polat

İLGİLİ HABER

Kocaelide iki aile birbirine girdi, o anlar kameraya yansıdı Kocaeli’de iki aile birbirine girdi, o anlar kameraya yansıdı

Kocaeli’de iki aile birbirine girdi, o anlar kameraya yansıdı

Olay, Körfez ilçesi Esentepe Mahallesi Yaşar Doğu Caddesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, geçen hafta iki aile arasında Kandıra’daki bir düğünde tartışma yaşandı. Aralarındaki husumetin büyümesi üzerine T.Ö. ve T.D. adlı iki kuzen, karşı tarafın yaşadığı eve geldi. Aileler arasında çıkan silahlı kavgada 3 kişi yaralandı. T.Ö. ve T.D.’nin her ikisi de yaralanırken, diğer aileden de G.Ş.’nin yaralandığı öğrenildi. Olay yerinde iki ailenin kavga anları Kocaeli Koz sitesinin görüntülerinde yer aldı. Olayın 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbar edilmesi üzerine sağlık ve polis ekipleri geldi. Yaralılar çevre hastanelere kaldırıldı.

Öte yandan, Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde iki ailenin tekrar karşılaşması sonucu tartışma yaşandı. Sözlü tartışma, polis ekiplerinin müdahale etmesiyle arbedeye dönüşmeden sona erdi. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Mehmet Ekrem Ceylan

Şırnaklı kadınlar amigurumi tekniği ile ‘Zin bebek’ yapıyor
Şırnak

Cizre’de 11 kurs, 11 eğitmen ve 172 kursiyerinin bulunduğu merkezde, son bir yıldır amigurumi tekniğiyle oyuncak bebek yapımına ağırlık verildi.
İlçede bulunan Mem-u Zin türbesinden esinlenerek, yöresel kıyafetle yapılan oyuncak bebeğe “Zin” ismi verildi.

Kursiyerlerin yaptığı oyuncak bebeklerin, sosyal medya üzerinden satışı sağlanıyor. Kısa sürede olumlu dönüşler alan kursiyerler, alınan siparişlerle mutlu oluyor.

“Kadınlarımız bununla iyi bir gelir de elde ediyor”

ADEM Koordinatörü Hayriye Gönül Yalazan, AA muhabirine, merkezlerinde okuma yazma, satranç, Kur’an kursu olmak üzere çeşitli kursların bulunduğunu, son bir yıldır da amigurumiye ağırlık verdiklerini söyledi.

Kurum olarak amaçlarının kadınları sosyal hayata kazandırmak ve el becerilerini ortaya çıkarmak olduğunu aktaran Yalazan, eğitimlere kadınlardan çok iyi geri dönüşler aldıklarını belirtti.

“Oyuncak bebekler, sık iğne tekniği ile ilmek ilmek örülüyor. Biz bunu yöresel ile birleştirdik. Oyuncak bebeklerin tanesini 600 liradan satıyoruz.” diyen Yalazan, oyuncak bebeği yıl içerisinde çeşitli sergilerle tanıttıklarını ifade etti.

Yalazan, Türkiye’nin her yerinden sosyal medya hesabı üzerinden siparişler aldıklarını kaydederek, şöyle devam etti:

“Kadınlarımız bununla iyi bir gelir de elde ediyor. Yurt dışından Irak, İran ve Almanya’dan bile sipariş aldık. Daha geniş bir yelpaze içerisinde satışlarımızı yapmayı düşünüyoruz. Zin bebek, kadınlarımızın umudu oldu.”

El sanatları öğretmeni Ayşe Salman da merkeze gelen kursiyerlerin genellikle oyuncak bebek yapımını öğrenmek istediklerini belirterek, amaçlarının kadınların hem sosyalleşmelerini hem de aile bütçesine katkı sağlamak olduğunu dile getirdi.

Bir bebek yapımının bir hafta sürdüğünü anlatan Salman, “Bebeğimizi dünya genelinde tanıtmak istiyoruz. İlmek ilmik dokunan bu oyuncağın çok meşakkatli bir yapımı var. Mem-u Zin destanı ile ün yapmış aşıklardan Zin’in bebek halini yöresel kıyafet giydirerek yapıyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Emeğimizin karşılığını almamız bizi mutlu ediyor”

Kursiyer Gülizar Çetin de merkeze ev stresinden uzaklaşmak ve aile ekonomisine katkı sağlamak için geldiğini anlattı.

Çetin, “İlmek ilmek dokunan bebeğin yapımı çok zor. Yapılması bir hafta sürüyor. El emeğimizi sattığımızda çok mutlu oluyoruz.” dedi.

Kursiyer Gurbet Çapan ise merkezde usta öğreticiler sayesinde kısa zamanda amigurumi öğrendiğini dile getirdi.

Bebeği büyük aşkla ördüklerini anlatan Çapan, “Oyuncak bebeğimiz yurt içi ve yurt dışında rağbet görünce seviniyoruz. Bu işten para da kazanıyoruz. Emeğimizin karşılığını almamız bizi mutlu ediyor.” diye konuştu.

Eşini kanserden kaybeden aşçı, biri evlatlık 4 çocuğuna hem anne hem baba oldu
Bolu

Kentte bir otelin restoranında aşçı olarak çalışan 51 yaşındaki Çelik, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının himayesindeki bir çocuktan etkilenerek 3 evlat sahibi olduğu eşine koruyucu aile olmak istediğini söyledi. Eşi ve aile bireylerinin onayını aldıktan sonra başvurusu kabul edilen Çelik, 9 yıl önce 5 yaşındaki Ö.Ç’ye evlerinin kapısını açtı.

Eşiyle birlikte Ö.Ç’yi diğer evlatlarından ayırmadan sevgiyle büyüten Çelik, iki yıl önce karısını kanser hastalığından kaybetti.

Çelik, hayat arkadaşını kaybetmenin üzüntüsünü yaşasa da onun yokluğunu aratmamak için 14, 24 ve 25 yaşlarındaki çocukları ile 14 yaşındaki evlatlığına hem annelik hem babalık yapmaya devam ediyor.

“Bu çocuklarımızın her şeyden önce sevgiye ihtiyacı var”

Cemal Çelik, AA muhabirine, koruyucu ailelik yaptığı oğlu ile öz oğlunun aynı yaşta olduğunu, iki oğlanın da liseye geçtiğini söyledi.

Çocuklarını büyütürken zorluk yaşadıklarını ama bunların hepsini aştıklarını dile getiren Çelik, “Şu an çok mutluyuz. Ben de çok mutluyum. Bir tane oğlum daha oldu, onu da büyüttüm. Aynı yaşta olan oğlumla da çok iyi anlaşıyorlar. Çok mutlu bir aile yapım var şu an. Keşke rahmetli eşim sağ olsaydı da o da bugünleri görseydi.” diye konuştu.

Eşini Nisan 2020’de kanserden kaybettiğini anlatan Çelik, “O zamana kadar bizimle birlikteydi. Hep beraber mutlu şekilde yaşıyorduk ama o hastalık eşimi benden aldı. Yine rabbime şükürler olsun mutluyuz, huzurluyuz.” dedi.

Çelik, ilk zamanlarda kendi oğlunda biraz kıskançlık olduğunu ama dengeyi sağladıklarını belirterek, şunları söyledi:

“Şimdi ikisi de büyüdü, 14 yaşına geldiler. Artık her şeyi beraber yapıyorlar. Aldığımda 5 yaşındaydı. 9 sene oldu. Ben bir evlat daha büyüttüm kendi çocuklarımın yanında. İsterim ki herkes koruyucu aile olsun, hiçbir çocuk tek başına kalmasın. Bu çocuklarımızın her şeyden önce sevgiye ihtiyacı var. Bu sevgiyi onlara vermek dünyanın en güzel şeyi. Ben bir evlat daha büyüttüm, huzurluyum.”

“Herkes bir çocuğu himaye edip yetiştirsin”

Koruyucu ailelik yaptığı oğlunun kendisine ve kardeşlerine karşı çok büyük sevgisi olduğunu dile getiren Çelik, kendilerine sımsıkı sarıldığını söyledi.

Bu çocukların sevgi ve ilgiye ihtiyacı olduğunu aktaran Çelik, “Bunların hepsini gösterirseniz hiçbir problem olmuyor. Bence babalık da budur. Çocuklarımızın en büyük ihtiyacı sevgi, sevgiyi gösterirseniz onlar size en büyük mutluluğu veriyor.” dedi.

Çelik, koruyucu aile sisteminin çocuklar için çok verimli olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

“Çocuk evleri sistemi de iyi ama koruyucu aile hizmeti bir kat daha iyi. Bir çocuğu sevindirmek, cennete girmek gibi. Onun için herkes bir çocuğu himaye edip yetiştirsin. En azından bu ülkeye bir evlat yetiştirsin. Herkesin babalık duygusunu yaşaması gerekiyor. Babası olmayanlara karşılıksız babalık yapanlardan Allah razı olsun.”

Muşlu meslek lisesi öğrencileri ihtiyaç sahiplerinin evlerini onarıyor
Muş

Muş’un Bulanık ilçesinde meslek lisesi öğrencileri, gönüllü olarak ihtiyaç sahibi ailelerin evlerinin bakım ve onarımını yapıyor, eskiyen tesisatlarını yeniliyor.

Bulanık Borsa İstanbul Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Milli Eğitim Bakanlığınca uygulanan “Meslek Lisesi Öğrencileri Ailelerle Buluşuyor Projesi” kapsamında ihtiyaç sahiplerinin yardımına koşuyor.

Mobilya, metal ve elektrik bölümlerinde eğitim gören gönüllü öğrencilerden oluşturulan mobil ekip, öğretmenlerinin de yardımıyla gittikleri evleri boyuyor, mobilya, elektrik, su tesisatı, kapı ve pencere bakımı yapıyor.

Proje kapsamında, ilçeye bağlı Şehitlik Mahallesi’nde eşi vefat eden 4 çocuk annesi Gülten Kasımoğlu’nun evine giden öğrenciler, elektrik tesisatı ve mobilyaların tadilatını yaptı, duvarları, kapı ve pencereleri boyadı.

Aileye gıda yardımı da yapan öğrenciler, toplumda yardımlaşma ve dayanışma duygularının geliştirilmesi amacıyla hayata geçirilen proje kapsamında şu ana kadar 22 evde çalışma yürüttü.

“Ailelerin ihtiyaç ve eksiklerini gideriyoruz”

Öğrencilerden Diyar Balcı, AA muhabirine, bugüne kadar birçok eve giderek ailelerin evlerinde ihtiyaç duyulan tadilatları yaptıklarını söyledi.

Çalışmada yer almaktan mutluluk duyduğunu ifade eden Balcı, “Ailelere elimizden geldiğince yardım ediyoruz. Bugün geldiğimiz evde mobilya kapaklarını, ampul ve prizleri değiştirdik. Boyama yaptık, eksikleri giderdik. Kapıları yerinden sökerek tek tek boyadık. Güzel bir çalışma oldu.” dedi.

Müjde Yıldırım ise “Kapı kollarını boyadık, temizlik yaptık. Diğer arkadaşlarımız da evi boyadı. Kırılan ve dökülen yerleri onardılar. Projede yer aldığımız ve aileye yardım ettiğimiz için çok mutluyuz. Çünkü bir ailenin yüzünü güldürdük.” ifadesini kullandı.

“Devletimizin ailelerin yanında olması onları mutlu ediyor”

Tadilatı yapılan eve gelerek öğrencilerin çalışmalarını inceleyen İlçe Milli Eğitim Müdürü Yalçın Tunçel, Milli Eğitim Bakanlığının hayata geçirdiği proje kapsamında ihtiyaç sahibi 22 ailenin evini yenilediklerini belirtti.

Kasımoğlu ailesine de “konuk olduklarını” ifade eden Tunçel, şöyle konuştu:

“Meslek lisesi öğrencilerimiz bu kapsamda ailelerle buluşuyor. Okulumuza ve gönüllü öğrencilerimize teşekkür ediyorum. Çalışmalarımız bundan sonra da devam edecek. Konuk olduğumuz tüm evlerde ailelerin yoğun ilgisiyle karşılaşıyoruz. Devletimizin ailelerin yanında olması onları mutlu ediyor. Bu çalışmalarla devlet vatandaş bütünleşmesi gerçekleşiyor.”

Okul Müdürü Mehmet Ali Demir de şubat ayından bu yana ailelere yardımcı olmaya çalıştıklarını dile getirdi.

Öğrencilerin bu sayede okulda öğrendikleri bilgileri uygulama imkanı bulduğunu aktaran Demir, “Projemizin en önemli tarafı öğrenciler, ailelerin gönüllerine dokunuyor. Duvarı ve kapıları boyuyor, tesisatları yeniliyor. Burada öğrencilerin yardımlaşma duyguları da ön plana çıktı.” dedi.

Evi onarılan Gülten Kasımoğlu ise evinde eskiyen ve bozulan her yeri onaran öğrencilere ve öğretmenlere teşekkür etti.

Bakan Yanık: Kadının insan haklarını, acilen ulaşılması gereken temel bir hedef olarak görüyoruz
Cenevre

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesinin (CEDAW) 82’nci oturumu kapsamında Türkiye raporunun değerlendirildiği toplantının kapanışında yaptığı konuşmada, “Türkiye olarak kadının insan haklarını, müzakere konusu bir siyasi araç olarak değil, acilen ulaşılması gereken temel bir hedef olarak görüyoruz.” dedi.

İsviçre’deki Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisi’nde CEDAW’ın 82’nci oturumu kapsamında Türkiye raporunun değerlendirildiği ve dün başlayan toplantı sona erdi.

Bakan Yanık, raporlama döneminde Türkiye’deki gelişmelere ilişkin soruları cevaplamasının ardından oturumun kapanış konuşmasını gerçekleştirdi.

“CEDAW 8. Dönem Ülke Raporu Yapıcı Diyalog Süreci toplantılarına katılmış olmaktan dolayı memnuniyet duyuyoruz.” diyen Yanık, Türkiye’nin 8. Dönemsel Ülke Raporu’na gösterilen ilgiye teşekkür etti.

Yanık, BM Güvenlik Konseyi’nde kabul edilmesinin üzerinden 40 yılı aşkın süre geçmesine rağmen, temel insan hakları sözleşmesi olarak CEDAW’ın etkin şekilde uygulanmasının öneminin silahlı çatışmalar, iklim sorunları ve salgın hastalıklar gibi kadınlar ve kız çocukları için mevcut küresel zorluklar ışığında arttığına vurgu yaptı.

“Yeni dijital teknolojiler” konusunda uyarı

“Türkiye olarak kadının insan haklarını, müzakere konusu bir siyasi araç olarak değil, acilen ulaşılması gereken temel bir hedef olarak görüyoruz.” ifadesini kullanan Yanık, kadınların ve kız çocuklarının haklarının her zaman önemli gündemlerdeki kararların merkezinde olması gerektiğinin altını çizdi.

Yanık, şöyle devam etti:

“Bu bağlamda, ortaya çıkan sorunlara etkin yanıt için CEDAW Genel Tavsiyelerinin işlevini ve önemini tasdik ediyoruz ancak yeni dijital teknolojilerin ışığında, yeni genel öneriye duyulan ihtiyaç artıyor. Ayrımcı etkiler de dahil olmak üzere bu teknolojilerin ortaya çıkardığı zorlukların ele alınması ve sunulan fırsatların etkin şekilde araştırılması gerektiğine inanıyoruz. Yeni dijital arenalar, cinsiyet kalıp yargılarını, çevrim içi şiddeti, tacizi ve nefret söylemini güçlendirmek için elverişli bir ortam yaratıyor. Dijital teknolojilerin yakın geleceğin ana iş modeli olacağı kesin olmakla birlikte dünya çapında, kadın ve kız çocuklarının, bu teknolojilere erişimi hala çok sınırlı. Komiteye, bu konuları ele alan bir genel tavsiyeyi memnuniyetle karşılayacağımızı bildirmek isterim.”

“Türkiye CEDAW kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirmekte oldukça kararlı”

Yanık, her ülkenin farklı ulusal bağlamlara sahip olmasının evrensel ideallere ulaşmada sorun teşkil etmemesi gerektiğini vurgulayarak, “Fakat komitenin değerlendirmelerinde ülkelerin meşru güvenlik önceliklerini, sosyoekonomik durumlarını ve kendine has problemlerini de dikkate alması gerektiğine inanıyoruz.” dedi.

Komitenin işleyişinin niteliği ne olursa olsun, Türkiye’nin CEDAW kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirmekte oldukça kararlı olduğunu belirten Yanık, iki gün süren toplantılarda diyalog sürecinin yapıcı geçtiğini ve Türkiye’nin insan hakları konusunda uluslararası normları koruduğunun altını çizdiklerini söyledi.

Komite Başkanı Vargas’tan Bakan Yanık’a teşekkür

Yanık, kararlı ve cesur adımlarla belirledikleri hedeflere doğru ilerlemeye devam edeceklerini vurgulayarak, CEDAW üyelerine, beraberindeki heyete ve Türkiye’nin BM Cenevre Temsilciliği Nezdindeki Daimi Temsilciliğine teşekkür etti.

CEDAW Komitesi Başkanı Perulu Gladys Acosta Vargas da Yanık’a yapıcı diyalog ve iş birliği için teşekkür ederek, “Türkiye’deki duruma daha yapıcı bakma fırsatımız oldu. Komite bu konuda Türkiye’deki ilerlemeleri takdir ediyor. Sizlerden gelecek bir sonraki dönem raporunu merakla bekliyoruz.” diye konuştu.

Konuşmaların ardından dün başlayan CEDAW Komitesinin 82’nci oturumu kapsamındaki Türkiye raporunun değerlendirilmesi sona erdi.

Türkiye’yi temsil eden heyette Dışişleri, İçişleri, Adalet, Sağlık ve Milli Eğitim Bakanlıkları ile İŞKUR temsilcileri de yer aldı.

‘Evladımı HDP’den istiyorum’
Diyarbakır

Diyarbakır annelerinin dağa kaçırılan çocukları için HDP il binası önünde sürdürdüğü oturma eylemine bir aile daha katıldı.

Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP’yi sorumlu tutan Diyarbakır annelerinin 3 Eylül 2019’da başlattığı oturma eylemi 1017’nci gününde sürüyor.

15 yaşındayken dağa götürülen oğlu Serdar için İstanbul’dan gelen anne Hatun Yüceyurt da oturma eylemine dahil oldu.

Anne Yüceyurt, gazetecilere yaptığı açıklamada, oturma eylemi yapan anneleri televizyondan izlediğini, kendisinin de eyleme katılarak sesini duyurmak istediğini söyledi.

Evladını çok merak ettiğini anlatan Yüceyurt, şöyle konuştu:

“Oğlumu aramaya geldim. Evladım ‘futbol oynama gidiyorum’ diyerek evden çıktı. Yıllardır haber alamıyorum. Oturma eylemini sonuna kadar sürdüreceğim. Oğlum; beni görüyorsan, duyuyorsan askerimize, devletimize sığın. Evladımı HDP’den istiyorum.”

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Yanık: “6284 sayılı Kanun halen yürürlüktedir”

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, İsviçre’nin Cenevre kentinde gerçekleştirilen Kadınlara Yönelik Ayrımcılığın Önlenmesi (CEDAW) Komitesinin 82’nci oturumuna katıldı. Toplantıda Bakanlık koordinasyonunda hazırlanan Türkiye raporuna ilişkin bilgi veren Bakan Yanık, Türkiye’nin 1986 yılından beri tarafı olduğu CEDAW’ın 8’inci Dönemsel Ülke Raporuyla Yapıcı Diyalog Sürecine katılmaktan memnuniyet duyduğunu ifade etti.

Türkiye’nin, insan haklarını sağlam anayasal ilkelerle koruyan güçlü bir ülke olduğunu belirten Bakan Yanık, “Temel bakış açımız, ‘hiçbir ayrımcılık yapmadan herkes için insan haklarıdır’. Ülkemiz, haklar ve eşit fırsatlardan yararlanma konusunda kalıcı çözümler sunan kurumsal düzenlemelerle bu alanda geliştirdiği politikaları güçlendirmektedir. Başta Anayasamız olmak üzere temel kanunlarımızda eşitlik ilkesi kadınlar ve engelli vatandaşlarımızla ilgili olarak güçlü bir şekilde tanınmış hatta bu gruplara yönelik pozitif ayrımcılık anayasal güvence altına alınmıştır” dedi.

“Diğer mekanizmalar da kadına yönelik şiddete karşı sıfır tolerans ilkesiyle hareket etmektedir”

Geniş kitlelerle kurulan temaslar sonucu toplumun bütün kesimlerinin yaşamını iyileştirmeye yönelik uygulamaları hayata geçirdiklerinin altını çizen Bakan Yanık, “Özellikle kadın erkek eşitliği konusunda kararlı adımlar atıyoruz. Saha tecrübelerimizden aldığımız verilere dayalı olarak sorunlara gerçekçi çözüm önerileri geliştiriyoruz” ifadelerini kullandı.

Bakan Yanık, “Bu doğrultuda Bakanlığımız koordinasyonunda 2018-2023 yıllarını kapsayan Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planını hazırladık ve uygulamaya başladık. Eylem planında belirlediğimiz eğitim, ekonomi, sağlık, karar alma mekanizmalarına katılım ve medya alanlarındaki hedeflerimizin gerçekleşme düzeylerini yıllık izleme raporları ile değerlendiriyoruz. Kadına yönelik şiddetle mücadelede ise ilki 2007 yılında yürürlüğe giren Ulusal Eylem Planlarımızı periyodik aralıklarla yeniliyor ve güncelliyoruz. Türkiye’de yürütmenin yanı sıra ilgili diğer mekanizmalar da kadına yönelik şiddete karşı sıfır tolerans ilkesiyle hareket etmektedir” dedi.

Bakan Yanık, 2021 yılında Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Tüm Yönleriyle Araştırılarak Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi amacıyla bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulduğunun altını çizdi. Komisyon çalışmaları sonucunda bir rapor hazırlanarak TBMM’ye sunulduğunu ifade eden Bakan Yanık, “Söz konusu raporda kadına karşı şiddetin son bulması için ilgili bütün taraflara yönelik tedbirlere yer verilmiştir. Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile kadına karşı şiddetle daha etkin mücadele edilmesi ve caydırıcılığın sağlanması hedeflenmiştir. Bu hedef doğrultusunda kadına karşı işlenen kasten öldürme, kasten yaralama, tehdit, işkence, eziyet suçlarında cezalar artırılmıştır. Yeni düzenlemeyle ısrarlı takip fiilleri müstakil suç olarak düzenlenmiş ve şiddet mağduru kadınlar için ücretsiz avukat görevlendirilmesi sağlanmıştır” dedi.

“Odak noktamız kadına yönelik şiddetle mücadeledir”

Kadına yönelik şiddetle mücadele kararlılığından tek bir adım geri atılmadığının altını çizen Bakan Yanık, “İstanbul Sözleşmesinden çekilme kararımız, sadece kullanılan yöntem ve araçların değişimidir. Odak noktamız kadına yönelik şiddetle mücadeledir. Bu odağın değişmesi söz konusu dahi edilemez. Türkiye’de mağdurun korunması ve şiddetin önlenmesi mekanizması olan ve 2012 yılından bu yana yürürlükte bulunan 6284 sayılı Kanun halen yürürlüktedir. Söz konusu kanun, şiddet mağdurunun akut şiddetten korunmasını, can güvenliğinin sağlanmasını, şiddet uygulayanın cezalandırılması veya rehabilitasyonunu, mağdura sunulacak destek hizmetlerinin koordine edilmesini, tedbirlerin elektronik yöntemlerle izlenmesini sağlamaktadır. Ayrıca Mart 2021 tarihinde kamuoyu ile paylaşılan İnsan Hakları Eylem Planında ‘Aile İçi Şiddet ve Kadına Karşı Şiddetle Mücadelenin Etkinliğinin Artırılması’ hedefi yer almaktadır” dedi.

Söz konusu hedef başlığı altında “Eşe karşı işlenen suçlarla ilgili kanunda öngörülen cezayı artıran sebepler, boşanmış eşi de kapsayacak şekilde genişletilecektir” kararına yer verildiğini dikkat çeken Bakan Yanık, “Bu tedbirler, kadına ve kadın haklarına verdiğimiz önemin göstergesidir ve bu konudaki irademizin tam olduğunu ortaya koymaktadır. Aile içi şiddeti önleme ve sağlıklı aileler kurulması amacıyla erken yaşta evliliklerle ilgili tedbirler de yasal düzenlemelerimizde güçlü bir şekilde mevcuttur” ifadelerini kullandı.

“Ülkemiz, tüm birimleri ile şiddetle mücadele konusunda hassasiyetle çalışıyor”

Türkiye’nin tüm birimleri ile ayrımcılığın önlenmesi ve şiddetle mücadele konusunda hassasiyetle çalıştığını belirten Bakan Yanık, “Şiddet mağduru kadınlar Bakanlığımıza ve yerel yönetimlere bağlı konukevlerinde misafir edilmektedir. Ülke genelinde toplam 149 kadın konukevi 3.624 kapasite ile hizmet vermektedir. 81 ilimizde hizmet sunan Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerimizde (ŞÖNİM) Nisan 2022 itibariyle toplam 102.000 kişi hizmet almıştır” dedi.

“İnsanlık onuruna yakışmayan görüntüler bizim ülkemizde yaşanmamıştır”

Bakan Yanık, “Türkiye en fazla sığınmacı nüfusa sahip ülkelerden biri olarak, sığınmacılara kapılarını sonuna kadar açmış, bu sığınmacıların entegrasyonu için devlet nezdinde çalışmalardan yerel yönetimlere ve sivil topluma kadar pek çok kurum birlikte önemli hizmetlere imza atmıştır. Avrupa’da sınırlarda çok daha az sayıda mültecinin yaşadığı insanlık onuruna yakışmayan görüntüler bizim ülkemizde yaşanmamıştır. Kadın konukevlerinden ve ŞÖNİM’lerden de şiddet mağduru kadınlar ve beraberlerindeki çocuklar, statü ve uyruklarına bakılmaksızın ihtiyaç duydukları anda bütün hizmetlerden faydalanabilmektedir” ifadelerini kullandı.

“Eğitimdeki gelişmeler terör örgütlerinin bölgedeki varlığının neredeyse yok olmasını sağladı”

Türkiye’de kadınların dünyadaki pek çok ülkeden önce seçme ve seçilme hakkını erkeklerle eşit bir biçimde elde ettiklerini anımsatan Bakan Yanık, “Ülkemizde kadınların karar alma mekanizmalarına katılımının yıllar itibariyle sürekli arttığı gözlemlenmektedir. Elbette kadınların siyasi ve toplumsal katılımı büyük ölçüde eğitim imkanlarına ulaşabilmeleri ile de doğru orantılıdır. Eğitimin tüm kademelerinde, büyük bir özveriyle yürüttüğümüz çalışmalar sonucunda ilköğretim net okullaşma oranını kız çocukları için yüzde 93,11’e, ortaokulda yüzde 88,74, yükseköğretimde ise yüzde 48,46 seviyesine çıkardık. Eğitimde gerçekleşen bu ilerlemede ülke çapında ve bir seferberlik halinde gerçekleştirilen kampanya ve projelerin yanı sıra kız çocuklarına yönelik eğitim yardımlarımız da etkili olmaktadır. Eğitimde yaşanan bu gelişmeler özellikle ülkemizin Doğu ve Güneydoğu bölgesinde yaşayan kadınların ve kız çocuklarının statüsünü yükseltmiş, terör örgütlerinin bölgedeki varlığının neredeyse yok olmasını sağlamıştır. Kendilerine inanan ve güvenen kadınlar, başta Diyarbakır Anneleri olmak üzere, kendi evlatlarının geleceğinde söz sahibi olmayı artık talep edebilmektedir” dedi.

Bakan Yanık, konuşmasının ardından soruları cevaplarken, Türkiye’yi temsil eden heyette Dışişleri Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve İŞKUR temsilcileri de yer aldı.