Antalya’da bankada rehine krizi!

Antalya’nın Kepez ilçesinde bulunan Mısır Çarşısı’ndaki Banka şubesinin müdürü, kimliği belirsiz silahlı kişi tarafından Rehin alındı.

Durumun bildirilmesiyle gelen polis ekipleri, banka şubesi önünde önlem alırken, çalışma başlattı.

DHA muhabiri Alparslan Çınar, CNN TÜRK canlı yayınında şu bilgileri aktardı:

“Polisin rehin alan şahsı ikna süreci 1 buçuk saattir devam ediyor. Olay 15.30’da gerçekleşti. Banka şubesinin tam karşısında bulunuyoruz.

15.30’da bankaya giren bir kişi hesabında bir işlem yapmak istediğini söyledikten sonra içerideki güvenliğin silahını alarak banka müdürünü rehin aldı. O andan itibaren ikna süreci, müzakereler devam ediyor. Çevrede geniş güvenlik önlemleri alındı. Bir grup müzakereci de ikna etmeye çalışıyor şu anda görebildiğimiz kadarıyla.

Rehin alınan banka müdürü kurtarılırken, rehin alan kişi 2 saat sonra ikna edilerek gözaltına aldı.

Kilosu 60 liradan satılan meyve !

Türkiye’de adı çok bilinmeyen birbirinden farklı meyve ve sebzeler yetişiyor.

Bunlardan biri de dikenli incir…

Antalya’nın Serik ilçesinde, kendiliğinden yetişen dikenli incir hasadı başladı.

Üzerindeki dikenler nedeniyle toplanırken büyük bir özen isteyen dikenli incir, halk dilinde ‘kürek yemişi’ olarak da biliniyor.

Kilosu 60 liradan satılıyor
Yazın kaktüslerde yetişen incir, olgunlaştıktan sonra boyu 10 santimetreye ulaşıyor.

Tunca Nehri’ne düşen kedi yavrusu, kurtarma ekiplerinden korkup yüzerek kıyıya çıktı
Edirne

Tunca Nehri’nin ortasındaki adacıkta bir kedi yavrusunun mahsur kaldığını görenler, itfaiye ve AFAD ekiplerine bilgi verdi.

AFAD’dan bir görevli, nehre düşen kediyi kurtarmak için Tunca Köprüsü’nün seyir terasından ip yardımıyla adacığa indi.

Yanına gelen görevliden korkan kedi, adacığın içindeki otların içine saklandı.

Görevlinin otların içinde aradığı kedi yavrusu, kaçtığı nehirde yüzerek kıyıya çıktı. Kedinin kıyıya çıkmasıyla ekipler bölgeden ayrıldı.

İHH, profesyonel dağcılarla Karahisar Kalesi’nin eteklerini çöplerden arındırdı
Afyonkarahisar

Karahisar Kalesi çevresinde gerçekleştirilen etkinliğe katılan İHH Yetim Biriminden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Reşat Başer, AA muhabirine, Büyük Taarruz’un 100. yılında böyle anlamlı bir etkinliğe ve sosyal sorumluluk projesine imza atmaları dolayısıyla İHH Afyonkarahisar Şubesi’ne, Alanya ve Antalya’dan İHH’nın arama kurtarma ekiplerine teşekkür etti.

Sosyal sorumluluk projeleri ve çalışmalarının çok önemli olduğunu belirten Başer, şöyle konuştu:

“Bu çöpler aslında Afyonkarahisar’ın, aslında bizim kendi insanımızın, hepimizin eksik tarafı. Böyle güzide topraklara, mekanlara, tarihiyle Afyonkarahisar’ı bütünleştiren özel yerlere daha çok sahip çıkmak gerekiyor. İnşallah bugünden itibaren böyle çöplerine değil çevresine, insanına, toplumuna tarihine ve değerlerine sahip çıkan güzel bir çalışmaya öncülük yapmış oluruz.”

İHH Afyonkarahisar Şubesi Başkanı Ahmet Ertürk de İHH olarak her daim teyakkuzda olduklarını belirtti.

Kaleden toplanan çöplerin bir kısmı, Zafer Meydanı’nda sergilendi.

Dilek Yarımadası Milli Parkı’nı hafta sonu yaklaşık 21 bin kişi ziyaret etti
Aydın

Doğası ve koylarıyla dikkati çeken Kuşadası ilçesindeki Dilek Yarımadası Büyük Menderes Deltası Milli Parkı’nda yaz sezonuyla birlikte hafta sonu hareketliliği başladı.

.w3-content { max-width: 100%; margin: auto;} .w3-tooltip, .w3-display-container {position: relative;} .w3-black, .w3-hover-black:hover { color: #fff!important; background-color: #000!important;} .w3-display-left { position: absolute; top: 50%; left: 0%; transform: translate(0%,-50%);-ms-transform: translate(-0%,-50%);} .w3-display-right { position: absolute; top: 50%; right: 0%; transform: translate(0%,-50%);-ms-transform: translate(0%,-50%);} .w3-btn, .w3-button {-webkit-touch-callout: none;-webkit-user-select: none; -khtml-user-select: none;-moz-user-select: none; -ms-user-select: none;user-select: none;} .w3-btn, .w3-button {border: none;display: inline-block;outline: 0;padding: 8px 16px;vertical-align: middle;overflow: hidden;text-decoration: none;color: inherit;background-color: inherit;text-align: center;cursor: pointer;white-space: nowrap;}Dilek Yarımadası Milli Parkı’nı hafta sonu yaklaşık 21 bin kişi ziyaret etti

“Maviyle yeşilin birleştiği yer” olarak bilinen ve Söke, Kuşadası ve Didim ilçelerini kapsayan 27 bin 598 hektar alana sahip Dilek Yarımadası Büyük Menderes Deltası Milli Parkı, hava sıcaklığının 30 dereceyi aşmasıyla denize girmek isteyenlerin tercih noktası oldu.

Milli Park Müdürlüğü verilerine göre dün ve bugün yaklaşık 21 bin kişinin giriş yaptığı parkta yoğunluk nedeniyle bazı saatlerde araç girişine izin verilmedi.

Milli parka gelen yerli ve yabancı turistler, koylarda denize girmeyi ve dağ yürüyüşü yapmayı tercih etti.

Karadan ulaşımın olmadığı koylara ise tekne turları düzenlendi.

Mersin’in turizm merkezi Kızkalesi’nde tatil hareketliliği başladı
Mersin

UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ndeki Korykos Antik Kenti’nin parçası olan Erdemli ilçesindeki Kızkalesi’ne gelen tatilciler, yeni sezon hazırlıklarını tamamlayan işletmeciler tarafından ağırlanıyor.

Bölgeye gelenler güneşli havada deniz ve kumun tadını çıkarıyor.

Kızkalesi Turizm ve Kültür Derneği Başkanı Hüseyin Çalışkan, AA muhabirine, Kızkalesi’nde tatil hareketliliğinin başladığını söyledi.

Yurt dışından rezervasyonlar aldıklarını aktaran Çalışkan, “Sezonumuz yoğun ve güzel geçiyor. Pandemi döneminde turizmcilerimize verilen destekten dolayı devletimize ve Cumhurbaşkanımıza teşekkür ediyoruz. Bu sezon iyi geçiyor, bayramda kimsede yer yok.” diye konuştu.

Otel işletmecilerinden Mehmet Şirin Öztop da bu yıl dolu bir sezon geçireceklerini söyledi.

İşletme Müdürü Selahattin Tulgar da sezonun başında olmalarına rağmen gurbetçilerin Kızkalesi’ne geldiğini belirterek, iyi bir sezon geçireceklerini kaydetti.

Karabük’te 66 yaşındaki marangoz, kızıyla YKS’ye girdi
Karabük

Karabük Üniversitesinde kızıyla sınava katılan Akdemir, AA muhabirine, okumaya çocuk yaşlardan itibaren çok meraklı olduğunu ama o zamanki imkansızlıklar nedeniyle okuyamadığını söyledi.

Okumanın içinde ukde kaldığını belirten Akdemir, “İlkokul mezunuyken ortaokulu ve liseyi açıktan bitirdim. Bu sene üniversite sınavlarına katıldım. Hedefim Safranbolu Meslek Yüksekokulu Mobilya ve Dekorasyon Bölümünü ya da Eflani Meslek Yüksekokulu İş Sağlığı Güvenliği Bölümünü kazanmak.” dedi.

Akdemir, okumanın yaşının olmayacağını vurgulayarak, şunları kaydetti:

“Gençlere bütün şartları zorlayarak okumalarını öneririm. İki kız çocuğum var, biri öğretmen. Bendeki eğitim merakından dolayı üç üniversite bitirdi. Diğer çocuğum hemşire. Bugün onunla birlikte sınava girdim. O da ikinci üniversiteyi okuyor. Tekrar sınava girdi. İnşallah başka bir bölümü okumayı düşünüyor.”

Sınavının iyi geçtiğini dile getiren Akdemir, bu sene istediği bölümü kazanamasa bile gelecek yıllarda sınava tekrar gireceğini sözlerine ekledi.

Yönetici olarak gittiği şehirde kültür elçisi oldu
İstanbul

İş yaşamına Türk Hava Yolları (THY) İtalya Bari Genel Müdürü olarak devam eden Ömür Kahraman, Moldova Hava Yolları’nda 3 yıl, Filistin Havayolları’nda 8 yıl yöneticilik sonrası THY’de gizli müşteri ve fahri gözlemcilik biriminin kurulmasına ön ayak oldu.

Daha önce Ostomi (stoma) hastalığını yenme hikayesini anlattığı “Torbayla Yaşamak” adlı kitabıyla yazma serüvenine başlayan yazar, kendisi gibi hastalanıp çaresizliğe düşen insanlardan aldığı umut dolu mesajlarla insan hayatına dokunmanın değerini fark ederek ikinci kitabını çıkartmaya karar verdiğini açıkladı.

İngilizce ve Arapça dillerinde 25 yıldır kokartlı turist rehberliği de yapan Kahraman, görev için gittiği Bari’de “Puglia’da bir Ömür” adlı eseri kaleme aldı.

“Pek çok detayın yer aldığı bir çalışmaya imza atmış oldum”

AA muhabirine Puglia’nın tarihi ve turistlik yerlerinden San Nicola Kilisesini, Alberobello ve Polignano a Mare’yi anlatan Ömür Kahraman, subay bir babanın kızı olarak Türkiye’nin çeşitli yerlerinde gezerek büyüdüğünü söyledi.

Kahraman, üniversite yıllarından beri turizm sektöründe de çeşitli şirketlerde çalıştığını belirtti.

İtalya’nın 20 eyaletten oluştuğunu aktaran yazar, “Bu eyaletlerden birisi de Puglia, Bari şehri de onun başkenti, ben de 4 yıldır burada görev yapıyorum.” dedi.

Kahraman, ilk tayini çıktığında Bari hakkında çok az şey bildiğine işaret ederek, şunları kaydetti:

“O gün Bari ile ilgili ciddi anlamda tanıtım yapılmasına karar verdim. Pandemiye İtalya’dayken yakalanmıştım, o dönemde burası biliyorsunuz çok ağır şartlardaydı. Ne kadar süreceğini de bilmiyorduk, ben de buranın THY müdürü olarak işimize de yarayabilecek, yolcularımıza geldikleri zaman Puglia’nın neresi olduğunu anlatan bir broşür hazırlamaya karar verdim. Fakat pandemi uzadı, broşür bize yetmemeye başladı. O zaman düşündüm ki bu ince küçük bir gezi kitabı olsun. En çok gezilen yerleri yazayım, yolcularımıza geldiklerinde hediye ederiz, belki buraya tekrar gelmelerini ya da duyurulmasını sağlarız. Bu da bizim için güzel bir pazarlama olmuş olur diye düşündüm.”

Küçük bir gezi kitabı olarak düşündüğü çalışmanın yaklaşık 600 sayfalık kapsamlı bir tanıtım eserine dönüştüğünü aktaran Ömür Kahraman, “Pandemi iki yılı aşkın devam etti bu bölgede, ben de bu süre zarfında her bir köyü, her bir kasabayı, tarihiyle kültürüyle, gezilecek yerleri, varsa önemli restoranları, arabanızı nereye park edeceğiniz, en iyi dondurmayı nerede yiyebileceğiniz, en ucuz pizzaların nerede olduğu gibi pek çok detayın yer aldığı bir çalışmaya imza atmış oldum.” diye konuştu.

Puglia’nın Eyalet Başkanı Michele Emiliano’nun eserin ön sözünü yazdı

Kahraman, Puglia’nın tarihi ve kültürel benzerlikleriyle Türk toplumuna da yakın olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:

“Örneğin Antalya Demre’de yaşamış bizim Noel Baba olarak bildiğimiz San Nicola’yi, Bari’nin koruyucu azizi olarak görüyorlar. Noel Baba kültürü burada o kadar önemli ki, 1100’lü yıllarda İtalyan denizciler San Nicola’nın kemiklerini Demre’den çalarak buraya getirdiklerinde bir Osmanlı paşasının yaşadığı yere katedral yaparak gerek Ortodoksların gerekse Katoliklerin aynı çatı altında ibadet edebilecekleri dini merkez haline getirmişlerdir. Mesela Türk donanmasından Osmanlı döneminde çok korktukları için her 3 kilometrede bir dumanla birbirlerine haber salacakları Torre adındaki gözetleme kuleleri yapmışlar. Alberobello, Harran Kümbet Evlerinden esinlenerek yapılmış konik çatılı evleri Puglia eyaletinde Unesco Dünya Kültür Mirası Listesindeki 3 önemli yerden biri. 17. yüzyılda çatısı olan evlerden çok ciddi vergiler alındığı için hızlıca yıkılıp inşa edilebilen evler yapılmış.”

Çalışmasının yakın zamanda farklı dillere de çevrileceğini belirten yazar, Puglia’nın Eyalet Başkanı Michele Emiliano’nun kitabın ön sözünü yazmış olmasının da gurur verici olduğunu söyledi.

Kahraman, devlet televizyonu Rai 1’in canlı yayınladığı ödül törenine anne ve babasının da katılmasının kendisine büyük mutluluk yaşattığını dile getirerek, “Ailemin daha önce yaşadığım hastalık sürecinde olduğu gibi hayatımın her aşamasında bana verdikleri destekler sayesinde bazı şeyleri başarabildiğimi düşünüyorum ve onlara her zaman minnettarım.” ifadelerini kullandı.

“Yabancısı olduğu bölgeyi titizlikle anlatan bir gezi kitabı çıkarttı”

Ömür Kahraman’ın babası emekli topçu Kıdemli Albay Vahdettin Kahraman ise kızlarının doğumundan bugüne kadar her zaman kendilerini gururlandıracak şeyler yaptığını söyleyerek, “Hep bakir konulara değinerek eserler yazdı. Daha önce hastalığıyla ilgili kaleme aldığı kitabı bir hastanın gözünden alanında tektir diye düşünüyorum. Benzer şekilde Puglia’da devlet görevlisi olarak kaldığı sürede pandemide evden çıkmadığı günleri değerlendirmek için yabancısı olduğu bölgeyi titizlikle anlatan bir gezi kitabı çıkarttı.” değerlendirmesinde bulundu.

Kahraman’ın annesi Nafize Kahraman ise kızlarının çok saygılı ve başarılı bir kişi olduğuna değinerek, özellikle yabancı bir ülkede ödül almasından gurur duyduğunu ifade eti.

Yaklaşık 600 sayfalık “Puglia’da bir Ömür” kitabı Destek Yayınları’ndan okurlarla buluştu.

Bahçesine toplanan arılarla başladığı üretimi 30 yıldır sürdürüyor
Nevsehir

Kapadokya’da peribacalarıyla kaplı Güvercinlik Vadisi’ndeki onlarca kovanda arıcılıkla uğraşan 55 yaşındaki Ahmet Ciğerci, yaklaşık 30 yıldır Orta Anadolu’daki meslektaşlarına arı tedarik ediyor.

Ciğerci, Nevşehir’in Uçhisar beldesinde ağaç ve çiçeklerle bezeli vadide Kafkas melezi ırkı arı üretiyor.

Otuz yıl önce askerden geldikten sonra, oğul veren ve bahçelerinde toplanan koloniyle arıcılığa başlayan Ciğerci, yıllar içinde edindiği tecrübeyi, bu mesleğe meraklı üreticilerle de paylaşıyor.

Ciğerci, AA muhabirine, ilk ve tek mesleğinin arıcılık olduğunu, uzun yıllardır gönül verdiği bu işle geçimini sağladığını söyledi.

Arılarla vakit geçirmenin kendisini mutlu etmeye yettiğini dile getiren Ciğerci, “Bu işi sevmen lazım. Nasıl insan arabasını, evini sever, ben de bunları seviyorum. Buraya gelip akşama kadar otururum. Başka iş için para verseler gitmem, akşama kadar bunların yanında otururum. 55 yaşındayım, ilk mesleğim arıcılık oldu, yıllardır sürdürüyorum.” dedi.

Bölgenin iklim koşullarına en iyi uyum sağlayan arı ırkının Kafkas melezi olduğunu, Artvin’den getirttiği kraliçe arıları tercih ettiğini anlatan Ciğerci, Nevşehir yöresi ve çevre illerdeki üreticilerin arı ihtiyacını karşılamaya çalıştığını söyledi.

“Çıtalar bal dolu olsa da almıyorum çünkü arının güçlü kalması lazım”

Bu arı ırkının yörenin kış şartları için de elverişli olduğunu, soğuğa karşı dayanıklılığı dolayısıyla tercih edildiğini vurgulayan Ciğerci, şunları kaydetti:

“Arılar oğul veriyor, onları alıp bir kovana koyuyoruz. Evlenince nasıl evlat ayrılıp, başka evde oturuyorsa bu da aynı öyle, aile olunca başka bir kovana koyup yeni bir koloni oluşturuyoruz. Böylelikle arılar ve kovanlar çoğalıyor. Ürettiğim arıları, etraf köylere ve çevre illerden gelenlere veriyorum. 30 yıldır arı üretiyorum. Her geçen sene tecrübe edinerek işin inceliğini öğrendim. Herhangi bir hastalık oluşmadan arı üretimini sürdürüyorum. Burada çiçek çeşidi fazla. Yağmur çok olunca verim de güzel oldu. Sıcak havalarda kovanları yüksek kesimlere taşıyorum. Ağustosta kovandaki askerlerin güçlü olması lazım ki kışa iyi hazırlansınlar. Kovanların üst katındaki az sayıda peteği kendimiz için alıyorum ama diğer çıtalar bal dolu olsa da almıyorum çünkü arının balla beslenerek güçlü kalması lazım.”

Geçen yıl 130’dan fazla kovana sahip olduğunu, baharda yaptığı satışların ardından kalan 50 kovanla arı üretimi sürdürdüğünü belirten Ciğerci, bir kovan arının, gücüne göre 600 ila 1500 liradan alıcı bulduğunu ifade etti.

Bingöl’de doğa lavantalarla renklendi
Bingöl

İlçenin Döşengi Mahallesi’ndeki birçok tarla mor lavantalarla renklendi.

Lavantalarla görsel güzelliğe kavuşan tarlalar, doğa ve fotoğraf tutkunlarını ağırlıyor.

Ziyaretçiler bu güzel manzarayı objektiflere yansıtıyor.

Ziyaretçilerden Ömer Faruk Sedal, AA muhabirine, Yedisu’da birçok doğal güzellik olduğunu belirterek, “Lavanta tarlasında da çok güzel fotoğraf ve görüntü ortaya çıkıyor.” dedi.